Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Prof Dr Binhan Elif YILMAZ: Küresel iyileşme göstergeleri savaş ile birlikte hızla bozuluyor

IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporunu (WEO) Ekim ve Nisan aylarında altı ayda bir yayımlar, Ocak ve Haziran aylarında da güncellenmiş bir…

Prof Dr Binhan Elif YILMAZ: Küresel iyileşme göstergeleri savaş ile birlikte hızla bozuluyor

IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporunu (WEO) Ekim ve Nisan aylarında altı ayda bir yayımlar, Ocak ve Haziran aylarında da güncellenmiş bir özet ile tahminlerini duyurur. WEO’nun beklenen Nisan ayı raporu da bugün yayımlandı. Raporun başlığı “Savaş, Küresel İyileşmeyi Geriletiyor”. Bir anlamda bu başlıktan Rusya-Ukrayna savaşı olmasaydı, küresel iyileşmenin göstergelere yansıyacağı anlaşılıyor.

En önemli küresel iyileşme göstergesi, küresel büyüme oranı ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranları ve öngörüler elbette. IMF bu raporunda 2021’de küresel büyüme tahminini %6.1 olarak yaparken, 2022’de küresel büyümenin %3.6’ya kadar yavaşlayacağını öngörüyor. Bu öngörü, Rusya-Ukrayna savaşının başlamadığı ve küresel risklerin bu derece yükselmediği dönemde yayımlanan Ocak 2022 ve Ekim 2021 WEO’daki küresel büyüme öngörülerinden 0,8 ve 1,3 puan daha düşük. Dolayısıyla bu aşağı yönlü revizyon, hem Rusya ve Ukrayna’nın rekor küçülme oranlarının doğrudan etkisini hem de küresel yayılmaları yansıtıyor.

Sadece 2022 küresel büyüme oranı değil, tüm ülkeler için 2022 büyüme oranları aşağıya doğru revize edilmiş durumda. Bazılarını not aldım:

Küresel ekonomik beklentiler, Ocak 2022 WEO’dan bu yana önemli ölçüde kötüleşti. Aslında COVID-19’un daha az öldürücü olduğu kanıtlanan Omicron varyantının ardından küresel ekonomi iyileşme sürecine girebilirdi. Ancak henüz pandemiden tam olarak kurtulamamışken Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesi ve savaşı sonlandırabileceği düşünülen sayısız yaptırım, son dönemde sıfır vaka stratejisinin izlendiği Çin’deki karantinalar adeta dünya ekonomisini kilitlemiş gibi görünüyor. Ama ülkeler tüm bu gelişmelerden gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler farklı etkilenecek gibi duruyor. Sonuçta küresel toparlanma gecikirken yüksek enflasyon ortamında büyüme de yavaşlıyor.

Küresel iyileşme neden gecikecek? Sonrasında dünyayı neler bekliyor? Rapor özetinde öne çıkan bulgular kısaca şöyle:

  • Yükselen, kalıcı hale gelen enflasyona hazır olunmalı. Savaştan önce de artan emtia fiyatları ve pandemi kaynaklı arz-talep dengesizlikleri nedeniyle hortlayan enflasyonun, ülkelerin gelişmişlik farklılıklarından bağımsız olarak çok daha uzun süre yüksek kalması bekleniyor. Gelişmekte olan ekonomilerde gıda ve enerji fiyatlarındaki artışlar toplumsal huzursuzluk riskini önemli ölçüde artırabilecek ve özellikle küresel olarak düşük gelirli hanelere zarar verebilecek ölçüde.
  • Enflasyonun seyri birçok ülkenin para politikasını sıkılaştırmasına yol açıyor. Ekonomik beklentilere yönelik genel riskler keskin bir şekilde arttığında enflasyonla mücadelede para politikalarının sıkılaştırılması ve hatta sıkılaşmanın zamanlamasının öne çekilmesi gerekecek. Sonuç olarak küresel parasal sıkılaşmanın hızı özellikle ABD’de daha da artar, ayrıca finansal piyasalar daha agresif bir şekilde yeniden fiyatlanmaya başlarsa, yükselen piyasa ekonomileri baskı altına girebilir ve bu da küresel toparlanmayı yavaşlatabilir.
  • Mali alan yaratabilen ülkeler tüm bu olumsuzluklardan daha az etkilenebilir. Ancak birçok ülkede COVID-19 pandemisi ile ilgili harcamalar için borç stoklarını artırmışken, artan gıda ve enerji fiyatlarının yükselmesi, gelişmiş ekonomilerin enflasyonla mücadele amacıyla para politikalarını sıkılaştırmaları sonucu küresel faiz oranlarındaki yükseliş ve risk primlerinin artması mali alanın daralmasıyla sonuçlanacak. O nedenle pek çok ülke, birey ve firmaların artan borçluluğunun yanısıra finansal istikrarı bozacak nitelikte bazı kredi piyasası kırılganlıkları yaşayabilir.

Son olarak, pandemi henüz bitmedi. Tüm kazanımlar, aşılardan kaçan yeni varyantların ortaya çıkmasıyla yok olabilir. O nedenle sosyal harcamalara ve sağlık harcamalarına öncelik verilmeye devam edilmesi gerekebilir. Ayrıca dünya iklim krizleriyle başa çıkmada hala çok yetersiz önlemleri tartışmakta. Anlaşılan hızla gelinen bu noktada tüm ülkeler bir arada küresel ekonomik düzenin genel istikrarına özen gösterme sorumluluğunu üstlenmek durumunda.

Prof.Dr. Binhan Elif YILMAZ www.bankavitrini.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler