Sosyal Medya

Borsa

Hisse analiz:  Türkiye ekonomisi yavaşlıyor, hisse senetleri baskı altında…

Hazine yöneten bir bankacı olarak çok açık bir şekilde söyleyebilirim ki, reel sektörden gelen yavaşlama sinyalleri, ilave tedbirlerle kredilerin sınırlanması ve mevduat faizlerinin yüksek seyri bankaların aktif yapısı üzerinde baskı kurmaya başlarken, ikinci çeyrek bilançolarını da baskıladı.

Hisse analiz:  Türkiye ekonomisi yavaşlıyor, hisse senetleri baskı altında…

Geride bıraktığımız haftanın ilk iki gününde yaşanan büyük volatilite, haftanın sonuna doğru yerini temkinli bir seyre terk etti. Japonya ve ABD Merkez Bankalarının neden olduğu panik havasını yine iki otoritenin sözlü müdahalesi ile kontrol altına aldı. Risk göstergeleri topyekûn normalleşmeye başlarken, Türkiye cephesinde ise yavaşlayan ekonomi ve bunun hisse senetleri üzerinde etkisi yüksek perdede konuşulmaya başlandı.

Öncelikle, Cuma günü, TÜİK, Haziran ayı sanayi üretimi verilerini açıkladı. Buna göre, sanayi üretimi yıllık bazda %4,7, bir önceki aya göre ise %2,1 oranında daralma kaydetti. Hatırlanacağı üzere, büyümenin öncü göstergesi olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi), Temmuz ayında kritik eşik olan 50 seviyesinin altında (47,2) bir değer alarak sektördeki yavaşlamanın beşinci ayına girdiğine işaret etmişti.

 

TCMB’nin geçen sene Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra Haziran ayından başladığı sıkılaştırma döngüsü (politika faizi %8) Mart ayı yerel seçimlere kadar devam etmesi arından son 4 aydır %50 seviyesinde sabit seyrediyor. Bu zaman diliminde, alınan antibiyotik enflasyonu dizginlemeye başlarken, ekonomide yaşanan durgunluk ise (yan etki) makroekonomik verilere sirayet etmeye başladı.

 

Enflasyonla mücadelede ekonominin yavaşlaması her ne kadar arzu edilen bir durum olsa da -yüksek faiz tasarruf etme alışkanlığını artırarak talebin önünü kesmesi ile fiyatların artış hızının yavaşlaması- tüketimin üretimden daha fazla yavaşlamadığını not etmemiz gerekiyor. Pandemi döneminden sonra evde ‘hapis’ kalan insanların bir anda sokağa çıkması ve tek bir hayat var onu da yaşa sloganı ile tüketime eğilmesi ya da TL’nin son 10 yıldır mütemadiyen türbülanslı bir seyir kaydetmesi, artan enflasyon ve yükselen faizler ile yeni neslin ev, araba veya yuva kurma hayallerinin her geçen gün daha da zorlaşması, tüketimin yavaşlamamasının arkasında yatay ana nedenlerin başında geliyor. Bu değişim kendi içinde çok konuşulacak başlıklar olsa da, otoritenin enflasyonla mücadelede kapsamında atmış olduğu adımların reel sektörün görünümünde ciddi bir tahribata neden olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu minvalde, uzunca bir süre Borsa İstanbul’a lokomotif görevi üstlenen Türk banka hisse (XBANK endeksi) son haftalarda, özellikle de geçen hafta yaşanan küresel panik havasında ciddi bir satış dalgası ile karşı karşıya kaldı. Hazine yöneten bir bankacı olarak çok açık bir şekilde söyleyebilirim ki, reel sektörden gelen yavaşlama sinyalleri, ilave tedbirlerle kredilerin sınırlanması ve mevduat faizlerinin yüksek seyri bankaların aktif yapısı üzerinde baskı kurmaya başlarken, ikinci çeyrek bilançolarını da baskıladı. Net faiz marjlarında (kredi -mevduat) başlayan daralma bilançolara yansırken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türk bankalarının marj baskısı altında olduğunu ve varlık kalitesinde ılımlı bir bozulma beklendiğini açıkladı. Yabancının da sene başından bu yana Türk hisse senetlerinden 1,3 milyar dolar satış yapıp, devlet tahvillerine ise 11 milyar dolar giriş yaptığını bir kez daha hatırlatalım.

Bu bağlamda, BİST100 endeksi haftanın son iş gününü %2’ye yakın düşüle tamamlarken, bankaların kredi kalitesini bozulduğu algısına paralel XBANK endeksi %4,4 oranında geriledi. Son üç haftada bankacılık endeksi %20, ana endeks ise %12 zirveden düştü! Ana endekste 11-12 bin endeks seviyesi hedefimize üç hafta önce ulaştığımızı da yeri gelmişken not edelim. Kur cephesinde, geride bıraktığımız ve türbülansın oldukça yoğun geçtiği haftanın ilk üç gününde ~ 6,7 milyar dolar satan TCMB’nin perşembe günü yeniden 0,5 milyar dolar rezerv biriktirdiğini not edelim. Böylelikle, kamu dövizleri ve swap hâriç net rezervler 14,6 milyar dolar seviyesine geriledi. USDTRY kuru 32,60 seviyesinde zirve yapması ardından son günlerde 33,50’li seviyelerde salınırken, 5 yıl vadeli CDS risk primi ise 300 baz puanı test etmesi ardından 277 baz puan çekildi. 2 yıl vadeli gösterge tahvilin ise Temmuz başı %40 seviyesinin altına sarkması ardından %43 seviyesine yaklaştığını not edelim.

 

 

Yazar:  Emre Değirmencioğlu, Kıbrıs İktisat Bankası Hazine Grup Müdürü

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler