Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Gelişen Ülkeler 7 Trilyon Dolarlık İtfa Duvarıyla Karşı Karşıya

2025’in ilk çeyreğinde küresel borç 324 trilyon dolara ulaştı. Gelişen piyasalarda borç 106 trilyon dolara çıktı. Türkiye gibi ülkeler için büyük bir borç krizi riski kapıda.

Gelişen Ülkeler 7 Trilyon Dolarlık İtfa Duvarıyla Karşı Karşıya

2025’in ilk çeyreğinde küresel borç 324 trilyon dolara ulaştı. Gelişen piyasalarda borç 106 trilyon dolara çıktı. Türkiye gibi ülkeler için büyük bir borç krizi riski kapıda.


Küresel Borç 324 Trilyon Dolara Ulaştı, Gelişen Ekonomilerde Endişe Büyüyor

Küresel borç, 2025’in ilk çeyreğinde 7.5 trilyon dolar artarak rekor seviye olan 324 trilyon dolara ulaştı. Bu çarpıcı artışa en büyük katkıyı Çin, Fransa ve Almanya sağladı. Veriler, ülkelerin yavaşlayan büyüme, artan faiz maliyetleri ve ekonomik belirsizliklere rağmen borca bağımlı yapısını koruduğunu ortaya koyuyor.

Borçtaki bu sıçrama, 2022’den bu yana görülen çeyrek başına ortalama 1.7 trilyon dolarlık artışın dört katından fazla. ABD dolarının değer kaybetmesi de dolar dışı borçların nominal değerini yükseltti. Ancak analistlere göre asıl neden yeni ihraçların ve yapısal baskıların büyümesi.


Gelişen Piyasalarda Borç 106 Trilyon Dolara Tırmandı

Gelişen ülkelerde borç miktarı yalnızca ilk çeyrekte 3.5 trilyon dolar artarak 106 trilyon dolara yükseldi. Çin tek başına bu artışın 2 trilyon dolarını oluşturdu. Çin’in kamu borcunun GSYİH’ye oranı %93’e ulaştı ve yıl sonunda bu oranın %100’ü aşması bekleniyor.

Brezilya, Hindistan ve Polonya da ciddi borç artışları kaydetti. Ancak Çin hariç gelişmekte olan ülkelerde borcun GSYİH’ye oranı %180’in altına geriledi. Bunun en büyük nedeni ise bazı bölgelerdeki güçlü nominal büyüme oldu.


7 Trilyon Dolarlık Vade Duvarı Gelişen Ülkeleri Bekliyor

Rapor, gelişen piyasalarda 2025’in geri kalanında 7 trilyon dolarlık tahvil ve kredi vadesinin dolacağını gösteriyor. Bu miktar, gelişmiş ülkelerdeki 19 trilyon dolarlık vadeyle birlikte küresel sermaye piyasalarını test edecek boyutta.


Gelişen Ülkeler Yabancı Borç Verenlere Daha Fazla Bağımlı

 

Gelişmiş ülkeler borçlarının büyük kısmını iç piyasalarına dayandırırken, gelişen ekonomiler yabancı yatırımcılara ve fonlara daha bağımlı. Uluslararası sermaye hareketlerine karşı savunmasız olan bu ülkeler, faiz artışları, döviz şokları veya jeopolitik riskler karşısında hızla kırılgan hale gelebiliyor.

Bu bağımlılık, gelişen piyasaları sermaye kaçışı, kur çöküşü ve borç ödemelerinde zorluk gibi tehditlerle karşı karşıya bırakıyor.


Özel Sektör Alacaklılarının Artan Rolü Riski Derinleştiriyor

Son on yılda, gelişmekte olan ülkelerin borçlarının önemli kısmı artık özel yatırımcılar, hedge fonlar ve yabancı bankalar tarafından tutuluyor. Bu tür alacaklılar, geleneksel çok taraflı kuruluşlara göre çok daha agresif ve sabırsız davranıyor.

Arjantin ve Zambiya gibi ülkelerde yaşanan yasal borç yeniden yapılandırma süreçleri, bu yeni alacaklı profiline dair riskleri gözler önüne serdi.


IMF ve Dünya Bankası’nın Etkisi Azaldı

Küresel krizlerde IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar kritik rol oynasa da, bu kurumların toplam borç içindeki payı giderek azalıyor. Gelişmekte olan ülkeler, bu kurumlar yerine daha hızlı ama daha maliyetli özel finansman kanallarına yöneliyor. Bu durum da borç krizlerinde küresel eşgüdümü zorlaştırıyor.


Gizli Risk: Devletlerarası Borçlar ve Çin’in Rolü

ABD Hazine tahvilleri gibi küresel rezerv araçları, büyük ölçüde Çin ve Japonya gibi ülkeler tarafından finanse ediliyor. Ancak Çin son yıllarda ABD tahvillerine olan ilgisini azalttı. Bu eğilim, Çin’in Batı kaynaklı finansal baskılardan kaçınma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler