Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Murat Şenol: DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE TAHVİL PİYASALARININ EMEKLİLİK FONLARINA OLUMSUZ ETKİSİ

Dünyadaki Enflasyonun artması, Merkez Bankalarının hızla faiz arttırma sürecine girmeleri, uzun vadeli tahvil piyasalarında yıkıcı etkiler yapmaya başladı. Menkul kıymetlerde…

Murat Şenol: DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE TAHVİL PİYASALARININ EMEKLİLİK FONLARINA OLUMSUZ ETKİSİ

Dünyadaki Enflasyonun artması, Merkez Bankalarının hızla faiz arttırma sürecine girmeleri, uzun vadeli tahvil piyasalarında yıkıcı etkiler yapmaya başladı. Menkul kıymetlerde bir kural vardır: “menkul kıymetin vadesinden önce ikincil piyasalarda satılmak istenmesi halinde piyasa faizlerinin artması; tahvillerin  değerini düşürürken,  faizlerinin düşmesi tahvillerin değerini arttırmaktadır”. Dünyada ve ülkemizde faizler düşerken bu tahvillerin anaparaları büyük değerler kazanmıştır. Ancak şimdi de tersi yaşanmaktadır.

Enflasyonla mücadele kapsamında Merkez Bankalarının faiz arttırması piyasa faizlerini yükseltirken, tahvillerin değerlerinde de büyük düşüşlere sebep olmaktadır. Dünyadaki en büyük piyasa konumda olan tahvil piyasası, yaklaşık 100 trilyon USD civarındadır. Bu piyasaların Türev piyasalarını da düşündüğümüzde 5-10 katı büyüklüğünde bir hacme sahiptir.  Genellikle bu tahviller güvenilir bulunduğundan Emeklilik Fonlarınınca satın alınırlar. Son dönemde artan faizler bu piyasalarda  devasa hacimli emeklilik fonlarında büyük kayıplara yol açmakta ve konu küresel bir soruna dönüşmektedir.

Bu hafta içinde İngiltere’de 30 yıllık tahvil faizlerinin  % 5’e yükselmesi Emeklilik Fonlarında büyük değer kayıplarına neden olmuş, bunun üzerine İngiliz Merkez Bankası BOE, geçici varlık alım programı açıklaması üzerine bu Tahvillerin faizi %4’e düşmüş ve sonrası yeniden %4.8’e yükselmiştir. Aynı şekilde Amerika’da uzun vadeli tahvil faizlerindeki artışlar, emeklilik fonlarında büyük değer kayıplarına yol açmakta ve bunun devamında da sadece emeklilik fonları değil elinde uzun vadeli tahvil tutan tüm bankalar ve finans sektörü zincirleme büyük bir kaosa doğru yol almaktadır. Bu noktada dünyadaki merkez bankaları bu kağıtları elinde tutan kurumların pozisyonlarını kapatmaları için faiz artışlarında yavaş hareket etmektedirler.

Ülkemizde uzun vadeli tahvil piyasası hacim olarak geçmiş yıllara göre göreceli azalmış olup genellikle bu kağıtlar yurtiçi bankalar ve emeklilik fonlarının elinde bulunmaktadır. TÜFE ve ÜFE ortalaması %117,5  olan  enflasyona karşı Türk TL/Tahvilleri % 13-14 civarında getirisi olduğundan yerli ve yabancı yatırımcı tarafından rağbet görmemektedir.

Ağustos 2022 itibari ile kamunun 2.606,2 milyar  TL İç Borç Stokunun elinde bulunduranlara göre dağılımı aşağıdaki gibidir.


Tabloda görüleceği üzere; İç Borç Stokunu teşkil eden uzun vadeli Devlet Tahvillerin büyük bir kısmı Bankacılık  sektörünün elindedir.  Son zamanlarda yapılan düzenlemelerle bankalar bu tahvilleri aktifinde tutmak zorunda bırakılmışlardır. Emeklilik  Fonlarının içeriğinde de özellikle de devlet katkısını oluşturan fonlar da büyük miktarda faize duyarlı İç Borç Senetleri( Tahvil ve Kira Sertifikaları) yer almaktadır.

Bireysel Emeklilik Sisteminde, katılımcının ödediği tutarın %30 oranında da Devlet Katkısı verilmektedir. Bu devlet katkısı iki tür fonda değerlendirilmektedir bu fonlar katılım katkı fonu (faizsiz) ve katkı fonu(faizli) olarak adlandırılmakta olup hazine tarafından ihraç edilen devlet tahvillerinde (faizli) veya Gelir Ortaklığı Senetleri ve  Kira Sertifikalarında (faizsiz ) değerlendirilmektedir.

Emeklilik planları faiz hassasiyeti olan katılımcılar için başlangıçta faizli ve faizsiz olarak ayrılmaktadır.  Eğer katılımcı olarak kendi payınızdaki fonlarda faizli ürünleri tercih etmişsiniz, devlet katkısını da faizli olan KATKI payını tercih etmek durumundasınız. Eğer katılımcı kendi  payında faizsiz ürünleri tercih etmişse, bu kez de KATILIM KATKI payında faizsiz ürünleri tercih etmek durumundasınız. Katılımcı kendi payını faizli, devlet katkısını faizsiz veya kendi payını faizsiz devlet katkısını faizli tercih edememektedir. Bunun ne önemi var derseniz özellikle ülkemizde yüksek enflasyon karşısında kamu baskısı ile düşük tutulan piyasa ve Tahvil faizlerinin yükselmesi halinde Uzun Vadeli Tahvilleri bulunduran tüm fonlar gibi faizli KATKI  payının fonları büyük kayıplarla karşılaşacaktır.

Devletin yapmış olduğu %30 katkının kendi borçlanma araçlarında değerlendirilmesi zorunluluğu kanaatimce doğru değildir. Devlet katkısının devletin kendi çıkardığı borçlanma araçlarında değerlendirmesi durumunda zaman içinde olabilecek  faiz artışlarında bu fonlar büyük değer kayıpları ile karşılaşabilecek ve bu durumda da  devlet katkısının çok bir anlamı kalmayacaktır. Katılımcının kendi payını istediği fonda değerlendirmesi gibi dilerse devlet katkısını da  diğer fonlar gibi  değerlendirilmesi imkanının da katılımcıya sunulabilmesi mümkün olmalıdır.  Oysaki devlet katılımcıya; benim katkımı benim çıkardığım kağıtlarla ben size borçlanacağım, bu devlet katkısı fonları için de “ya hep faiz ya hiç faiz olmalı” demektedir. Umarız ülkemizde faizler artmaz ve faizli fonları tercih eden BES katılımcıları fon değerlerinde büyük kayıplarla karşılaşmaz. Yoksa ülkemizde tasarrufların artırılması adına insanımızın yediğinden içtiğinden biriktirdiği kaynakların büyük bir kısmı yeni ekonomik heterodoks deneyin kurbanı olacaktır.

 

Murat ŞENOL – Ekonomist

bankavitrini.com

BAKMADAN GEÇME

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

  • Neden Kasko Yaptırmalısınız?

    Günlük ulaşımı hızlandırmak, şehirlerarası seyahatlerde konfor sağlamak ya da iş hayatında zaman kazandırmak açısından otomobiller vazgeçilmez birer parça haline gelmiş…

  • Lezzetli Bir Hediye Alternatifi : Yenilebilir Çiçek & Meyveler

    Hediye kültürü, insanlık tarihi kadar eski ve köklü bir gelenektir. Yüzyıllar boyunca insanlar, sevdiklerini mutlu etmek, özel anları kutlamak veya…

  • YKS Sonuçları: Devlet Üniversiteleri Doldu, Özel Üniversiteler Boş Kaldı

    Fahiş zamlar özel üniversiteleri boşalttı

  • Atilla Yeşilada: Dünyayı sarsacak 5 trend: Çileli yıllar başlıyor!

    İşte dünyayı önümüzdeki yıllarda sarsacak trendler! 00:00 Merhaba 03:04 Yaşlanıyoruz! 04:05 Küresel ısınma ve iklim değişikliği! 05:55 Yeni salgınlar kaçınılmaz! 06:36 Büyük güçler savaşı! 10:13 Dünya bu borcu ödeyemez! 12:00 Yapay zeka

  • Memur zam yerine hava aldı!

    Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur maaşları ve memur emeklisi aylıkları için 2026 ve 2027 zam oranlarını belirledi. Karara göre, 2026’nın ilk 6 ayında %11, ikinci 6 ayında %7, 2027’nin ilk 6 ayında %5 ve ikinci 6 ayında %4 zam yapılacak. Toplu sözleşmede taban aylığa 1000 TL eklenmesi kesinleşirken, sosyal haklarda da çeşitli iyileştirmeler karara bağlandı.

  • Trump’tan Fed’e Sert Baskı: Eylül’de Faiz İndirimi Beklentisi Güçleniyor

    ABD Başkanı Donald Trump, faizlerin hızla düşürülmesi için Fed üzerindeki baskısını artırıyor. Trump, politika faizinin mevcut %4,25–4,50 aralığından en az 200–300 baz puan indirilmesini talep ederken, Fed Başkanı Jerome Powell’a yönelik sert eleştirilerini sürdürüyor. Jackson Hole toplantısında Powell, eylülde faiz indirimi sinyali verirken, FOMC içindeki görüş ayrılıkları sürüyor. Piyasalar, Trump’ın baskısının Fed’in bağımsızlığı ve para politikasının yönü üzerindeki etkilerini yakından takip ediyor.

  • Kudret Ayyıldır: GYO’lar arasında prim potansiyeli yüksek şirketler

    Yılın ikinci çeyreğinde enflasyonda yavaşlama ve faiz indirim sürecinin başlaması, sektöre yönelik beklentileri yeniden şekillendirmiş durumda. Yüksek faiz oranları ve sıkı finansal koşullar, özellikle konut kredileri üzerinden talebi sınırlarken enflasyonda gözlenen yavaşlama eğilimi ve TL’nin görece istikrarlı seyri, maliyet tarafında kısmi rahatlama sağladı. 26 Ağustos 2025 itibarıyla sektörün yıllık getirisi %54’e yaklaşırken Ağustos ayı kapanışı öncesinde aylık getirisi ise yaklaşık %11 seviyesine ulaştı.

  • Fransa’da Siyasi Kriz Derinleşiyor: Bayrou’nun Güven Oylaması 8 Eylül’de

    Fransa Başbakanı François Bayrou, 8 Eylül’de parlamentoda hükümetinin geleceğini belirleyecek kritik bir güven oylaması yapılacağını duyurdu. Azınlık hükümetini yöneten Bayrou, ülkenin bütçe açığı ve artan kamu borçları nedeniyle “ulusal acil durum” ilan ederek milletvekillerinden destek istedi. Ancak muhalefetin sert tepkisi ve piyasaların endişeleri, Fransa’yı yeni bir siyasi belirsizliğin eşiğine taşıdı.

Benzer Haberler