Dünya Ekonomisi
ANALİZ: Rusya Ekonomisi Zor Bir Eşiğe Giriyor
Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Rusya ekonomisi, birçok beklentinin aksine ayakta kalmayı başardı. Batı yaptırımlarına rağmen petrol ve doğal gaz…
Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Rusya ekonomisi, birçok beklentinin aksine ayakta kalmayı başardı. Batı yaptırımlarına rağmen petrol ve doğal gaz gelirleri sayesinde bütçe açıkları kontrol altında tutuldu, devlet harcamaları sürdürüldü ve savaş ekonomisi finanse edildi. Ancak bu tablo giderek değişiyor. Son veriler, Rusya’nın enerji gelirlerinde ciddi bir düşüşe işaret ederken, 2026 yılı için ekonomik görünüm çok daha karamsar bir tablo çiziyor. Uzmanlara göre Rusya ekonomisi, savaşın başından bu yana karşılaştığı en zorlu döneme girmek üzere.
Enerji Gelirleri Ekonominin Bel Kemiğiydi
Rusya, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olarak uzun yıllardır kamu harcamalarının önemli bir bölümünü enerji gelirleriyle finanse ediyor. Ukrayna’nın işgalinin başladığı dönemde küresel petrol fiyatları oldukça yüksekti. Varil fiyatlarının 100 dolar seviyesinin üzerine çıkması, Rusya’nın indirimli satış yapmasına rağmen ciddi gelir elde etmesini sağladı. Bu durum, Kremlin’e savaş harcamalarını artırma ve ekonomiyi ayakta tutma imkânı verdi.
Yüksek enerji fiyatları sayesinde Rusya bütçesi, savaşın ilk döneminde beklenenden daha dayanıklı bir görüntü sergiledi. Devlet harcamaları artırıldı, savunma sanayii desteklendi ve sosyal ödemeler kesintiye uğramadı. Ancak bu avantaj, küresel enerji piyasalarındaki dengelerin değişmesiyle birlikte hızla erimeye başladı.
Petrol Fiyatlarındaki Düşüş Dengeleri Değiştiriyor
2022’de zirve yapan petrol fiyatları, sonraki yıllarda kademeli olarak geriledi. Küresel piyasalarda artan arz, talep beklentilerinin zayıflaması ve jeopolitik risklerin kısmen azalması, fiyatları aşağı çekti. Bu düşüş, Rusya için ciddi bir sorun anlamına geliyor çünkü ülke, petrolünü uluslararası piyasalara zaten indirimli satmak zorunda kalıyor.
Son dönemde Rus petrolünün fiyatı, küresel göstergelerin oldukça altında seyrediyor. Bazı sevkiyatların varil başına 40 doların da altına indiği belirtiliyor. Bu seviyeler, Rusya’nın bütçe dengeleri açısından ciddi bir baskı yaratıyor. Enerji gelirlerindeki düşüş, doğrudan devlet kasasına yansıyor ve harcama kapasitesini sınırlıyor.
Yaptırımlar ve Altyapı Sorunları Etkiyi Artırıyor
Batı’nın uyguladığı yaptırımlar, Rusya’nın enerji sektörünü yalnızca fiyatlar üzerinden değil, altyapı ve finansman açısından da zorluyor. Özellikle büyük enerji şirketlerine yönelik yeni kısıtlamalar, yatırım ve bakım süreçlerini sekteye uğratıyor. Ayrıca Ukrayna’nın düzenlediği saldırılar, bazı rafinerilerde ve enerji tesislerinde üretim kayıplarına yol açtı.
Bu durum, Rusya’nın üretim kapasitesini ve ihracat hızını olumsuz etkiliyor. Enerji altyapısında yaşanan aksamalar, zaten düşen fiyatların yarattığı baskıyı daha da derinleştiriyor. Kısa vadede bazı onarımlar yapılsa da uzun vadede yatırım eksikliği ciddi bir risk olarak öne çıkıyor.
2026 İçin Küresel Piyasa Koşulları Daha Sert
2026 yılına ilişkin beklentiler, Rusya açısından pek umut verici değil. Küresel petrol piyasasında ciddi bir arz fazlası oluşması bekleniyor. Yeni üreticilerin devreye girmesi, OPEC dışı ülkelerde artan üretim ve önceki üretim kısıntılarının gevşetilmesi, piyasaya milyonlarca varil ek petrol girmesine yol açabilir.
Bu arz fazlası, fiyatların uzun süre baskı altında kalmasına neden olabilir. Uzmanlar, petrol fiyatlarının 50 dolar civarında ya da altında seyretme ihtimalinin güçlendiğini belirtiyor. Böyle bir senaryo, Rusya gibi enerji gelirlerine bağımlı ekonomiler için ciddi bir darbe anlamına geliyor.
Rublenin Güçlenmesi Beklenmedik Bir Sorun Yarattı
İlk bakışta olumlu gibi görünen bir gelişme ise Rusya için başka bir soruna dönüştü: rublenin değer kazanması. Yüksek faiz oranları, sermaye kontrolleri ve ihracatçıların döviz gelirlerini rubleye çevirmek zorunda bırakılması, para birimini güçlendirdi. Ancak güçlü ruble, ihracat gelirlerini yerel para cinsinden düşürüyor.
Bu durum, enerji ihracatından elde edilen gelirin bütçeye katkısını daha da azaltıyor. Aynı zamanda Rus petrolünün uluslararası piyasada rekabet gücünü zayıflatıyor. Özellikle ABD, Kanada ve Güney Amerika’daki yeni üreticilerle rekabet etmek zorlaşırken, Rusya’nın indirim politikasını daha da derinleştirmesi gerekebilir.
Çin ve Hindistan Yeterli Olacak mı?
Batı pazarlarının büyük ölçüde kapanmasının ardından Rusya, petrol ihracatını ağırlıklı olarak Çin ve Hindistan’a yönlendirdi. Bu iki ülke, Rusya’nın en büyük alıcıları haline geldi. Ancak bu yönelim de riskler barındırıyor. Alıcı sayısının azalması, pazarlık gücünü büyük ölçüde alıcıların eline bırakıyor.
Çin ve Hindistan, Rus petrolünü düşük fiyatlarla almaya devam ederken, küresel arz fazlası bu ülkelerin alternatif kaynaklara yönelmesini kolaylaştırabilir. Bu durumda Rusya, satış hacmini korusa bile gelirlerini daha da düşürmek zorunda kalabilir. Ayrıca bu ülkelerin talebindeki olası bir yavaşlama, Rus ekonomisi için ciddi bir şok anlamına gelir.
Savaş Ekonomisinin Sürdürülebilirliği Tartışmalı
Rusya, son yıllarda ekonomisini büyük ölçüde savaş ihtiyaçlarına göre şekillendirdi. Savunma harcamaları artırıldı, üretim askeri alanlara kaydırıldı ve sivil sektörler ikinci plana itildi. Bu model kısa vadede istihdam yaratıyor ve büyüme rakamlarını destekliyor gibi görünse de uzun vadede ciddi dengesizlikler yaratıyor.
Enerji gelirlerindeki düşüş, bu savaş ekonomisinin finansmanını zorlaştırıyor. Devletin ya harcamaları kısmak ya da daha fazla borçlanmak zorunda kalması gündeme gelebilir. Her iki seçenek de ekonomik istikrar açısından riskler taşıyor.
2026 Neden Kritik Bir Yıl Olacak?
2026 yılı, Rusya için bir dönüm noktası olabilir. Küresel enerji piyasalarındaki koşullar, yaptırımların etkisi, altyapı sorunları ve savaşın yarattığı mali yük, aynı anda baskı yaratıyor. Bugüne kadar enerji gelirleriyle dengelenen ekonomi, bu kez aynı tamponlara sahip olmayabilir.
Kısa vadede bazı jeopolitik gelişmeler fiyatları geçici olarak yükseltebilir. Ancak genel tablo, Rusya ekonomisinin giderek daralan bir manevra alanına sıkıştığını gösteriyor. Uzmanlara göre 2026, Rusya’nın ekonomik dayanıklılığının ciddi biçimde test edileceği bir yıl olacak.
