Sosyal Medya

Ekonomi

Recep Erçin yazdı:  İşte OVP gerçeği! Kaynak, üretim, kalkınma yok

  OVP’deki büyüme ve istihdam hedefleri göstermelik kalabilir. Sıkı para politikası döneminde dış finansman ile çarkları döndürme niyeti programda gizlenmiş.…

Recep Erçin yazdı:  İşte OVP gerçeği! Kaynak, üretim, kalkınma yok

 

OVP’deki büyüme ve istihdam hedefleri göstermelik kalabilir. Sıkı para politikası döneminde dış finansman ile çarkları döndürme niyeti programda gizlenmiş. Yapısal reform adımları ise zayıf bir kalkınma niyetine işaret ediyor.

Merakla beklenen Orta Vadeli Program’da “yapısal reform” adı altında kamu tarafından atılacak adımlar da sıralandı. Bu maddeler yeni beş yıllık kalkınma planı öncesinde bir gösterge niteliği taşıyor. Bu maddeler içerisinde dikkatimizi çekenler şöyle oldu:

Kalkınma Planı ve Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerine uygun olarak yerli üretimin ve teknolojik kabiliyetlerin geliştirilmesi sağlanacak, stratejik ürün ve teknolojiler için ürün bazlı yatırım yol haritaları hazırlanacaktır.

Türkiye Varlık Fonu ve özel sektör tarafından gübre ve petrokimya başta olmak üzere sanayinin ihtiyaç duyduğu yeni yatırımlar hayata geçirilecektir.

Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kritik ürün ve teknolojilerin yerli imkânlarla geliştirilmesi ve üretilmesi için etkin şekilde kullanılacaktır.

 

İhracatta yurt içi katma değerin ve çıktı ürünün teknolojik seviyesini artırmak üzere Dâhilde İşleme Rejiminin öncelikli hedef ürün ve sektör kapsamına ilişkin düzenleme yapılacaktır.

Dijital ve yeşil dönüşüm kapsamında, ithalata bağımlılığı azaltmaya ve arz güvenliğini temin etmeye yönelik ulusal kritik hammaddeler stratejisi hazırlanacaktır.

Yeni sanayi bölgeleri ve lojistik hatları afet riskleri gözetilerek oluşturulacak, mevcut demiryolu altyapısı daha etkin kullanılarak, sanayi bölgeleri ve limanlarla (RORO dâhil) bağlantıları güçlendirilecektir.

Büyük ölçekli ve nitelikli yatırımlar, hızlı büyüyen KOBİ’ler ve entegre tesisler için başta organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgeleri olmak üzere planlı sanayi alanları genişletilecektir.

Ürün ve tarım parseli bazında asgari ve azami üretim alanları belirlenecek, çiftçi başvurularının, üretim izinlerinin ve ekim kontrolünün çerçevesi ortaya konulacaktır.

 

UTANGAÇ PLANLAMA

Buradan bakınca utangaç bir planlama söz konusu. Çünkü Varlık Fonu bünyesinde yıllardır bekleyen petrokimya tesisine ferrokrom tesisleri, paslanmaz çelik ve metal sektörü için izabe tesisleri kurulumu da eklenmeliydi. Yine dış ticaret tarafında ithal ikame yatırımları konusunda daha cesur ifadeler yer almalıydı.

 

Nitekim eski Hazineci Hakan Özyıldız da X hesabından yaptığı yorumda, “Ekonomide sorunların birikiminin sonucu oluşan stok sorunları (sanayisizleşme, cari açık, dolarizasyon, KKM, bütçe açığı, yüksek dış borç, dolarize olmuş kamu borcu ve en önemlisi işsizlik) yerine bunların yıllık akım sorunlarını öncelikleyen programların başarı şansı sınırlıdır.” dedi.

 

İktisatçı Dr. Baki Demirel ise, “Ben daha ilginç bir soru sorayım; kur yüzde 44 artarken iki yıldır firmaların fiyat artışları kur artışının nerdeyse 2-3 katı iken 2024 yılı enflasyonu nasıl olacakta yüzde 33 olacak; faizleri artırarak mı? İç talep baskılanıyorken dış talep destekleyici değilken ekonomi nasıl büyüyecek?” diye sordu.

 

Demirel’i destekleyen bir tespit ekonomi yazarı Uğur Gürses’ten geldi. Gürses X hesabından yaptığı yorumda, “2024’te öngörülen özel tüketim büyümesi yüzde 3.5; 2023’te gerçekleşme tahmini yüzde 10.9’a göre epey bir yavaşlama demek. Belli ki 2024’ün birinci çeyreğinden sonra (seçim sonrası) sıkılaşma ‘gerektiği gibi’ yapılacak… Böylece enflasyon düşüşüne seçim sonrasına randevu verilmiş…” ifadelerini kullandı.

 

FÖŞ yazdı:  Orta Vadeli Programın olumlu yönü ağır basıyor

KAYNAK NEREDEN GELECEK?

Nitekin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de sosyal medya hesabından attığı iletide “Orta Vadeli Program: Makro-finansal istikrar, dezenflasyon ve yapısal dönüşüm…” mesajı verdi. Bu tespitlere bakınca kapsamlı bir kalkınmadan ziyade makro göstergeleri düzeltmeye odaklanmış, faizin arttığı ortamda büyümenin ise dış finansman ile sağlanacağı tahmin ediliyor.

 

Finans yorumcusu Tan Haskol da X hesabındaki yorumda buna işaret ederek, “OVP’de çok yüksek miktarda para girişi beklentisi var gibi görünüyor. Mevcut cari dengeyle tutturulması mümkün olmayan hedefler. Enflasyona enerji binecek, cari dengeden turizm çıkacak. Güçlü daralma ile program desteklenirse büyümenin yüzde 4 üzerinde kalması ya da gelirin dolar bazında nominal büyümesi güç vs. bir sebepten büyük bir döviz akışı olursa bazı hedeflerin tutturulma şansı var gibi. Bu bilmediğimiz girişlerle olası bir ödemeler dengeler krizinin de atlatıldığını varsaydım.” ifadelerini kullandı.

 

BÜTÇE 2025’TE NORMALLEŞECEK!

Öte yandan Orta Vadeli Program’ın (OVP) makro göstergeleri deprem etkisini ortaya koyuyor. Bütçe milli gelir oranı 2023 için yüzde 43.71 iken 2024’te yüzde 43.51 oluyor. 2025’te ise yüzde 24’e ve 2026’da yüzde 23.51’e düşüyor. Enflasyonist dönem ve deprem etkisi yüzünden bütçe büyüklüğü milli gelirin yarısına yaklaşırken OVP’nin son iki yılında çeyreğine kadar geriliyor. Nitekim OVP’de şöyle deniyor:

 

“Depremde hasar gören bölgelerin yeniden ihyası ve imarı ile depremin etkilerinin ortadan kaldırılması amacıyla 2023 yılında 762 milyar TL harcama yapılacağı tahmin edilmektedir. Söz konusu harcamalar hariç 2023 yılsonunda bütçe açığının GSYH’ya oranının yüzde 3.4 olacağı öngörülmektedir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan da açıklamasında, “2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız.” bilgisini aktardı. Önceki yıllara baktığımızda bu oran 2022’de yüzde 15.6, 2021’de yüzde 22, 2020’de yüzde 23.8 ve 2019’da 23.1 düzeyindeydi. Buna göre bütçe büyüklüğü 2025 ile birlikte normalleşecek.

 

FAİZ GİDERİ 6 PUAN ARTACAK

Ancak OVP’de öngörülen faiz giderleri oldukça dikkat çekici. 2023 için yüzde 9.84 olan faiz giderlerinin bütçedeki payı 2024’te yüzde 11’e, 2025’te yüzde 14’e ve 2026’da da 2.3 trilyon liraya dayanan dev faiz ödemesi ile yüzde 15.5’e yükseliyor. OVP’de dikkatimizi çeken bir başka husus istihdam tarafında oldu. 2022’de yüzde 53.1 olan işgücüne katılım oranının 2026 sonunda yüzde 55.6’ya çıkacağı öngörülüyor. Önceki yıl verilerine baktığımızda çeyreklik bazda 2018’in üçüncü çeyreğinde yüzde 54.2’lik orana ulaşılabildi. Oran ulaşılamaz değil fakat yüzde 4-5 bandına sıkışan bir büyüme ile 2.7 milyondan fazla ilave istihdam (Toplamda 34.3 milyon kişi) öngörülüyor. İşgücüne katılım oranı 1.9 puan artacak, istihdam oranı 2.1 puan artacak, işsizlik ise 0.8 puan azalacak. Parasal sıkılaşmanın süreceği ortamda istihdam yuvaları KOBİ’lerin ve hizmet sektörünün bundan etkilenmeyeceği, hem işgücüne katılanlardan çok daha fazla istihdam artışı ile işgücü dışına çıkan kesimlerin de istihdama katılımının sağlanacağı OVP’de öngörülmüş.

 

ÜNİVERSİTE KONTENJANINA İSTİHDAM ODAKLI DÜZENLEME

Bunun için yapılacak reform adımlarına baktığımızda iş gücü piyasasının esnekleştirilmesi öngörülüyor. Bu kapsamda; 2024’ün yaz döneminde bir yasal düzenleme ile “Uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma ile platform çalışması gibi yeni nesil esnek çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda iş dünyasının ihtiyaçları ve iş-özel yaşam dengesi gözetilerek mevzuat düzenlemeleri hızlı ve etkili bir biçimde hayata geçirilecek.”

2015’in ilk üç ayında da “İş Kanununda sosyal taraflar ile diyalog halinde yapılacak değişiklikler ve bu doğrultuda gerçekleştirilecek ikincil mevzuat çalışmaları ile işgücü piyasalarında güvenceli esneklik sağlanacaktır.” denildi. Yine ne eğitimde ne istihdamda olan kesimler için de bir dizi program uygulanacağı belirtilirken, “Mesleki ve teknik eğitim müfredatı özel sektörle işbirliği içerisinde güncellenecek, staj ve işbaşı eğitimi programlarının yaygınlaştırmasını sağlayacak şekilde yönetim ve finansman konuları da dâhil olmak üzere özel sektör katılımı artırılacaktır.” ve “Yükseköğretim kontenjanları kamu ve özel sektörün orta vadede ihtiyaç duyduğu işgücü ile uyumlu hale getirilecektir.” denildi.

 

ABD’YE GÖZ KIRPILDI

2024-2026 yıllarını kapsayan OVP’de dış ticaret tarafında hizmet gelirlerinden medet umulduğu mal ticaretinde ise bir düzelme olmayacağını görülüyor. Buna göre 2023 sonu 112 milyar dolar olan dış ticaret açığı 2026 sonunda 111.8 milyar dolar olarak öngörüldü. Yani üç yılda bir arpa boyu yol alınamayacak. Ancak birçok politik gelişmeden etkilenen turizm başta olmak üzere hizmet ihracatı tarafından ilave 15.7 milyar dolar geleceği öngörüldü. Mal ticaretinde denge sağlayamayan bir ekonominin yapısal anlamda dış ticaret açığının süreceği ve toplamda dış ticaretinin fakirleştiren bir yapıda kalacağını not etmek gerekiyor.

 

Yapısal reformlar tarafında dış ticaret tarafından en dikkat çeken ifade ise şu oldu: “Dış ticaretin geliştirilmesinde ‘dost ülkelerden tedarik’ ve ‘yakın ülkelerden tedarik’ gibi yaklaşımlar izlenerek, ortak değer, amaç ve çıkarları olan ülkeler ile ekonomik ve ticari ilişkiler derinleştirilecektir.” Tırnak içi iki kavram ABD’nin “Ekonomik NATO” kapsamında ortaya attığı ve ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’in ilan ettiği ilkeler. Türkiye’nin yeni dönemde ABD odaklı bir dış ticaret politikasına yöneleceğinin taahhüdü olarak OVP’ye yazılmış olmalı!

 

Bunun yanında hali hazırda 2010’ların başından beri yılan hikayesine dönen Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik de, “AB kurumları ve üye ülkeler nezdinde çalışmalar yürütüleceği, AB Gümrük Kodu reformu yakından takip edilerek Gümrük Kanununun uyumu ve AB bilgi sistemlerinin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılacağı” kaydedildi.

 

 

Yazarın izniyle  Aydınlık’tan yeniden yayınlandı

 

BAKMADAN GEÇME

  • Sanayi üretiminde bahar canlanması!

    Mart ayında sanayi üretimi hem aylık hem yıllık bazda artış gösterdi. Madencilik ve imalat sanayi yükselişe geçerken, enerji üretiminde düşüş yaşandı.

  • Enerjisa Üretim’den 2.5 milyar dolarlık yenilenebilir enerji hamlesi

    Türkiye'nin en büyük özel elektrik üreticisi Enerjisa Üretim, 30. santralini devreye aldı. Uygar RES’in tamamlanmasıyla Türkiye’nin ikinci en büyük rüzgâr santrali devreye girecek. Şirket, 11 ülkeye hizmet verirken 2.5 milyar dolarlık dev yatırım planını sürdürüyor.

  • Özgür Özel: “19 Mart süreci Türkiye’yi paralize etti, KOBİ’ler iflasa sürüklendi”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sanayi Odası ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalarda 19 Mart sonrası yaşanan ekonomik gelişmelere sert tepki gösterdi: "Türkiye'yi ayakta tutan sağlam kolonlar nefes alamıyor."

  • Aracı Kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?  Yükseliş sürebilir

    Genel bir değerlendirme yaptığımızda, son dönemde  sergilediği zayıf seyirle 9,000 bölgesine kadar savrulan  piyasada, dün itibarıyla bu kritik destekten yukarı yönde bir  toparlanma çabası daha başlamış durumda. Yaşanan  yükseliş hareketinin, son dönemkilerden farklı olarak, daha  homojen bir şekilde farklı sektör endekslerine yansımış  olmasını, hareketin devamı açısından cesaret verici olarak  görüyoruz.

  • Dövize kaçış bitti, TCMB rezervleri yükselişe geçti

    2 Mayıs haftasında swap hariç net rezervlerde 2,9 milyar $’lık azalış, yurtdışı yerleşiklerin 1,2 milyar $’lık DİBS satışı ve DTH’lardaki 825 milyon $ azalış öne çıkıyor. Ayrıca, TCMB Analitik Bilanço verilerine göre, swap hariç rezervlerde 7 Mayıs itibariyle 4,2 milyar $’lık artış olduğunu hesaplıyoruz. Haftalık hareketleri şöyle sıralayabiliriz:

  • SABAH Analizi: Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, Bitcoin kükredi, dolar toparladı!

    ABD-İngiltere ticaret antlaşması piyasalar moral verdi. Bitcoin, dolar ralliye geçti

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

Benzer Haberler