Sosyal Medya

Döviz

Faiz kararı beklendiği gibi, sonrası TL’ye nasıl yansıyacak?

PPK toplantısında, 5 dakika ile gecikme ile açıklanan karara göre politika faizi %16’dan %15’e indirildi.  metnin içinde yazılana göre Banka…

Faiz kararı beklendiği gibi, sonrası TL’ye nasıl yansıyacak?

PPK toplantısında, 5 dakika ile gecikme ile açıklanan karara göre politika faizi %16’dan %15’e indirildi.  metnin içinde yazılana göre Banka aralık ayında da – muhtemelen bir 100 baz puan daha- faiz indirdikten sonra  gevşeme sürecini sonlandıracak.  Bunun bir ara verme mi yoksa küresel dalgaya karşı TL’yi biraz olsun koruyabilmek için tamamlanma kararı olup olmadığını zaman gösterecek.  Ancak şimdilik makul beklenti politika faizinin %14’e çekildikten sonra bu seviyede bırakılacağı.  En azından korkulduğu gibi faizin %12’ye kadar çekilmeyeceği anlaşılıyor.

PPK faiz kararı metninin içinde cari açıktaki 12 aylık birikimli seviyenin düşmesinin fiyat istikrarı ile arasında kurulan bağın devam ettirildiğini görüyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan istiyor diye faiz iniyor denemeyeceği için politik olarak, bu gerçek olmayan neden-sonuç ilikisinde ısrar edilmekte.  Faiz indirimi enerji ve gıda fiyatları hariç çekirdek enflasyondaki seyre bağlanıyor ki burada da TL’nin son değer kaybı sonrası düşüş veya yerinde sabit seyir artık beklenemez.  Dolayısıyla, faiz indirim kararı bir kez daha gözler önüne serildiği üzere sadece politik.

Zaten PPK metninde küresel enflasyon baskıları ve bunun Türkiye enflasyonuna etkisinin 2022 ortalarına kadar devam edeceği eklenmiş.  Bu durumda faiz indirimi değil artırımı gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta fayda var ve bu artış gelmeyecek.  ABD enflasyonunun Fed’in çizdiği resimden öteye yüksek ve kalıcı seyretmesi halinde taperingin hızlandırılması ve faiz artışlarının 2022 3. çeyrekte başlaması elbette Türkiye’de enflasyon dinamikleri üzerinde yeni bir baskı unsuru olacak.  Dolar Endeksi’nin daha hızlı değer kazandığını izleyeceğiz.

Mevcut dinamiklerle 2022’de resmi TÜFE enflasyonunun %25’in altına sarkması mümkün görünmüyor.  Dış ekonomik dinamikler, TCMB’nin para politikası hataları eklendiğinde faiz indirimlerinin tamamlandığı aralık sonrasında TL/doların 11,00-11,5 arasına bir süreliğine -muhtemelen 1Ç22 süresince-oturması olası görünüyor.  Ancak, yine aynı nedenlerle TL’deki değer kaybının 2022 özellikle ikinci yarında hızlanması beklenmeli.

TL/dolarda 2022 sonu için öngörü yapmak anlamsız olsa da, 11,5’in üzeri büyük olasılık olarak karşımızda.

Bu dönem içinde alınabilecek bir erken seçim kararının ise hükümet değişimi beklentileri üzerinden TL’deki erimenin önünü kesmesi mümkün.  2022 ilk yarısında bir erken seçim ve hükümet değişimi  olmadığı koşullarda ise TL’deki değer kaybının devam etmesi, bunun enflasyonu beslemeye devam edişi kaçınılmaz görünüyor.

Aşağıda PPK metninşi okuyabilirsiniz.

GA.

——

Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 16’dan yüzde 15’e indirilmesine karar vermiştir.

Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında toparlanma devam etmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Para politikası duruşunda yapılan güncellemenin ticari krediler üzerinde olumlu etkileri görülmeye başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerle ilgili gelişmeler yakından takip edilmektedir. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirerek politika faizinin 100 baz puan indirilerek yüzde 15 olarak belirlenmesine karar vermiştir. Kurul, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesini beklemektedir. Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını Aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler