Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

FDD/Elaine K. Dezenski: Çin’in başı Gelişen Ülke kredileriye dertte, çok sayıda Gelişen Ülke iflas riskiyle karşı karşıya

Çin kendi eşik-altı altyapı kredisi krizini yarattı ve şimdi kendisini kurtarmaya çalışıyor. Kurtarma çabaları, Çin’in çok pahalı ve iddialı Kuşak…

FDD/Elaine K. Dezenski: Çin’in başı Gelişen Ülke kredileriye dertte, çok sayıda Gelişen Ülke iflas riskiyle karşı karşıya

Çin kendi eşik-altı altyapı kredisi krizini yarattı ve şimdi kendisini kurtarmaya çalışıyor. Kurtarma çabaları, Çin’in çok pahalı ve iddialı Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) çerçevesinde Pekin’in trilyon dolarlık küresel altyapı inşa etme hayalinin karaya oturmasıyla   başlıyor. KYG’nin ikincil hedefi olan  gelişmekte olan dünyada etki artırma çabası için verilen krediler geri dönmüyor, verimli ekonomik sonuçlar da üretemiyor. Çin ve gelişmekte olan ülkelerin derinleşen borç sorunları, Batı’nın gelişmekte olan ekonomilere daha iyi bir alternatifle yaklaşması için bir fırsat sunuyor.

Çin KYG kapsamında, çoğu zaman değersiz (junk) tahvillerle finanse edilen, çoğu ekonomik anlamda gereksiz, zayıf risk planlaması ve gizlilikle örtülü milyar dolarlık altyapı kredileri verdi. Ödeme gücünden yoksun ve yolsuzluk konusunda uzun bir geçmişe sahip olan, nakit açısından fakir gelişmekte olan ülkeler özellikle savunmasızdı.

Dünya Bankası ve diğer bazı kurumlardaki araştırmacıların yakın tarihli bir raporu, Çin’in bu kapsamda batan  kredileri için 240 milyar dolarlık kurtarma paketi finanse ettiğini gösteriyor.

Bu küresel mega projeler için ucuz Çin parası gibi görünen borçları alan pek çok ülkenin artık geri ödememe riskiyle karşı karşıya kalması şaşırtıcı değil. Şeffaflık ve risk yönetimi eksikliği ve yolsuzluğu engellemek için geçerli kontrollerin olmaması, proje başarısızlığının tohumlarının atılmasında etkin oldu.

 

Öyleyse Çin neden bu batık projeler için  kurtarma paketleri hazırlıyor? Uluslararası kurtarma kredisi risklidir. Ancak yeni raporun yazarlarından birinin açıkladığı gibi, “Pekin nihayetinde kendi bankalarını kurtarmaya çalışıyor.” Pekin’in vahşi yatırımları, şimdi düzeltmeye çalıştığı sorunlara neden oldu.

 

Kurtarma kredileri aynı zamanda hedef ülkeye daha fazla borç bindiriyor. Uluslararası Para Fonu kurtarma kredileri genellikle ortalama %2 civarında faiz talep ederken, Çin’inkiler  genellikle %5 civarında bir oran taşıyor ve bu zaten ödeme yapmakta güçlük çeken ülkeler için önemli bir yük. Bu ikili borç, Güney  Yarımküre boyunca Çin’e bağımlılığı artırıyor.

Olayların bu mecraya dönüşeceği tahmin edilebilirdi. Çin, kredileri geri ödeme kapasitesi olmadığını bildiği ülkelere onlarca, hatta yüz milyarlarca dolar borç verdi. Büyük altyapı projelerine gücü yetmeyen ülkeleri seçti ve onları iç siyasette prim yapacak şekilde tasarlanmış devasa, borç yüklü projelere kaydettirdi. Bu, Pakistan, Ekvador, Umman, Mısır, Venezüela, Kenya ve Sri Lanka gibi kurtarma kredisi alan ülkeler başta, büyük ölçüde aşırı iddialı Kuşak ve Yol projeleri nedeniyle borç sıkıntısı yaşayan ülkelerde açıkça görülüyor.

Ayrıca Çin, büyük yolsuzluk ve kleptokrasi sorunları olan ülkelerde muazzam borçlanmayı teşvik etti. Pekin ve Çinli şirketler yolsuzluk, rüşvet, komisyon ve zimmete para geçirmekle suçlandı. Yolsuzluk iddiaları, Çinli yetkililerin yüksek profilli skandallarda merkezi roller oynadığı Malezya ve Kenya gibi birçok ülkede KYG’nin önemli bir özelliği olmuştur.

 

Bu kredilerdeki 240 milyar dolarlık zararı bir “kurtarma” olarak adlandırmak, maksadı kaçırıyor. Merkezi, planlı bir ekonomi olarak Çin, bu yüksek faizli krediler için başka bir aktörü suçlayamaz. Bu Pekin’in kendi suçu.

 

Gerçekten de Çin, büyük KYG kredilerini geri ödemenin bir yolu olarak bağımlı ülkelerde kritik hammaddelere erişimini sağladı. Örneğin Gine’de Çin, boksit üretimini teminat alarak ülkenin toplam GSYİH’sının %200’ü değerinde krediler verdi. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde Çin, çok az gerçek altyapı inşa etmiş olmasına rağmen, milyarlarca dolarlık altyapı kredilerine karşı ülkenin kritik kobalt ve bakır üretiminin büyük bir kısmını alıyor.

 

KYG’nin borç alan ülkeler için kalkınmaya katkısı vasat düzeydeydi. Her başarılı liman, elektrik santrali ve otoyolun bedeli çökmekte olan barajlar, boş havaalanları, hiçbir yere gitmeyen demiryolları ve felç edici borçlar olmuştur. Projeler genellikle son derece iyimser olan gelir projeksiyonlarını karşılayamadı. KYG boyunca dokunmuş, Çin’in zımnen teşvik ettiği şeffaflık eksikliği ve yaygın yolsuzluk ağı oluştu.

Pekin’e bağımlılık – ve dolayısıyla Çin’in küresel politikalarına jeopolitik destek – KYG’nin bir başka ana itici gücüdür. KYG bütçesi ve Çin’in benzeri kalkınma fonlarından sağlanan kaldıraç, tüm Afrika ve Latin Amerika’yı bağımsız Tayvan’a karşı tutum almasını sağladı.

KYG, tasarım açısından tehlikeli ve uygulamada hatalı olsa da, gerçek ve acil bir gereksinimi karşılıyor. Gelişmekte olan dünya, güvenilir, iyi inşa edilmiş ve modernize edilmiş altyapıya acil ihtiyaç duyuyor. Bu, sayısız ülkenin neden zahmetli finansman şartlarını kabul etmeye istekli olduğunu açıklamaya yardımcı olur.

KYG’nin başarısızlıkları, Batı’nın Çin’e üretken, iyi inşa edilmiş ve rekabetçi bir alternatif sunması için fırsat sağladı. Çin, kendi zararına yüksek risk alma stratejisinde sınıfta kalıyor. ABD ve müttefikleri, şeffaflık, koşulluluk ve sürdürülebilir borç, kalkınma altyapısının ve finansmanının temel direkleri olduğunda, sonuçların daha iyi olacağını ve vatandaşların kazanacağını kanıtlamalı.

 

Pekin’in hızlı nakit tekliflerine karşı koymak zor ama imkansız değil. ABD ve müttefikleri altyapı  finansmanını hızlandırırsa, muhtemelen Çin’in borçla beslenen gölgesinden çıkmaya hazır liderler ve vatandaşlardan oluşan anlayışlı bir izleyici kitlesi bulacaklar.

 

Kaynak: China Is Bailing Out Its Bad Bets, and Handing the West a Geopolitical Opening

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler