Sosyal Medya

Genel

Devlet Hastanelerinden randevu alınamıyor, sağlık özel sektörün tekeline mi bırakılıyor?

Devlet hastanelerinden randevu alınamadığına dikkat çeken SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken, “Özel sağlık sigortası yaptıranların sayısı giderek artıyor. Bu da, sağlık özel sektörün tekeline mi bırakılıyor sorusunu akıllara getiriyor" dedi...

Devlet Hastanelerinden randevu alınamıyor, sağlık özel sektörün tekeline mi bırakılıyor?

Devlet hastanelerinden randevu alınamadığına dikkat çeken SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken, “Özel sağlık sigortası yaptıranların sayısı giderek artıyor. Bu da, sağlık özel sektörün tekeline mi bırakılıyor sorusunu akıllara getiriyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Beni Türk Hekimlerine emanet edin’ sözünden yola çıkarak savaştan çıkan bir ülkenin azimle yarattığı sistemi yeniden ülkemize getirelim. Unutmayalım ki eğitim ve sağlık, bizleri refaha ulaştıracak en baş aracımızdır” dedi.

Son yıllarda hasta ve hastalık sayısı artarken doktor sayısında düşüş yaşanıyor. Doktor başına düşen hasta sayısı doktorların hastalarla yeterince ilgilenememesini beraberinde getiriyor. Uzman doktorların yurtdışına gitmesi başlı başlına bir sorun oluyor. Pek çok devlet hastanemizde randevu alamamak ise sağlık sektöründeki büyük fotoğrafı görmemize yetiyor.

HANİ HEKİM SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ?

“Son dönemlerde hastanelerde randevu alınamıyor. Bazı branşlarda randevu bulmak için ileri tarihlerde Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) açılacağı söyleniyor. Ya da MHRS’de randevu açılırsa haber ver butonu ile alarm kuruluyor. Lakin randevu gece yarıları açılıyor. Çoğu insanın bu randevudan ancak sabah haberi oluyor. Hemen internete ya da telefona sarıldığında maalesef randevunun bittiğini öğreniyor. Hani hekim seçme özgürlüğümüz ya da hakkımız var ya maalesef hekim seçmeyi bırakın vatandaşımız, uzman hekimi bulduğu anda randevu almaya çalışıyor” diyen Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken, “Açıldı denilen ancak malzeme eksikliği, personel eksikliği olup diğer hastanelerden personel eksikliği tamamlanmaya çalışılan, yeni açılan şehir hastaneleri var. Randevusunu bile hastanenin santralini arayarak alma şansın var. Randevuyu alıyorsun bir şekilde çünkü bu hastanelerin vatandaşa işlevsel hale getirildiğinin ispatlanması gerekiyor. Randevu alınıyor fakat bu sefer de yeni açılan şehir hastanesine ulaşmak için ulaşımda zorlanılıyor. Şehir hastanesini açarken il içindeki diğer hastaneleri kapatmayacağız denilip açık kalacak denilen ancak boşaltılan hastanelerimiz var. Bir türlü deprem önlemini almadığımız depreme dayanıklı hala getirmediğimiz hastanelerimiz var. Bunun yanında kapatılacak denilip yarı açık bırakılıp hizmet veremez hale getirilen hastanelerimiz var” ifadelerini kullanarak sağlıkta son dönemlerde yaşanan sorunlardan bazılarını sıraladı.

YANLIŞ PLANLAMAYLA HASTANELER HİZMET VEREMEZ HALE GETİRİLDİ

Yanlış, eksik ve programsız bir planlama ile düzgün hizmet veren, sağlık yükünü yıllarca omuzlamış hastanelerin hizmet veremez hale getiriliğini ifade eden Akarken, “Yaşanılan bu kaosta hasta, hasta yakınları, hekimler başta olmak üzere sağlık kurum çalışanları bu programsızlığın yükünü taşımakta. Yük her geçen gün artıyor. Bu yük daha fazla şiddete uğrayarak gelecek belirsizliği ile artıyor. Hastalar hekime, hastaneye ulaşamadıklarında açılan devasa şehir hastaneleri de olsa işlevsizliği ile mağduriyetler yaşanıyor. Hizmete, hizmet yılına tecrübeye saygı yok. Yıllarca emek vermiş, gecesini gündüzüne katmış sağlık personelleri hala sahadayken; genç yeni mezunlar idari birimlerde ya da masa başlarında bulunuyor. Sahada olmayan personel sahanın sesi nasıl olur, ya da mağduriyetleri nasıl giderir?” dedi.

ÇOĞU İLÇE HASTANELERDE UZMAN DOKTOR YOK

Sağlık sektöründe bir dizi problemin yaşandığının özenle altını çizen Akarken, “Çoğu ilçe hastanelerde uzman doktor yok. Yeni mezun hekimlerle sağlık hizmeti dönüyor. Sağlık sistemi öyle ya da böyle dönüyor ama maalesef verimli dönmüyor. Yeni mezun hekim, danışacağı bir uzman hekimi bulamadığından ağırlıkla maalesef sevk zincirini kullanmayı seçiyor. Ya da bu sistemde uzman olması gerektiğini değerlendirerek istifa ederek uzmanlık sınavına çalışmayı seçiyor. Birçok mezun veriyoruz ama yeterli kadro açmıyoruz. Uzmanlık sınavlarında da yeterli kadroya yer vermiyoruz ya da veremiyoruz. Pratisyen hekime zorlayarak bir randevu bulabiliyorsunuz fakat kısacık muayene süreleri olduğu için yapılacak işlemler için ya randevu veriliyor ya da uzmana yönlendiriliyor. Uzman hekim bulunamadığı için iş burada tıkanıyor. Ağız diş sağlığı merkezlerinde de durum pek iç açıcı değil” ifadesini kullandı. Hizmet alımının laboratuvar ve röntgen biriminde gerekli planlamalar yapılmadan işlevsel hale getirildiği için zarar edildiğini söyleyen Akarken, beklenilen hasta sayısına ulaşılamadığı için zarar edileceği beyan edilerek hizmet alımının kesildiğini, çevre illerden geçici görevlendirme ile personel takviyesine gidildiğini de belirtti. Akarken, geçici görevlendirme yapılan personelin sorumlu olduğu bir ailesinin bulunduğunun küçük çocuklarının da olacağının unutulmaması gerektiğinin özenle altını çizdi.

SAĞLIK, ÖZEL SEKTÖRÜN ELİNE Mİ BIRAKILIYOR?

Devlet hastanelerindeki bu olumsuzluklarla sağlık özel sektörün eline mi bırakılıyor algısının arttığını söyleyen SAHİM-SEN Başkanı Akarken açıklamasını şöyle bitirdi: “Tamamlayıcı sağlık sigortası yaptıranların sayısını her gün artmaya devam ediyor. Lakin bu da çözüm değil. Çünkü özel sektörde de iğneden ipliğe gelen zamlardan sonra vatandaşın özel sektörden de hizmet alması günden güne zorlaşıyor. Sayısı giderek artan tıp fakülteleri, diş hekimliği fakültelerinden, yüksekokullardan, hekim, hemşire, fizyoterapist, tekniker, diyetisyen, tıbbi sekreter, 39 branşta mezun vermek çözüm değil. Mezun verdiğin hekimlere yeterli uzmanlık kadrosu açmazsan diş hekimleri başta olmak üzere 39 branşta sağlık çalışanına yeterli kadro açmazsan yurtdışına her meslek grubundan gidecekler artacaktır. Oysa ki ülkelerinde kalarak mesleki ve sosyal özlük hakları kapsamında gelişmelerine olanak tanınmasını sağlamak, kısa ve uzun vadede sağlık hizmetlerimizin daha iyi olmasına katkı sağlayacaktır. Biri bitmeden ötekisi başlayan şiddet olaylarında bıçak kemiğe dayanmış hatta kemiği de delip geçmiştir. Sağlıkta hizmet isteniyorsa başta hekim olmak üzere sağlık kurum çalışanlarına uygulanan sistematik hale dönüşen şiddete etkili önlem, caydırıcı yasal düzenleme, daha duyarlı davranan hasta ve hasta yakınını oluşturacağımız iş ve işlemlere imza atmamız TBMM’de STK temsilcilerinin de olacağı bir komisyonun faal hale geleceği bir sistemi inşa etmeliyiz. Cumhuriyetin kuruluşunun ikinci yüzyılına girdiğimiz bugünlerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Beni Türk Hekimlerine emanet edin’ sözünden yola çıkarak savaştan çıkan bir ülkenin azimle yarattığı sistemi yeniden ülkemize getirelim. Unutmayalım ki eğitim ve sağlık bizleri refaha ulaştıracak en baş aracımızdır.”

BAKMADAN GEÇME

  • Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yönetimde tacir ve sanayici farkı…’

    Trump’ın görev başına geldiği 2025 Ocak ayından bu yana, dünya ekonomisinde sular durulmuyor...

  • PwC Türkiye: Bankacılık sektöründe dolandırıcılıkla etkin mücadele, tüm paydaşların iş birliği ile mümkün

    PwC Türkiye, finansal dolandırıcılığın giderek daha karmaşık ve yaygın hale geldiği günümüzde bankacılık sektörüne ışık tutacak kapsamlı bir araştırmaya imza attı...

  • FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos ayında geriledi…

    Finansal Kurumlar Birliği’nin İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Ağustos ayı bülteni yayımlandı...

  • Gedik Yatırım model portföyüne ‘Coca Cola İçecek’i ekledi

    Son 12 ayda düşük karlılık döneminin ardından şirketin daha iyi bir karlılık döngüsüne girdiğine inandığımız için Coca Cola İçecek'i portföyümüze ekliyoruz...

  • Kimpur, 2024 Entegre Raporu’nu Yayınladı

    Türkiye’nin önde gelen poliüretan sistem evi Kimpur, beşinci raporunu yayımladı. İlk iki yılı sürdürülebilirlik raporu, son üç yılı entegre rapor formatında olmak üzere beş yıldır düzenli olarak raporlama yapan şirket, “Yarınların iklim ile değil, bilinç ile şekillendiği bir dünya” temasıyla hazırladı...

  • Goldman Sachs’tan Uyarı: ABD Hisselerinde “Altın Saçlı Kız” Senaryosunu Tehdit Eden Üç Büyük Risk!

    ABD borsaları Trump’ın gümrük tarifeleri, yapay zeka rallisi ve Fed’in faiz indirim beklentileri ile tarihi zirvelere yaklaşırken, Goldman Sachs üç büyük risk konusunda yatırımcıları uyardı: stagflasyon ihtimali, uzun vadeli tahvil piyasasında sert dalgalanmalar ve ABD dolarında keskin değer kaybı. Bankaya göre bu riskler gerçekleşirse, ABD hisse senetlerinde görülen “Goldilocks” yani ne çok sıcak ne çok soğuk, denge ekonomisi beklentisi hızla dağılabilir.

  • Eski MKE Başkanı İsmet Sayhan Tutuklandı: Assan Group’a Ait 10 Şirkete Kayyum Atandı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Selahattin Yılmaz suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde, Assan Group sahibi Emin Öner ve şirket genel müdürü Gürcan Okumuş hakkında “FETÖ üyeliği” ve “askeri casusluk” suçlarından gözaltı kararı verildi. Assan Group’a bağlı 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.

  • TCMB: Konut Kredileri Kaynaklı Nakit Akışı İç Tüketimi Destekliyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Ekonomi Notları” raporuna göre, konut kredilerinden kaynaklanan nakit akışı kanalı, 2024 yılında özel tüketime %6,9 oranında katkı sağladı. Raporda, bu etkinin, sıkı para politikasına rağmen tüketimdeki yavaşlamayı sınırlayan temel faktörlerden biri olduğu vurgulandı. Düşük faizle geçmişte çekilen uzun vadeli konut kredilerinin, enflasyonla eriyen faiz yükü sayesinde hâlâ iç talebi desteklediği ortaya kondu.

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

Benzer Haberler