Sosyal Medya

Ekonomi

Mahfi Eğilmez BDDK kararını değerlendirdi

Bankacılık Kanunu’nun 93’üncü maddesi BDDK’ye Bankacılık Kanunu çerçevesinde, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması,…

Mahfi Eğilmez BDDK kararını değerlendirdi

Bankacılık Kanunu’nun 93’üncü maddesi BDDK’ye Bankacılık Kanunu çerçevesinde, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, malî sektörün gelişmesi, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması için gerekli önlemleri alma yetkisini veriyor. BDDK, bu yetkiye dayanarak 24 Haziran 2022 tarihinde aldığı 10250 sayılı kararla bankalar ve finansal kuruluşlar dışında olup da bağımsız denetime tabi şirketlerin bankalardan kredi kullanabilmesini sahip oldukları 900 bin doların üzerindeki yabancı varlıkları TL’ye çevirmeleri koşuluna bağladı. Doğal olarak karara konu olan ve kredi kullanmak durumunda olan şirketler sahip oldukları yabancı varlıklardan 900 bin doların üzerinde olanları büyük olasılıkla kur korumalı mevduata çevirecekler bir yandan kur korumalı mevduat uygulaması başarılı görünürken bir yandan da dolarizasyon da düşmüş gösterilecek. Oysa daha önce bir yazımda da değindiğim gibi kur korumalı mevduat hesapları, iddia edildiği gibi TL hesapları olarak değil yabancı paraya endeksli olmaları nedeniyle döviz mevduat hesabı olarak kabul edilmesi gereken hesaplardır. O nedenle burada toplanan parayı yabancı para mevduatın içinde saymak gerekir ki o durumda dolarizasyon azalmamış tam tersine TL’den de kur korumalı mevduata geçiş olduğu için artmıştır.

 

Çelişkiler

 

Burada üzerinde durulması gereken bir başka konu bu kararın bir yabancı para kısıtlaması kararı mı olduğu yoksa kredilerin yönlendirilmesine ilişkin bir karar mı olduğu meselesidir.

 

Bu kararı BDDK’nın almış olması, kararın, kredileri yönlendirmeyi amaçlayarak alınmış olduğu görünümünü sağlamayı hedefliyor. Bu, gerçekte olduğu gibi bir yabancı para kısıtlamasıysa, kararın, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından alınması gerekirdi.

 

Nasıl takdim edilirse edilsin bu bir kredi düzenleme veya yönlendirme kararı değildir. Kredi düzenleme veya yönlendirme kararı kredilere tavan konulması (kredi plafonu), kredi kullanımına süre ya da miktar kısıtlaması getirilmesi, kredi faizlerinin sınırlandırılması veya yükseltilmesi gibi bir takım önlemlere dayanır. Bu karar, bunlardan çok farklı olarak kredi kullanımı için gerekli koşullar arasına belli bir miktarın üzerinde yabancı para bulundurulmaması koşulunu getirerek krediyi değil dolaylı yoldan yabancı parayı hedef almaktadır. O nedenle bu kararı alma yetkisi BDDK’nın değildir. Bu karar Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar çerçevesinde ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından alınması gereken bir karardır.

 

Kararın BDDK eliyle alınması bir yanlışlık sonucu olamaz. Burada amaç bu kararın 32 sayılı kararla ilgisi olmadığını ve dolayısıyla sermaye hareketlerinin kısıtlanması anlamına gelmediğini göstermektir. Oysa bu karar çok açık bir sermaye kısıtlamasıdır.

 

Sonuç

 

2021 yılı Eylül ayında ekonomi politikasında tarihi bir yanlış yapılmış ve popülist baskılara yanıt vermek için Merkez Bankası faizi düşürmeye yönelmiştir. Merkez Bankası’nca politika faizi (haftalık repo ihale faizi) yüzde 19’dan kademe kademe yüzde 14’e düşürülürken, kurlar yükselmeye ve peşi sıra enflasyonu sürüklemeye başlamıştır. Faiz indirimleri başlamadan önce USD/TL kuru 8,65, enflasyon da (TÜFE) yüzde 19,58 idi. Bugün USD/TL kuru 16,88, enflasyon yüzde 73,50’dir.

 

Faiz indiriminin her alanda yarattığı büyük hasarı faizi artırmadan giderebilmek için kuru bastırabilmek amacıyla bugüne kadar milyarlarca dolar rezerv satılmıştır. Kur korumalı mevduat hesapları yürürlüğe konularak hiç gerek yokken Hazine’ye milyarlarca liralık faiz yükü yüklenmiştir. Bütçe, yıl ortasında neredeyse sıfırdan yeniden yapılmak zorunda kalınmıştır. Kur korumalı mevduat hesapları ödemesi ilk altı ayda yasa dışı olarak ödenmek durumunda kalınmış, bütçe hakkı hiçe sayılmıştır. Bütün bunlara ek olarak şimdi de dolaylı yoldan yine yetkiler aşılarak sermaye kısıtlaması yoluna gidilmektedir.

 

 

SADECE ALINTIDIR, makalenin tamamını okumak için Mahfi Hoca’nın blog sitesini tıklayın

 

 

Dr. Artunç Kocabalkan – Atilla Yeşilada:  Küresel savaş sezonu

 

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Hırsıza kızıp evi yakıyorlar…’

 

ANALİZ:  BDDK, Dolarizasyonun önünü kesmek için firmaları hedef aldı

 

Dolarda BDDK depremi: 16,50! Bundan sonra ne olacak? | Güldem Atabay

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler