Sosyal Medya

Gündem

Ali Bilge:  Erdoğan’ın  iç-dış ikilemleri, muhalefetin baş ağrıları

  ERDOĞAN DIŞ POLİTİKADA “ SİL BAŞTAN “ YENİ BİR OYUN KURABİLECEK Mİ? Mısır, Suriye ve pek çok ülkeyle  SİL…

Ali Bilge:  Erdoğan’ın  iç-dış ikilemleri, muhalefetin baş ağrıları

 

ERDOĞAN DIŞ POLİTİKADA “ SİL BAŞTAN “ YENİ BİR OYUN KURABİLECEK Mİ?

Mısır, Suriye ve pek çok ülkeyle  SİL BAŞTAN dönemi başlatacağını açıklayan Erdoğan’ın Putin desteği olmadan yeni politika oluşturması pek mümkün gözükmüyor. Rusya ile Türkiye arasında var olan ittifakın,  bazı  pürüzler içermesine karşın,  Rusya lehine genişleyen  ve Rusya’nın kontrolünde devam edeceği anlaşılıyor.

Erdoğan Batı dünyasından çok, Rusya başta olmak üzere Doğu’ya ve bölge ülkelerine eğilerek yeni oyun planını kurmaya çalışıyor. Türk Devletleri Teşkilatı zirvesine koşuyor, İsrail’e büyükelçi atıyor, Suudi Arabistan, BAE,  Suriye ve Mısır’la SİL BAŞTAN diyor. Küba, Venezüella gibi Orta Amerika ülkeleriyle ilişki geliştirmeye, Balkanlarda güçlü olmaya, Uygur Müslümanlarının yaşadıklarını görmezden gelerek Çin’le daha yakın olmaya çalışıyor.

İlişkilerin yeniden geliştirilmeye çalışıldığı ülkelerde baskın karakter çoğunluğunun demokrasi ile yönetilmediğidir.

Erdoğan’ın yönettiği Türkiye; AB, ABD -NATO ve genel olarak Batı  ile arasını düzeltmek yerine otokrasilere  dayanmayı seçiyor. Otokratik ligde yer kapmaya çalışıyor.

Ancak bu ülkelerle ilişkileri düzeltmeye çalışırken daha önce bu ülkelerde desteklediği muhalif güçlerle olan ilişkiler arızalanıyor.

Suriye’de desteklenen muhalif İslamcı güçlerle neler yaşanacağı belirsiz, İstiklal saldırısıyla bu güçlerin el kaldırdıklarını görmezden gelemeyiz.

Mısır yönetimine karşı desteklenen Müslüman kardeşlerle, İsrail’le karşı desteklenen Hamas’la olan ilişkilerin nasıl gelişeceği de   belirsiz.

Uygur Türkleri ile olan sözde soydaşlık ilişkisinin unutulmasının ileride nelere yol açacağı da belirsiz.

Balkan coğrafyasında Sırbistan’la ballı lokma tatlısı olmak diğer Balkan ülkeleriyle ilişkileri etkilemektedir.

“SİL BAŞTAN” politikasında kaldıraç ülke olan Rusya’nın Türkiye ile olan iktisadi ve siyasi ilişkileri Türkiye lehine  bir görünüm arz etmiyor.

Esas soru şu: Rusya ile gelecekte “SİL BAŞTAN” yapma durumunda kalınırsa neler olabileceğini hesap edebiliyor muyuz? Muhalefetin nazari dikkatini çekerim!

 

 

OVAYI SEL BASMAK ÜZERE: ERDOĞAN EKONOMİDE YENİ BİR OYUN KURABİLECEK Mİ?

Otokratik enternasyonalin en zorda ülkesi Türkiye. Türkiye iktisadi kriz yaşıyor,  yüksek iç ve dış açıklarla, ödemeler dengesi problemleriyle, eksi döviz rezervlerinde tökezleyerek , düşe kalka  devam ediyor, yüksek maliyetli sona yaklaşmış  KKM ‘lerle , ondan bundan gelecek dövizlerle, durumu idare etmeye çalışıyor.

Türkiye otokrasisi güçlü bir varlığa, doğal zenginliğe petrole, doğal gaza,  altına  dayanmıyor ,  memlekette otokrasi borçla kuruldu, bu nedenle güçsüz bir otokrasi. Ekonomi masasının 4 ayağı da kırık,  iple bağlanmış  eğri bir vaziyette ayakta durmaya çalışıyor. Masa elinizi koyduğunuzda devriliyor.

Tel tel dökülen bir ekonomiye sahibiz. Türkiye’de bir para politikasından, döviz kuru politikasından, dolayısıyla  enflasyonla mücadele politikasından  söz etmemiz mümkün değil. Para  ve döviz kuru politikasının dezenflasyonist   bir esasla şekilde kurgulanması gerekiyor.

Yıkılmak üzere olan bir baraj gövdesindeyiz, fellik fellik  döviz bulmaya çalışan Türkiye otokrasisinin zavallılık hallerini izliyoruz. Baraj gövdesi, rezervuarda toplanan suya dayanacak durumda değil , pek çok yerinden sular gövdeyi delmiş akıyor. Şu an yapılan swaplarla ondan bundan gelecek paralarla delikler tıkanmaya çalışılıyor. Çok dost, az dost, eski düşman ülkelerden gelen dövizlerle gövde yarıkları kapanmaya çalışılıyor.

Türkiye’nin,  Çin ile 6 milyar dolar, Katar ile 15 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri ile yaklaşık 5 milyar dolar ve Güney Kore ile de 2 milyar dolar olmak üzere toplam 28 milyar dolar karşılığı swap anlaşması bulunuyor. Bankacıların hesaplamalarına göre swapların 23-24 milyar doları halihazırda rezervlerde bulunuyor. Rusya dolambaçlı bir şekilde Rus- Türk ortak girişimi  Rosatom’a 7 milyar dolar borç verdi.  Suudiler ’den de benzer yöntemlerle 5 milyar mevduat geleceği  söyleniyor. Elbette gelen ve gelecek paraların hiç birisi karşılıksız değil.   Kaynak aktaran ülkeler verdikleri borçların karşılığında, ya  yüksek getiriler elde edecekler,  ya da  Türkiye’nin varlıklarını satın alacaklardır.

Seçime kadar  baraj gövdesinin yıkılması önlenmek isteniyor. Baraj yıkılırsa ovayı sel basacak, Erdoğan ayakta kalırsa da, kalmazsa da ovayı sel basacak. Muhalefetin nazari dikkatini çekerim!

 

Ali Bilge

İktisatçı-Gazeteci

29-11-2022

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler