Sosyal Medya

Ekonomi

‘En önemli sorun krediye ulaşmanın zorlaşması…’

ASO Başkanı Seyit Ardıç, mevcut konjonktürde maliyetler konusunda her geçen gün öngörülebilirliğin azaldığını belirtti. Ardıç, "Gerçekçi kredi genişlemesini sağlayacak politika tercihleri ortaya konulmalı" dedi...

‘En önemli sorun krediye ulaşmanın zorlaşması…’

Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, “İş dünyasının en önemli sorunu krediye ulaşmanın zorlaşmasıdır” dedi ve ekledi, “Kasım ayında %9 seviyesine çekilen politika faizi likiditeye ulaşma açısından önemli bir adım olup, buna rağmen bankaların piyasayı fonlama da çekimser kalması karşımızda önemli bir sorun olarak durmaktadır. Her geçen gün reel sektörün likiditeye ulaşma imkânları azalıyor.” Ardıç, “Gelecek dönemde gerçekçi ve sürdürülebilir kredi genişlemesini sağlayacak politika tercihi ortaya konulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ASO Başkanı Seyit Ardıç, 2022’de ekonominin gündemini belirleyen risklerin bu yıl da gündemde kalmaya devam edeceğini söyledi. Küresel resesyon kaygılarının arttığını dile getiren Seyit Ardıç büyüme dinamiklerinin zayıfladığını, tüm bu koşullara rağmen Türkiye imalat sanayinin pandemi sonrası Türkiye’nin küresel üretim ve teknoloji üssü olma şansına sahip olduğunu ifade etti.

İş dünyasının gündemindeki en önemli sorunun krediye erişim olduğunu kaydeden Seyit Ardıç bu yıl bir seçim yaşanacağını, ikiz açık tehlikesinin gündemde olacağını bu nedenle seçim süresine bütçe disiplinine uyumun her zamankinden daha fazla önem taşıdığına dikkat çekti.

Seyit Ardıç, “İş dünyasının en önemli sorunu krediye ulaşmanın zorlaşmasıdır. Kasım ayında %9 seviyesine çekilen politika faizi likiditeye ulaşma açısından önemli bir adım olup, buna rağmen bankaların piyasayı fonlama da çekimser kalması karşımızda önemli bir sorun olarak durmaktadır. Her geçen gün reel sektörün likiditeye ulaşma imkânları azalıyor. Büyüme ile kredi genişlemesi arasında korelasyonun yüksek olduğu ekonomimizde, krediye ulaşma imkânlarının zorlaşması yatırım ve büyüme önündeki en büyük engel olarak karşımızda duruyor. Gelecek dönemde gerçekçi ve sürdürülebilir kredi genişlemesini sağlayacak politika tercihi ortaya konulması gerekiyor” açıklamasını yaptı.

Üretim maliyetleri büyümeyi olumsuz etkiliyor

Mevcut konjonktürde maliyetler konusunda her geçen gün öngörülebilirliğin azaldığına işaret eden Ardıç, “Özellikle son dönemde başta enerji olmak üzere birçok alanda maliyet artışı, üretim maliyetlerini ciddi bir biçimde arttırırken, sürdürülebilir büyüme olgusundaki beklentileri olumsuz yönde etkiliyor” dedi.

Riskler 2023’te de sürecek

Küresel ekonominin gelecek yıllarda izleyeceği seyir; Ukrayna-Rusya savaş gibi jeopolitik gelişmelere, Rusya’nın gaz tedarikine ilişkin politikasının Avrupa’daki üretimi ne ölçüde baskılayacağına, Çin’de yeniden tırmanan salgının arz tarafında daha fazla aksamaya yol açıp açmamasına ve yine Çin’de emlak sektörü krizinin yerel bankacılık sektörüne sıçrayıp, olumsuz küresel etkilere sebep olma ihtimali gibi bir dizi etkene de bağlı olacağını anlatan ASO Başkanı Seyit Ardıç şöyle devam etti: “Küresel bazda risk algısının yüksek olduğu bir yılı geride bırakırken, mevcut göstergeler ve beklentiler bu risklerin 2023 yılında da devam edeceğine işaret etmektedir. Merkez Bankalarının enflasyonu kontrol etmeye çalışan sıkı para politikası tercihleri, küresel resesyon kaygılarını her geçen gün arttırıyor. Mevcut ve orta vadede küresel ekonomide büyüme dinamikleri zayıflarken, hem büyüme hem enflasyon açısından zorlu bir dönemi geride bırakıyoruz. Küresel ekonomide Çin merkezli üretim ağına alternatif arayışlarında; sanayisi, rekabetçi fiyatları, nitelikli iş gücü, özellikle coğrafi konumu ile ülkemiz önümüzdeki yıllarda ön plana çıkacaktır.”

Ardıç, Türk imalat sanayindeki gelişmeleri ise şu ifadelerle değerlendirdi: “Pandemi döneminde tedarik zincirindeki bozulma ile lojistikte süre ve maliyetleri arttırması, Türk imalat sanayi, içinde bulunduğumuz bölgede fırsatları arttıracaktır. Pandemi sonrası değişen ticaret ağları dikkate alındığında, fırsatları iyi değerlendirebilecek, Türkiye başta olmak üzere kıta Avrupası küresel bir üretim ve teknoloji üssü olabilecek potansiyele sahiptir.”

İhracatta düşüş olması muhtemel

Küresel gelişmeleri değerlendirirken “Ülkemiz açısında da hem küresel riskler hem de iç piyasadaki gelişmeler 2023’te de bir önceki yıl yaşanan zorlu koşulların süreceğini gösteriyor” tespitini yapan Ardıç, “Büyümenin en önemli katalizleri olan dış talepteki azalmayla ihracat hacminde düşüş ortaya çıkması muhtemeldir. En önemli ticaret partnerimiz olan Euro Bölgesi’ndeki resesyon kaygıları ihracat potansiyelini olumsuz etkileyecektir. Yüksek enflasyon nedeniyle öne çekilmiş bir talep söz konusu olduğundan önümüzdeki dönemde iç talebin büyümeye katkısı kısıtlı olacaktır” diye konuştu.

Büyüme hız kesebilir

Tüm bunları değerlendirirken önümüzde bir genel seçim süreci olduğunun da göz ardı edilmemesi gerektiğini de anlatan Ardıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu süreçte büyümenin kamu tarafından desteklenmesi ve bir önceki yıla göre oranla büyümenin hız kesmesi beklenebilir. Ülkemizde önemli risklerden birisi de ikiz açık tarafında ortaya çıkacaktır. Özellikle seçim sürecinde bütçe disiplininden uzaklaşmamak hayati önem taşıyor. Cari denge tarafında ise enerji fiyatındaki artış belirleyici olacaktır. Özellikle son dönemde net hata noksan kalemi tarafında önemli bir artış söz konusu iken bunun sürdürülebilir bir finansman kaynağı olduğu unutulmamalıdır.

 

Yazının Kaynağına Buradan Ulaşabilirsiniz

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler