Dünya Ekonomisi
Suudi Arabistan Vizyon 2030: Petrolün Ötesine Geçme Arayışı
Suudi Arabistan, uzun yıllar sadece petrol zengini bir ülke olarak anıldı. Ancak son dönemde atılan adımlar, ülkenin sermaye sağlayan taraftan,…
Suudi Arabistan, uzun yıllar sadece petrol zengini bir ülke olarak anıldı. Ancak son dönemde atılan adımlar, ülkenin sermaye sağlayan taraftan, bizzat yatırım çeken bir merkeze dönüşmek istediğini ortaya koyuyor. Veliaht Prens’in dünya başkentlerine yaptığı ziyaretler, sadece diplomasi değil, aynı zamanda “biz de yatırım almak istiyoruz” mesajı taşıyor.
Vizyon 2030 çerçevesinde ekonominin petrol dışı payı ilk kez millî gelirin yüzde 55’ine ulaşmış durumda. Bu, hem özel sektörün hem de hizmet, turizm ve teknoloji gibi alanların ağırlığının arttığına işaret ediyor.
Yapay Zekâ ve Veri Merkezleriyle Yeni Sanayi Devrimi
Krallığın yeni stratejisinin merkezinde yapay zekâ ve teknoloji bulunuyor. Suudi Arabistan, basitçe veri merkezlerine ev sahipliği yapmakla yetinmek istemiyor; bu merkezlerin etrafında tüm bir dijital altyapı ve ekosistem kurmayı hedefliyor.
Ucuz ve bol enerji, ülkeyi yapay zekâ altyapısı için cazip kılıyor. Amaç, yalnızca sunucu barındırmak değil, yazılımdan donanıma, e-spordan oyun sektörüne kadar uzanan geniş bir teknoloji zinciri oluşturmak. Bu nedenle ülke, e-spor ve oyun alanında da küresel liderlik iddiasını yüksek sesle dillendiriyor.
Giga Projeler ve Gayrimenkulde Riskli Büyüme
Bu büyük dönüşüm, şehirlerin siluetinde de görünür hale geliyor. Özellikle Riyad ve Cidde’de inşaat vinçleri, güncel ekonominin adeta sembolü. Devlet öncülüğünde yürütülen dev projelere özel sektörün de katılması teşvik ediliyor.
Ancak bu kadar büyük ölçekli yatırımlar, “aşırı inşaat” riskini de beraberinde getiriyor. Neom gibi projeler, “mega” yerine “giga” ölçekte tanımlanıyor; yani ülkenin üzerine trilyon dolarlık bir bahis konulmuş durumda. Mühendislik zorlukları ve talep belirsizliği nedeniyle bazı hedeflerin şimdiden küçültülmüş olması, daha temkinli bir yaklaşımın sinyali.
Riyad–Abu Dabi Rekabeti: Sermayenin Yeni Adresi
Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki rekabet de bu fotoğrafın önemli bir parçası. İki ülke, sermaye, zaman ve küresel ilgi için yarışıyor. Her ikisi de ekonomilerini petrol dışına açmış, yeni teknoloji ve finans akımlarını ülkeye çekmeye çalışıyor.
Suudi Arabistan geniş toprakları ve genç, kalabalık nüfusu sayesinde ölçek avantajına sahip. BAE ise daha çevik karar alma süreçleri, finansal sistemin olgunluğu ve küresel ağa entegrasyonu ile öne çıkıyor. Biri “arazi ve demografi”, diğeri “finans ve bağlar” üzerinden rekabet ediyor.
Washington ile Pekin Arasında Denge Oyunu
Her iki ülke için de Çin en büyük ticaret ortağı konumunda. Ancak ABD ile olan stratejik ilişkiler, güvenlik ve ileri teknoloji alanlarında belirleyici. Yarı iletkenler, savunma sanayii ve savaş uçakları gibi başlıklarda Washington’un şart koştuğu teknoloji ve güvenlik dengeleri, bölgedeki yatırım kararlarına yön veriyor. Bu çerçevede, bazı büyük teknoloji devlerinin faaliyetleri hâlâ çeşitli kısıtlamalara tabi.
Toplumsal Dönüşüm: Kadınların Yükselişi
Vizyon 2030’un belki de en görünür sonuçlarından biri, kadınların iş gücüne katılımındaki artış. Resmî hedef, 2030’a kadar yüzde 30 seviyesine ulaşmaktı. Bugün bu eşiğin aşıldığı, oranın yüzde 50’ye yaklaşabileceği konuşuluyor. Bu, sadece ekonomik değil, toplumsal bir dönüşüme işaret ediyor.
Birkaç yıl öncesine kadar yabancı kadınlar için zorunlu olan kıyafet kuralları gevşemiş durumda. Kadınları iş yerlerinde, restoranlarda tek başına yemek yerken, kendi araçlarını kullanırken görmek artık olağan. Turizmin büyümesi de bu değişimi hızlandırıyor; Krallık, sadece bir kere görülecek bir ülke değil, kültür, spor ve sağlık turizmiyle tekrar tekrar ziyaret edilecek bir destinasyon olmak istiyor.
