Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

The Economist:  Orta Doğu krizi ekonomileri  perişan edecek

Orta Doğu'nun büyük bir kısmı borç krizine girerse her şey hızla değişebilir. Böyle bir kriz genç, şehirli ve giderek işsiz olan nüfusları etkileyecektir. Bu, stratejik açıdan önemli, kronik olarak kırılgan ülkelerden oluşan geniş bir grupta radikalleşmenin reçetesidir. Bunun sonuçları tüm dünyaya yansıyacaktır.

The Economist:  Orta Doğu krizi ekonomileri  perişan edecek

Orta Doğu’da şu ana kadar topyekun bir bölgesel savaştan kaçınıldı; bunun nedeni büyük ölçüde ne İran’ın ne de Amerika’nın bunu istememesi. Ancak çatışmanın ekonomik sonuçları depreme dönüşüyor. Ticaret yolları bloke ediliyor, küresel nakliye kesintiye uğruyor ve yerel ekonomiler harap oluyor. Orta Doğu’nun en üretken endüstrileri darbe alıyor. Lübnan ve Batı Şeria’da artan zorluklarun daha da fazla şiddete yol açma tehlikesi gerçek.

 

Ticaretle başlayalım. Hamas’ın saldırısından önce ortalama bir Orta Doğu ülkesinin toplam ihracatının beşte biri (İsrail teknolojisinden Körfez petrolüne kadar) bölgede ülkelerine gönderiliyordu. Yani, politik hasımlar  giderek birbirleriyle ticaret yapıyorlardı. Artık tüm malların yarısından fazlasını taşıyan yollar kapalı. Bölge içi ticaret çöktü. Aynı zamanda Orta Doğu’dan mal göndermenin maliyeti de arttı. Bu, çok dar marjlarla çalışan birçok ihracatçının önümüzdeki aylarda iflas etmesine yol açacak.

 

Kızıldeniz, dünyada dolaşan tüm malların %10’unu taşıyordu. Ancak Husiler füze fırlatmaya başladığından beri nakliye hacimleri normal seviyelerin sadece %30’una düştü. 16 Ocak’ta petrol ve gaz devi Shell, Kızildeniz’den kaçınacağını söyleyen son çok uluslu şirket oldu.

 

Kızıldeniz’e sınırı olan bazı ülkeler için Husilerin füze saldırıları çok daha kötü sonuçlara yol açıyor. Eritre’nin ekonomisi, komşularıyla gergin ilişkiler nedeniyle tümü deniz yoluyla seyahat eden balıkçılık, çiftçilik ve madencilik ihracatıyla destekleniyor. Krizden etkilenen Sudan için Kızıldeniz,  insani yardımın tek giriş noktası. Saldırıların başlamasından bu yana neredeyse hiçbir yardım  açlıkla boğuşan 24,8 milyon kişiye ulaşmadı.

 

Kızldeniz ticaretinde daha fazla aksama, bölgenin en büyük ülkelerinden biri olan Mısır’ın mali yıkımına yol açabilir.  Mısır’ın 110 milyonluk nüfu için Kızıldeniz hayati bir dolar kaynağı. Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayan Süveyş Kanalı’ndaki geçiş geçişlerinden haziran ayına kadar 9 milyar dolar kazanıyor. Geçiş ücreti geliri olmasaydı, Mısır merkez bankasının 2023 başında 16 milyar dolar (ya da iki aylık ithalat değerinde) olan döviz rezervleri tükenirdi. Hükümet ayrıca bütçesinde giderek büyüyen bir boşlukla karşı karşıya kalırdı. Zaten Mısır Körfez ülkelerinden ve IMF’den gelen nakit enjeksiyonlarıyla hayatta kalıyor.

Mısır’ın yılbaşından bugüne Süveyş’ten elde ettiği gelir, geçen yılın bu dönemine göre %40 daha az. Bu da Hazineyi temerrüde düşürecek ve bütçesini darmadağın edecek bir bütçe ve ödemeler dengesi  riskiyle karşı karşıya bırakıyor.

Çatışmalar aynı zamanda Orta Doğu’nun en parlak endüstrilerini de vurdu. 7 Ekim’den önce İsrail’in teknoloji sektörü en parlak endüstrisiydi.  Ülkenin GSYİH’sının beşte birine katkıda bulunuyordu. Şimdi yatırımcılar fonları çekiyor, müşteriler siparişleri iptal ediyor ve işgücünün büyük bir kısmı askere çağrılıyor.

Ürdün, normalde GSYİH’nın %15’ini oluşturan turizmden vazgeçmiş durumda. Ürdün’ün sıkıntısı bölgedekilerin simgesi: Körfez ülkelerinde bile turist sayısında düşüş yaşandı. Hamas’ın saldırılarından sonraki haftalarda Ürdün’e uluslararası varışlar %54 oranında düştü. Tıpkı Mısır gibi, gelir kaybı onu tehlikeli bir şekilde temerrüte yaklaştırıyor.

 

Ancak savaşın en tehlikeli ekonomik sonucu, kolayca daha fazla şiddete dönüşebilecek iki barut fıçısı olan Lübnan ve Batı Şeria’daki halkların maruz kaldığı zorluklar olabilir. İsrail ve Hizbullah karşılıklı hava saldırıları düzenlerken Güney Lübnan’ı yok ediyorlar. Halihazırda 50.000’den fazla insan (kuzey İsrail’de de 96.000 kişi) yerinden edilmiş durumda. Onarımlar pahalı olacak, ancak bunlar için nakit yok. Lübnan, 2019’da temerrüde düştüğünden beri paravan bir hükümete sahip. Son aylarda, GSYH’nin %70’ini oluşturan yabancı turistler azaldı ve bankalardan döviz kaçışı hızlandı.

Batı Şeria’da işler daha iyi değil. 3,1 milyonluk sakininin 200.000’i her gün İsrail’e gidip gelen fabrika işçilerinden oluşuyor. İsrail izinlerini iptal edince işsiz kaldılar. Bu arada savaşın başlangıcından bu yana 160 bin memura maaş ödenmedi. Batı Şeria hükümeti, İsrail’in genellikle Gazze’ye gönderilen fonları alıkoymasının ardından artık İsrail’den vergi gelirlerini kabul etmeyi reddediyor. Kamu hizmetleri kapanıyor ve memurların ipotek ödemelerini kaçırması bir bankacılık krizini tetikleme riski taşıyor.

Ortadoğu uzun zamandır uçurumun eşiğinde dans eden ekonomilerle dolu. Gazze savaşı onları uçuruma yuvarlayabilir. Hükümetleri, geçimlerini sağlamak için Körfez ülkelerinden gelen kurtarma paketlerini, Amerika’dan gelen yardımları ve pahalı kısa vadeli kredileri dengeleyerek karttan evler inşa etti. Her şeyin çökme riski endişe verici derecede yüksek.

2024 YILINDA DÜNYA EKONOMISI VE JEOPOLITIK ORTAM: VASAT BIR YILDA STANDART SAPMALARA ÇOK DİKKAT

Dünya ekonomisinin geri kalanı şu ana kadar çatışmaya çok az maliyet ödedi. Petrol fiyatları Ocak başındaki yükseliş dışında nispeten sakin seyrediyor ve küresel büyüme ve enflasyon üzerindeki etkilerinin minimum düzeyde olması muhtemel. Ancak Orta Doğu’nun büyük bir kısmı borç krizine girerse her şey hızla değişebilir. Böyle bir kriz genç, şehirli ve giderek işsiz olan nüfusları etkileyecektir. Bu, stratejik açıdan önemli, kronik olarak kırılgan ülkelerden oluşan geniş bir grupta radikalleşmenin reçetesidir. Bunun sonuçları tüm dünyaya yansıyacaktır.

 

 

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler