Sosyal Medya

Döviz

KİB:  Küresel finans sistemi çalkalanıyor! Altın ve Bitcoin mutlaka  portföylerde bulunmalı

Küresel para sisteminin bir değişim içinde olduğu çok aşikar! Alternatif olarak altın veya Bitcoin gibi rezerv varlıkların mutlak surette portföylerde yer almaya devam etmesi gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz. Altında hedefimizin kıyısına kadar gelirken, Bitcoin için 125-130 bin dolar seviyesini yukarıda sadece bir durak olarak görmeye devam ederken, daha da fazlasını beklemek suretiyle el yükselttiğimizi de yeri gelmişken belirtmek isteriz.

KİB:  Küresel finans sistemi çalkalanıyor! Altın ve Bitcoin mutlaka  portföylerde bulunmalı

Küresel mali piyasalarda geride bıraktığımız haftada da ana belirleyici unsur yine Trump oldu. İlk günlerde Trump riskini ölçüp biçemeyen piyasaların haklı olarak vermiş oldukları orantısız tepkinin gün geçtikçe normalleşmeye başladığını da çok açık bir şekilde görüyoruz. Trump’ı biz bir müzakereci hatta bir tüccar olarak tanımlarken, ekopolitiğini ise, ABD’nin cari açık verdiği ülkelere karşı önce korku salıp akabinde ise müzakere etmeye çalışması olarak tanımlıyoruz.

Küresel para sisteminin bir değişim içinde olduğu çok aşikar! Alternatif olarak altın veya Bitcoin gibi rezerv varlıkların mutlak surette portföylerde yer almaya devam etmesi gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz. Altında hedefimizin kıyısına kadar gelirken, Bitcoin için 125-130 bin dolar seviyesini yukarıda sadece bir durak olarak görmeye devam ederken, daha da fazlasını beklemek suretiyle el yükselttiğimizi de yeri gelmişken belirtmek isteriz.

Geride bıraktığımız üç hafta içinde ara ara sert satışlara boyun eğen hisse senetleri, son bir yılı aşkın bir sürenin zirvesini test eden ABD 10 yıllık tahvil faizi, ya da doların piyasa kuru olan sepet bazında DXY’nin son iki yılı aşkın bir zamanın en yüksek seviyesine gitmesi ardından, geride bıraktığımız hafta risk göstergelerinde ciddi mânâda toparlanmanın da yaşandığını görüyoruz. Şöyle ki, Trump’a atfedilen önemin bir nebze de olsun ikinci planda kalması ile (bu da çok iyi bir şey mi henüz biz de bilmiyoruz) piyasaların korku endeksi (namıdiğer oynaklık endeksi) VIX haftayı neredeyse Trump’ın koltuğa oturduğu güne geri dönerek son üç haftanın dibinde tamamladı. DXY son iki ayın en düşük seviyesine gerilerken, hâliyle DXY sepetinde ağırlıklı yer alan Avrupa’nın ortak parası EUR’da 1,05 seviyesine gelerek tam aksi yönde tepki verdi.

 

EURUSD paritesine yönelik görüşlerimizde şu an için bir güncelleme ihtiyacı görmüyoruz. Bu hafta sonu Almanya’da gerçekleşecek erken seçimler, özellikle Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin anketlerde %20’nin üzerinde oy alarak ikinci sıraya yerleşmesiyle dikkat çekiyor. AfD’nin Avrupa Birliği (AB) karşıtı tutumu, Almanya’nın AB’den ayrılmasını (Dexit) savunan söylemleri ve zaman zaman AB’yi küçümseyici politikalar izlemesi, piyasalarda belirsizlik yaratabilir. Bununla birlikte, Birliğin parasal bütünleşme dışında istenilen seviyede olmaması, yaşlanan nüfus gibi yapısal sorunlar ve ECB ile FED arasındaki faiz makasının daha da açılacağı beklentisi, EUR üzerindeki yukarı yönlü hareketleri sınırlayabilir. Bu çerçevede, EUR’daki yükselişleri satış fırsatı olarak değerlendirmeye devam ederken, EUR gelirlerinin hedge edilmesi açısından da uygun bir zemin sunduğunu düşünüyoruz.

Hazır Trump ve Avrupa Birliğinden yukarıda söz etmişken, son günlerde, Trump ve Putin arasındaki yakınlaşma, dünya kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Özellikle, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’nin Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik açıklamaları, ABD-AB ilişkilerinde tansiyonun yükselmesine neden oldu. Münih Güvenlik Konferansında konuşan Vance, “Avrupa’ya karşı en çok endişe duyduğum tehdit Rusya değil, Çin değil, başka herhangi bir dış aktör değil.” dedi. Bu açıklamalar, ABD’nin Avrupa’nın güvenliği konusundaki taahhütlerine dair soru işaretleri oluşturdu ve AB liderleri arasında endişelere yol açtı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Vance ile yaptığı görüşmede, Ukrayna’nın güvenlik garantileri talebini yineledi.

 

Ukraynalı yetkililer, Suudi Arabistan’da yapılması planlanan ABD-Rusya görüşmelerine davet edilmediklerini ve bu nedenle katılmayacaklarını açıkladılar. Zelenskiy, ülkesinin bu tür görüşmelere dahil edilmemesi durumunda alınacak herhangi bir kararı kabul etmeyeceklerini vurguladı. Ayrıca, AB liderleri, ABD ve Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik barış planı görüşmelerinden dışlanma endişesiyle bugün Paris’te acil bir zirve düzenlemeyi planlıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ev sahipliğinde gerçekleşecek bu toplantıda, Almanya, İngiltere, İtalya, Polonya, İspanya, Hollanda ve Danimarka liderlerinin yanı sıra Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu başkanları ile NATO Genel Sekreterinin de katılması bekleniyor. Bu gelişmeler, ABD’nin Ukrayna konusundaki diplomatik girişimlerinin Avrupa’da endişe yarattığını ve AB liderlerinin kendi aralarında koordinasyon sağlama çabalarını artırdığını gösteriyor.

Dönelim biraz da piyasa fiyatlamasına. Geride bıraktığımız hafta, havanın biraz da olsun ılımlıya dönmesi veya piyasaların Trump riskinin bir miktar da olsa geri plana itilmesi ile büyük teknoloji hisselerini şemsiyesi altında barındıran Nasdaq 100 endeksi haftayı tüm zamanların rekor seviyesinde tamamlarken, altın 2,942 dolar seviyesini hafta için test etmesi sonrası 2,900 seviyelerine geri çekildi. Neredeyse tam bir yıl önce daha altının ons fiyatı 1,880 dolar seviyelerinde iken hep uzun pozisyon alarak nihayetinde 3bin dolar seviyesine kadar hedef gösterdiğimiz oyun planında hedefimizin de gerçekleştiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Her ne kadar ons altın hedefimize ulaşsa da, gündemin tepesinde yer almaya devam ettiğinin de altını çizmemiz gerekiyor. Hatırlamak gerekirse, altın ile ilgili olumlu ve son bir senedir hep yukarı olan ana görüşümüzün arkasında, doların adeta ‘silah’ olarak kullanılması, her yüz günde bir trilyon dolar büyüyen ABD’nin kamu borcu (~ 36 trilyon dolar) ve fiat para sistemine olan güvensizliğin yattığını okurlarımız pek âlâ biliyorlar. Nedir bu fiat para sistemi derseniz de onu da kısaca “itibari para sistemi” olarak izah edebilirim. Yani, devlet tarafından değerli bir varlığa (örneğin altın veya gümüşe) dayandırılmadan, sadece hükûmetin otoritesine ve kullanıcıların güvenine dayanarak çıkarılan bir para birimidir. Mesela dolar banknotun üzerinde “In God We Trust” yazar. Yani, doların değeri altın veya başka bir maddi varlığa değil, ABD hükûmetine ve ekonomisine duyulan güvene dayalıdır. İşte bu güven son dönemlerde ciddi mânâda sarsılırken, altın ve bitcoin gibi arzı sınırlı enstrümanlara olan talebin de büyümeye devam ettiğini görüyoruz!

Konuyu çok da dağıtmadan, ABD Hazine Bakanı Bessent’in geride bıraktığımız hafta yaptığı açıklamalara genişçe yer vermek isterim. Bessent, ABD bilançosunda bulunan varlıkları “monetize” edeceklerini açıkladı. Bu açıklamadan da, Hazine’de bulunan altınları mevcut piyasa fiyatı ile değerlendirmek (mark to market) istediklerini anlıyoruz. Çok teknik bir konu olsa da, ABD hükûmeti dünyanın en büyük altın rezervlerine sahip: yaklaşık 262 milyon ons yani 8,100 ton altını bilançosunda 1970 yılından kalma 42,22 usd/ons üzerinden değerlendiriyor. Ancak günümüz fiyatıyla altının ~ 2,900 usd/ons olduğu düşünülürse, rezervin piyasa değeri yaklaşık 11 milyar dolardan yine yaklaşık 765 milyar dolar seviyesinde olduğunu hesaplıyoruz. Hazine Bakanı Bessent, altın rezervlerini değerlendirerek ABD’nin varlıklarını halkın yararına kullanacaklarını belirtiyor. Lâkin altının ‘muhasebe’ değerini güncellemek tek başına ekonomik bir dönüşüm yaratmayacağını düşünüyoruz. Öte yandan, eğer bu varlığın nakde çevrilmesi düşünülüyorsa, devasa bir rakamın satılacağının ön haberi bile altın fiyatını çökerterek hesaplanamayacak kadar büyük bir tahribat (kaos) da yaratacağını göz ardı etmemek gerekiyor.

Pekiyi birden bire nereden çıktı bu tartışmalar? ABD’nin büyüyen bütçe açığını ve Trump yönetiminin iddialı ekonomi politikalarını (vergi oranlarını düşürmek ve kamu harcamalarını artırmak) nasıl finanse edeceği konusundaki belirsizlikler ve neticesinde ulusal varlık fonu kurma kararı için duyulan para ihtiyacının bir yansıması olarak okuyoruz. Yakın zamanda, bültenlerimizi takip eden kıymetli okurlarımız, Wyoming Senatörü Lummis’in, ABD’nin altın rezervlerinin bir kısmını satarak elde edilecek gelir ile Bitcoin satın alınmasını önerdiğini de hatırlayacaklardır. Bu öneri, ABD Hazine Bakanlığı’nın bir Stratejik Bitcoin Rezervi oluşturmasını ve böylece ülkenin bilançosunu güçlendirmeyi amaçlarken, Lummis’in Temmuz 2024’te sunduğu Bitcoin Yasası, beş yıl içinde toplam bir milyon Bitcoin satın alınmasını ve bu varlıkların en az yirmi yıl boyunca elde tutulmasını öngörüyor.

Küresel para sisteminin bir değişim içinde olduğu çok aşikar! Alternatif olarak altın veya Bitcoin gibi rezerv varlıkların mutlak surette portföylerde yer almaya devam etmesi gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz. Altında hedefimizin kıyısına kadar gelirken, Bitcoin için 125-130 bin dolar seviyesini yukarıda sadece bir durak olarak görmeye devam ederken, daha da fazlasını beklemek suretiyle el yükselttiğimizi de yeri gelmişken belirtmek isteriz. Bu minvalde gümüşün de ons fiyatının geride bıraktığımız haftanın son iş gününde 33,50 dolar seviyesine varan bir yükseliş kaydettiğin ve neredeyse son dört ayın en yüksek seviyesini test ettiğini hatırlatmak isteriz. Gümüşte patlayıcı hareketin 35 dolar seviyesinin geçilmesi ile başlayacağını düşünüyoruz. Gümüşün de sahne sırası beklediğini düşünmeye devam ettiğimizin altını çizelim.

 

Kıbrıs İktisat  Bankası, yazar:  Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu

BAKMADAN GEÇME

  • Yabancıya tek tuşla Türkiye’de hesap dönemi!

    Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK), yurt dışında yerleşik yatırımcıların Türkiye'de yatırım hesabı açma süreçlerini kolaylaştırmak amacıyla Doküman Yönetim Sistemi geliştiriyor. Bu sistem sayesinde, artık fiziksel belge gönderimine gerek kalmadan tüm işlemler elektronik ortamda yapılabilecek.

  • Konut fiyatlarında enflasyonu sollayan 5 il belli oldu! Bazı şehirler duraksadı

    Türkiye genelinde konut fiyatlarındaki yıllık değişimler açıklandı. Kimi büyükşehirlerde fiyat artışları yavaşlarken, bazı şehirler enflasyonu geride bırakarak öne çıktı. Nisan ayında açıklanan yıllık enflasyon oranı %37,86 olurken, bazı illerdeki konut fiyat artışları bu oranı aştı.

  • Deprem bölgesine nefes aldıran karar! Vergi kolaylığı 30 Kasım’a kadar uzatıldı

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 6 Şubat depremlerinden etkilenen Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep’in bazı ilçeleri için uygulanan mücbir sebep halinin, 30 Kasım 2025’e kadar uzatıldığını açıkladı. Bu karar, cirosu 2,5 milyon TL’nin altında olan küçük ve orta ölçekli işletmeleri kapsıyor.

  • Faiz sürprizi! 1 milyon TL kredinin geri ödemesi düştü

    Konut kredisi faizlerinde sınırlı indirim ev hayali kuranlar için umut yarattı.  Geçtiğimiz hafta en düşük konut kredisi faizi yüzde 3,09 iken bu hafta oran yüzde 2,95’e geriledi. Bu düşüş, özellikle ilk kez ev alacaklar için fırsat olarak değerlendirildi.

  • Doğal gazda sert yükseliş! Tüketim de ithalat da zirvede

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Türkiye’nin doğal gaz ithalatı Mart 2024’te geçen yılın aynı ayına göre yüzde 35,9 artarak 5,99 milyar metreküpe ulaştı. İthalatın 3,39 milyar metreküpü boru hattı, 2,6 milyar metreküpü LNG yoluyla gerçekleşti.

  • Paralar mevduata ve krediye kaydı

    BDDK verilerine göre, 23 Mayıs haftasında Kur Korumalı Mevduat (KKM) bakiyesi 11,4 milyar TL azalarak 584,7 milyar TL’ye geriledi. KKM’deki düşüş eğilimi hız kesmeden devam ediyor.

  • Ruble rüzgarı! Dolar 2 yılın dibine çakıldı

    Dolar/ruble kuru, 31 Mayıs 2023’ten bu yana ilk kez 78 seviyesinin altına inerek 77,82’ye kadar geriledi. Ruble, dolara karşı yüzde 1,7’nin üzerinde değer kazandı.

  • 2 Haziran’da pompa başına akaryakıtta yeni zorunluluk başlıyor

    PÜİS Genel Başkanı İmran Okumuş, akaryakıt istasyonlarında Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) üzerinden fiili satışların 2 Haziran 2025 itibarıyla başlayacağını açıkladı. Bu tarihe kadar tüm istasyonların TTO ve TİM donanımlarını kurup sistemle uyumlu hale getirmesi gerekiyor.

  • Vatandaş dövize döndü mü? 1 ay sonra ilk artış

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) verilerine göre, yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı, 23 Mayıs haftasında 1,48 milyar dolar artarak 193 milyar doları aştı. Bu, yaklaşık 1 aylık düşüş trendinin ardından gelen ilk artış oldu.

  • Hisse ve tahvilde alımlar sürüyor: Piyasalarda yabancı iyimserliği

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yayımladığı verilere göre, yurt dışında yerleşik yatırımcılar 23 Mayıs haftasında net 13,2 milyon dolarlık hisse senedi ve 148,4 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) alımı yaptı. Ayrıca, 191,6 milyon dolarlık özel sektör tahvili (ÖST) alımı da gerçekleşti.

  • Elektrik krizi kriptoyu vurdu! Yeni yasaklar geliyor

    Rusya Enerji Bakanı Sergey Tsivilev, yüksek elektrik tüketimi nedeniyle ülkenin bazı bölgelerinde kripto para madenciliğinin yasaklanacağını açıkladı. Halihazırda yasak olan Irkutsk bölgesinde alınan sonuçların ardından, bu kısıtlamalar 2031'e kadar uzatıldı.

  • Adım adım infaz düzenlemesine! 30 maddelik teklif Meclis’e sunuldu

    AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, ceza infaz kanununa ilişkin 30 maddeden oluşan yeni kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduklarını duyurdu. Teklif, Adalet Komisyonu’na havale edilerek önümüzdeki günlerde görüşülmeye başlanacak.

  • ABD ekonomisinde fren! Büyüme durdu, işsizlik arttı

    ABD ekonomisi, 2025’in ilk çeyreğinde beklentilerin biraz altında kalarak yüzde 0,2 oranında daraldı. Bu, 2024’ün son çeyreğinde kaydedilen yüzde 2,4’lük büyümenin ardından dikkat çeken bir yavaşlama oldu. Aynı dönemde iş gücü piyasasında da zayıflama sinyalleri görüldü. 24 Mayıs haftasında ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 240 bine yükselerek beklentilerin üzerine çıktı ve devam eden başvurular 1 milyon 919 bin ile Kasım 2021’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Benzer Haberler