Sosyal Medya

Genel

CATS/Ragıp Soylu: Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki Rolü AB İçin Stratejik Bir Sınav

Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki artan etkisi, Avrupa Birliği (AB) açısından hem bir fırsat hem de bir meydan okuma anlamına geliyor. Ankara ve Brüksel, bölgesel istikrar, Rusya ve İran etkisinin dengelenmesi ve Orta Koridor üzerinden Doğu-Batı bağlantısının güçlendirilmesi gibi ortak hedeflere sahip olsa da, bu hedeflere yönelik politikaları çoğu zaman uyumsuz. Zengezur Koridoru ve Orta Koridor gibi projelerin hız kazandığı bir dönemde, AB Türkiye ile iş birliği yapıp yapmayacağına karar vermek zorunda.

CATS/Ragıp Soylu: Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki Rolü AB İçin Stratejik Bir Sınav

Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki artan etkisi, Avrupa Birliği (AB) açısından hem bir fırsat hem de bir meydan okuma anlamına geliyor. Ankara ve Brüksel, bölgesel istikrar, Rusya ve İran etkisinin dengelenmesi ve Orta Koridor üzerinden Doğu-Batı bağlantısının güçlendirilmesi gibi ortak hedeflere sahip olsa da, bu hedeflere yönelik politikaları çoğu zaman uyumsuz. Zengezur Koridoru ve Orta Koridor gibi projelerin hız kazandığı bir dönemde, AB Türkiye ile iş birliği yapıp yapmayacağına karar vermek zorunda.


Ortak Hedefler, Ayrışan Yaklaşımlar

Türkiye ile AB, Güney Kafkasya’da istikrar, Ermenistan’la ilişkilerin normalleşmesi ve Azerbaycan-Ermenistan arasında kalıcı bir barış sağlanması gibi birçok konuda örtüşen hedeflere sahip. Orta Koridor’un aktif hâle gelmesi, bölgesel ticaret ve enerji projelerinin ilerlemesi her iki taraf için de öncelik.

Ancak Brüksel, Türkiye’yi bu bölgesel denklemde eşit bir ortak olarak görmüyor. Özellikle Fransa, Ankara’yı sınırlandırılması gereken bir aktör olarak değerlendiriyor ve Kafkasya’yı AB’nin etki alanı olarak konumlandırıyor.


Washington ve Brüksel’in Türkiye Kaygısı

2020 İkinci Karabağ Savaşı sonrası Türkiye, Azerbaycan topraklarında ilk defa askeri varlık elde ederek bölgedeki ağırlığını artırdı. ABD ise bu gelişmeden memnun değil. Her ne kadar Orta Koridor gibi projelere destek veriyor gibi görünse de, Washington aynı zamanda Türkiye’yi dışlayan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Koridoru (IMEC) gibi alternatif girişimleri de destekliyor.

Ankara’da yaygın bir görüşe göre, ne AB ne de ABD Türkiye’yi bu bölgede gerçek bir müttefik olarak görmekte; aksine sınırlandırılması gereken bir güç gibi davranıyorlar.


Orta Koridor Mücadelesi: Türkiye Mi, AB Mi?

Türkiye ve AB, Orta Koridor’un hayata geçmesi için teknik olarak benzer hedeflere sahip olsa da, uygulamada yolları ayrılabilir. Ankara, AB’nin pasif kaldığı senaryoda Azerbaycan ve Kazakistan ile tek başına ilerlemeye hazır.

Ancak Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkeleri, 10 milyar euroluk gibi teşvikler karşılığında AB ile iş birliğini tercih edebileceklerini ifade etti. Bu durum, Kuzey Kıbrıs gibi Türkiye’nin temel çıkarlarının göz ardı edilmesi anlamına gelebilir. Türk yetkililer, bu gelişmeleri “felaket” olarak nitelendiriyor ve son 10 yılda zikzak çizen dış politikanın da bu sonucu hazırladığını kabul ediyor.


Türk Dünyası ile Stratejik Bağ: Zengezur ve Ötesi

Ankara’nın uzun vadeli planı, Gürcistan, Azerbaycan ve olası bir Zengezur Koridoru ile Ermenistan üzerinden Türk Devletleri Teşkilatı’na doğrudan bağlanmak ve bu blok içinde ticaret, ulaşım, hizmet akışını derinleştirmek.

Bu vizyon, hem Rusya ve İran’a karşı denge kurmak hem de Türkiye’nin ekonomik ve siyasi etkisini artırmak için kritik. Türkiye’nin güçlü ordusu, ticaret ağı, kültürel bağları ve kalkınma ajansları sayesinde bu hedefe ulaşması mümkün. Ermenistan’a ise Rusya’ya bağımlılığını azaltma fırsatı sunuluyor.


Ankara: AB İş Birliği İçin Kapıyı Açık Tutuyor

Türk yetkililer, AB’nin eşitlik temelli ve karşılıklı saygıya dayalı bir yaklaşım benimsemesi hâlinde, Brüksel’in bölgesel istikrar ve kalkınma süreçlerinde önemli bir “çarpan etkisi” yaratabileceğini düşünüyor. Özellikle AB Komisyonu’nun Paris ve Berlin kadar etkili olmasını sağlamak adına, liderler düzeyinde diyaloğun artırılması gerektiği vurgulanıyor.


Politika Önerileri: Türkiye’yi Dışlama Lüksü Yok

 

Rapor, AB ile Türkiye arasındaki kopukluğu onarmaya yönelik şu stratejik önerileri içeriyor:

  • Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan liderlerinin katılımıyla düzenli bölgesel zirveler

  • Türkiye’nin AB dışişleri bakanlarıyla düzenli olarak gayriresmî toplantılara davet edilmesi

  • Türkiye’nin Doğu Ortaklığı programlarına entegre edilmesi

  • Avrupa Konseyi ve AGİT gibi ortak kurumlar içinde gayriresmî çalışma grupları oluşturulması

  • Türkiye’nin ulaştırma projelerine EBRD ve EIB destekli kredilerle yatırım yapılması

  • Zengezur Koridoru için Ermenistan’ın da katılımını sağlayacak ortak stratejiler

  • AB’nin Türkiye’nin kalkınma ajansı TİKA ile sahada daha fazla iş birliği yapması

  • Türkiye-AB-Güney Kafkasya iş forumları ile ekonomik ilişkilerin kurumsallaştırılması

  • Güney Kafkasya ülkeleriyle imzalanacak serbest ticaret anlaşmaları ile entegrasyonun derinleştirilmesi


Sonuç: Güney Kafkasya’da Kartlar Yeniden Dağıtılıyor

Türkiye, Güney Kafkasya’da hem NATO gücü hem de kültürel bağları olan bir bölgesel aktör olarak ciddi bir rol üstleniyor. Brüksel bu süreci yönlendirmek istiyorsa, Ankara ile rekabet değil, iş birliğini tercih etmeli. Aksi hâlde, bölgedeki etkinlik alanı daralabilir.

Center for Applied Turkish Studies

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler