Gündem
KİB: Rezervler rekor seviyeye yükselirken, TCMB’den ‘iş gören’ faize ince ayar
TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net yabancı para pozisyonu geçen hafta açıklanan son verilere göre 21,4 milyar dolar seviyesine…
TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net yabancı para pozisyonu geçen hafta açıklanan son verilere göre 21,4 milyar dolar seviyesine yükselerek 2021 yılından bu yana en yüksek seviyeye geldi. TCMB bir tarafta döviz rezervlerini piyasadan alım yaparak artırırken, alınan her döviz piyasaya çıkan ilave TL demek. Bu da emisyon hacminin genişlemesine yol açıyor. TL likiditesinin de artması, piyasada belirlenen faiz oranları üzerinde aşağı yönlü baskı kurmak suretiyle bollaşan malın fiyatını aşağıya itiyor. Geride bıraktığımız hafta, Türk Lirası Referans (TL Ref) faiz oranı TCMB’nin belirlediği borç alma faiz oranı olan %47 seviyesine kadar neredeyse gerilerken, söz konusu faizin yaklaşık on gün önce %53 seviyesinde olduğunu hatırlatalım (bakınız grafik).
Resmî faiz düşmese de, piyasada iş gören faizin sert gerilemesi ardından TCMB’den Cuma akşamı yeni bir adım daha geldi. Cuma günü bültenimizde bu konuya dikkat çekerek, TCMB’nin piyasa faizlerinde yaşanan gevşemeden rahatsız olacağına vurgu yapmıştık. Keza TL faizin gevşemesi, TCMB’nin enflasyonla savaşını sekteye uğratıyor. Bu minvalde, TL mevduatta uygulanan zorunlu karşılık (ZK) oranı, Cuma gecesi yayınlanan makroihtiyati çerçeve paralel artırıldı. Kısa vadeli mevduat uygulanan ZK %12’den %15’e; uzun vadeli mevduat uygulanan ZK ise %8’den %10’a yükseltildi.
Zorunlu karşılık sistemi, bankaların ve diğer finansal kuruluşların topladıkları mevduat ve belirli yükümlülüklerinin bir kısmını TCMB’ye yatırmalarını zorunlu kılan bir uygulamadır. Bu sistemin temel amacı, bankacılık sektöründe likiditeyi kontrol etmek, para arzını düzenlemek ve finansal istikrarı sağlamaktır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, atılan adımların neticesinde piyasadan fazla Türk Lirası likiditesi çekilecek. Yabancı para mevduatta ise zorunlu karşılık oranı aksine %8’den %5’e indirildi. TCMB hamlesi ardından kısa vadeli faizler ve mevduat faizlerinin yeniden TCMB’nin politika faizi olan %50 seviyesine üzerine çıkacağını düşünüyoruz.
Yurt dışı cephede ise, FED’in işgücü piyasasındaki zayıflamaların önüne geçmek istediğini belirttiği ve 2020’den beri ilk kez bir parasal genişleme döngüsü başlattığı faiz indirimi açıklamasının ardından, gözler açıklanacak istihdam ve enflasyon verilerine çevrildi. Bu hafta Cuma günü açıklanacak FED’in favori enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim harcamaları verisi (PCE enflasyonu) ön plana çıkıyor. Analitler, yıllık hızın aylık %0,2 artışla %2,7’ye yükselmesini beklerken manşet endeksin sadece %2,3’e yavaşlaması bekleniyor. Ayrıca, her yeni ayın ilk cuması olduğu üzere ABD’de resmî istihdam raporu da 4 Ekim günü açıklanacak.
ABD hisse senetlerindeki güçlü yükseliş, önümüzdeki haftalarda açıklanacak yoğun ekonomik veriler, başkanlık seçimlere sayılı günler kala siyasi belirsizlik ve şirket kârlarıyla adeta bir sınavdan geçecek. Hisse senedi piyasaları için, tarihsel olarak yılın en dalgalı dönemlerinden birinin içinde bulunduğumuzu göz ardı etmeyelim! Geride bıraktığımız hafta, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi, tüm zamanların zirvesinden haftayı tamamladı.
Artan risk iştahının yardımı ile ABD Doları küresel bazda hafta genelinde değer kaybederken, altının ons fiyatı 2,630 dolar seviyesine dayanarak tüm zamanların yeni zirvesine yükseldi. Rallide oldukça geride kalan ya da çok ucuz olduğunu düşünerek son haftalarda potansiyel görerek yeniden ön plana çıkardığımız gümüşte uzun pozisyonlarımızı güçlendirdik. Gümüş haftayı oldukça kritik bir bir seviye olarak gördüğümüz 31 doların üzerinde tamamladı. Comex altın vadeli işlemlerindeki net uzun pozisyonlar geçen hafta son dört yılın en yüksek seviyesine ulaştığını görüyoruz. Merkez bankalarının faiz indirim döngüsüne girdiği ve jeopolitik risklerin veya gerginliğin oldukça yüksek seyrettiği bir dönemde, faiz getirisi olmayan kıymetli madenlerde ara ara kâr satışları görülebilecek olsak da, bizler altın cephesinde kâr satışı için 2,700 dolar seviyesini kollamaya devam edeceğiz. USDTRY kurunda bebek adımları ile de olsa devam eden yükselişe paralel, daha önce de belirttiğimiz üzere, gram altında da yükselişin rekorlar kırarak devam etmesini ön görüyoruz. Gümüşte yukarıda daha büyük bir oyun alanı beklediğimiz bir kez daha not edelim (umarın bu sefer bizi yine hüsrana uğratmaz).
Rallide oldukça geride kalan bir diğer favori enstrümanımız olan direnişin parası bitcoin ise bir kez daha 64bin dolar seviyesini test ederek son bir ayın zirvesine yükseldi. Her düşüşte yatırımcı kimliğimiz ile bitcoin biriktirmeye, 69bin dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda ise pozisyon artırımına gideceğiz. Ara ara kâr satışlarına görülecek olsa da, büyük resimde, uzun bir süredir bültenimizde yer verdiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Bu sabah itibariyle, vadeli faiz kontratları, yılın son iki toplantısına yönelik toplam 75 baz puan faiz indirimi ön görürken, vadeli işlemler FED’in Kasım ayında da 50 baz puan hamle yapacağına %50 ihtimal tanıyor (7 Kasım 50 baz puan, 18 Aralık 25 baz puan).
Yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya piyasalarında ve ABD borsalarının vadeli işlemlerinde iyimser bir havanın hâkim olduğunu görüyoruz. Asya hisse senetleri, İsviçre ve İsveç merkez bankalarının bu hafta faiz indirimine gideceğini fiyatlarken, daha fazla faiz indirimi için yeşil ışık yakması beklenen ABD PCE verisi öncesinde, Çin merkez bankası, uzun vadeli faiz oranlarını düşürmeyerek piyasaları hayal kırıklığına uğrattıktan birkaç gün sonra, 14 günlük repo faiz oranını 10 baz puan düşürerek yine şaşkınlık yarattı. Şangay borsası %0,7 yükselirken, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) politikayı daha da sıkılaştırma konusunda acelesi olmadığının sinyalini vermesiyle Japon Yeni yeniden değer kaybederken, artan risk iştahına paralel, gösterge endeks Tokyo borsası geçen hafta %3,1 oranında yükseliş kaydetmişti. Her ne kadar Japonya bugün tatili nedeniyle kapalı konumda olsa da, Nikkei vadeli işlemleri %1 yukarıda işlem gördüğünü not edelim.
USDTRY kuru 34,10 seviyelerinden yeni haftayı karşılarken, Cuma günü açıklanan tüketici güven endeksinin Eylül ayında %2,4 artış göstererek 78,2 seviyesine yükseldiğini gördük. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi, genel ekonomik durum beklentisi ve tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi geçen aya göre artış gösterdi. Küresel olumlu havanın yardımı ile geçen hafta genelinde %2,2 yükselen Borsa İstanbul ana endeksinin hâlen daha psikolojik 10bin seviyesini aşamadığının altını çizelim. TCMB’nin sene sonunda bebek adımları ile de olsa faiz indirim furyasına katılacağı ön görümüze paralel, 2 yıllık sabit faizli devlet tahvillerine alıcı gözle bakmanın doğru bir yatırım davranışını olacağını düşünüyoruz. Eylül ayı enflasyon verisinin bu bağlamda önem arz edeceğini not edelim. Enflasyon aşağıya geldikçe veya cari işlemler dengesi de artı vermeye devam ettikçe, TCMB’nin kuru kontrol etme isteğinin de azalacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda, TL’nin reel anlamda Nisan – Ağustos döneminde sunduğu ağız sulandırıcı getirinin önümüzdeki dönemlerde azalmasını bekliyoruz.
Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)