Ekonomi
Allianz Trade: Türkiye 2026’da yüzde 3,5 büyüyebilir
Allianz Trade 2025 yılının son Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayınladı. Rapora göre küresel GSYİH büyümesi şimdilik güçlü seyrini koruyor...
Allianz Trade 2025 yılının son Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayınladı. Rapora göre küresel GSYİH büyümesi şimdilik güçlü seyrini koruyor. Küresel büyümenin bu yıl yüzde 3 olması bekleniyor. Bu yılı yüzde 3,4 ile dünya ortalamasının üzerinde kapatacak olan Türkiye’nin ise 2026 yılında yüzde 3,5 büyüyeceği tahmin ediliyor.
Ticari alacak sigortasında dünya lideri Allianz Trade, 2025 yılının son Ekonomik Görünüm Raporu’nu “Küresel Ekonomi Büyümeye Devam Ediyor” başlığı altında yayınladı. Rapora göre, 2025 yılındaki yüzde 3’lük güçlü büyümenin ardından, 2026 yılında yüzde 2,9 ve 2027 yılında ise yüzde 2,8 büyüme öngörülüyor. ABD ve Çin’de 2025 yılından gelen güçlü büyüme etkisinin ise 2026’da da devam etmesi bekleniyor.
2025 yılı son çeyrek Ekonomik Görünüm Raporu’nda, ABD ekonomisinde büyümenin iki ayrı hızda ilerlediği belirtiliyor. Rapora göre ticaret savaşlarının ABD’de büyüme üzerindeki negatif etkisi ise azalıyor. Allianz Trade ekonomistleri, ticaret savaşının 2025 yılında büyümeye etkisinin sadece -0,6 puan ile ilk tahminlerden daha hafif gerçekleşmesini bekliyor. Tüketim harcamalarının beklenenden daha dirençli olması, daha yüksek kredi dürtüsü ve yapay zekanın olumlu etkisiyle ekonomistler, 2026 yılı tahminlerini yüzde 2,5 olarak yukarı yönde revize ettiklerini belirtiyor.
Türkiye’de iç talep ve ekonomik aktivite canlılığını koruyor
Allianz Trade Ekonomik Görünüm Raporu’nda, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında yüzde 3,4, 2026’da yüzde 3,5 ve 2027’de ise yüzde 3,8 oranında büyümesinin beklendiği tahminine yer veriliyor. Bu görünümün, iç talebin ve ekonomik aktivitenin canlılığını koruduğuna işaret edilirken Türkiye’nin büyüme performansının potansiyeline yakın seyrettiği belirtiliyor. Öte yandan Türkiye’de enflasyonun 2025’te yüzde 35 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Enflasyonun kademeli bir düşüşle 2026’da yüzde 25,1’e ve 2027’de ise yüzde 15,7’ye gerilemesi öngörülüyor.
Öte yandan gelişmekte olan piyasaların, gelişmeleri sadece kenardan izlemekle kalmadığı, genel olarak direnç göstermeye ve gelişmiş piyasalara göre daha olumlu bir döngüden yararlanmaya devam ederken sağlam dış pozisyonlarını da korudukları belirtiliyor. Ayrıca, bu ülkelerin genel olarak ekonomik direnç sergilemeye ve gelişmiş piyasalara göre daha olumlu bir döngüden yararlanmaya devam ettiği de verilen bilgiler arasında. Gelişmekte olan piyasaların çoğunun dış pozisyonlarının sağlam durumda olduğu, ABD dolarının değerinin düşmesinin ve Fed’in gevşeme döngüsünün desteğinin, birçok gelişmekte olan piyasanın merkez bankalarının 2025 yılında beklenenden daha fazla faiz indirmesine olanak sağladığı da rapordaki değerlendirmeler arasında. Ancak Hindistan, Endonezya, Romanya, Rusya veya Tayvan gibi bazı ülkelerin, ilerleyen dönemde büyümede ivme kaybıyla karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekilirken diğer yandan Arjantin, Şili, Kolombiya, Endonezya, Filipinler, Romanya, Türkiye gibi bazı ülkelerde cari açıkların genişlemeye devam ettiği, Suudi Arabistan, Çek Cumhuriyeti, Polonya gibi diğerlerinde ise fazlaların açığa dönüştüğü ve bunun da yakından izlenmesi gereken bir durum olduğu vurgulanıyor.
Çin’de büyüme beklentilerin üzerinde
Ekonomistler büyümenin Çin’de ise beklenenden daha güçlü dış talep ve zayıf ithalat sayesinde beklentileri aştığını vurguluyor. Bu artışın, yılın ilk yarısında ABD’den gelen ön alımlar, gümrük vergilerini aşmak için stratejik rota değişiklikleri, dünyanın geri kalanında pazar paylarının genişletilmesi, zayıf para birimi ve rekabetçi fiyatlar tarafından desteklenmesinden kaynaklandığı raporda verilen bilgiler arasında.
Rapora göre, Euro Bölgesi’nde ise yapısal zorluklar arasında ılımlı bir büyüme normal seyrini koruyor. GSYİH büyümesinin 2025 yılında yüzde 1,4 ve 2026’da yüzde 1,1 olması beklendiği bilgisi verilirken Euro Bölgesi’nde büyümenin; 2025 yılında yüzde 0,9, 2026’da yüzde 1,2 ve 2027’de yüzde 1,3 olacağı öngörülüyor. Almanya’da büyümenin 2026 yılında yüzde 0,9’a ulaşacağı belirtiliyor. Fransa için ise raporda, GSYİH’nin, süregelen siyasi zorluklara rağmen, yeniden canlanan yatırım döngüsünün de etkisiyle yüzde 1,1 artacağı tahmini bulunuyor.
Raporda aşağı yönlü; kurumsal, jeopolitik ve finansal risklere ilişkin tetikte olmak gerektiğine dikkat çekiliyor. Bunların başında merkez bankalarının bağımsızlığı, korumacılık ve seçim sonuçları gibi olumsuz politika değişikliklerin olasılığı artıran kurumsal risklerin geldiği vurgulanıyor. İkincisi olarak da volatiliteye neden olmaya devam edebilecek olan jeopolitik riskler ve ulusal güvenlik öncelikleri gösteriliyor. Son olarak, 2026 yılı boyunca artmaya devam edecek olan finansal riskler, yani; yapay zekâ hisse senedi piyasalarında bir düzeltme olasılığı, dolarizasyonun azalmasına yönelik baskıların yeniden ortaya çıkması, özel kredi piyasalarında türbülans ve kamu borcunun sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin ılımlı bir geç finansal döngünün sınırlarını zorlayabileceği de rapordaki bilgiler arasında yer alıyor.
