Sosyal Medya

Dilek Ete

Dilek Ete: Sosyal güvenlik sistemimizde emekli aylığı

2023 yılının son çeyreğine girdiğimiz şu günlerde vatandaş olarak en önemli konularımızdan birisi geçim derdidir. Özellikle sabit gelirli çalışan ,emekli ve esnaf artan enflasyon karşısında alınmayan önlemlerle her geçen gün fakirleşiyor.

Dilek Ete: Sosyal güvenlik sistemimizde emekli aylığı

2023 yılının son çeyreğine girdiğimiz şu günlerde vatandaş olarak en önemli konularımızdan birisi geçim derdidir. Özellikle sabit gelirli çalışan ,emekli ve esnaf artan enflasyon karşısında alınmayan önlemlerle her geçen gün fakirleşiyor.

 

 

 

Artan enflasyon karşısında büyük Kurumların enflasyonun etkisini hemen fiyatlara yansıttığı ortamda vatandaş sabit gelirini artırabilmek için iktidara sesini duyurmaya çalışıyor.

 

Emekli aylıklarının sosyal yardım niteliğinde olduğu yadsınamaz. Eylül 2023 tarihinde  açlık sınırının 13.334 Lira olduğu yerde halen daha 7500 Lira aylık üzerinden emekliye sosyal yardım niteliğinde verilen aylıklar kabul edilemez.

 

Bankaya yatan emekli aylığını çektiği gün biten en az üç aylık kredi kartı borcu ile aya başlayan emeklinin talepleri hükümet tarafından göz ardı edilmektedir. Kasım ayında verilmesi planlanan ikramiyenin de çalışan çalışmayan ayrımı ile planlanması yeni bir tartışma konusunu da gündeme getirmiştir.

 

Yaşanan enflasyonun faturası da yine sabit gelirliye kesilmiştir. Halbuki kayıt dışı azaltılsa SGK denetim mekanizmasını devreye soksa çok basit şeklide kaynak yaratılmış olur. Sosyal Devlet ilkesinden her geçen gün uzaklaşan gelir gider dengesini kurmayan Sosyal Güvenlik Kurumu kaynak bulamadığını açık verdiğini öne sürerek vatandaştan sabırlı olmasını talep etmek dışında bir faaliyette bulunmamaktadır.

 

EMEKLİ AYLIĞI NASIL HESAPLANIYOR?

 

Emekli aylığının basit hesabını ortalama aylık kazancın aylık bağlama oranı ile çarpımı verir.

 

1999 yılından sonra uygulanan sisteme göre emekli aylığının hesaplanmasında iki temel kriter vardır. Bunlar;

 

1)Ortalama aylık kazanç,

 

2) Aylık bağlama oranı (ABO).

 

Emekli aylığının basit formülü de; bu iki değerin çarpımıdır.Çalışma hayatınız boyunca reel olarak ayda ortalama  5000 lira brüt kazancınız var bu kazancınızın aylık bağlama oranı ile çarpımı kadar emekli aylığınız olur.

 

Emekli aylığınızı hesaplarken çalışma döneminizi üçe ayırın;

 

Birincisi 31.12.1999 öncesi günleriniz,

 

İkincisi 2000 ile 2008 arası günleriniz ,

 

Üçüncüsü de 2008 ‘den sonraki günleriniz,

 

Üç dönem için  ayrı ayrı emekli aylığı hesaplayacaklar. ABO’ da bu üç dönemde farklıdır.

 

1999 ve öncesi dönem için, gösterge tablosundan emekli olan bir SSK’lının ilk 5000 günü için aylık bağlama oranı %60

 

5000 günden sonraki her 240 gün için %1 arttırılırdı. 9000 günü olanın ABO’ su yüzde 76 olurdu.

 

Yaşar Okuyan’ ın Çalışma Bakanlığı döneminde ( 8/09/1999 yılında) yapılan düzenleme ile aylık bağlama oranı hesaplaması değiştirildi.

 

İlk 3600 gün için  %35, sonraki , 5400 günün her 360 günü için % 2 ve 9000 günden sonraki her 360 gün için % 1,5 oranı verildi. 9000 gün için bu oran % 65’e düşürüldü.

 

1/10/2008 tarihinde 5510 Sayılı Kanunla   yapılan düzenleme ile  aylık bağlama oranı hesaplaması bir daha değiştirildi. Her 360 gün için  % 2 olarak belirlendi. Buna göre de 9000 günü olan sigortalı toplamda ABO nı % 50 oldu.

 

Ekim 2008 tarihinde 5510 Sayılı Kanun ile asgari ücretle çalıştıkça her ay ileride alacağınız emekli aylığı 3 Lira ile 15 Lira arasında düşmektedir. Halbuki , emeklilik yaşını 65 yaşa kadar yükselten milletvekilleri çıkan Kanunlara imza atarken ;’’Genç yaşlarda emekli oluyorsunuz bu sebeple emekli aylıklarınızda düşük oluyor.

 

Emeklilik yaşını emekli aylığınız yüksek olsun bu nedenle 65 yaşa çıkarıyoruz ‘’diyorlardı.Emekli aylık hesabında en önemli kriter ABO ‘dur.1999 öncesi dönem için gösterge tablosundan emekli olan SSK ‘lı ilk 5000 prim günü için ABO ‘su %60 ve 5000 günden sonraki her 240 gün için %1 ABO artar.9000 günde ise ABO ‘su %76 olur.

 

1999 yılından sonrası ise ilk 3600 gün için %35 sonraki 5400 günün her 360 günü için %2 ve 9000 günden sonrası için ise her 360 güne %1,5 oranında ABO artar.1999 sonrası 9000 prim günü için ABO ‘nı  %65 e düştü.

 

2008 sonrası ise,her 360 güne %2 ABO oldu.2008 sonrası 9000 prim günü olan ABO ‘su %50 dir.

 

5400 gün ile emekli olan sigortalının ; 1999 öncesi ABO’su %60,2000-2008 arası prim günleri için  ABO’su %43 , 2008 sonrası ABO’su %28 dir.

 

7200 gün ile emekli olan sigortalının ; 1999 öncesi ABO’su %69 ,200-2008 arası ABO ‘su %55 ve 2008 sonrası için ise ABO ‘su %40 olarak hesaplanarak aylığı belirlenir.

 

EYT kapsamında Bağkur’dan emekli olacak sigortalılar özellikle emekli aylık hesabına dikkat etmelidir.

 

Bağkur’lu olan EYT ‘liler 1/09/1999 a kadar ilk 5 basamakta , sonrasında ise ilk 11 basamakta sırayla  sigortalının talebi olup olmamasına bakmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından basamak yükseltmesi gerekir.

 

Basamak doğru hesaplanmazsa 31/12/1999 ile 01/072003 arasındaki basamaklar düşük kalır ve aylıklar hatalı  hesaplanır.Bu özellikle Bağkur öncesi Devlet memuru veya SSK kapsamında adına prim yatan EYT kapsamında  emekli olacaklar için önemlidir.

 

Ülkemizde ,SSK (4a) kapsamında prim yatanların %42 sine asgari ücretle prim yatmaktadır.Yine %47 si ise asgari ücretin ikibuçuk katı ücret üzerinden prim yatıyor.Asgari ücretin 2,5 katı ile tavan arasında çalışanların oranı ise %10 u geçmiyor.Tavan ücretle prim yatanlar ise sadece %1 dilimde bulunuyor.Bağkur’a prim yatıranların %98 ‘i asgariden prim ödüyor.

 

Ülkemizde emekli aylıkları hesaplanırken güncelleme katsayısından da yararlanılır.

 

Güncelleme katsayısı: Her yılın Aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranının % 100’ü ile sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının % 30’unun toplamına (1) tam sayısının ilave edilmesi sonucunda bulunan değeri, ifade etmektedir.

 

2008 yılına kadar güncelleme katsayısına büyüme etkisi %100 iken 2008 de bu oran %30 ‘a düşürülmüştür. Sadece bu bile değişse emekli aylıkları artmış olur. TUİK enflasyonu altı ayda bir açıkladığında iktidar partisi kim olursa olsun SGK emekli aylıklarını TÜFE endeksi artış oranında güncellemek zorundadır. Bu yapılan zam değildir. Siyasiler bunu zam olarak dile getirseler de gerçek zam ancak TÜFE endeksi artış oranının üstünde bir oran olursa mümkün olur.

 

Emeklilere ancak bir sosyal yardım olarak değerlendirilecek bir ödemenin emekli aylığı olarak sunulması kabul edilemez. Emekliler adına yurdun dört bir yanına kurulmuş derneklerin başkanlarının sırça köşklerinden çıkıp ses yükseltmeleri gerekir.

 

EYT kapsamında 2019 yılında emekli olmuş taze bir emekli olarak geçen dört yılda emekli aylığımın alım gücü %80 düştü. Toplam da aktif olarak 27 yıl Sosyal Güvenlik Kurumuna önce çalışan sonra işveren olarak prim ödemiş, sağlık hizmetlerinden faydalanmamış  bir sigortalı olarak hak ettiğim emekli aylığına kavuşmak istiyorum. Unutmayalım emeklilik Anayasal bir haktır.

 

PEKİ FİNANSMAN NASIL SAĞLANACAK?

 

A- KAYITDIŞI SORUNUNA ÇÖZÜM ÜRETİLMESİ GEREKİR.

 

Ülkemizde bir çok nedenle Sosyal Güvenlik kurumuna yatması gereken primler eksik yatırılmakta veya hiç yatırılmamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumunun temel görevleri arasında yer alan Denetlemenin zamanında ve etkin yapılamasından dolayı toplanamayan primlerin faturası emekliye, çalışana sabit gelirliye  çıkarılmaktadır.

 

Ekonomideki işsizlik ,enflasyon ,gelir dağılımdaki adaletsizlik ,sgk prim oranlarının yüksekliği, mevzuatın karmaşıklığı, eğitim düzeyinin düşüklüğü ve toplumda Sosyal Güvenlik Bilincinin daha yeni yeni oluşmaya başlaması kayıt dışının bu kadar fazla olmasının nedenleri olarak sayılabilir.

 

Bir işyerinde birisinin ;

 

*Fiilen çalışmasına rağmen sigortaya bildirilmemesi

 

*Sigortaya aylık ücretinin eksik bildirilmesi ,

 

*Sigortaya gün sayısının eksik bildirilmesi , bunların hepsi kayıt dışıdır.Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun tahsil edeceği prim alacakları  düşer.

 

Türkiye de TUİK 2022 verileri ile toplam istihdam edilen her 4 çalışandan biri kayıt dışı çalışıyor.TUİK rakamlarına göre 2022 yılında 31.460 bin kişi istihdamda yer aldı.İstihdam edilenlerin %26 sı herhangi bir Sosyal Güvenlik Kuruluşuna bağlı değil.Yani 2022 yılında 8.216 bin kişi kayıt dışı çalıştı.

 

Sadece 2022 yılında bile 8.216 bin kişi asgari ücret üzerinden kayıt içine alınsa SGK kasasına her ay 40 milyar ,yıllıkta 480 milyar ek prim geliri girecektir.

 

Emekliyi çalışan çalışmayan diye bölen ve bütçe şartlarını her defasında emeklinin  önüne getiren Çalışma Bakanlığı kendisine bağlı Sosyal Güvenlik Kurumunun görevleri arasında yer alan denetim mekanizmasını çalıştıramadığı için faturayı vatandaşa ödetiyor.

 

B-TESCİLSİZ İŞYERLERİ

 

Diğer bir sorunda faaliyetine devam eden fakat tescili yapılmamış firmalardır.İrili ufaklı bir sürü merdiven altı tabir ettiğimiz firma yine tescili yapılmamış faaliyetine devam eden fakat Sosyal Güvenlik Kurumuna prim  ödemeyen firmalardır.Bunların da sayısı  21.425 olarak SGK ‘nın 2022 faaliyet raporunda yer almıştır.

 

C-FİRMALARA VERİLEN SİGORTA PRİM TEŞVİKLERİ

 

Yine Sosyal Güvenlik Kurumunun özellikle Kurumsal firmalara tanıdığı sigorta prim teşvikleri de gelirlerini düşürmektedir.İstihdamı artırmak amacıyla verilen prim teşviklerinin Sosyal Güvenlik Kurumunda yarattığı gelir kaybı da yine emekliye ve çalışana mal edilmektedir.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu vatandaşın emekli aylık ve ödemelerinde artış yapması için gereken gelir artırıcı faaliyetlerinde yeterli özen ve dikkati göstermelidir.

 

D-5510 SAYILI KANUN İLE GELEN EMEKLİ AYLIK HESABI

 

5510 Sayılı Kanun ile gelen emekli aylık hesaplama sisteminin iptal edilmesi ile emekli aylıkları hak ettiği seviyeye kavuşacaktır. Türkiye’nin gelişmişlik hızından emeklinin aldığı payın da tekrar %100 e çıkarılması gerekmektedir. Asgari ücretle çalıştıkça emekli aylıkları düşmektedir. Bu nedenle prim günü dolan sigortalıyı kayıt dışına itmekte , kayıt içi çalışma teşvik edilmemektedir. Özellikle emeklilik sonrası çalışmalarda prim tahsilatına devam edebilmek için emeklilik sonrası çalışmaların emekli aylığına katkısı sağlanmalı bu konuda ivedilikle çalışmalar ortaya konulmalıdır.

 

E-SAĞLIK HARCAMALARI

 

Sosyal Güvenlik Kumunun giderleri içinde ana kalemi oluşturan sağlık harcamaları prim toplanan kesim dışında da kullanılmaktadır. Mülteciler ,sığınmacılar hepsinin sağlık harcamaları da Sosyal Güvenlik Kurumunun kasasından çıkmaktadır.

 

Yıllarca prim ödeyen emeklilik döneminde sağlık hizmeti almayı umut eden büyük bir kesim sağlık hizmetine ulaşamamaktadır.

 

Prim ödeyenden çok prim ödemeyene sağlık hizmeti verilmektedir. Sağlık sunucularının Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsil ettiği reçete, sağlık harcamaları da yeterince denetlenememektedir. Siyasi iradenin müdahalesi olmadan hastane ve sağlık sunucularının denetimi yapılamamaktadır.

 

F-EMEKLİLERE VERİLEN ENFLASYON FARKLARI 

 

Siyasi iradenin özellikle seçim dönemlerinde emekliye çalışana ek düzenleme yapması seçim malzemesi yapması kabul edilemez.Emeklilik uzun vadeli bir planlamadır ve kişilerin insafına bırakılamaz.Bu nedenle adil,aktüerya hesabına uygun planlı ve eşitlikçi düzenlemeler yapılmalıdır.

 

Emekliyi önce enflasyona maruz bırakıp sonrasında enflasyon farklarını vermek emekliyi sürekli borç içinde bırakmak ileride sosyal patlamalara sebebiyet verecektir.Bu nedenle her ayın üçünde açıklanan enflasyon farkı emekliye her ay düzenli olarak yatırılmalıdır.

 

Emeklinin yaşadığı mağduriyetin giderilmesi konusunda tüm Sivil Toplum Kuruluşları ortak hareket edebilmelidir. Emekli bu ülkenin yıllarca prim ödemiş çalışmış kesimidir ve emekli olduğunda rahatça yaşaması için Devlet gerekli önlemleri düzenlemeleri hayata geçirmelidir.

 

 

Sağlıcakla Kalın, Dilek Ete www.dilekete.com

 

TEL:05323644333

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler