Sosyal Medya

Ekonomi

PPK’da faiz yüzde 19’da kaldı: Ne şiş yansın ne kebap; faiz indirimi hala kollanıyor

TCMB Para Politikası Kurulu toplantısında bugün ne faiz artışı ne faiz indirimi beklentisi vardı.  Beklenen gerçekleşti, Banka faizi %19’da sabit…

PPK’da faiz yüzde 19’da kaldı: Ne şiş yansın ne kebap; faiz indirimi hala kollanıyor

TCMB Para Politikası Kurulu toplantısında bugün ne faiz artışı ne faiz indirimi beklentisi vardı.  Beklenen gerçekleşti, Banka faizi %19’da sabit tuttu.

Dikkatler enflasyonu etkileyen iki temel gerçek karşısında merkez bankasının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güdümlü yönetiminin nasıl bir söylemi metne dahil edeceği üzerindeydi.

Bu iki gerçekten ilki ve öncelikli olanı ABD enflasyon seyri-Fed para politikası dinamikleri. Diğeri de Türkiye’de %17,53 olan TÜFE enflasyonu daha yükselme potansiyeli taşırken Fed’in atacağı adımlar çerçevesinde PPK’dan nasıl bir mesaj çıkacağı.  Gerekirse faiz artışı sinyali verip veremeyeceği üzerindeydi.

ABD enflasyon beklentinin aksine yukarı yönde devam

Mayıstaki %5 seviyesinden haziranda %4,9’a gerilemesi beklenen ABD TÜFE enflasyonu dün itibarıyla %5,4 olarak açıklandı. Çekirdek TÜFE’nin ABD’de ekonomideki hareketliliğe bağlı olarak son 30 yılın zirvesine %4,5 ile çıkmış olması, ABD’de enflasyonun Fed’in beklediği gibi yavaşlamaya başlamadan önce daha yükseleceğini anlatıyor.

ABD enflasyon detayları, fiyat artışlarındaki ivmelenmenin büyük ölçüde geçici faktörlerden oluştuğunu gösteriyor.  Bu açıdan Fed’in söylemini destekler nitelikte.  Fed ise zaten 16 Haziran toplantısında %5 enflasyon verisi sonrasında beklentilerini günceller ve daha şahin bir dile dönerken dahi temel senaryosundan vazgeçmiş değil. Fakat kritik nokta, yükselme eğilimi devam eden ABD enflasyonu para politikası yanında maliye politikası ile verilen desteğin de sonucu olduğundan, düşeceği seviyenin pandemi öncesindeki TÜFE enflasyonunun üzerinde olacağı.  Kısaca Fed bugünkü %5,4 enflasyona göre değil; muhtemelen 2022 beklentisi %3-3,5 TÜFE enflasyonuna göre faiz artışlarını şekillendirecek.

Faiz artışları ılımlı olacak ve 2022 sonundan önce gelmeyecek.

Fakat, Fed aylık 120 milyar dolarlık miktarsal alım desteğini temmuz toplantısı ve ağustos Jakson Hole toplantısı sonrasında azaltmaya başlayacak.  Bu adım kendi başına özellikle gelişmekte olan ülke kurları üzerinde değer kaybı etkisi yaratacak.

TCMB faiz indirimi “zamanı” Fed sıkılaştırma adımları ile çakışacak

Bu arada Türkiye tarafında ise TÜFE enflasyonu resmi verilerle haziranda %17,53. Sene sonu beklentileri %15-16 aralığında.  Politika faizini enflasyonun ve beklenen enflasyonun üzerinde tutma sözü veren TCMB, baz etkisi ile yıllık enflasyonda düşüşü Erdoğan’ın arzusu doğrultusunda faiz indirimi gerçekleştirmek için kollamakta.  Halbuki söz konusu “faiz indirimine müsait alan” tam da Fed’in harekete geçeceği dönemle çakışıyor.

TCMB’nin olası bir faiz indirimi, Fed’in başlatacağı TL değer kaybı ile örtüşmek üzere.

Bugünkü PPK notundan ne anlamak gerek?

Bugünkü Para Politikası Kurulu (PPK), beklendiği üzere politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını %19’da tuttu. Yukarıda anlatılan gelişmelere yönelik yapacağı vurgular beklenmekteydi.

PPK gelişmiş ekonomilerdeki pandemi sonrası açılmaya paralel enflasyon oranlarının yükseldiğini not ediyor. Türkiye ekonomisinde iç talep kısmen yavaşlarken, dış talebin aktiviteyi desteklediğini; büyük resimde ekonomik aktivitenin güçlü devam ettiğini vurguluyor.

Enflasyona etkisi açısından küresel emtia fiyatları artışı, son elektrik/doğalgaz zamlarının enflasyonda oynaklık yaratacağını ekliyor.  Yükseltecek “diyemiyor.” Nisan Enflasyon Raporu’na yaptığı vurgu, oradaki beklentiye göre baz etkisiyle faiz indirimi mesajı Erdoğan’a verilmeye devam ediliyor PPK tarafından.

Sıkı para politikasını büyük ölçüde “politika faizini enflasyonun üzerinde tutmak olarak tanımlamaya devam eden banka, yatırımcıların beklediği “gerekirse faiz artışı” yapabileceği mesajını vermiyor.  Veremiyor.

Dolayısıyla, faiz indirme misyonu altındaki TCMB’nin bu faiz indirimini gerçekleştirmesi artık imkansız.  Fed’den beklenen adımlar ve bunların TL’de yaratacağı değer kaybı nedeniyle.  Banka şimdilik politize yapısı gereği bu gerçeğe gözünü kapatmayı tercih ediyor. Bu da yatırımcıların Türkiye piyasalarına olan güvensizliğinin devam edeceği anlamına geliyor. Çünkü erken-irrasyonel faiz indirimi gibi bir adımın gelebilme olasılığı dış dünyadan gelen değişim haberlerine rağmen rafa kalkmış değil. Bu da yaz sonundan itibaren Türk Lirası’nı dışarıdan gelmesi beklenen dalgaya karşı korumasız bırakıyor.   

GA.

PPK metni aşağıda.

– Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla birlikte, aşılama programlarında ilerleme kaydeden ekonomiler kısıtlamaları hafifleterek iktisadi faaliyette daha güçlü bir performans sergilemektedir. Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.

– Yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. İkinci çeyrekte, salgın kısıtlamalarına ve finansal koşullardaki sıkılaşmaya bağlı olarak iç talep bir miktar ivme kaybederken, dış talep gücünü korumaktadır. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler ve turizm sektörlerinin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Ticari krediler ılımlı bir seyir izlemektedir. Son dönemde açılma ve ertelenmiş talebe bağlı olarak artış gösteren bireysel kredi kullanımında ise, alınan makroihtiyati tedbirlerin etkileri izlenecektir. Olumlu dış talep koşulları ve uygulanmakta olan sıkı para politikası cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir.

– Son dönemde ithalat fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışların yanı sıra, talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları, açılmanın etkisiyle yaz aylarında enflasyonda görülebilecek oynaklıklar ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmektedir. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.

– TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.

– Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler