Sosyal Medya

Genel

Tufan Cömert yazdı:  Finansın yeni  dünyasına hoşgeldiniz

Finansal sektöre 2008-2009 yılında girenler, ya da yatırımlarını bu tarihten sonra yönlendirmeye başlayanlar açısından çok zor bir dönem olacak, zira…

Tufan Cömert yazdı:  Finansın yeni  dünyasına hoşgeldiniz

Finansal sektöre 2008-2009 yılında girenler, ya da yatırımlarını bu tarihten sonra yönlendirmeye başlayanlar açısından çok zor bir dönem olacak, zira dünya artık bildiğiniz dünya olmayacak. Fakat bu dünya eski dünya da olmayacak: Adeta zamanda bir kırılma yaşadık ve her iki dünyadan bir karışım bizi bekliyormuş gibi düşünün. İspatı mı: Dünyada enflasyon beklenenden çok daha hızlı arttı (enflasyon geçici olacak temasını bugün dillendiren pek kalmadı), büyüme bu enflasyon rakamının ima ettiği yerlerde  değil (ama stagflasyondan da bahsedemiyoruz), merkez bankaları düşünülenden daha agresif olacaklar (normal şartlarda faiz artırmaz dediğimiz ECB dahi kendine açık kapı bırakmak zorunda kaldı). Tüm bunlar olurken borsalar şimdilik hafif bir satış dalgası dışında can sıkıcı bir seyir izlemediler (güzel bilançolar ve getiri arayışı sağ olsun).

 

Diyebilirsiniz ki “piyasalar beklentiyi satın aldılar, haberleri sattılar, yani göreceğimizi gördük, bundan sonra maçın nasıl gideceği belli”

Fakat işte maç sona ermeden stadyumu terk etmemenin önemi burada ortaya çıkıyor: Tarihte görülmüş en yüksek en yüklü likidite desteği küresel ekonomiden çekilmeye başlanıyor. Daha önce hiç kimse böyle bir maç izlemedi.

 

Bu yüzden de asıl maç şimdi başlıyor!

Geçen haftadan başlayalım. İngiltere Merkez Bankası (BoE) 18 yıldır ilk kez iki toplantıda üst üste faiz artırımına gitti. Hatta bu 25 baz puanlık faiz artırımı 50 baz puan olmanın eşiğinden de döndü: 4 üye yarım puanlık faiz artışı yönünde oy kullandılar. Ayrıca BoE portföyündeki tahvillerin vadesi doldukça bunları yenilemeyeceğini ve şirket tahvillerini de satmaya başlayacağını açıkladı. Bu, Fed’in devasa tahvil portföyü yanında belki bir hiç, ama en azından piyasalarda bu işlerin nasıl karşılanacağına dair bize çok güzel bir mesaj verecek.

 

Avrupa Merkez Bankası (ECB) da geçen hafta politika faizini değiştirmedi, ancak enflasyonun önümüzdeki aylarda yükseleceğini kabul ederek, piyasaları 2022’de faiz artışı olmayacağına dair beklentileri çok abartmamaları için uyardı. Bu noktada piyasa bunu ciddiye alıyor, ancak konuşmak ile yapmak arasında ciddi bir fark olduğunu hatırlatmak isterim. Piyasa, diğer merkez bankaları aksiyondan aksiyona koşarken sadece sözle yönlendirmeyle yetinen bir merkez bankasını bir noktadan sonra cezalandıracaktır. Doğrudan olmasa da olup bitenin  Fed açısından da önemi büyük. Üstelik Cuma günü açıklanan istihdam verileri, hem istihdamdaki hem de ücretlerdeki artışın hız kesmediğini göstermişken…

 

Gördüğünüz üzere likiditedeki azalışın önemli kısmı parasal sıkılaştırmadan gelecek

 

Bu da iki vitesli bir yaklaşım olacak: Tarihin en düşük seviyesinde bulunan  faiz oranlarını yükseltmek ve tahvil alımlarını tersine çevirecek mekanizmalar kurmak. Küresel yatırım bankalarının tahminlerine göre önümüzdeki 1 yıl içinde dünyanın en büyük ekonomilerine yön veren merkez bankaları bilançolarını $2 trn civarında küçültecekler.

O yüzden ABD tahvil faizlerinin şu anki durumuna bakıp da “asayiş berkemal” diye düşünmek için çok erken. Kaldı ki daha önce de dikkatinizi çektiğim eksi faizli tahvil stokunun geldiği nokta bu durumu çok güzel anlatıyor aslında: 2020 sonunda yaklaşık $18.4 trn büyüklüğe ulaşan eksi faizli tahvil stoku, giderek güçlenen parasal sıkılaştırma beklentileri nedeniyle çok hızlı bir şekilde $5trn seviyesinin altına geriledi.

Bu stokun önemli kısmının Avrupa ülkelerine ait olduğu düşünülürse burada izlememiz gereken çok şey olduğu aşikar. Özellikle bazı ülkelerin bankacılık sektörüne ait tahvillerine fiyatlarının nereye gideceği, bunun ülke primlerini nereden nereye getireceğini önümüzdeki dönemde hep birlikte izleyeceğiz.

 

Bu anlattıklarımın tahvil dünyası açısından söylediği şu:

Faizler yükselecek, eskisi gibi çaresizce tahvil alma dönemi sona erdi, bu yüzden ne aldığınıza, kimden aldığınıza, kaçtan aldığınıza çok dikkat edin. Merkez bankalarının oyundan çıktığı bir dünyada tahvil fiyatlarının ederinin nerede olduğunu bilen pek kişi yok. Neyse ki diğer piyasalara baktığımızda bu kadar tedirgin edici bir tablo yok. Tamam, ECB beklenenden çok daha agresif açıklamalar yaptı, ama bu Euro için olduğu kadar Avrupalı bankalar ve Avrupa şirketlerinin hisseleri için aslında iyi bir gelişme. Ayrıca ABD ile kıyaslandığında Avrupa’da borsalar çok daha ucuz görünüyorlar, hatta bırakın ABD’yi, 5 yıl önceki değerlemelerine göre baktığımızda bile aynı yerlerdeler. Bu yüzden maçın bu evresinde ABD’den ziyade Avrupa borsalarına odaklanmak daha doğru olabilir.

 

Madem değerleme dedik, bu konuyu biraz daha açalım

Malumunuz bizim de Türkiye’de yıllardır bahsettiğimiz ana konu bu: Türkiye çok ucuz. Fakat  bazen şunu gözen kaçırıyoruz: ucuz, pahalı gibi sıfatlar bir karşılaştırma içerirler, yani bir şeye ucuz demek için bir şeyle karşılaştırmak lazım. Şimdi Avrupa ucuz dedik, fakat aynı yöntem ile baktığımızda, Japonya, Brezilya ve G. Kore’nin de 5 yıl öncesine göre ucuz olduğunu söylememiz gerek. Burada en ucuzu hangisi gibi bir yarışa girmek beyhude, fakat belki şunu söyleyebiliriz:

Piyasalarda likidite azaldıkça bu ülke borsalarının ABD’den daha az etkilenmesi yüksek olasılık. Keza Türkiye’de de artık %40’ın altına düşmüş bulunan yabancı yatırımcı oranını da hesaba kattığımızda, bu süreçte göreceğimiz çıkışlar da sınırlı kalabilir. Hatta bir adım daha ileri gidelim: Son 3 yılda dolar karşısında çok sert değer yitirmiş bir TL var arşımızda, yani hem borsamız aşırı ucuz, hem paramız aşırı değersizleşmiş, bundan sonraki süreçte belki iyimser olacak yer pek yok, ama en azından küresel kaygılar kaynaklı olarak alabileceğimiz hasar korkulacak boyutta olacak gibi görünmüyor.

 

Ocak ayı oldukça hareketli geçti piyasalarda. Görünen o ki Şubat ayı da daha sakin olmayacak. Önümüzdeki dönemde piyasalarda neleri izleyeceğimizi, nerelere dikkat edeceğimizi biliyoruz, ama tam olarak nasıl şeyler göreceğimizi, bunların etkilerini kestiremiyoruz. Tarihi bir döneme başlamış bulunuyoruz, daha göreceğimiz çok şey var.

Maça devam…

 

“Başlama Vuruşu” başlıklı incelemeden alıntıdır.

 

Tufan Cömert,  Garanti BBVA Yatırım Araştırma ve Yatırım Danışmanlığı Direktörü

 

Hazine nakit dengesi ocakta 37,8 milyar lira açık: Bozulma ocaktan itibaren başladı

 

Geliyor gelmekte olan: Yatırımcılar Ultra Ucuz Nakdin Sonuna Hazırlanırken Kredi Maliyetleri Yükseliyor

 

ABD tahvil faizleri 3 yıllık zirvede, dolar güçleniyor, Asya satıcılı

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • Moody’s’in Not İndirimi Piyasaları Sarstı: Wall Street Stratejistlerinden İlk Tepkiler

    Bloomberg: ABD’nin kredi notunun Moody’s tarafından düşürülmesi sonrası Wall Street’te hisse senetleri gerilerken, tahvil getirileri yükseldi. Moody’s, artan borç yükü ve faiz maliyetlerini gerekçe göstererek ABD’nin notunu “Aaa”dan “Aa1”e düşürdü.

  • CHP/Karatepe: Düşen İşsizlik Değil, Umut!

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hazine ve Maliye Politikalarından Sorumlu Yalçın Karatepe, TÜİK’in açıkladığı işsizlik verilerini ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamalarını sert bir dille eleştirdi. Karatepe, geniş tanımlı işsizliğin yüzde 28,5 seviyesinde olduğuna dikkat çekerek, “Sessizliğe başarı süsü vermek, yoksulluğa istihdam demek, halkla alay etmektir” dedi.

  • İŞ YATIRIM: Para Nereye Gidiyor?

    Yabancı Sermaye Girişi Artarken Yerli Yatırımcı Dövizden Uzaklaşıyor 9 Mayıs haftası itibarıyla finansal piyasalarda sermaye akımlarına ilişkin olumlu işaretler değerlendirilmektedir.…

  • Yabancı alacaklılara  yapılan ödemeler rekor kırıyor

    Yeterli döviz girişi sağlanamadığında ya da herhangi bir nedenden ötürü dış sermaye ülkeden çıkmaya başladığında TL değer kaybeder, çıkışın boyutuna göre ekonomi krize sürüklenebilir.

  • ANALİZ: Borsa İstanbul Görünümü – Satışlar Devam Edebilir mi?

    Piyasalarda Belirsizlik ve Sert Satışlar Borsa İstanbul’da 16 Mayıs 2025 tarihinde yaşanan sert satış dalgası, özellikle kritik 9.500 puan seviyesinin…

  • İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Kapanış Raporu

    İş Yatırım global hisse senetleri, emtia ve tahvil pazarında haftayı değerlendirdii

  • CDS piyasası İmamoğlu’nu unuttu

    Merkez Bankası’nın rezerv birikimine yeniden başlaması ve PKK’nın kendini feshetmesi gibi gelişmelerin ardından Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), yaklaşık iki ay sonra ilk kez 300 baz puanın altına geriledi.

  • İmamoğlu’ndan AKP’ye korkunç suçlama: İstanbul’da 15 yılda 85 milyar dolar rant sağladınız

    Tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Yeşil alanları, deprem toplanma alanlarını, askeri alanları imara açtınız, birilerine özel imar verdiniz, şehri katlettiniz, trafiği mahvettiniz. Sadece 15 yılda 130 projede kamu alanlarından ve imar hareketliliğinden birilerine sağladığınız rant tam 85 milyar dolar." dedi.

  • ŞOK: Moody’s ABD’nin Kredi Notunu Düşürdü

    ABD’nin 36 trilyon dolara ulaşan kamu borcu, Moody’s tarafından verilen en yüksek kredi notuna mal oldu. Moody’s, 1919’dan bu yana korunan “Aaa” notunu bir kademe indirerek “Aa1” seviyesine çekti ve ülkenin görünümünü “negatif”ten “durağan”a revize etti.

  • Gönül Tol’dan ABD’ye Uyarı: Trump, Erdoğan’ın Dopingli Benzeri

    Middle East Institute Türkiye Programı Direktörü Gonul Tol, Amerikan demokrasisinin tehdit altında olduğuna dair uyarısını açıkça dile getiriyor: Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'de 20 yılda inşa ettiği otoriter rejimi, Donald Trump birkaç yıl içinde kurabilir—belki de sürece çoktan başladı.

  • BBVA: Türkiye Sert Bir Duruş mu Yaşayacak?

    BBVA'nın güncel analizine göre, 2025 yılının ilk çeyreği, özellikle iç talebin etkisiyle güçlü bir büyümeye sahne oldu. Ancak Mart ayına ait üretim verileri, tüm temel sektörlerde zayıflama işaretleri gösteriyor. Nisan ayında ise güven endekslerinde hızlı bir bozulma gözlendi. Bu durum, Mart ortasında yaşanan iç siyasi belirsizliklerin ve Nisan ayında başlayan tarife krizinin, ekonomik faaliyetlerde sert bir ayarlamayı tetikleyeceği sinyalini veriyor.

  • SGK bildirdi! Yemek kartları marketlerde geçecek mi?

    Danıştay, milyonlarca çalışanı ilgilendiren önemli bir karara imza attı. İşverenlerin çalışanlara sunduğu yemek kartlarının SGK primi dışında tutulmaya devam edileceği açıklandı. Bu karar, iş dünyasında uzun süredir uygulanan yemek yardımı sistemine yasal güvence kazandırdı.

  • Atilla Yeşilada video: BofA borsaya operasyon mu yaptı? & Ekonomik krizi Erdoğan’ın ahtapotu getirir mi?

    Semih Sakallı'yla söyleşimde BofA'nın hisse satışı ana gündem maddesi oldu.  CHP'ye operasyonların genişlemesinin  önce siyasi, sonra da döviz krizine neden olabileceği anlattım.  Türkiye yol ayrımında, ya tüm derdi olanlara çare bir anayasa yazılacak, ya da Erdoğan Bahçeli ikilisi iyice sertleşip ana muhalefeti tümden  devreden çıkartma yoluna sapacak. Ekonomi ve piyasalar hakkında  bu yol ayrımı aşılmadan gerçekçi tahminler yapılamaz.

Benzer Haberler