Sosyal Medya

Dr. Zeynep Stefan

Zeynep Stefan Yazdı: ‘Hindistan 2025 Ödeme Sistemleri Vizyonu ve Türkiye İzdüşümleri…’

Bir akademisyen olarak rapor okumaya sondan başlarım; hangi kaynaklar kullanılmış, dokümanda hangi kısaltmalar var, bilmediğim bir kavram var mı vb. Hindistan’ın bence daha uzun vadeye yayılması gereken ödeme sistemleri projeksiyonunu da sondan başlayarak okumaya başladım...

Zeynep Stefan Yazdı: ‘Hindistan 2025 Ödeme Sistemleri Vizyonu ve Türkiye İzdüşümleri…’

Bir akademisyen olarak rapor okumaya sondan başlarım; hangi kaynaklar kullanılmış, dokümanda hangi kısaltmalar var, bilmediğim bir kavram var mı vb. Hindistan’ın bence daha uzun vadeye yayılması gereken ödeme sistemleri projeksiyonunu da sondan başlayarak okumaya başladım.

Öncelikle Türkiye Merkez Bankası’nın yıllar önce ödeme sistemleri kontrolünü eline almasıyla ilgili kararının ne kadar doğru olduğunu, ödeme sistemlerinin parasal kontrol ve etkinliğin sağlanması amaçları için ne kadar önemli olduğunu ve Merkez Bankası’nın asli görevleri arasında yer aldığını dünyanın en büyük altıncı ekonomisinin hazırladığı projeksiyon vasıtasıyla bir kere daha teyit etmiş oluyoruz. Dikkat çekici bir başka nokta ise henüz diğer muadillerinde görmediğim bir farkındalık; RBI (Reserve Bank of India) aslında parasal sistemin yeniden dizayn edildiğini/edilmesi gerektiğini görerek kendi pozisyonunu da güncellemekte ve gelecekte geriden gelmeyeceğinin ve finansal sistemlerin yolunu yaratıcı özelliğini daha etkin şekilde gerçekleştireceğinin de altını çizmekte. Tam olması gerektiği gibi! (Bununla birlikte 2001 yılından beri bu paradigmaya sahip olduklarını söylüyorlar ki bence biraz abartmışlar, olsaydı şu anda halen kripto para çamurunda debelenmezlerdi.)

Altı çizilmesi gereken ilk ve en önemli nokta Hindistan’ın iç kaynaklarının kullanımına verdiği önem. (Bu özelliği ile de Türkiye ile benzerlik gösterdiğini kolaylıkla söyleyebiliriz) Raporun genelinden aldığım hava Hindistan’ın nüfusu, iktisadi yapısı ve dünya ekonomisindeki yerini bilerek davrandığı ve bu ölçekte bir büyüklüğü farklı ülkelerin kullanımına sunmayacağı; kendi veri yapısını oluşturacağı, kendi tüketiciyi koruma kanunlarını uygulayacağı, kendi suiistimal önleme mekanizmasını kullanacağı ve mevcut uygulamaları tek bir platforma bağlayacağı, hemen hemen bütün milletlerin peşinde olduğu paranın seyri verisini büyük bir dikkatle ve kendi belirleyeceği yüksek standartlar ile ve sadece kendi toprakları üzerinde koruyacağı.

Paranın seyrine dahil olan her kişi ve kurumun regülasyona tabi olacağını ve ‘short-cut’lara kesinlikle izin verilmeyeceğini belirten RBI (ki ülkemizde Merkez Bankası’nın da yaklaşımı da bu şekilde), ödeme sistemlerinde hız, etkinlik ve her yerden ulaşılabilme standartlarının ülke geneline yayılması gerektiğine de işaret etmekte. (Ancak bu ulvi amaçlara hangi yollardan varılacağı belirtilmemiş doğal olarak) İşte burada harika bir yol ayrımı karşımıza çıkıyor ki hangi yola sapılması gerektiğine sadece risk yöneticileri ve iktisatçılar karar verebilecek!

RBI’nın belirttiği hız aslında opsiyonel. Örneğin bu hızı ECB (European Central Bank- Avrupa Merkez Bankası) gibi geri plana itip daha temkinli ve garanti gidebilirsiniz ancak bölge avantajınızı, paranızın rezerv para olma talebini ve senyoraj hakkının getirdiği kolaylıkları kaybedersiniz. Veya son sürat dalabilirsiniz, artık karşınıza ne çıkarsa. Karşınıza ne çıkarsa dedim çünkü daha önce yapılmadığı için bir ülkenin ödeme sistemlerinin dijitalleştirilmesi ve paranın takibinin her adımda kolaylıkla yapılabilmesinin nasıl bir his olduğunu henüz bilmiyoruz. Bu alınabilecek bir risk, eğer kaybedecek çok bir şeyiniz yoksa, eğer orta gelir tuzağında debeleniyorsanız, eğer dışa bağımlı ve kırılgan ekonominizi bir yerlere getirmek istiyorsanız. Tıpkı Türkiye gibi. Üstelik Hindistan’dan daha küçük (bayağı küçük – Hindistan 3.250 milyar Dolar GDP ile altıncı sırada, Türkiye 844,5 milyar Dolar GDP ile 22. Sırada – neredeyse dört katımız kadar büyük) olduğumuz için bu riski de görece daha kolay alabiliriz. Ancak bu cahil cesaretinin mutlaka sıkı iktisadi politikalar ile beslenmesi, senaryoların çok iyi belirlenmesi ve özellikle Merkez Bankası’nın piyasaya müdahalede kullandığı unsurlara etkin ulaşımının garanti edilmesi gerekmekte. Teknolojinin de mutlaka Türkiye’de geliştirilmesi gerekiyor ki son dönemde çok popüler olan ‘yerli ve milli’ kavramına asıl ihtiyacımız olan yer tam da burası.

Hemen bir parantez açıp Hindistan ekonomisinin yapısına da kısaca bakmalıyız. 2020 verilerine göre Hindistan GDP’sinin %40’ını finansal servislerden gelmekte ki bu oranın yarısı bankacılıktan geliyor. Bence güzel bir dağılım. Türkiye’de finansal piyasalarda bankacılığın yerinin ağırlığından sürekli şikâyet ettiğimi yazılarımı okuyanlar bilir. Hindistan’da tasarruf oranları da yüksek seyretmekte, GDP’nin yaklaşık %35. Hindistan’ın da tıpkı Türkiye gibi stratejik bir konumu var. Hem daha doğuya; Çin, Japonya, Avusturalya; yakın hem de Arap Yarımadası, İran ve Avrupa’ya. Hindistan’ın da birçok hızlı ekonomi gibi önemli yapısal probleri mevcut; çevre kirliliği, Gini Katsayısı, yoğun yoksulluk. Bunlar ve ekonomik gelişimine etkisi ayrı bir iktisadi analizin konusu olabilecek derinlikte.

RBI’nın 2019-2021 vizyonunda ortaya koyduğu birçok kavramın (2FA, AFA, BNPL, BPSS, CCIL, CLS, CPFIR, CPS, DPI, e-BAAT, FMI, FSC, IMPS, INFINET, LEI, NACH, ODR, PvP, PAC, PPI, PSS Act, PSO, RTGS, SFMS, UPI, VPA – 1.6. ve 2.2. Bölümlerinde belirtilenler) aynen alınıp İstanbul Finans Merkezi Kanunu’na entegre edilmesi ve her bir kavram için bir projeksiyon oluşturulması da harika bir adım olacaktır. (Bu kavramların her biri aslında teker teker hakkında yazı yazılabilecek derinlikte, takip eden yazılarımda değiniyor olacağım.)

Hindistan 2025 vizyonunu beş kavram ile özetlemiş ki şapka çıkartıyorum: Integrity (bütünlük), Inclusion (kapsayıcılık), Innovation (İnovasyon), Institutionalisation (kurumsallaşma) ve Internationalisation (uluslararasılaşma). Aslında oldukça jenerik olmakla birlikte bu kavramları Hindistan Merkez Bankası’nın resmi raporunda görmek beni inanılmaz mutlu etti. Üstelik bu kavramlar sadece ödeme sistemleri için değil finansal piyasaların herhangi bir kesimi için temel indikatörler olarak her türlü iş planına entegre edilebilir. RBI yine bu hedeflerine nasıl değineceğini belirtmemiş, artık orası bizim hayal gücümüze kalsın.

Son olarak raporda dikkatimi çeken başka bir unsur ise IoT’lerin ödeme sistemlerini şekillendirmedeki önemine değinmeleri. Vizyon raporunda yer almamakla birlikte Hindistan’dan yakında IoT’ler için de sıkı bir takip planlamasını beklemeliyiz. IoT konusu giderek Blockchain’den daha belirleyici olmakta. Benim öngörüm dönüştürücü teknolojilerde Blockchain’in öne çıkacağı yönündeydi ancak görüyorum ki kolayı seviyoruz. Kendi fiziksel özelliklerimizde olduğu gibi emeklemeden yürüyemiyorsak, finansal piyasalarımızda da dönüşüm önce en kolay olanlardan başlayacak demek ki. Gelecek projeksiyonlarım için önemli bir geribildirim de vermiş oldum kendime böylece.

#ZeynepTuran, #FinancialInclusion, #Integration, #Inclusion, #Innovation, #Institutionalisation, #Internationalisation, #IoT, #AIZA

https://zeynepstefan.com/hindistan-2025-odeme-sistemleri-vizyonu-ve-turkiye-izdusumleri/

 

Zeynep Stefan

 


İLGİLİ HABERZeynep Stefan: Not If, But How!Zeynep Stefan: Not If, But How!

BAKMADAN GEÇME

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

  • Hububat ihracatı ilk dört ayda 4,2 milyar dolar oldu

    Buğday unu, makarna, bitkisel yağlar, bisküvi ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat,…

  • Turkcell, BOTAŞ Fiber Altyapı İhalesini Kazandı! 15 Yıllık Stratejik Anlaşma…

    Türkiye’nin lider teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell’den, Türkiye’nin sabit internet bağlantısı için dev adım…

  • Bitcoin 6 haneli kulüpte! Ticaret umudu kriptoyu uçurdu

    ABD-Çin görüşmeleri piyasalara moral verdi. Uzun süredir beklenen ABD-Çin ticaret görüşmeleri nihayet masada. Taraflardan gelen olumlu mesajlar, yatırımcıların güvenini tazeledi.

  • Kerevitaş’ın sürdürülebilir ve karlı büyümesi 2025’in ilk çeyreğinde de devam etti

    Türkiye’de dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lideri Kerevitaş’ın 2025’in ilk üç ayındaki konsolide cirosu 6,9 milyar TL olarak gerçekleşti...

  • VakıfBank’tan 2025 Yılına Güçlü Başlangıç…

    Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesine liderlik eden VakıfBank, 2025 yılının ilk çeyreğini güçlü bir performansla tamamladı...

  • Mevduatta getiri patlaması! Bankada parası olanlar dikkat: Yüzde 60’ı geçti

    Faiz maratonu başladı. Bankalar yarışta. Merkez Bankası'nın faiz artışı sonrası bankalar, vadeli mevduat faizlerini %50’nin üzerine taşıdı. Bazı kurumlar, hoş geldin faizi ile yüzde 52’yi gördü.

Benzer Haberler