Sosyal Medya

Genel

Nuriye Ortaylı: Hükümet salgını yönetmekten vaz mı geçti?

Dünya lideri olduk. Kişi başına yeni Covid enfeksiyonları sayısında. Dünya üçüncüsüyüz deniyor ama, önümüzdeki ülkeler 1,5 milyarlık Hindistan ve 200…

Nuriye Ortaylı:  Hükümet salgını yönetmekten vaz mı geçti?

Dünya lideri olduk. Kişi başına yeni Covid enfeksiyonları sayısında. Dünya üçüncüsüyüz deniyor ama, önümüzdeki ülkeler 1,5 milyarlık Hindistan ve 200 milyonluk Brezilya.

 

Çok ürkütücü. Ama bu durum yeni ortaya çıkmadı. Ocak ayından beri artışı hızlanan sayılar son zamanlarda neredeyse her hafta ikiye katlandı. Büyük şehirlerde hastane yatakları yine doldu, bütün normal servisler Covid servisine döndürüldü. Artık bezmiş, yorulmuş, tükenmiş ve umutsuz sağlık personeli korkarak büyüyen bir tsunamiye yine bedenlerini siper etmeye hazırlanıyorlar. Bu arada her şey süt limanmış gibi, Bilim Kurulu toplantısını pazartesiye erteliyor. Hoş, ertelemeseler ne olacak? Ne neler tartıştıklarını ne verdikleri tavsiyeleri öğrenebiliyoruz. Arada hala televizyonlara çıkmaya cesaret eden birkaç üyesi durumun vahameti ile ilgisiz, bilimden uzak sözler söylüyor.

 

Hükümetten ise ses yok.  Ha, Sağlık Bakanı son açıklamasında Ramazan’a işaret etmiş yine. Sanki durum çok rahatmış gibi Ramazan’ı bekliyoruz. Hadi bekliyoruz, bari Ramazan’da uygulamaya başlayacağınız mucizevi tedbirler ne, onları açıklayın. Öyle ya, onlar sayesinde Ramazan bitince, bayram gibi bir bayram yapacağımızı iddia ediyorsunuz. Durumla tezat bu sessizliğe ve eylemsizliğe bakınca, insan hükümetin salgını kendi haline bıraktığını düşünüyor. Salgını iyi yönetemiyorlar diye eleştiriyorduk, eleştirilere cevaben yönetmekten tamamen vazgeçmiş görünüyorlar.

 

Bakan salgını tek başına aşıyla kontrol edilemeyeceğini itiraf etti

Bu eylemsizliğin ortasında, Sağlık Bakanı dün verdiği demeçte, aşı şirketlerinin söz verdikleri dozları göndermediğinden şikayet etmiş! İngilizcede “akşam yemeğinden sonra günaydın” diye bir söz vardır. Türkçe muadilini kullanmayıp, bu çeviriyle cevap vermek istiyorum.

 

Bakanın aşı müjdesinin tarihi aralık başı. Hatırlayın, vaka sayıları tavan yapmıştı, insanlar acillerde sedye üstünde yoğun bakım sırası beklerken kaybediliyordu. Meslek örgütleri, uzmanlar hep bir ağızdan “tam kapanma” yapın, bu tedbirlerle salgını kontrol edemezsiniz diyordu. Hatta muhalefet partilerinden bile benzer sesler geliyordu. Tam o sırada kucağımıza bir hafta içinde aşılamaya başlayacağımız, nisan ayına kadar 100 milyon doz aşı yapıp salgının önünü alacağımız “sahte müjdesi” atıldı. Tahmin ettikleri gibi bütün kamuoyu da bu hayalin peşinde sürüklenip gitti.

 

 

Milyon kişi başına yeni Covid vakalarını gösteren grafik, 7 Nisan, 2021 (Kaynak: Our World in Data)

Sayıları vb. tam hatırlayamayabilirsiniz, mesajları da. Çünkü bu ilk açıklamadan sonra her gün bir başka rakam, bir başka tarih, bir başka aşıdan bahsedildi. Hafızanızı tazelemek istiyorsanız, gazeteci Faruk Bildirici’nin bu açıklamaları derlediği “Sağlık Bakanının bir yıllık aşı sicili” yazısına bakınız. Değerli Bildirici’nin yaptığı dökümü izleyince tek bir sonuç çıkıyor: “Bunca aydır top çevrilmiş”. Zira aralık ayında 100 milyon doz açıklamaları geldiğinde, dünya basınında aday aşılardan her birinin 2021 üretimlerinin ne kadar olacağı yayınlanmıştı. Ortaya çıkan net bir durum vardı. 2021’de toplam aşı üretim kapasitesi dünyada aşılanması gereken nüfusun en fazla üçte birine yetecekti. Yani, aşı “ender”, temininde güçlük çekilecek bir ürün olacaktı. İkincisi bu üretim kapasitesi bütün 2021 yılı için yapılan tahmindi, üretim düşük miktarlardan başlayacak, inşallah hızlanacaktı. Ama özellikle 2021’in ilk yarısında öngörülen üretimin yarısına ulaşırsak başarı olacaktı. Üçüncüsü aşı üretimlerinin çoğu zengin birkaç ülke tarafından önceden parası verilerek ve sıkı kontratlara bağlanarak satın alınmıştı. Dolayısıyla diğer ülkelere düşen miktarlar çok düşük olacaktı.

 

Hepsinden daha önemlisi Bakan’ın bize,  önce 50 milyon, sonra 100 milyon doz aşıyı bahara kadar göndereceğini söylediği Sinovac firmasının dünya basınına açıkladığı 2021 yılı üretim hedefi 300 milyon dozdu. Yani Bakanın iddiasına göre Sinovac firmasının yılın ilk yarısındaki bütün üretimini Türkiye’ye tahsis etmiş olması gerekti. Ne ayrıcalık! Aksi gibi uluslararası basın Sinovac firmasının 200 milyon nüfuslu Brezilya ve 300 milyon nüfuslu Endonezya’nın yanı sıra Şili ile de anlaştığını ve Çin pazarı için de üretim yapacağını da yazıyordu. Acaba firma bu ülkeleri nasıl atlatıp bütün üretimini bize gönderecekti?

 

Üstelik daha önemli bir sorun, orta yere salınan aşı hayaliyle kamuoyunun dikkatinin diğer tedbirlerden uzaklaştırılmasıydı. Zira söylenen doz aşılar gelse bile Dünya Sağlık Örgütünün döne döne söylediği gibi “yalnızca aşı ile pandeminin önünü almak mümkün değildi, bütün diğer tedbirlere sıkı sıkı devam edilmeliydi.”

 

O günlerde oturup bir hesap yapmış ve 50 milyon doz aşı ile kitlesel bağışıklığa ulaşmamız, yani salgını kontrol altına almamızın mümkün olmadığını yazmıştım. O sırada aşıların bulaşmayı önleyip önlemeyeceğini bilmiyorduk. Onun için iyimser bir tahminle %90 bulaşmayı önlediklerini var saymıştım. Şimdi mesela BioNTech aşısının bulaşmayı benim tahminime yakın oranlarda  önlediğini biliyoruz, Sinovac için bu veri hala yok. Olsa da en iyi ihtimalle yüzde 50. Kısacası, çocuklar dahil bütün nüfusu Sinovac ile aşılasanız bile kitle bağışıklığına ulaşamazsınız. Ama bu bir yana bütün dünyanın aşı için kavga ettiği bir noktada, telaffuz edilen sayılara ulaşmanız mümkün değil, gerçekçi değil. Bunu ben, oturduğum yerden, yalnızca uluslararası basını izleyerek biliyordum da koskoca Bakan niye bilmiyordu? Biliyorduysa niye aylarca kamuoyunu her gün değişen aşı hikayeleriyle oyaladı? Niye bugün ortaya çıkıp da çok yeni bir şey keşfetmiş, beklemediği bir haksızlığa uğramış gibi “şirketler söz verdikleri aşıyı vermiyor” diyor?

 

Oysa buralara gelmeyebilirdik. DSÖ’nün dediğini dinleyip, karantina, hakiki filyasyon, kitlesel kısıtlamaları zamanında ve enerjik bir şekilde kullanarak risk gruplarımızı aşılamak şeklindeki gerçekçi stratejiyi benimseseydik, şimdi bu halde olmazdık.

 

Alıntıdır, makalenin tamamı için linki ziyaret edin

 

 

Saros Araştırma: Halk hükümet ve ekonomiden yorgun, erken seçim istiyor

 

 

Aşılama ve global toparlanma gecikiyor, Gelişen Piyasalar geride kalıyor

 

Fahrettin Koca: Salgın Mayıs veya Haziran sonunda kontrol altına alınabilecek

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • Geçim Krizi Derinleşiyor: Açlık Sınırı 30 Bin TL’yi Aştı

    Türk-İş Konfederasyonu’nun her ay düzenli olarak yayımladığı açlık ve yoksulluk araştırmasının 2025 Aralık sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması (açlık sınırı) 30 bin 143 TL’ye yükseldi.

  • Koç Üniversitesi’nden Dikkat Çeken Anket: Enflasyon Beklentilerindeki Düşüş Yavaşladı

    Koç Üniversitesi’nin Aralık ayına ilişkin Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi’ne göre, hanehalkının yıl sonu enflasyon beklentisi bir önceki aya kıyasla 2 puan düşerek yüzde 61’den yüzde 59’a indi. Buna karşın, Aralık 2026’ya kadar olan 12 aylık döneme ilişkin enflasyon beklentisi değişmeyerek yüzde 53 seviyesinde kaldı.

  • Eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un Etkin Pişmanlık Talep Ettiği İddia Edildi

    İstanbul’da yürütülen bir uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanan Mehmet Akif Ersoy, ek ifade vermek üzere İstanbul Adalet Sarayı’na getirildi. Ersoy’un savcılıkta ifade işlemlerine başlandığı öğrenildi.

  • Deutsche Bank Yorumladı: 2026’da ABD Ekonomisini Neler Bekliyor?

    Deutsche Bank’ın 2026 ABD Ekonomik Görünümü raporuna göre, ABD ekonomisinin 2026 yılında istikrar kazanarak daha hızlı büyümesi bekleniyor. Banka, yıllık bazda ve çeyrekten çeyreğe büyümenin %2,4’e çıkacağını öngörürken, 2027–2028 döneminde büyümenin %2–2,25 civarında seyredeceğini tahmin ediyor. Raporda, ticaret politikalarındaki belirsizliklerin azalması ve vergi indirimleri ile düşük tarifelerin ekonomik büyümeyi destekleyeceği vurgulanıyor.

  • TEPE Kasım Raporu: Perakende Güveni Kasım’da Düştü, Fiyat Artışı Beklentisi Zirve Yaptı

    TEPAV Perakende Güven Endeksi’nin (TEPE) 191. sayısı yayımlandı. Kasım 2025’te TEPE, geçen yılın aynı dönemine göre 0,8 puan artarken, bir önceki aya göre 5,8 puan düşüş gösterdi. Aylık düşüşte, son üç aya ilişkin işlerin durumu değerlendirmelerinin olumsuz olması ve önümüzdeki üç aya dair beklentilerdeki zayıflama etkili oldu. Ayrıca, mevcut stok seviyelerinin normalin üzerinde olduğu yönündeki görüşler de endeksi aşağı çekti.

  • Türkiye’nin Dev Gıda Üreticisiydi: O da İflas Kararını Duyurdu

    1980 yılında Konya’da kurulan ve Mevlana şekerleriyle tanınan Konya Giba Gıda, ekonomik sorunlar nedeniyle iflas etti. Şirket, daha önce mali sıkıntılar nedeniyle konkordato talebinde bulunmuştu; ancak mahkeme, geçici mühlet sürecinin ardından bu talebi reddetti. Böylece daha önce verilen geçici ve kesin mühlet kararları ile tüm ihtiyati tedbirler de kaldırılmış oldu.

  • 2025’te Türkiye’de Göreli Yoksulluk Oranı Düşüş Gösterdi

    2025 yılında Türkiye’de göreli yoksulluk oranı %13,0 olarak gerçekleşerek, 2005’ten bu yana en düşük seviyeye indi. TÜİK, 2005 yılını referans alarak 2006 yılında ilk kez yayımladığı anket verilerine göre, 2024’e kıyasla göreli yoksulluk oranında 0,6 puanlık bir düşüş görüldüğünü açıkladı. 2006 yılında göreli yoksulluk oranı %18,6 seviyesindeydi.

  • CHP İstanbul İl Kongresi Davasında Mahkeme Kararı Usulden Bozdu

    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptali talebiyle açılan davada, yerel mahkemenin davayı reddeden kararını usul yönünden bozdu. Dosya, yeniden görülmek üzere Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildi.

  • Futbolda Bahis Soruşturmasında Sıcak Gelişme: Eski Galatasaray Yöneticisi Erden Timur Dahil 19 Kişi Tutuklandı

    "Futbolda bahis" soruşturması kapsamında gözaltına alınan 25 şüpheli, adliyeye sevk edildi. Eski Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Erden Timur’un da aralarında bulunduğu 22 kişi tutuklanma talebiyle hâkimliğe gönderilirken, 3 kişi hakkında adlî kontrol uygulanması istendi. Timur, şike ve bahis suçlamalarının yanı sıra "kara para aklama" iddiasıyla da sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Soruşturma sonucunda Timur, Eyüpspor Asbaşkanı Fatih Kulaksız ve 17 kişi tutuklandı.

  • Gümüşte Beş Yılın En Sert Düşüşü: Piyasalar Neden Geri Çekildi?

    Rekor seviyelere yaklaşan gümüş, son beş yılın en sert günlük düşüşünü yaşamasının ardından yeniden denge arayışına girdi. Değerli metallerdeki bu geri çekilmede hem teknik göstergelerin verdiği sinyaller hem de yıl sonuna doğru azalan piyasa likiditesi etkili oldu.

  • Ünlü Yatırım Fonu Yetkilisinden,2026 Yılı için Kripto ve Yapay Zeka Tahmini

    Önde gelen kripto yatırım fonlarından Dragonfly’ın ortağı Haseeb Qureshi, 2026 yılına dair kripto para ve yapay zekâ alanındaki öngörülerini paylaştı. Qureshi, Bitcoin’in yıl sonuna kadar 150 bin dolar seviyesinin üzerine çıkabileceğini belirtirken, buna karşın piyasa hâkimiyetinin azalmasını beklediğini dile getirdi.

  • Yeni Yıl Öncesi Sigaraya İlk Zam: Bir Gruba 5 TL Artış Yapıldı

    2026 yılı yaklaşırken sigara fiyatlarına ilk zam duyurusu yapıldı. Bir sigara grubunda paket fiyatlarına 5 TL artış uygulandı.

  • Gazeteci Fatih Ergin Gözaltına Alındı

    Gazeteci Fatih Ergin, gece saatlerinde sosyal medya hesabından gözaltına alındığını duyurdu. Gözaltı gerekçesine ilişkin henüz resmî bir açıklama yapılmadı. Ancak Ergin’in, Yalova’da IŞİD’le yaşanan ve üç polisin şehit olduğu çatışmaya dair paylaşımları nedeniyle gözaltına alınmış olabileceği iddia ediliyor.

Benzer Haberler