Dünya Ekonomisi
ANALİZ: İran şimdi ne yapacak? İki yol, iki sonuç
Trump yönetiminin İran’ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırısı, Tahran’ı kritik bir yol ayrımına getirdi. Atlantic Council uzmanlarına göre İran ya sınırlı bir misilleme ile diplomasiye kapı aralayacak ya da ABD hedeflerine ağır bir saldırıyla bölgesel savaşı tetikleyecek. Küresel enerji piyasaları diken üstünde, diplomasi ise zamana karşı yarışıyor.

Özet:
Trump yönetiminin İran’ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırısı, Tahran’ı kritik bir yol ayrımına getirdi. Atlantic Council uzmanlarına göre İran ya sınırlı bir misilleme ile diplomasiye kapı aralayacak ya da ABD hedeflerine ağır bir saldırıyla bölgesel savaşı tetikleyecek. Küresel enerji piyasaları diken üstünde, diplomasi ise zamana karşı yarışıyor.
ABD’nin İran’ın Fordow, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislerine yönelik sürpriz saldırısı, yalnızca askeri bir müdahale değil, aynı zamanda Orta Doğu’nun geleceğini şekillendirecek bir jeopolitik hamleydi. Şimdi gözler İran’da: Tahran nasıl bir yanıt verecek?
Atlantic Council Orta Doğu Güvenlik Girişimi Direktörü ve eski ABD Ulusal İstihbarat Konseyi yetkilisi Jonathan Panikoff, İran rejiminin önünde iki ana senaryo olduğunu belirtiyor.
1. Senaryo: Sınırlı misilleme, diplomasiye alan açar mı?
İran, ABD üslerine sınırlı bir saldırı düzenleyerek kendi kamuoyuna karşı “misilleme yaptık” mesajı verebilir. Böyle bir hamle, Tahran’ın hem prestijini korumasına hem de diplomasiyi yeniden başlatmasına olanak sağlayabilir.
Ancak Panikoff’a göre, Trump’ın son konuşması İran rejimi tarafından bir barış teklifi değil, doğrudan tehdit olarak algılanabilir. Bu durumda, İran içindeki sertlik yanlısı gruplar diplomasi yerine daha saldırgan adımlar atılmasını savunabilir. Panikoff, “Umarım Washington, İran’a prestij kaybı yaşamadan geri adım atabileceği bir diplomatik çıkış yolu sunuyordur” diyor. Aksi halde, Tahran’ın daha saldırgan ikinci yolu seçmesi olasılığı artar.
2. Senaryo: Sert misilleme, savaşa giden yol
İkinci yol, İran’ın ABD’nin saldırılarını bir varoluşsal tehdit olarak görüp geniş çaplı bir karşılık vermesi. Bu, sadece ABD üslerini hedef almakla sınırlı kalmayabilir; Ortadoğu’daki vekil güçler (Irak, Suriye), Körfez ülkeleri, hatta küresel çapta ABD ve İsrail hedeflerine yönelik asimetrik ve terörist saldırılarla sonuçlanabilir.
Üstelik İran’ın füze kapasitesi İsrail saldırılarından zarar görse de tamamen yok edilmiş değil. Rejim, bölgesel destekçilerini kaybetmemek adına “güçlü” bir tepki vermek zorunda hissedebilir.
Bir diğer kritik soru ise hâlâ cevapsız: İran’ın nükleer programı gerçekten tamamen mi yok edildi? Eğer öyleyse yeni saldırılar olmayabilir. Ancak gizli tesisler varsa, yeni saldırılar kaçınılmaz olabilir.
Citrinowicz: Saldırının amacı müzakereydi ama geniş bir savaş çıkabilir
Atlantic Council Orta Doğu Programı uzmanlarından Danny Citrinowicz, saldırıların Trump tarafından İran’ı masaya oturtmak amacıyla yapıldığını, ancak ters tepebileceğini vurguluyor.
Citrinowicz’e göre, Washington’un şartları İran’ın kendi topraklarında uranyum zenginleştirmeyi tamamen bırakmasını talep ediyor. Ancak bu şartların Tahran tarafından kabul edilmesi son derece düşük ihtimal.
İsrail Başbakanı Netanyahu, bu saldırının ardından ABD’nin daha aktif şekilde İran rejimini devirmek için sahaya ineceğini umuyor. Ancak Trump bu operasyonu genişletmez ve İran da boyun eğmezse, İsrail kendisini yalnız bir yıpratma savaşı içinde bulabilir.
Küresel ekonomi diken üstünde
İran’ın vereceği yanıt sadece Orta Doğu’yu değil, küresel piyasaları da etkileyecek. Enerji fiyatları şimdiden yükselme eğiliminde. İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması veya Körfez ülkelerine saldırması hâlinde, küresel petrol fiyatları fırlayabilir, bu da dünya çapında enflasyon baskısını artırabilir.
ABD’nin İran’a saldırısı sonrasında yatırımcılar güvenli limanlara yöneldi. Brent petrolü 80 dolara yaklaşırken, piyasalar FED’in faiz indirimi ihtimalini gözden geçirmeye başladı. Gelişmekte olan piyasalar arasında yüksek enerji ithalatına sahip Türkiye gibi ülkeler için durum daha da kırılgan hale gelebilir.
Sonuç: Yeni bir Orta Doğu mu?
Jonathan Panikoff’un ifadesiyle, “Trump bu hafta sonu Orta Doğu’yu değiştirecek bir karar aldı—ama bu kararın bölgeyi daha iyi bir yere taşıyıp taşımayacağı, tamamen İran’ın ne yapacağına bağlı.”
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]