Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Özlem Derici Şengül: Haftalık Makro görünüm

HAFTALIK MAKRO GÖRÜNÜM   YURTDIŞI Haftanın küresel piyasalar gündemi S&P500’de işlem gören Silicon Valley Bank’in (SVB) faaliyetlerinin durdurulması oldu. ABD’nin…

Özlem Derici Şengül: Haftalık Makro görünüm

HAFTALIK MAKRO GÖRÜNÜM

 

YURTDIŞI

Haftanın küresel piyasalar gündemi S&P500’de işlem gören Silicon Valley Bank’in (SVB) faaliyetlerinin durdurulması oldu. ABD’nin büyük bankalarından sayılan ve aktiflerinde çok fazla tahvil pasiflerinde mevduat taşıyan bankanın faizlerin artmasıyla aktif yapısı bozulmuş ve pasif tarafta da 2022’de 2021’e kıyasla daha düşük mevduat tutar hale gelmiş. Banka mudilerin hızlı bir şekilde mevduatlarını çekmesi sonucu geçtiğimiz hafta 21 milyar dolarlık tahvil pozisyonunu yaklaşık 1,8 milyar dolar zararla kapatmış ve 2 milyar doların üzerinde sermaye artırımına gideceğini duyurmuştu. Hisse fiyatının bir günde %60’ın üzerinde değer kaybetmesi mevduat düşüşünün devam etmesi sonucu bankanın işlemleri askıya alındı ve bankaya kayyum atandı. SVB, teknoloji endüstrisi bankacılığında uzmanlaşmış ve genellikle startuplara kredi veriyordu. Banka aynı zamanda startupların halka arzlarına da yardımcı oluyordu.

SVB ve ardından Silvergate Capital’ın kırılganlıklarının ortaya çıkması geçtiğimiz hafta Fed Başkanı Powell’ın yaptığı açıklamalarla da ilişkilendiriliyor. Geçtiğimiz hafta Powell kongre önünde yaptığı konuşmada faiz artışlarının hızının ve miktarının artırılabileceğine dair sinyaller vermişti. ABD Federal Deposit Insurance Corporation (FDIC)’nin açıklamalarına göre 2022 sonu itibariyle ABD bankacılık sistemi içerisinde 2022 sonu itibariyle satılmaya hazır ve vadeye kadar elde tutulacak menkul kıymetler üzerinde realize edilmemiş 620 milyar dolar zarar olduğunu açıkladı. Bu zararlarda ABD’de uygulanan ve tarihte uygulanmamış hızda uygulanan faiz artışlarının rolü bulunuyor.

Ayrıca geçtiğimiz hafta açıklanan ve yine beklentilerin üzerinde gelen tarım dışı istihdam verisi de tedirginliği arttırabilir çünkü veri her ne kadar ilk etapta pozitif piyasa fiyatlaması oluştursa da istihdam piyasasının güçlü olduğuna ve ücret enflasyonunun yükseldiğine işaret ediyor. Geçtiğimiz Cuma açıklanan veriye göre Şubat’ta tarım dışı istihdam 311 bin kişilik artışla 205bin kişilik beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Önceki aya ait veri ise 517binden 504bine revize edildi. %3.4’te sabit kalması beklenen işsizlik oranı %3.6’ya yükselirken bu artışta işgücüne katılım oranının %62.4’ten %62.5’e yükselmesi etkili oldu. Ücret enflasyonunun en önemli göstergesi olan ortalama saatlik ücretler Şubat’ta %4.4’ten %4.6’ya yükseldi; beklenti enflasyonun %4.7 olmasıydı. Ortalama saatlik ücretlerin beklentilerin altında gelmesi ABD 2 yıllık ve 10 yıllık tahvil faizlerinin gerilemesine, DXY’nin 104’lere gerilemesine yol açtı. SVB ile ilgili endişeler 104.0’a kadar gerileyen endeksin yeniden 104.6’lara yükselmesine neden olurken hafta içerisinde %5.0’in üzerini gören 2Y tahvil faizi düşüşünü sürdürdü ve haftayı %4.59 seviyesinde kapattı.

Haftanın en önemli verisi Salı açıklanacak ABD Şubat TÜFE enflasyonu olacak. 15:30’ta açıklanacak enflasyonun %6.4’ten %6.0’ya gerilemesi, çekirdek enflasyonun %5.6’dan %5.5’e düşmesi bekleniyor. Beklenenin üzerinde gerçekleşecek bir enflasyon verisi tahvil faizlerinde ve dolar endeksinde yeniden artışa neden olacaktır. TÜFE kadar olmasa da Çarşamba 15:30’da açıklanacak ABD ÜFE enflasyonu da piyasalar tarafından yakından takip edilecek. ÜFE enflasyonunun Şubat’ta %6.0’dan %5.4’e, çekirdek ÜFE enflasyonunun ise %5.4’ten %5.2’ye gerilemesi bekleniyor. ÜFE enflasyonunda düşüşün devam etmesi tüketici enflasyonu ile ilgili beklentileri olumlu etkileyecektir. Cuma açıklanacak Michigan Universitesi beklenti anketi de enflasyon beklentileri ile ilgili bilgi almak açısından önemli olacak. Şubat’ta açıklanan endekse göre ABD’de 1 yıllık enflasyon beklentisi %3.9’dan %4.1’e yükselmişti.

Haftanın piyasalar açısından diğer önemli gelişmesi Perşembe 16:15’te açıklanacak AMB faiz kararı ve 16:45’te gerçekleşecek basın toplantısı olacak. Şubat ayında AMB Başkanı Lagarde Mart ayında 50 baz puanlık bir artış planladıklarını açıklamıştı, o yüzden piyasada 50 baz puanlık artış fiyatlanmış durumda ancak Lagarde’ın önümüzdeki döneme dair açıklamaları EURUSD için kritik önemde olacak. ABD’de yaşanan gelişmeler Euro’nun değer kazanmasını engellese de Lagarde’ın önümüzdeki dönemde faiz artışlarına devam edileceği ve hızın düşürülmeyeceğine dair açıklamaları EURUSD paritesine destek olacaktır.

Haftanın diğer önemli verileri Salı 5:00’te açıklanacak Çin, 7:30’da açıklanacak Japonya, 13:00’te açıklanacak Euro Bölgesi ve Cuma 16:15’te açıklanacak ABD sanayi üretimi olacak.  Çin’de açıklanacak Ocak-Şubat sanayi üretimi artışının %2.6 olması bekleniyor. Önceki dönemde üretim artışı %1.3 olmuştu. Beklenene paralel bir artış Çin ekonomisi ile ilgili hızlanma beklentilerini destekleyecektir. Japonya’da Ocak sanayi üretiminin aylık bazda %0.3 artıştan %4.6 daralmaya dönmesi bekleniyor.  Euro Bölgesi sanayi üretiminin Ocak’ta geçen yıla göre %1.7 daralmadan %0.2 büyümeye dönmesi bekleniyor. ABD’de ise Şubat’ta aylık üretim artışının %0.4 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Önceki ay üretimde bir değişim olmamıştı. Ayrıca Salı 15:30’da açıklanacak perakende satışlar da ABD’de ekonomik aktivite ile ilgili bilgi vermesi açısından önemli bir veri olacak. ABD’de perakende satışların Şubat’ta aylık bazda %0.3 daralması bekleniyor. Önceki ay satışlar %3.0 artış göstermişti. Öte yandan çekirdek perakende satışlar %2.3 olarak gerçekleşmişti ve Şubat’ta %0.2’ye yavaşlama göstermesi bekleniyor. Beklenenden yüksek bir perakende satışlar verisi ekonomik aktivitenin canlı olduğuna ve Fed’in daha uzun süre sıkı para politikasına devam edeceğine işaret edeceği için piyasada olumsuz algılanacaktır.

 

YURTİÇİ

TCMB geçtiğimiz hafta aldığı kararla ticari kredi faizlerinde olduğu gibi tüketici kredi faizlerini de referans faize bağladı. Açıklanan aralıkların üzerinde faizle kredi veren bankalar ilave menkul kıymet tutma yükümlülüğü ile karşı karşıya kalacaklar. Düzenlemeye göre ihtiyaç kredilerinde “faiz/kâr payı oranı TCMB tarafından ilan edilen bileşik referans oranının 1.8 ile 2.0 katı arasında olanlara birinci kademede, 2.0 katından yüksek olanlara ikinci kademede” menkul kıymet tutma zorunluluğu getirildi. Böylelikle, oto ve konut kredileri haricinde verilecek ihtiyaç kredilerinde en yüksek aylık faiz %1.37 (yıllık basit %16.56) olacak. Referans faizin 1.8 ile 2.0 katı arasında faiz uygulaması halinde %20, 2.0 katının üzerinde faiz uygulanması halinde ise %90 menkul kıymet tutmak zorunda kalacak.

Haftanın önemli verilerinden mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi Ocak ayında ekonomistlerin beklediğinden fazla arttı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, Aralık ayında revize edilen -%0,4’e kıyasla yıllık %4,5 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi Ocak’ta %1,9 a/a arttı ve Aralık ayı verisi %1,7’ye revize edildi. Arındırılmamış verilere göre ise, sanayi üretiminde, geçen yılın aynı dönemine göre %7 oranında artış gerçekleşmiştir. Böylece sanayi üretiminde üç aylık ortalamalardaki yıllık değişim arındırılmamış endekslerdeki değişime göre %1,6 olmuştur.

Ocak ayında mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı, geçen yılın aynı ayında %11,2 iken 1,5 puan azalarak %9,7 olarak gerçekleşti. Bir önceki ay ile kıyaslandığında ise arındırılmış işsizlik oranının %10,2’den 0,5 puan düşüş gösterdiği görülmektedir. Böylece Ocak 2020’den beri en düşük oran gerçekleşmesi oldu. İşsiz sayısı Aralık ayına göre 166 bin düşüşle 3,42 milyon oldu. Genç işsizlik oranı Aralık’taki %19,7’den %20,2’ye yükseldi. “Geniş işsizlik oranı” olarak adlandırılan işgücü yetersiz kullanımının bileşik ölçüsü, önceki ay %21,3’ten %21,9’a yükseldi.

Reel efektif döviz kuru Şubat’ta TÜFE bazlı olarak %2.9 artışla 58.7 oldu. Endekste gelinen seviye TL’nin reel bazlı Ekim 2021’den beri ulaştığı en yüksek seviye. ÜFE bazlı endekste ise değer kazancı daha sınırlı düzeyde %0.24 olarak gerçekleşti. Şubat itibarıyla geçen seneye göre TL’de reel değer kazancı TÜFE bazlı olarak %9.0’a, ÜFE bazlı olaraksa %17.1 olarak gerçekleşti. Yılbaşından bu yana ise ÜFE bazlı reel değişim görülmezken TÜFE bazlı olarak %7.1 değer kazancı yaşandı. TL’deki değer kazancı dış ticaret gelişmelerine de yansıyor. Özellikle ÜFE bazlı endeksteki değer kazancı öncelikle ithalat artışı ikincil planda da ihracattaki düşüşte etkili oluyor. İhracatta dış talep koşullarının da elverişli olmaması düşüşün sadece kur kaynaklı olmadığını gösteriyor. Önümüzdeki dönemde TL’nin nominal değerinde yaşanan stabilizasyonun devam etmesi reel değerlenmenin devam etmesine neden olacaktır.

Nakit bazlı bütçe dengesi Şubat’ta 171.5 milyar TL açık vererek geçen senenin aynı ayındaki 55.5 milyar TL fazlaya nazaran oldukça düşük gerçekleşti. Faiz dışı denge ise geçen sene Şubat’taki 95.8 milyar TL’lik fazlaya karşılık 140.1 milyar TL açık verdi. Geçen seneye nazaran oldukça büyük bir bozulma gösteren bütçe dengesinde geçen sene Şubat’ta gerçekleşen son çeyrek kurumlar vergisi tahsilatında bu sene yaşanan erteleme etkili oldu. Bu yüzden nakit bazlı bütçe dengesinde özellikle Nisan ayında görülebilecek artış bu farkın bir kısmının kapanmasına neden olacaktır.

Merkez Bankası tarafından açıklanan verilere göre 3 Mart haftasında brüt rezervler 811 milyon dolar düşüşle 120,4 milyar dolara geriledi. Böylece son 4 haftada rezervlerdeki düşüş 9 milyar doları aştı. 3 Mart’taki gerileme 1.7 milyar dolarlık döviz rezervi kaybından kaynaklandı; altın rezervleri 888 milyon dolar artış gösterdi. Böylece yılbaşından bu yana rezervler 8.4 milyar dolar azalırken döviz rezervlerinde kayıp 12.6 milyar dolara ulaştı. 3 Mart haftasında net rezervler 8.6 milyar dolardan 8.0 milyar dolara gerilerken, TCMB’deki Hazine mevduatı dahil net rezervler 22,1 milyar dolardan 21,6 milyar dolara düşmüş oldu. TCMB’nin açık pozisyonu ise 55.6 milyar dolardan 56.4 milyar dolara geriledi.

Yabancı yatırımcılar 3 Mart haftasında 137 milyon dolarlık hisse senedi, 69 milyon dolarlık DİBS alımı gerçekleştirdi. Yılbaşından bu yana bakıldığında, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi pozisyonu 487 milyon dolar azalırken, tahvil pozisyonu 118 milyon dolar arttı. 52 haftalık bazda incelediğimizde ise 3,7 milyar doları hisse senedi, 1,5 milyar doları tahvil satışı olmak üzere 5,2 milyar dolarlık sermaye çıkışı gerçekleşti. Önceki hafta sermaye çıkışı 5.9 milyar dolar düzeyindeydi.

3 Mart haftasında yerleşiklerin döviz mevduatı 590 milyon dolar artışla 186.4 milyar dolara yükseldi. Gerçek kişilerin mevduatı 500 milyon dolar artarken kurumsal mevduatlar 90 milyon dolar arttı. Parite etkisinden arındırılmış mevduat değişimi ise tüzel kişilerde 118 milyon dolar düşüş, gerçek kişilerde 6 milyon dolar artış yönünde gerçekleşti. Son 4 haftada parite etkisinden arındırılmış DTH değişimi ise 6.5 milyar dolar düşüş yönünde olurken yılbaşından bu yana döviz mevduatları 5.6 milyar dolar azaldı.

Haftanın en önemli verileri Pazartesi 10:00’da açıklanacak Ocak ayı ödemeler dengesi, perakende satışlar, Çarşamba 11:00’de açıklanacak Şubat ayı merkezi yönetim bütçesi, Perşembe 17:00’de açıklanacak özel sektör orta uzun vadeli dış borç stoku ve Cuma 17:00’de açıklanacak kısa vadeli dış borç stoku ve Fitch değerlendirmesi olacak. Pazartesi 10:00’da açıklanacak ödemeler dengesi ile ilgili piyasa beklentisi 9.2 milyar dolar cari açık verilmesi yönünde. Piyasa beklentisine paralel bir gerçekleşme 12 aylık toplam cari açığın 48.8 milyar dolardan 51.0 milyar dolara yükselmesine neden olacak. Cari açık 51 milyar doların üzerine en son Haziran 2028’de çıkmıştı. Çarşamba açıklanacak merkezi yönetim borç stoku ile ilgili bir beklenti bulunmuyor ancak geçen sene Şubat’ta merkezi yönetim bütçesi yüksek kurumlar vergisi tahakkuku nedeniyle 69.7 milyar TL olarak gerçekleşmişti. Bu sene Şubat ayındaki vergi ödemelerinin Nisan’a atılması nakit bütçe dengesinde olduğu gibi geçen seneye nazaran önemli bir bozulmaya işaret edecektir. Cuma açıklanacak Piyasa Katılımcıları Anketi ise enflasyon beklentilerinde depremin etkileri nedeniyle bozulmanın devam ettiğini görebiliriz. Şubat anketinde yılsonu enflasyon beklentisi %32.46’dan %35.76’ya yükselmiş, 12 ve 24 aylık enflasyon beklentileri sırayla %30.44’ten %30.75’e ve %17.18’den %18.11’e yükselmişti.

Özlem Derici Şengül

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler