Ekonomi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: “Temel Amacımız Enflasyonu Aşağıya Çekmek”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Düzce Üniversitesi’nin 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni’nin ardından iş insanlarıyla bir araya geldi. Programda yaptığı açıklamalarda, ekonomiye ilişkin güncel gelişmeleri ve hükümetin ekonomik hedeflerini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Düzce Üniversitesi’nin 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni’nin ardından iş insanlarıyla bir araya geldi. Programda yaptığı açıklamalarda, ekonomiye ilişkin güncel gelişmeleri ve hükümetin ekonomik hedeflerini paylaştı.
“Temel amacımız enflasyonu düşürmek”
Yılmaz, iş dünyasının sorunlarını tespit ederek dinamik politika üretme yolunu geliştirdiklerini vurguladı. “Bir yandan para politikaları, diğer yandan maliye politikaları ve yapısal dönüşümlerle birlikte bütüncül bir strateji izliyoruz. Orta Vadeli Programımız bu üç ayağı kapsayan bir çerçevede şekilleniyor. Temel hedefimiz enflasyonu düşürmek; bunu giderek tek haneli rakamlara çekmek. Ancak bunu yaparken büyümemizi ve istihdamımızı da sürdürmeyi amaçlıyoruz” dedi.
“Dünya belirsizliklerle dolu bir dönemden geçiyor”
Cevdet Yılmaz, dünyada belirsizliklerin arttığı bir süreç yaşandığını belirterek, “Dünyanın gerçekten zor bir dönemden geçtiğini söylemeliyiz. Belirsizlik endeksi şu anda oldukça yüksek seviyelerde. Bir yandan ticaret savaşları, diğer yandan jeopolitik gerginlikler yaşanıyor. Eski dünya düzeni artık geride kalıyor; kurallara dayalı, daha serbest bir yapı ciddi anlamda darbe almış durumda. Yeni bir dünya şekilleniyor ve bu da belirsizlikleri artırıyor” ifadelerini kullandı.
“Son 22 yılda dünya ortalamasının üzerinde büyüdük”
Yılmaz, Türkiye’nin büyüme performansına da değinerek şunları söyledi: “Son 22 yılda dünya ekonomisi ortalama yüzde 3,5 büyürken, Türkiye ekonomisi yüzde 5,4 oranında büyüme kaydetti. Bu da her yıl dünya ortalamasının 1,9 puan üzerinde büyüme anlamına geliyor. Bu oran, bir yıl için çok anlamlı görünmeyebilir ama 22 yıl boyunca sürdürüldüğünde büyük bir fark yaratıyor. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkın kapanması da bu şekilde mümkün oluyor. Nitekim, geçen yılki rakamlara göre Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi konumunda. Satın alma gücü paritesine göre ise 12. sıradayız. IMF’nin 2025 yılına ilişkin öngörülerine göre, Türkiye dolar bazında 16. büyük ekonomi olacak; satın alma gücüne göre ise 11. sıraya yükselecek. Aynı zamanda Avrupa’nın da 4. büyük ekonomisi konumuna ulaşacağız. Elbette bu öngörüler varsayımlara dayanıyor ama yılın sonuna yaklaşırken hedeflerimizin büyük kısmına ulaştığımızı görüyoruz.”
“2025’te ihracat 273,8 milyar dolara ulaşacak”
Bu yıl için belirlenen ekonomik hedeflere de değinen Yılmaz, “Toplam ekonomik büyüklüğümüzün 1,5 trilyon doları aşmasını, kişi başına düşen gelirin ise 17 bin doları geçmesini bekliyoruz. 2025’te ihracatın 273,8 milyar dolara ulaşmasını, turizm gelirlerinin de 64 milyar dolara yükselmesini öngörüyoruz” dedi.
“Cari açık yönetilebilir seviyelere geriledi”
Cari açıkla ilgili önemli bir iyileşme sağlandığını belirten Yılmaz, “Geçtiğimiz yıl cari açık 10 milyar dolara kadar düştü. Milli gelirin sadece yüzde 0,8’i seviyesine geriledi. Bu yıl ise yüzde 1,4 civarında tamamlanmasını bekliyoruz. 2028 itibarıyla bu oranın yüzde 1,3 civarında olacağını öngörüyoruz. Bu da cari açığın yönetilebilir düzeyde kalacağını gösteriyor. Cari açık azaldıkça döviz ihtiyacı ve dış borçlanma azalıyor; böylece finansal istikrar güçleniyor. Bu gelişme hem kamu hem de özel sektör açısından oldukça kıymetli” diye konuştu.
“İstihdam 32,6 milyona ulaştı, işsizlik tek hanede seyrediyor”
İstihdam konusuna da değinen Yılmaz, “2005 yılında 19,4 milyon olan istihdam, bugün 32,6 milyona ulaşmış durumda. Uzun bir süredir işsizlik oranı tek haneli seviyelerde seyrediyor. Bunu sürdürmek ve daha da geliştirmek istiyoruz. Özellikle genç ve kadın istihdamına yönelik yeni atılımlar planlıyoruz. Uzaktan çalışmaya benzer yeni modeller üzerinde çalışıyoruz. İş insanlarımızdan sıkça ‘Yeterli çalışan bulamıyoruz’ şikayetini duyuyoruz. Bu nedenle atıl iş gücünü daha etkin şekilde piyasaya kazandırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
“TL’ye olan güven artıyor, KKM sona eriyor”
Finansal sistemdeki gelişmelere de değinen Yılmaz, bankacılık sisteminin güçlü yapısını vurguladı: “Bankalarımızın sermaye yeterlilik oranları oldukça yüksek. Merkez Bankası rezervleri 189,7 milyar dolarla tarihi rekor seviyeye ulaştı. Bu da ekonomimizi ani şoklara karşı daha dayanıklı hale getiriyor. Kur korumalı mevduatı artık sonlandırdık diyebiliriz; sistemde çok az miktarda kaldı. Türk Lirası’na olan güven artmış durumda. Mevduatlarımızda TL’nin payı yüzde 60’a yaklaştı, döviz mevduatının payı ise geriledi. Bunlar sağlıklı gelişmeler. Enflasyon konusunda da olumlu bir süreç içindeyiz. Geçen yıla göre yaklaşık 40 puanlık bir düşüş yaşandı. Bu yıl sonunda Merkez Bankamızın hedeflediği aralık içinde bir enflasyon gerçekleşmesini umut ediyoruz” dedi.