Sosyal Medya

Döviz

Çin ile yeni swap ve FOMC sonrası parite hareketleri: TCMB rezervleri, döviz mevduatları ve yabancının bakışı

Albayrak döneminde kredi artırmak için denenmiş ve başarılı olmamış benzer yöntemler güven esas sorun oldukça döviz mevduatlarının TL'ye dönmesi amacını da elbette sağlamayacak. 

Çin ile yeni swap ve FOMC sonrası parite hareketleri: TCMB rezervleri, döviz mevduatları ve yabancının bakışı

Dolarizasyonun son iki senedir artan seyri, enflasyonu besleyici olduğu kadar TCMB’nin zaten çok zayıf olan para politikası uygulamalarına da sekte vuruyor.  O nedenle haftalık TCMB parasal verileri açıklandığında yerli yatırımcıların döviz mevduatlarının seyri de yakından izlenmekte.

Naci Ağbal’ın beklenmedik şekilde Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alınmasının ardından TL’nin hızlı değer kaybetmesinin nedeni, güven bunalımına giren yabancı yatırımcıları ülkeden çıkışıydı.  İzleyen bir kaç hafta içinde yerli döviz mevduat sahibinin kar amaçlı döviz satışları TL’nin yeni bir dengede istikrar kazanmasına yardımcı olmuştu. Aradan geçen yaklaşık 2,5 aylık sürede döviz mevduatlarında anlamlı bir çözülme olmazken, dolarizasyonun geçen seneki temposunda gitmediği de izlenmekteydi.  Yükselen faiz, bitcoin merakı ve halka arz bombardımanı kısmen döviz talebinin yavaşlamasının arkasındaki nedenler olarak sayılabilir.

18 Haziran haftası itibarıyla ise yine döviz mevduatlarında sıra dışı hareketler izlenmekte.

İlk bakışta, yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı bir haftada 2,6 milyar dolar geriledi. Bu gerilemenin dolar/TL’nin 8,70, euro/TL’nin ise 10,50 seviyesine ulaştığı hafta olması dikkat çekici. Hane halkının döviz mevduatı 1,9 milyar dolar azalırken tüzel kişilerin mevduatlarındaki gerilme 580 milyon dolar olarak açıklandı. Yerlilerin TL’nin ani değer kaybında yeniden kar satışına yöneldiğini düşünmek mümkün.

Fakat 16 Haziran’da FOMC’den çıkan beklenmedik değişim esasta pariteler üzerinde çok etkili olup, Dolar Endeksi’ni hızla yukarı taşımıştı. O nedenle 18 Haziran haftası itibariyle açıklanan döviz mevduatı verisine parite etkisinden arındırılmış şekliyle bakmak bu hafta için oldukça önemli.  TCMB’nin kendi hesaplarına dayanan parite etkisinden arındırılmış veri içindeyse, gerçekte döviz mevduatlarında 713 milyon dolarlık artış olduğu görülüyor.

TCMB’nin verilerine göre 18 Haziran haftası itibariyle parite etkisi 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Gerçek kişilerin döviz mevduatlarında parite etkisinden arındırılmış 455 milyon dolarlık artış gerçekleşirken, tüzel kişilerin döviz mevduatları önceki haftaya kıyasla 258 milyon dolar yükselmiş oldu.

Böylece döviz mevduatları 2,6 milyar dolar düşüşün gerçekte parite etkisi hesaba katıldığında 713 milyon dolar arttığını görüyoruz.

Toplam mevduatların içinde döviz mevduatların payı da böylece %54  ile tarihi zirvelerde dolaşmakta.

Döviz talebindeki artış hem TL’nin geleceği ile ilgili, hem enflasyonun seyri hem de TCMB’nin para politikası yönetimindeki başarısı hakkında bilgi verici nitelikte.

Zorunlu karşılık oyunu yeniden akla geldi

Başkan Kavcıoğlu’nun TBB toplantısında konusunu geçirdiği şekliyle döviz mevduatlarını TL mevduata çevirmek amacıyla zorunlu karşılıklarda ayarlama denemesine gidileceği haberleri var.

Buna göre banka bazında müşterilerin tuttukları döviz tevdiat hesaplarından Türk lirası mevduatlara geçiş arttıkça söz konusu banka için kademeli olarak zorunlu karşılıklara daha fazla faiz ödenmesi gündemde.

Hatta merkez bankası muhtemelen TBB toplantısında görüştüğü bankalara, bu amaçla TL bazlı cazip yeni ürünler geliştirmelerini önermiş.

Albayrak döneminde kredi artırmak için denenmiş ve başarılı olmamış benzer yöntemler güven esas sorun oldukça döviz mevduatlarının TL’ye dönmesi amacını da elbette sağlamayacak.

TCMB rezervleri nasıl yükseldi: Şapkadan yine swap çıktı

2019-2020 döneminde TL’nin değerindeki erimeyi, TL’den kaçışı baskılamak için piyasaya gizli şekilde yapılan meşhur 128 milyar dolarlık rezerv satışı bugün swap hariç net döviz rezervlerini halen eksi 50 milyar dolar civarında tutmakta. Yeniden artıya dönmek ise bir kaç seneden fazlasını alacak.  Hatta mevcut ekonomi yönetimi ile belki de hiç olmayacak.

Bu nedenle genel anlamda ekonomi, daha dar bakışla para politikası uygulamalarına güven yaratamayan AKP ekonomi yönetimi, TCMB’nin rezervlerini olduğundan güçlü göstermek için swap anlaşmalarını artırmayı seçiyor.  Güvenilirlik sorunu olan bankanın Fed gibi işe yarayacak bir swap hattını açamıyor oluşu, Çin ve Katar ile yapılan anlaşmaların miktarlarında artışların zorlanması yolunu sokuyor yöneticileri.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdelediği Çin ile swap anlaşmasının artırıldığı haberinin son açıklanan TCMB rezerv verilerine yansıdığını görüyoruz.

TCMB 15 Haziran’da yaptığı açıklamada, Çin Halk Cumhuriyeti Merkez Bankası ile imzaladığı ek swap anlaşmasında miktarın artırıldığı ve 15 Haziran itibarıyla ek miktarın hesaplara girdiği belirtilmişti:

“TCMB ile Çin Halk Cumhuriyeti Merkez Bankası arasında 30 Mayıs 2019 tarihinde imzalanan ikili para takası (swap) anlaşması 35,1 milyar TL ve 23 milyar Çin yuanı artırılarak toplam 46 milyar TL (yaklaşık 5,4 milyar dolar) ve 35 milyar Çin yuanına ulaşmıştır. Artırılan söz konusu rakam 15 Haziran 2021 tarihi itibariyle TCMB hesaplarına girmiştir. Para takası anlaşmasının temel hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak ve iki ülkenin finansal istikrarına destek sağlamaktır.”

Bu rakamın TCMB kasasına girmesiyle haftalık verilerde net uluslararası rezervler 3,5 milyar dolar arttı;  6 Kasım 2020’deki 19,6 milyar dolardan sonraki en yüksek seviye 18,5 milyar dolara yükseldi.

18 Haziran itibarıyla

  • TCMB toplam rezervleri: 2,5 milyar dolar artarak 97,3 milyar dolara ulaştı.
  • TCMB brüt döviz rezervleri: 4,312 milyar dolar artışla 56,0 milyar dolara yükseldi.
  • TCMB altın rezervleri: 1,9 milyar dolar azalarak 41,3 milyar dolara geriledi.
Brüt ve toplam rezervdeki bu artışla Cumhurbaşkanı Erdoğan9’ın övünmesi çok büyük olasılık.  Hatta Kavcıoğlu’nun açıklamalarından anlıyoruz ki, Azerbaycan ve Katar ile yeni ve yinelenen swap anlaşmaları da yolda.

Fakat, swap yoluyla rezervlerde oluşan bu düzelmenin merkez bankası bilançosuna yapılan bir makyajdan te anlamı yok. Keza kabaca, dolar üzerinden dahi olmayan borç bir paranın dolara çevrilerek hesaplara katılması ile swap hariç tutulduğunda gerçek rezerv kırılganlık seviyesinde bir değişim yaratmıyor. TL üzerindeki baskı hafiflemiyor. TCMB’nin TL’yi koruma gücü artmıyor.

Yabancı yatırımcılar Türkiye varlıklarına mesafeli

Yurtiçinde AKP iktidarı kendi kendine pazarlamak amacıyla swaplar yoluyla bir başarı hikâyesi yaratmaya çalışadursun, hatta 128 milyar doların satılma hikayesini yeni sanal bir gerçekle örtmeye çalışsın, yabancı yatırımcı ekonomik ve parasal durumdaki gerçeklerin farkında.

18 Haziran haftasında yurtdışında yerleşik kişiler:

– net 3,2 milyon dolarlık hisse senedi,

– net 3,6 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) sattı.

– 5,6 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senetleri (ŞBS) aldı.

Kısaca yabancı yatırımcılar Türkiye’de hisse senedi piyasası varlıklarını 21-22 milyar dolar civarında, DİBS stoklarını da 7,5-8,0 milyar civarına oturttular.  Ya da düşürdüler demek gerekli.

Bu hareketsizlik, ne swap anlaşmalarının, ne reform paketleri hikayelerinin, ne de Biden-Erdoğan görüşmesinden beklentilerin Türkiye ekonomisini girdiği kötü yönetim sarmalından çıkaramayacağı düşüncesini yansıtıyor.

GA.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler