Dünya Ekonomisi
Avrupa, F-35’in Yerini Alabilir mi? Savaş Uçaklarında Küresel Rekabet Kızışıyor
Avrupa, F-35’in Yerini Alabilir mi? Yeni Nesil Savaş Uçaklarında Küresel Rekabet Kızışıyor Amerika Birleşik Devletleri’nin en pahalı savunma projelerinden biri…

Avrupa, F-35’in Yerini Alabilir mi? Yeni Nesil Savaş Uçaklarında Küresel Rekabet Kızışıyor
Amerika Birleşik Devletleri’nin en pahalı savunma projelerinden biri olan F-35 savaş uçağı programı, hem maliyeti hem de yarattığı jeopolitik etki açısından yeniden tartışma konusu haline geldi. Toplam maliyeti 2 trilyon doları aşması beklenen program, yalnızca ABD için değil, aynı zamanda küresel silah ticaretinde Amerikan üstünlüğünün sembolü olarak da dikkat çekiyor. Ancak artan siyasi gerilimler, teknoloji yarışları ve Avrupa’nın yeni nesil uçak projeleri, F-35’in küresel dominasyonunu tehdit ediyor.
Güvenlik Kaygıları: F-35 Programına Güven Azalıyor
F-35 uçağı sadece gelişmiş bir savaş uçağı olmanın ötesinde, satın alan ülke ile ABD arasında uzun vadeli teknik ve lojistik bir bağımlılığı da beraberinde getiriyor. Uçakların yalnızca temin edilmesi değil; bakım, eğitim, yedek parça ve yazılım güncellemeleri de Lockheed Martin üzerinden sağlanmak zorunda. Bu durum, ülkelerin egemenliğini zedeleyebilecek bir “bağımlılık zinciri” oluşturuyor.
Geçmişte bazı ülkelere yönelik geçici istihbarat paylaşımlarının durdurulması ve “F-35’lerde gizli bir kill switch bulunabileceği” yönündeki söylentiler, güvenlik kaygılarını daha da artırmış durumda. Her ne kadar bu iddialar hem ABD hükümeti hem de üretici firma tarafından reddedilse de, parça tedariği ve yazılım güncellemelerinin durdurulması gibi alternatif yaptırımların yaratacağı etki, ülkeleri temkinli olmaya zorluyor.
Avrupa Alternatifleri: Rafale, Eurofighter ve Gripen
Avrupa ülkeleri, ABD dışı seçenekleri değerlendirme yönünde adımlar atmaya başladı. Fransa tarafından geliştirilen Rafale, İngiltere ve AB ortaklığıyla üretilen Eurofighter ve İsveç’in Gripen modelleri halihazırda dünya genelinde çeşitli ülkelere ihraç ediliyor. Ancak bu uçakların hiçbiri, F-35’in sahip olduğu düşük radar izi (stealth) teknolojisi ve ileri düzey sensör kabiliyetlerine henüz ulaşabilmiş değil. Yine de bu uçaklar, muharebe deneyimi açısından oldukça güçlü birer alternatif olarak değerlendiriliyor.
Buna ek olarak Avrupa, daha ileri seviye uçaklar geliştirmek üzere yeni konsorsiyumlara da yönelmiş durumda. İngiltere, İtalya ve Japonya iş birliğiyle geliştirilen “Tempest” projesi ile Fransa, Almanya ve İspanya’nın içinde yer aldığı “FCAS” girişimi, Avrupa’nın uzun vadeli bağımsız savunma vizyonunun temelini oluşturuyor.
ABD İçin Tehdit: Yüksek Maliyet, Düşen Talep
F-35 programının en büyük zorluklarından biri ise iç pazardaki sürdürülebilirlik sorunu. ABD Savunma Bakanlığı, 2040’lı yıllara kadar 2.500 adet F-35 satın almayı planlıyor. Ancak uçakların bakım ve güncellemeleri, toplam maliyetin %80’ine karşılık geliyor. Bu da kamuoyu ve Kongre nezdinde programın maliyet-etkinliğini sorgulatıyor.
Öte yandan, Boeing’in geliştirdiği F-47 gibi yeni nesil savaş uçakları da Lockheed Martin’in pazar payını tehdit ediyor. Bu gelişmeler, F-35’in ABD içindeki konumunu da sarsabilecek potansiyele sahip. Ayrıca, insansız hava araçlarının savaş sahnesindeki rolünün artması, beşinci nesil insanlı jetlerin stratejik değerini yeniden değerlendirmeyi gerektiriyor. Buna karşılık Lockheed Martin, F-35’leri insansız hava araçlarıyla entegre çalışacak sistemlerle güçlendirmeyi hedefliyor.
Rekabet Kızışıyor: F-35’in Tahtı Sarsılabilir
F-35 hâlen dünya genelinde en çok tercih edilen savaş uçağı konumunda olsa da, Avrupa’daki yeni nesil projeler bu dengeyi değiştirme potansiyeli taşıyor. Tempest ve FCAS gibi projeler, yalnızca üretici ülkelerde değil, küresel pazarda da ABD’ye alternatif oluşturabilecek yapılar olarak öne çıkıyor.
F-35’in sahip olduğu teknoloji ve pazar gücüne rağmen, hem siyasi bağımlılık kaygıları hem de maliyet baskısı, Avrupa’nın önümüzdeki 10 yıl içinde ciddi bir alternatif oluşturmasına zemin hazırlıyor. Uçakların geliştirilme süreci on yıllar alabilir; ancak alım kararlarının bu süre zarfında veriliyor olması, F-35’in gelecekteki pazar payını doğrudan etkileyecek kritik bir faktör olarak değerlendiriliyor.