Sosyal Medya

Ekonomi

Uğur Gürses: Orta Vadeli Program’ın örtülü varsayımı

Ekonomist Uğur Gürses, blog sayfasında Pazar gecesi açıklanan Orta Vadeli Mali Programı değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı.  Yazıda ilk dikkatini…

Uğur Gürses: Orta Vadeli Program’ın örtülü varsayımı

Ekonomist Uğur Gürses, blog sayfasında Pazar gecesi açıklanan Orta Vadeli Mali Programı değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı.  Yazıda ilk dikkatini çekenin merkez bankası 2021 sonu enflasyon beklentisi (%14,1) ile OVP’deki beklenti (%16,4) arasındaki fark olduğunu vurgulayan Gürses, yine iki kurumun cari açık beklentilerindeki farka dikkat çekiyor.

Gürses söyle devam ediyor:

“OVP 2021 için büyüme tahminini yüzde 9 olarak öngörürken, bu tahmin örtülü olarak yılın ikinci yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.9 büyüme öngörüldüğünü söylüyor. Bu da en başta 3. Çeyrekte olasılığı yakın bir senaryo.

2021’deki büyüme performansının en önemli payandası, 2020’deki düşük baz etkisi olduğu biliniyor. Buna yükselen emtia fiyatları da eklenince, ihracatta 2019’un bile üzerinde bir ivmeye tanık oluyoruz.

2021’de kapanmadan çıkışta patlayan küresel talep, emtia fiyatlarında da rekor artışlar yarattı; taşımacılık maliyetleri de patladı. Emtia üreticileri ve işleyerek nihai mal üretenler fiyat artışlarından yararlandı. Bunun sürdürülebilir bir tablo olmadığı çok açık. Türkiye’nin ihracatında da izlenen tablo bu.

Ülkeyi yönetenler baz etkili yüzde 21’lik büyüme ile övünürken, Ticaret Bakanı “Ağustos’ta ihracatımız yüzde 52’lik artışla şimdiye kadarki en yüksek ağustos ayı ihracatı olan 18,9 milyar $ seviyesine ulaşmıştır” diye tweet paylaşıyordu.

Sorun şurada ki ihracatçılar ve toplamda tüm üreticiler maliyet baskısı altında bunu ne kadar sürdürebilecekler?

TÜİK verilerine göre, ağustos ayında yıllık ara malı maliyet artışı yüzde 54.7, imalat maliyetleri ise yüzde 45.4 olmuş. Yıllık kur artışı ise yüzde 15. İhracatçı için kur avantajı erimiş durumda.

Ülkeyi yönetenler, bayram tatili nedeniyle ağustosa kayan ihracat sevkiyatlarını rekor hanesine yazıp böbürlenirken, maliyet hasarına hiç değinmiyorlar.

Yine her tahminde olduğu gibi “Bob Ross vari” bir dokunuşla, 2022, 2023 kur ve deflatör tahminleri kişi başı milli geliri 2023’te 10 bin dolar üzerine, 2024’te de toplam milli geliri 1 trilyon dolara çıkaran bir seviyede yapılmıştı. Kur artışları düşük, deflatör ise bunların üzerinde idi. Sanırım kendilerinden böyle bir rötuş yapılması istenen teknokratlar, bunun bilinmesini istemiş gibi 2024 milli gelirini “1.002 milyar dolar” olarak nihayetlendirmişler.

OVP’ye göre, ihracatımız 2022’de yüzde 9.4 artarken, ithalatımız da yüzde 9.6 artıyor. Ama 2023’te yüzde 4.8’lik ihracat artışına yüzde 4’lük ithalat artışı eşlik ediyor. 2024’te de ihracat lehine artış daha yüksek öngörülmüş; yüzde 5.4’e yüzde 5.1.

Böylece dış ticaret açığımız 2022-2024 arası üç yılda kabaca 50 milyar dolarda sabit kalıyor; ama turizm gelirlerimiz 2022’de 25 milyar dolardan 2024’te 33 milyar dolara tırmanıyor. Böylelikle, cari açığımız 2024’te milli gelirin yüzde 1’ine düşerken, döviz kuru da 2024 yılını en düşük artışla, yüzde 5’le kapatıyor.”

Yazının tamamı burada.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler