Sosyal Medya

Piyasa

Yağız Kutay Işık: Çin fırsat, AB mecburiyet

1947 yılında dönemin ABD dış işleri bakanı Marshall tarafından sunulan Marshall Planı; gönüllü olan bütün Avrupa devletlerine (hatta Sovyetler ve…

Yağız Kutay Işık:  Çin fırsat, AB mecburiyet

1947 yılında dönemin ABD dış işleri bakanı Marshall tarafından sunulan Marshall Planı; gönüllü olan bütün Avrupa devletlerine (hatta Sovyetler ve müttefiklerine bile) Amerikan mali yardımı, malzeme ve makine yardımı yapmak istiyordu. Ardından bu yardımı kabul eden Türkiye dahil 16 Avrupa ülkesinin üyeleri Amerika’ya sunulmak üzere bir Avrupa Ekonomik Kalkınma Programı hazırladılar.  Bu program akabinde Amerika Dış Yardım Kanunu’nu çıkardı ve bu kanuna dayanarak daha ilk yılında bu 16 ülkeye 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yaptı.  Bu yardım devamında 12 milyar dolara ulaştı. O dönemde yapılan Marshall Planı ve Truman Doktrini gibi unsurlarla Amerika bazı ülkelere hem kültürel ihracat yaptı hem de ekonomik olarak kendine bağımlı hale getirdi.

Günümüzde ise benzer bir senaryo var. Çin geçmişte kullandığı ideolojik saiklerin yanı sıra ekonomik saiklerlerle birlikte Dünya’da bir numara olmayı kafasına koymuş vaziyette. Hatta o kadar konsantre ki IMF’den, Dünya Bankası’ndan veya OECD’den daha fazla kredi vermiş durumda. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ile yaptığı yoğun anlaşmalarla dünyayı kendine borçlu hale getiriyor.   Örneğin, 2017 yılından beri Kenya’da demiryolu projelerine destek veriyor. Türkiye’ye hala tam bilmediğimiz bir bedel karşılığında aşı satıyor. Kamu kurumu Ziraat Bankası’na verdiği 320 milyon dolar ve 500 milyon Çin yuanı ve YAPILAN SWAP anlaşmalarını da unutmamak lazım.

Hal böyleyken şu soruyu sormadan da edemiyorum. Türkiye yüzünü nereye dönmeli? Batı’ya mı yoksa Çin’e mi?  İngiltere’de sevdiğim bir hocam, Brexit’in ekonomik anlamda İngiltere’nin sonunu getireceğini söylemişti bana. Nasıl olur da dış ticaretinin çok büyük bir bölümünü yaptığın ülke grubuna bir hiç uğruna sırtını dönersin anlamıyorum, demişti. Ben de kendisini, başka ülkeler de vardır, diye teselli etmeye çalışırdım.  Sizce de vardır değil mi? Mesela bu satırları yazarken aklıma bir tane geldi bile.  Uzun girizgahımın ardından Türkiye’nin dış ticaret verilerini ve siyasi söylemelerini harmanlayarak hangi taraf ile aramızı iyi tutmamız gerektiğini ve nedenlerini vurgulamaya çalışacağım.

Öncelikle ihracat verileri ile başlamak istiyorum. Türkiye ile Çin arasında son 5 yılda 126 milyar dolarlık ihracat ve ithalat yapıldı. Ticaret Bakanlığı’nın 2020 yılı rakamlarına göre, 2020 Türkiye-AB ticareti 143 milyar dolar civarındadır. Türkiye ihracatında en büyük pasta AB’ye ait. (2019: %42,4 ve 2020: %41,3) Ülke bazında ise 5 AB ülkesi ve yeni ayrılan İngiltere ilk 10’da bulunuyor.  Çin bu listede yer almıyor. “Çin kimden ithalat yapıyor ki sen bize Türkiye’nin ithalat verilerini söyle” diyenlere de şunu ifade etmek istiyorum:  Evet, Çin şu an %10,9 ile ithalatımızda birinci sırada ancak ikinci Almanya 10,3, yani arada pek fark yok. Kaldı ki 2018 ve 2019 yıllarında Almanya birinciliği elinde tutuyordu. Ayrıca, genel ithalatın %33,4’ü AB, %16,3’ü ise diğer Avrupa ülkeleri tarafından yapılıyor. Yani öyle sanılanın aksine Çin ülkemizin ithalatından mutlak bir egemenlik sahibi değil.

 

Avrupa’dan ithal ettiğimiz ürünlerin üretilmesi zor veya başka yerden kolayca bulamayacağımız ürünler olduğunu ve Çin’den gelen ürünleri biraz daha maliyetle de olsa başka yerden ithal ederek veya kısa sürede yerli üretimle ikame etmemizin nispeten daha mümkün olduğunu da unutmamak gerekiyor. Mesele sadece rakamlardan ibaret değil elbette ki. Çin’in kendi iç işlerini şeffaf yürütmemesi yadsınamaz bir gerçektir. Bu durum uzun vadede ticarete de zarar verecektir.  Virüs rakamları ile ilgili net olmayan bilgiler ve geçen hafta Uygur Türkleri konusunda Meral Akşener ve Mansur Yavaş’a yönlendirilen “Çin tarafı, haklı karşılık verme hakkını saklı tutmaktadır” açıklaması da bir hayli manidar.

Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre Çin borç vermenin hüküm ve koşullarını ihlal etmekte. Dünya’nın en fazla borç veren yapısının bu kadar karanlık olması ne yazık ki kabul edilemez. Öte yandan kendi Ticaret Bakanlığımızın da belirttiği üzere AB, “Şeffaf piyasa yapısı, daha az ticaret engeli ve daha açık mevzuat yapısı ile büyük bir o kadar da cazip tüketici kesimine sahip. Benzersiz ulaşım ve taşımacılık alt yapısı ile ve aynı zamanda yüksek yolcu taşıma kapasiteli havalimanları ile ürün ve hizmetleri güvenli bir şekilde ulaştırma imkânı sağlıyor”.

Aynı güven Çin’de var mı; evet demek pek mümkün değil. Çin’e bu kadar karşı görünmemin dışında Türkiye-Çin ilişkilerinin iki açıdan fırsat olduğu kanaatindeyim. Bunlardan birincisi Çin’in ucuz ürünleri. Diğeri ise ABD, Rusya gibi diğer güçlere karşı pazarlık gücümüzün olması. Dünya’nın dört bir yanına milyarlarca dolar borç veren bir ülke olduğunu da göz önüne getirdiğimizde karşı olmakta pek fayda görmüyorum doğrusu.  Sonuç olarak, Çin Türkiye için bir fırsat, Avrupa ise mecburiyet olarak karşımızda duruyor. AB’ye siyasi anlamda en uzak olduğumuz şu dönemde bile Cumhurbaşkanı, biz AB tam üyelik hedefine hala bağlıyız, demek zorunda hissediyor kendini.  Bu yüzden Türkiye dış ticareti de dış politikayı da AB ile yürütmeli. Türkiye için ne düşünüyorsam aynısını AB için de düşünüyorum. Uzun vadede Türkiye ile ilişkiler askıya alınmayacak kadar önemli.

 

Kaynak Linki = https://www.muhalif.com.tr/makale/cin-firsat-ab-mecburiyet-254, yazarın izniyle yayınlanmıştır

 

 

FÖŞ Panel: 2021’de Türkiye Nereye? Jeopolitik, Ekonomik, Siyasi Riskler ve Fırsatlar

 

Dr. Fulya Gürbüz Yazdı: “Üretim ve enflasyonda artışa rağmen FED gevşek politikasını sürdürecek”

 

Reuters ekonomistler anketi: Dünya ekonomisi kabına sığmayacak

 

BAKMADAN GEÇME

  • TCMB Rezervleri Artıyor Görünse de Altın Etkisi Maskeliyor: Gerçek Resim Düşüşte

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 17 Ekim haftasına ilişkin rezerv verileri, yüzeyde güçlü bir artışa işaret etse de, altın fiyatlarındaki değerleme etkisi çıkarıldığında tablo tersine dönüyor. Swap hariç net rezervler altın etkisi hariç tutulduğunda 7,4 milyar dolar azaldı. Artan dolarizasyon, KKM çözülmesi ve yabancı giriş-çıkışlar, dış denge görünümünün kırılganlığını koruduğunu gösteriyor.

  • Hava Kuvvetlerinin stratejik aklı için Forte Teknoloji iştiraki MilSOFT’tan önemli adım…

    Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi (HVBS), 2007’den beri Türk Hava Kuvvetleri’nde başarıyla kullanılmasının yanı sıra uluslararası alanda da kritik bir rol üstleniyor...

  • Tüketici Güveni Verileri: Ekonomide soğuma başlıyor

    Türkiye'de tüketici güveni, Ekim 2025 verileriyle birlikte belirgin bir ayrışma ve derinleşen bir kötümserlik sergiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Tüketici Güven Endeksi, aylık %0,3'lük hafif düşüşle (83,6), iki aydır süren temkinli gerilemeyi teyit ediyor. Buna karşın, Bloomberg HT Tüketici Güven Ön Endeksi ise %6,90'luk keskin bir düşüşle 65,54 seviyesine geriliyor. Bu durum, siyasi gündem ve yükselen enflasyon beklentilerinin tüketici algısını çok daha sert vurduğunu ortaya koyuyor. Her iki endeksin de 100 eşiğinin altında kalıcı olarak yer alması, yüksek faiz ve artan maliyet baskısı altında hane halkının hem mevcut durum algısında hem de geleceğe yönelik büyük harcama eğilimlerinde belirgin bir bozulma yaşandığını, bunun da ekonomide talep yavaşlaması sinyallerini güçlendirdiğini gösteriyor.

  • Ülker, sürdürülebilirlikte 10 yıllık hedeflerini aştı

    Ülker, 2014’te belirlediği uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerinin 10’uncu yılını enerji verimliliği, su tasarrufu ve toplumsal projelerdeki başarılı sonuçlarla tamamladı...

  • Volkan Korkmazer: Stagflasyon Döneminde Yatırım Stratejisi

    Küresel ekonomi, 2025 Sonbaharı itibarıyla Fed'in sıkılaştırma politikalarının büyümeyi yavaşlattığı ancak arz yönlü baskıların enflasyonu inatla yüksek tuttuğu zorlu bir stagflasyonist dönemeçte bulunuyor. Klasik politika araçlarının etkisiz kaldığı bu makroekonomik görünümde, yatırımcılar için reel getiri koruması her zamankinden daha kritik hale gelmiştir.

  • ANALİZ: TCMB Aralık’ta Faiz İndirecek mi? Uzmanlar Farklı Düşünüyor

    Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek %39,5’e çekti. Şeker, Trive, Gedik, İş ve Integral Yatırım’ın değerlendirmeleri Aralık ayında yeni bir faiz indirimi ihtimaline dair farklı senaryolar ortaya koyuyor.

  • Merkez Bankası Rezervlerinde Yeni Rekor: 198,4 Milyar Dolar

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervlerinde artış eğilimi sürüyor. Bankanın verilerine göre, 17 Ekim haftasında brüt rezervler 198,4 milyar dolara ulaşarak yeni bir zirveye çıktı. Bir önceki hafta bu rakam 189,7 milyar dolar seviyesindeydi.

  • PhillipCapital’den 3Ç25 Kar Tahminleri

    2025 yılı 3. çeyrek dönem finansal sonuçları bu haftadan itibaren açıklanmaya başlanacak. Konsolide olmayan finansal sonuçlar için son tarih 30 Ekim olup konsolide sonuçlar 10 Kasım tarihine kadar açıklanacak.

  • TÜİK: Tüketici Güveni Ekim Ayında Geriledi

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tüketici güveni Ekim ayında düşüşünü sürdürerek son üç ayın en düşük seviyesine indi. TÜİK’in Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası iş birliğiyle yürüttüğü Tüketici Eğilim Anketi sonuçlarına göre hesaplanan tüketici güven endeksi, Eylül ayında 83,9 iken Ekim’de yüzde 0,3 azalarak 83,6’ya geriledi.

  • Türkiye’nin 2026 Faiz Ödemeleri Rekor Seviyede: Devletin Faiz Yükü 2,7 Trilyon TL’ye Ulaşıyor

    Gelecek yıl bütçe tahminlerine göre, Türkiye’nin iç ve dış borçlarından kaynaklanan faiz yükü 2026 yılında 2,7 trilyon liraya ulaşacak. Bu da günde ortalama 7,5 milyar TL’lik faiz ödemesi anlamına geliyor. Kamu açıklarındaki yüksek seviye ve artan borçlanma maliyetleri nedeniyle, faiz ödemelerinin bütçe harcamaları içindeki payının yüzde 14,5’e çıkarak son 16 yılın en yüksek seviyesine ulaşması bekleniyor.

  • Türkiye’nin En Büyük İç Giyim Markasıydı: O Firma da Ekonomik Kriz Karşında İflasa Gidiyor

    Türkiye'nin önde gelen çorap ve iç giyim markalarından Gönültaş Çorap, yaşadığı mali zorluklar nedeniyle konkordato başvurusunda bulundu.

  • TCMB Faiz Kararını Açıkladı: Politika Faizinde 100 Baz Puan İndirime Gitti

    TCMB faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası, politika faizinde 100 baz puan indirime giderek, faizi yüzde 39,50 seviyesine çekti. Türkiye Cumhuriyet…

  • ANALİZ: ABD’nin Rus Enerjisine  Yaptırımları Çin’de Şok  Yarattı: Türkiye de Risk Altında

    Trump yönetiminin Rusya’nın enerji devleri Rosneft ve Lukoil’e uyguladığı yeni yaptırımlar, küresel enerji piyasalarını sarsarken Çin, Hindistan ve Türkiye’nin enerji güvenliğini tehdit ediyor. ABD’nin ikincil yaptırım tehdidi, hem Asya’nın büyük alıcılarını hem de Türkiye’nin enerji ticaretini zor durumda bırakabilir.

Benzer Haberler