Sosyal Medya

Borsa

Cemre Yoldaş: BORSADA BİR TUTAM FIRSAT

“Walter Elias 5 Aralık 1901 tarihinde, Amerika Chicago eyaletinde dünyaya geldi. Ailesinin ekonomik durumunun çok kötü olmasından ve babasının hasta…

Cemre Yoldaş:  BORSADA BİR TUTAM FIRSAT

“Walter Elias 5 Aralık 1901 tarihinde, Amerika Chicago eyaletinde dünyaya geldi. Ailesinin ekonomik durumunun çok kötü olmasından ve babasının hasta olup çalışamamasından dolayı Walter sürekli çalışmak ve para kazanmak zorundaydı. Her gün hava aydınlanmadan evden ayrılıyor ve kapı kapı dolaşarak gazete satmaya çalışıyordu. Bu kadar yoğun bir çalışma temposu sebebiyle eğitimine ara vermek zorunda kalmıştı ancak buna rağmen kazandığı para hiçbir şeye yeterli olmuyordu. Tüm bu zorlukların ardından babasının kaybı ile Walter derinden sarsıldı. Çünkü yeterli para kazanamadığı için babasının ölümünden kendini sorumlu tutuyordu. Hayatın getirdiği bu zorluklar içinde Walter’ın en büyük zevki ise kitap okumaktı. Kazandığı paradan zar zor bir miktar ayırarak kendine nadir de olsa kitaplar alıyordu.

 

 

Walter bir gün yine elindeki az miktar parayla kitapçıdan bir kitap aldı. Aldığı kitabın arasında “Kansas City Sanat Enstitüsü sizi ücretsiz kurslara çağırıyor” yazan bir reklam kâğıdı Walter’ın dikkatini çekmişti ve kursa yazılmaya karar verdi. Yarım bıraktığı eğitim nedeniyle mesleği olmayan Walter bu sayede bir mesleğinin olabileceğini düşünüyordu. Walter başladığı bu kurs sayesinde çizim yapmayı öğrenmişti ve bazı ajanslara çizimlerini göndererek az da olsa para kazanıyordu fakat hayal ettiği kazancı sağlayamıyordu. Yaşadığı olumsuzluklar ve hayal kırıklıklarına rağmen Walter yılmadan çizim yapmaya devam ediyordu. Bir gün yine çizim yaptığı esnada odada bir tıkırtı sesi duydu. Küçük bir fare tahta zemin üzerinde hareket ediyordu, Walter bu fareyi izlemeye ve beslemeye başladı. Bir süre sonra bu ikisi arasında bir arkadaşlık olmuştu. Walter bu sevimli küçük arkadaşını o kadar çok sevmiş ve alışmıştı ki onu çizmeye karar verdi. İşte bu çizim Walter Elias Disney’in hayatını değiştirmişti. Walt Disney, zorlu hayat mücadelesinin bir anında doğru zamanda, doğru yerde ve doğru işle uğraşıyordu. Bu sayede Mickey Mouse’u yaratabilmiş ve 15 Aralık 1966 yılında vefat ettiğinde ardında devasa bir medya şirketi bırakabilmişti.”

 

 

Hipokrates fırsatı tanımlarken şöyle demiştir: “Zaman, içinde fırsatın bulunduğu şey; fırsat da içinde çok fazla zamanın bulunmadığı şeydir.” Zaman hem bildiğimiz hem de bir o kadar bilmediğimiz bir konudur. Antik Yunan’da zaman kavramı iki farklı şekilde kullanılmaktaydı. Bunlardan bir tanesi Kronos bir diğeri ise Kairos’tu. Kronos, kronolojik zamanı ifade ederken Kairos, kairolojik zamanı ifade etmekteydi. Kronolojik zamanda insanlar yatma zamanı geldiği için yatar veya yemek zamanı geldiği için yemek yer. Fakat kairolojik zamanda insanlar yorgun olduğu için veya uykusu geldiği için uyur, yemek yemek istediği için yemek yer. Kısaca; saatin ölçtüğü zaman Kronos, algılanan zaman ise Kairos’tur. Antik Yunan’da her iki zaman kavramı da önemliyken modern zaman Kronos’u Kairos’tan üstün kabul etmektedir.

 

 

Kairos aynı zamanda Mitolojideki Fırsat Tanrısıdır. Peşinden koşanlar onu yakalayamasın diye ayaklarında ve omuzlarında kanatları vardır, bir elinde şansın ve imkânın ne kadar keskin olduğunu anlatmak için keskin bir bıçak taşır diğer elinde ise terazi. Onunla karşılaşanların onu yakalayabilmesi için alnında bir tutam saçı vardır. Kairos’u fark edemeyenler sonradan onu arkasından yakalamasın diye başının arka tarafı traşlıdır. Kairos geçmişi yansıtmaz veya geleceği tasavvur etmez, Kairos şu andaki en iyi anı yansıtır. Bu özelliklerinden dolayı arkasından koşarak Kairos’a yetişemez ve onu yakalayamazsınız. Yapabileceğiniz tek şey hazır olmanızdır. Hazır olmalısınız ki; Kairos karşınıza çıktığı zaman onu tanıyıp bir tutam saçından yakalayabilesiniz. Ezop “uygun zaman” anlamına gelen Kairos’u tanımlarken bir kere kaçırdıktan sonra onu Zeus’un bile yakalayamayacağını söylemiştir.

 

 

İnsanlar karar verme aşamasında birden fazla seçenek ile karşılaşabilirler. Karşılaştıkları bu seçenekler fırsatları fark edememelerinin en önemli sebeplerinden biri olabilir. Çünkü seçenekler soyutken fırsatlar gerçektir, seçenekler sınırsız sayıdayken fırsatlar tam aksine sınırlı sayıdadır. Bu yüzden seçeneklerin çok olması bireyleri rahatlattığı için olumlu bir etkiye sahipken aynı zamanda hangisinin gerçek fırsat olduğunu gölgeleyebilecek kadar da tehlikelidir.  Bununla birlikte insanlar önlerinde duran tüm seçenekleri seçemezler, kendileri için düşündükleri en iyi alternatifi seçme eğilimi gösterirler. Ancak seçimi yaptıktan sonra çoğunlukla diğer alternatifleri düşünmeye devam ederler. Diğer seçenekleri düşünüp, onların daha iyi olabilme ihtimali kişilerin yapacakları işe odaklanmasına engel olur. Bu yüzden diğer seçeneğin olasılıklarının açık tutulması ilerleyen süreçte aklın, zamanın ve enerjinin bölünmesine sebep vererek bireyleri mutsuzluğa iter.

 

 

1914 yılında Avustralyalı ekonomist Friedrich Von Wieser’de bir şeyin değerinin sadece üstündeki fiyat etiketi tarafından belirlenmediğini söylemiştir. Wieser’ e göre; bir şeyin asıl bedeli onu elde etmek için vazgeçilen diğer alternatif fırsatlar tarafından belirlenmektedir ve insanlar kendileri için en uygun tercihi seçtiklerini düşünseler bile seçmedikleri veya kaçırdıkları diğer fırsat bir maliyete sebep verir. İşte vazgeçilen ikinci en iyi kararın ortaya çıkardığı maliyete ekonomide Fırsat Maliyeti ismi verilmektedir.

 

 

Fırsat Maliyetlerinin çok fazla olduğu yerlerden birisi de sermaye piyasalarıdır. Yatırımcılar piyasada işlem yaparken iki tür korku ile savaşırlar. Bunlardan ilki Fear of Missing Out (FOMO)’tur. Fırsatları kaçırma korkusu olarak bilinmektedir ve genellikle yatırımcılar işlem yapmadığı zaman ortaya çıkar. Yatırımcılarda düşündükleri fakat işlem yapmadıkları ya da yapamadıkları yatırım araçlarının yükseleceğinin düşünülmesine neden olur bu yüzden de yatırımcı her hangi bir işlem yapmadığı için zarar edeceğini düşünerek FOMO korkusuna kapılır. İkinci korku türü ise Fear of Being Invested (FOBI)’dir. Yatırım yapma korkusu olarak bilinmektedir ve yatırımcılarda işlem yaptıktan sonra ortaya çıkar. Bu sefer yatırımcı piyasadaki işlemlerin, aldığı pozisyonun aksine hareket edeceğini ve bu tersine hareketten dolayı piyasada sermayesini kaybedeceğinin korkusunu yaşar. Her iki korku türü de yatırımcının yatırımları için eşit derece tehlikelidir. Çünkü her iki korku birbirini tetikleyerek yatırımcıyı bir sarmalın içine sürükler. FOMO korkusu yaşamaya başlayan bir yatırımcı, analiz değerlendirmelerini ve haberleri dikkate almadan, gerekli planlamalarını yapmadan piyasada bir pozisyon açmaya karar verir. Ancak açtığı pozisyonda tersine bir hareketlenme olduğunda bir planı olmayan yatırımcının FOMO korkusu FOBI korkusuna dönüşür ve açtığı pozisyonu panik ile kapatır. Pozisyonları kapattıktan sonra eğer yatırımcı aynı yatırım aracını takip etmeye devam ediyorsa kısa süre sonra tekrardan FOMO korkusu başlar. Bu korkular geçtikten sonra ise yatırımcının portföyünde hem pozisyon zararları hem de komisyon zararları kalmış olur.

 

 

Hisse senetlerinin veya piyasanın hızlı hareketleri tüm analizleri gölgelediğinde yatırımcıda FOMO veya FOBI ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı da yatırımcılar keskin yükselişlerin ve düşüşlerin olduğu ortamlarda fiyat hareketine katılma arzusuna engel olamayabilir. Eğer yatırımcı başarılı bir yatırım yapmak istiyorsa piyasada kendine hakim bir davranış sergilemesi gerektiğini unutmaması gerekir. Çünkü piyasada doğru davranış yatırımın en kritik bileşenini oluşturmaktadır. Yatırımcı her şeyin normal ve istenildiği gibi gittiği anlarda kendisinin disiplinli olduğunu düşünebilir, ancak gerçek disiplinini ölçebilmesi için piyasa dip ve tepe noktalarındayken yaptığı davranışlara bakması gerekmektedir. Eğer piyasada herkes kazandığı paralardan bahsetmeye başladıysa orada yatırımcının “fırsatı kaçırıyorum korkusu (FOMO)” yerine “yatırım yapma korkusu (FOBI)” yaşaması gerekmektedir.

 

 

Elbette ki çok fazla seçeneğin olduğu piyasalarda bazı fırsatlar kaçacaktır. Kaçan fırsatlardan dolayı pişmanlık duymak ise insan doğasında olan bir şeydir. Ancak sırf pişmanlık duymamak veya portföyüm hareketsiz kalmasın demek için günün trend yatırımında işlem yapmak yeni pişmanlıklar yaratabilir. Unutulmamalıdır ki seçeneklere olan takıntılar insanları kör edip asıl fırsatın kaçmasına neden olabilir. Bir şey seçmemekte bir seçim ve bir harekettir. Doğru yerde bekleyerek ve doğru zamanda hareket ederek Kairos’u bir tutam saçından yakalamak borsada da mümkündür. Karar verilmesi gereken şudur; Kronos gibi insanlara dışsal ve ihtiyaçlara soyut olarak belirlenmiş “zorunluluklara” mı uyulacak, yoksa kişiler temeli piyasa dinamiklerinin gerçeklerine dayanan kendi ihtiyaçlarına göre mi pozisyonlarını yaratacak.

 

 

Walt Disney her sabah erkenden kalkıyor, para kazanmak için yapması gereken işler neyse onları yapıyordu. Bu sürecin hepsinde Kronos onunla birlikteydi. Ancak reklam ilanı ile karşılaştığı zaman Disney, Kairos’u alnındaki bir tutam saçından yakaladı. Walt Disney demiştir ki; “Nuh, gemisini yapmaya başladığında daha yağmur bile yağmıyordu.” Bu yüzden yaptığı çizimlerde ilk başta istediği başarıyı elde edememiş olsa bile doğru anı kaçırmamak için çalışmaya devam ediyordu. Zaman Disney’i yanıltmadı, Kairos tekrar geldiğinde Disney doğru zamanda, doğru yerde ve doğru işle uğraşıyordu. Kronos günümüzde Kairos’tan üstün görülebilir ancak her gün aynı şekilde işlem yapma alışkanlığının olması ya da portföyünüzün boş kalmaması için yapılan işlemler asıl fırsatın ne olduğunu gölgeleyebilir. Bu yüzden işlemlerinizi yaparken Kronos kadar, doğru zamanda doğru işlem yapabilmek için Kairos’tan da yardım almanız gerekmektedir.

 

 

“Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor da kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlanışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde ‘bu böyle olmayabilirdi’ düşüncesi, yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır. “ Sabahattin Ali

 

 

 

Cemre  Yoldaş

 

 

 

Kaynaklar:

 

 

Fink, W. “Kairos as a Figuration of Time” Case Study

 

Walt Disney’in Minik Fareyle Başlayan Öyküsü

 

 

 

#behaviouralfinance #behaviouraleconomy  #davranıssalfinans #davranışsalfinans #davranissalekonomi #davranışsalekonom #economy #finance #stockmarket #trade #stock #investing #investment #yatırım #borsa #bist100 #bist #ekonomi #finans #viop #dolar #döviz #altın #money #5148123 #817219438 #para #hisse #hissessenetleri #nöroekonomi #nörofinans #ekonomiyazilari #ekonomiyazıları #cemreyoldas #borsada #bir #tutam #fırsat

 

 

 

Bankacılık sektörünün aktifleri 6,1 trilyon lira oldu

 

İşletmelerde Covid-19 anketi: Kronik ciro ve istihdam kaybı var

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler