Sosyal Medya

Borsa

SABAH Bülteni:  TCMB’nin ‘antibiyotik’ tedavisi sonrası piyasadan dengelenme sinyalleri geliyor

Karar sonrası kur cephesinde yaşanan sert düşüşü TCMB'nin döviz satışı ile ilişkilendirenler olsa da, sayıların dili ile konuşursak, analitik bilançoya göre TCMB'nin net döviz pozisyonunda yaşanan değişimin 273 milyon dolar artış yönünde olduğunu görüyoruz. 13 günlük kesintisiz düşüş ardından yaşanan ilk artışın kura müdahale olmadığını gösteriyor.

SABAH Bülteni:  TCMB’nin ‘antibiyotik’ tedavisi sonrası piyasadan dengelenme sinyalleri geliyor

 

Geride bıraktığımız haftaya TCMB’nin damga vurduğunu söyleyebiliriz. Yerinde, nicelik kadar niteliğini de kuvvetli adımlar sonrasında Türk mali piyasalarında var olan türbülans veya panik havasının da önüne geçilmiş oldu. Gelin birlikte değerlendirmeye çalışalım. TCMB’nin 500 baz puan faiz artırımı yaparak 1 hafta vadeli repo ihale faizini (politika faizi) %45 seviyesinden %50 seviyesine yükseltmesi sonrasında, borç alma ve borç verme faiz oranlarını da (faiz koridorunun alt ve üst bandı) +/- 150 baz puandan +/-300 baz puana getirdi. Böylelikle, TCMB, bankaların likidite ihtiyaçlarını gidermek için bazen politika faizinden (%50) fonlama yapmayıp, faiz koridorunun üst bandını yani %53 seviyesini göstererek aslında efektif anlamda 5 baz puandan da fazla bir faiz artırımına gitmiş oldu.

 

Cuma günü ortalama fonlama maliyeti, %50 seviyesinden olan politika faizinin oldukça üzerinde ve %52,75 seviyesine gerçekleşti. TCMB’nin spekülasyonu önleyecek, paranın maliyetini artırıcı ve elbette geçen haftalardaki miktarsal sıkılaştırma adımlarını da hep birlikte değerlendirirsek, USDTRY kuru, Para Politikası Kurulu (PPK) öncesi 32,40’lı seviyelerden işlem görmesi ardından karar sonrası 31,75 seviyesine kadar gerilemiş ve Cuma günü 32 seviyesinin etrafında denge bulmuştu. Elbette, eski tecrübeler hemen unutulmuyor… Karar sonrası kur cephesinde yaşanan sert düşüşü TCMB’nin döviz satışı ile ilişkilendirenler olsa da, sayıların dili ile konuşursak, analitik bilançoya göre TCMB’nin net döviz pozisyonunda yaşanan değişimin 273 milyon dolar artış yönünde olduğunu görüyoruz. 13 günlük kesintisiz düşüş ardından yaşanan ilk artışın kura müdahale olmadığını gösteriyor.

 

Elbette, yüksek faizin kredi piyasasını soğutmaya başladığını, krediye ulaşımın da zorlaştığını (miktarsal sıkılaştırma) tüketicinin kredi olmadan talebi yavaşlattığını, şirketlerin yüksek kredi faizleri karşısında beklemeye geçerek yatırımı da yavaşlatması / ertelemesi elbette borsa için de iyi bir haber teşkil etmiyor. Yine de, TCMB’nin agresif adımlarının Türkiye’ye mesafeli bakan yabancı yatırımcının ‘soğukluğunu’ kıracağını ve Türkiye’ye geri geleceklerini fiyatlayan Borsa İstanbul’un lokomotif endeksi bankacılık sektörü, geçen haftayı %12,87 yükselişle güçlü bir şekilde tamamladı. Ana endeksin %3,20 yükseldiği haftada, sınai endeksi ise (faiz faktörü) haftayı küçük de olsa düşüşle tamamladı.

CDS risk primi önemli bir değişim göstermeden 317 baz puan seviyesinde salındığını not edelim. Türkiye’de artık seçimler öncesinde son haftadayız. Bugünden itibaren siyasetin daha da ön plana çıkmasını bekliyoruz. 60 milyon seçmenden fazla kişinin sandık başına geçeceği yerel seçimler öncesinde dikkatler İstanbul ve Ankara’da olacaktır.

TCMB, bültenimizin büyük bir kısmı kapsarken, yurtdışı piyasalarda ise FED toplantısı ardından yeşeren ümitlere rağmen doların bir nebze de olsun değer kazandığını not etmemiz gerekiyor. Avrupa ve Amerika Merkez Bankalarının Haziran ayında faiz indirimine başlayacakları yönünde artan beklentiye rağmen, EURUSD paritesi her 1,09 seviyesinin üzerine yükselmesi ardından sert bir satışla karşılaşarak 1,08 seviyesinin diplerini test ettiğine şahit oluyoruz. Teknik bir bakış açısı ile, aşağıda 1,0775 seviyesinin destek görevi üstleneceği ve alım yönünde sıkı bir zarar kes stratejisi uygulanarak seviyenin kollanabileceğini düşünüyoruz.

DXY’nin güçlü seyrine rağmen, ABD 10 yıllık tahvil faizinin %4,35 seviyesinden %4,20 seviyesine kadar geri çekilmesi ile faiz getirisi olmayan altın ve bitcoin yükseliş isteklerini koruyamasalar da, defans hattını güçlü tutarak sırası 2,170 ve 67bin dolar seviyesinden işlem görmeye devam ettiklerini not edelim. Teknik bir bakış açısı ile altında 2,550 dolar hedefimizi korurken, Bitcoin’in cephesinde ise riskleri yukarı yönlü görüyoruz.

Paskalya tatili öncesinde yeni haftanın bir nebze de olsun daha sakin geçme ihtimalini göz ardı etmiyoruz. ABD’de Cuma günü FED’in enflasyon göstergesi olarak kabul ettiği kişisel tüketim harcamaları (PCE) endeksi yayımlanacak. PCE verisinin Şubat ayında %0,3 yükseleceği, yıllık bazda ise %2,8 seviyesinde sabit kalacağı öngörülüyor. Bu oranların üzerinde bir artış görülmesi durumunda, Haziran ayında yönelik beklenen faiz indiriminin de zarar görebileceğini düşünüyoruz. FED Başkanı Powell’ın geçen hafta ümitleri yeşerten açıklamaları ardından vadeli işlemler Haziran’da %74 olasılıkla faiz indirimine gidileceğini fiyatlıyorlar. Bu oran önceki hafta %55 seviyesindeydi.

Yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya borsaları yatay seyrederken, Japonya’nın bir dönemin sonuna işaret eden negatif faiz politikasından çıkmasına rağmen, yatırımcılar bu adımın faiz artırımlarının başlangıcı olmadığını tahmin ederek YEN aleyhine pozisyonlanmaya devam ettiklerini de görüyoruz.  Bir türlü toparlanamayan YEN, dolar karşısında tüm zamanların en zayıf seviyesi olan 151,50 – 152 seviyelerinde salınmaya devam etmesi de otoritenin piyasaya müdahale ihtimalini sıcak tutuyor. Rusya’nın başkenti Moskova’da bir konser salonuna düzenlenen terör saldırısında 150 kişiden fazla insan hayatını kaybettiği saldırıda, saldırıyı gerçekleştirenler DAEŞ mensupları yakalandılar.

 

Emre Değirmencioğlu, Kıbrıs İktisat Bankası

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler