Sosyal Medya

Gündem

Ali Ekber Yıldırım yazdı:  GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN NEDENLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Türkiye gibi tarımsal üretim potansiyeli çok yüksek, ihracat pazarlarına yakın olan bir ülkenin tarımdan zenginlik üretmek yerine, kendi ihtiyacını bile…

Ali Ekber Yıldırım yazdı:  GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN NEDENLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Türkiye gibi tarımsal üretim potansiyeli çok yüksek, ihracat pazarlarına yakın olan bir ülkenin tarımdan zenginlik üretmek yerine, kendi ihtiyacını bile karşılayamaz duruma getirilmesi uygulanan yanlış politikaların sonucudur.

 

Son 10 yıllık döneme baktığımızda gıda fiyatları ile ilgili sürekli olarak birileri suçlanıyor. Fiyat artışlarının gerçek nedeni olan yanlış tarım politikalarını düzeltmek yerine bütün bu yanlışların sonucu olan etiketteki fiyatlar baskıyla düşürülmeye çalışılıyor. Nedenler ortadan kaldırılmadıkça baskıyla, denetimle, suçlamayla fiyatlar düşmez, düşürülemez.

 

Daha önce de yazdım, erken uyarı sistemi, gıda komitesinin kurulması, denetimlerle milyonlarca lira ceza kesilmesi, tanzim satış çadırlarının kurulması, Hal Yasası değişiklikleri, depo baskınları, ihracat kısıtlamaları ve daha bir çok yol denendi. Hiçbiri başarılı olmadı, bundan sonra da olamayacak.

 

Gıda fiyatları neden artıyor?

Tarım ve gıda ürünlerinin üretilmesi için tohum, fide, fidan, gübre, ilaç(tarım zehiri), işçilik, finansman kaynağı yani para, mazot, traktör, hasat makinası, arazi kirası, su, enerji gibi bir çok girdi kullanılıyor. Bu girdilerin fiyatından dolayı bir maliyet oluşuyor. Çiftçi, bu girdileri kullanarak üretim yapar. Elde ettiği ürünü satarak yaptığı masrafı yani girdi maliyeti karşılamak ve geçimini sağlayarak üretimi sürdürebilecek bir gelir elde etmek ister. Bunu yapamazsa zarar eder ve üretim yapmaktan vazgeçer. Bu nedenle girdi maliyetleri ve ürün fiyatı çok önemli.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı 2021 Ağustos ayı “Tarımsal Veriler” raporuna göre temel girdilerdeki fiyat artışlarına ve ürün fiyatlarına bakalım.

 

Gübrede dışa bağımlılık yüzde 95

1-Gübre fiyatlarındaki son bir yıllık artış, 2020 Ağustos- 2021Ağustos döneminde yaklaşık olarak yüzde 142 ile yüzde 91 arasında.

 

En çok kullanılan gübrelerden DAP gübresinin 2019 yılında tonu ortalama 2 bin 654 lira. 2020’de ortalama 2 bin 625 lira. 2020 Ağustos ayında 2 bin 654 lira, 2021 Ağustos’ta 6 bin 420 lira. Son bir yıllık artış yüzde 141,90.

 

Yine en çok kullanılan ÜRE gübresinin 2019 yılı ortalama satış fiyatı ton başına 2 bin 18 lira. 2020 yılı ortalaması 2 bin 171 lira. 2020 yılı Ağustos ayı satış fiyatı 2 bin 138 lira, 2021 Ağustos ayı satış fiyatı 4 bin 695 lira. Son bir yıllık artış yüzde 119,60.

 

Amonyum sülfat % 21 gübresindeki 1 yıllık fiyat artışı yüzde 124,59 ve Amonyum nitrat %26 gübresindeki fiyat artışı yüzde 90,74.

 

Hammaddesi doğalgaz olan azotlu gübrelerde dünyada yaşanan doğalgaz krizi nedeniyle günlük, anlık zamlar geliyor. Bu satırları yazarken amonyak fiyatlarına yeni bir zam geldi.

 

Kimyevi gübre üretiminde kullanılan ana hammaddeler Türkiye’de yok. Yüzde 95 oranında ithal ediliyor. Doğalgaz, fosfat, potasyumu ithal ediyoruz. Gübre imalatında kullanılan amonyak, nitrik asit, sülfürik asit ve fosforik asit gibi ara girdiler de ithalatla karşılanıyor. Böyle olunca bu hammaddelerin fiyatı arttıkça gübre zamlanıyor. yetmiyor, döviz kuru yani dolar, Euro arttıkça yine zamlanıyor.

 

Tohum ve mazot zamları

2- Çiftçinin kullandığı tohumlukların fiyatları 2020 Ağustos- 2021 Ağustos döneminde ortalama yüzde 20-25 oranında arttı. Buğday tohumunun fiyatı yüzde 24,29 oranında artarken mısır tohumunun fiyatı yüzde 22,03 arttı. Pamuk tohumundaki artış yüzde 20,58 olurken yem bitkisi sorgumun tohumluk fiyatı yüzde 152,92 artış gösterdi. Patates tohumluğunun fiyatı yüzde 28,54 oranında düşerken, mercimek ve kuru fasulye tohumluğunun fiyatı yaklaşık yüzde 23 arttı.

 

3- Tarım Bakanlığı verilerine göre 2019 yılında ortalama litre fiyatı 6 lira 43 kuruş olan mazotun litresi 2021 Ağustos ayında 7 lira 37 kuruş oldu. Son bir yıllık artış oranı yüzde 19,64.

 

Yeme para yetmiyor

4- Hayvancılık yapan çiftçiler için yemin üretim içindeki payı yüzde 65 seviyelerinde. Yem hammaddelerinin yüzde 50’den fazlası ithalatla karşılanıyor. Bakanlığın verilerine göre son 1 yıllık dönemde karma yem fiyatlarındaki artış etlik piliç yeminde yüzde 61,80 olurken, yumurta eminde yüzde 45,62 oldu. Süt yeminde yüzde 54,78 ve besi yeminde de yüzde 52,62 oranında artış yaşandı. Çiftçi 1 litre sütle 1.3 kilo yem alması gerekirken 1 litre sütle 1 kilo yem alamıyor. yeme para yetmiyor.

 

Arazi kiraları ve enerji fiyatları

5- Bakanlığın verileri arasında yok, fakat çiftçilerin beyanına göre üretim için kiralanan tarlalardaki kira artışı ortalama yüzde 60-70 civarında. İzmir Karaburun’dan bağcılık yapan Mesut Karaoğlan 2017’de Milli Emlak’ tan dönümünü 400 liraya kiraladıkları arazinin bu yıl 850 liraya çıkarıldığını bildirdi. Zeytin, fıstık çamı, badem, ceviz, tıbbi aromatik bitkiler ve bağ alanları için farklı kiralar uygulanıyor. Bu kiralarla para kazanmak mümkün olmuyor.

 

6- Sulama amaçlı kullanılan elektrik fiyatı en çok artan ve çiftçiyi en çok zorlayan girdilerden. Bir çok çiftçi elektrik faturasının her ay zamlı gelmesinden şikayetçi. Bölgelere göre değişmekle birlikte elektrik faturaları da son 1 yılda yaklaşık yüzde 80-90 oranında zamlandı.

 

Çiftçi borçları katlanarak artıyor

7- Çiftçi tarımsal üretimi büyük oranda borçla yapıyor. Bankaya, tohum bayisine, gübre ve ilaç bayisine, tefeciye borçlanıyor. Ziraat Bankası’nın düşük faizli kredileri piyasa koşullarına göre daha uygun. Fakat, her çiftçi ihtiyacının tamamını Ziraat Bankası’ndan düşük faizli kredi ile karşılayamıyor. Piyasada faizler yüzde 25 civarında. Tefeciye borçlanırsa daha da yüksek. Tarım Kredi Kooperatifleri pandeminin en ağır koşullarında bile borcunu ödemeyen çiftçilere haciz uyguladı. Çiftçinin toplam borcu 180 milyar lirayı aştı. Finansman maliyeti önemli bir sorun.

 

İthalat üretimi azaltıyor, fiyatları artırıyor

8- Dış ticaret politikası gıda fiyatlarının artışında önemli bir etken. İthalata dayalı tarım politikası nedeniyle fiyat artışı gerekçe gösterilerek hemen hemen birçok ürün ithal ediliyor. Çok sıklıkla gümrük vergileri sıfırlanıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi artık “ithalat ofisi” gibi çalıştırılıyor. Hububat, bakliyat başta olmak üzere birçok üründe yılın 12 ayı sıfır gümrükle ithalat yapabiliyor. Bu da yetmiyor, özel sektöre de sıfır gümrükle ithalat yaptırılıyor. Daha yakın zaman da buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, tritikale, mercimek, nohut ithalatında gümrük vergileri sıfırlandı. Ayçiçeğinde zaten vergi sıfır. Üreticiyi ithalatla terbiye etme politikası çiftçiyi üretimden uzaklaştırıyor, üretim azalınca fiyatlar artıyor.

 

Kuraklık etkili oldu

9- Kuraklık bu yıl özellikle hububat ve bakliyatta üretimi düşürdü. Diğer ürünlerde verimi etkiledi. Fiyat artışında kuraklık, sel, dolu, don, aşırı sıcak gibi hava değişikliklerine ve iklime bağlı doğal afetlerin de etkisi var.

 

10- Özellikle yaş meyve ve sebze başta olmak üzere birçok üründe yüksek fire oranları, kayıplar ve israf, fiyatların artmasında etkili oluyor.

 

11- Ürünlerin üretim bölgesinden tüketim bölgesine taşınmasındaki lojistik maliyetleri, köprü, yol ücretleri ve diğer vergiler maliyeti ve fiyatı artıran bir başka neden.

 

12- Girdi fiyatları bu kadar artarken çiftçinin ürettiği ürünün fiyatı aynı oranda artmıyor. Bakanlığın verilerine göre, son bir yılda buğdayın fiyatı yaklaşık yüzde 31, arpanın 59, nohutun 55, kuru fasulyenin 4, domatesin yüzde 6,37 artarken inek sütünün fiyatı yüzde 27,85 ve yumurtanın yüzde 36,11 arttı. Fiyatı en çok artan ürün ise yüzde 95 ithalatla karşılanan soya. Soyanın fiyatı son bir yılda yüzde 82 arttı.

 

Gıda piyasasını marketlere kim teslim etti?

 

Çözüm önerileri

 

 

Son kısımları okumak için Ali Ekber Yıldırım’ın Tarım Dünyası  websitesini ziyaret edin

 

 

Erden Armağan ER: Gıdada fahiş fiyat mı yoksa tarım politikalarının iflası mı?

 

FÖŞ anlattı:  Vatandaş İçin “Winter Is Coming”

 

Dört kişilik bir aile için açlık sınırı 3 bin 49 TL!

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler