Sosyal Medya

Piyasa

Ahmet Taşgetiren: “Erdoğan’ın yumuşak karnı ekonomi”

Yumuşak karnı” ifadesi bir zaafı ifade ediyor. Kendisinin böyle bir tanımlamayı kabul etmeyeceği açık...

Ahmet Taşgetiren: “Erdoğan’ın yumuşak karnı ekonomi”

Taa Amerika’da bile tekrarlama ihtiyacı duyduğu “Ben ekonomistim” ifadesi en azından bu konuda dünyada mevcut olduğunu düşündüğü itirazları, dünyanın gözünün içine bakarak reddetme iradesi taşıyor. Hele orada Amerikalı gazetecinin sorusuna karşılık seslendirdiği “Amerika’da raflar boş, Almanya’da raflar boş, bizde ise bolluk bereket” tiradı içerideki şüpheleri izaleye dönük “Biz bunları Amerika’da bile seslendirdik” iddiası içeriyor.

Hafta sonu Erdoğan’daki bu iç direnç, İstanbul Ticaret Odası›nın 140›ıncı Yıl Özel Ödülleri Töreni’nde de ortaya çıktı. Oradaki konuşmasında -TUİK ölçümlerinde bile- yüzde 80’lerde seyreden enflasyondan “Hiç arzu etmediğimiz seviyelere çıkan” ifadesiyle bahsetti. “Şubat ayından itibaren önce makul seviyelere indireceğiz” dedi. “Sonra da olması gerektiği gibi tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız.” Bu sözlerin şüphesiz “Hiç arzu etmediğimiz” kısmı önemli, demek ki kontrol edilemeyen bir alan var ekonomide…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İTO mensuplarına ispat etme gereği duyduğu bir başka konu “Faizler” alanındaki yaklaşımı olmalı ki, orada da ilginç çıkışlar yapıyor. Sorun şu: Bütün dünya enflasyonla mücadele için faiz artırımlarına gidiyor; Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa… Rusya bile 28 Şubat’ta gelen Batı ambargosunu o günlerde yüzde 9.5 olan politika faizini “şok artışla” yüzde 20’ye yükselterek karşılıyor.

Erdoğan’ın ise “Dikkat ederseniz” diye başladığı ifadelerinde “…..enflasyonu faiz oranlarını arttırarak kontrol altında tutma yaklaşımı artık hiç kimse tarafından dile getirilmediğini” söylüyor hatta “getirilse de ciddiye alınmıyor” diyor. Erdoğan’a göre “Artık büyük liderler bile yükseltmek değil, faizi düşürmenin faydası olduğunu ikrar etmeye başladılar. Öncelikle Rusya. Sayın Putin bizzat geçmişte yüksek faizi savunurken şimdi o da faizi düşürmeye başladı ve 8.6’ya kadar indirdi.” Putin şok faiz artırırken mi “Büyük lider” oluyor, yoksa faiz indirirken mi, artık bunu değerlendirmek de bize kalıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Büyük lider” kriterleri de ilginç olmalı. Amerika’da “Biden ile görüşmemek sizi üzdü mü?” sorusuna “O Biden ise ben de Erdoğan” diye cevap vermişti. Biden’la görüşememe sorununu böyle telafi etmişti. Amerika’da tabii ki Biden değil, FED karar veriyor faizin artmasına – düşmesine… Ama sayın Cumhurbaşkanı ekonomik gerekçelerle bir ölçüde durgunluğu göze alarak faiz artıranları “Büyük lider” kategorisine dahil etmiyor. Bu durumda bütün Batılı liderler “Küçük lider” haline dönüşüyor.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın ekonomi konusunda bir ukdesinin de içerde olduğu, İTO toplantısında bir kere daha ortaya çıkıyor.

Malum Ak Parti’nin ekonomide iki dönemi var: Ali Babacan’lı dönem, sonraki dönem. Babacan’lı dönem gerek düşük enflasyon oranı gerek fert başına düşen milli gelir itibariyle “Başarı” diye hatırlanıyor. Sonraki dönem ise, bugünlere gelen, fert başına milli gelirin düştüğü, enflasyonun tırmandığı ve iktidarın 2023’e yönelik hiçbir hedefinin tutmayacağının görüldüğü bir manzarayı yansıtıyor.

Fark ne?

karar.com

 

Yazının Devamına Buradan Ulaşabilirsiniz

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler