Sosyal Medya

Genel

HRW’nin 2024 Dünya Raporu’nda Türkiye: “100’üncü yılında siyasileştirilmiş mahkemeler ve susturulmuş medya”

Raporun Türkiye bölümünde, 2023 yılında ülkede insan hakları konusunda endişe yaratan diğer konular arasında medyaya yönelik kısıtlamaların artması; internet sansürü; protesto hakkı kısıtlamaları; gazetecilere, insan hakları savunucularına, politikacılara, sosyal medya kullanıcılarına karşı, “kötü niyetle uygulanan cezai işlemler’’ sıralandı.

HRW’nin 2024 Dünya Raporu’nda Türkiye: “100’üncü yılında siyasileştirilmiş mahkemeler ve susturulmuş medya”

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) yayınladığı 2024 Dünya Raporu’nda, Türkiye’nin insan hakları karnesiyle ilgili sert eleştiriler yapıldı. Raporda, Türkiye Cumhuriyeti’nin, “mahkemelerin siyasileştirildiği ve medyanın susturulduğu” bir ortamda 100’üncü yılına girdiği tespitine yer verildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunda geçen yıl insan haklarında son dönemlerdeki en büyük zorlukların yaşandığı, küresel liderlerin yıl boyunca insan haklarını korumak için güçlü bir duruş sergilemekte başarısız oldukları tespiti yapıldı.

HRW’nin 740 sayfadan oluşan raporunda, aralarında Türkiye’nin de olduğu 100’den fazla ülkedeki insan hakları uygulamaları incelendi ve bu ülkelerle ilgili geçtiğimiz yıl insan haklarıyla ilgili yapılan araştırmalar ve değerlendirmeler aktarıldı.

Raporda, 100’üncü yılına giren Türkiye Cumhuriyeti’nin geçtiğimiz yıl “siyasallaşmış mahkemeler ve susturulmuş bir medya” ortamının içinde bulunduğu, siyasi muhaliflerin cezalandırıldığı, ülkede hukukun üstünlüğünün ortadan kaldırılma tehdidinin yaşandığı belirtildi.

Raporda yorumuna yer verilen İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Erdoğan’ın seçim zaferinin ardından yargıdaki güç mücadeleleri ve mahkemelerin kararlarını siyasi saiklerle vermeleri hız kazandı ki bu da ülkede insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün uğradığı erozyonun ne kadar derinleşmiş olduğunu gösteriyor” dedi. Williamson, “Türkiye’nin yüzüncü yılındaki insan hakları karnesinde, susturulmuş bir medya ve düzenli olarak hedef alınarak, cezalandırılan siyasi muhalifler yer aldı” ifadesini kullandı.

“Türkiye hukukun üstünlüğünün yok edilmesi tehdidiyle karşı karşıya”

İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunda, Türkiye’de geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından, yargının siyasileştiği, mahkeme kararlarının siyasi hedef ve amaçlar etkisinde alındığı değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’de adalet sisteminde güç mücadelelerinin yaşandığı ifade edilen raporda, Türkiye Cumhuriyeti’nin, 100’üncü yılında hukukun üstünlüğünün ortadan kaldırılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, medyanın sansüre maruz kaldığı, bağımsız haber kuruluşlarının keyfi para cezaları ve aleyhlerinde açılan adli soruşturmalar ve davalarla yüzleştiği belirtildi.

“İnsan hakları savunucularına yönelik saldırılar”

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporunda, Osman Kavala ve Can Atalay davalarıyla ilgili ciddi eleştirilere de yer verildi.

Geçtiğimiz Eylül ayında Yargıtay’ın, insan hakları savunucusu Osman Kavala ve diğer dört kişinin, İstanbul Gezi Parkı imar planlarına ilişkin 2013 protestolarında rol oynadıkları iddiasıyla verilen mahkumiyet kararlarını onayladığı hatırlatılarak, “Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını hiçe sayan tavrı katmerlenmiş oldu” denildi.

Raporda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, devam eden dava sürecinde Kavala aleyhinde defalarca konuşmalar yaptığı belirtilerek, bu durumun, “Türkiye’deki mahkemelerin Erdoğan iktidarının yüksek düzede siyasi kontrolünde olduğunu gösterdiği” değerlendirmesi yapıldı.

Gezi davası sanığı Can Atalay’ın da Mayıs ayında yapılan seçimlerde milletvekili seçildiği ancak Yargıtay’ın Atalay’ın cezaevinden tahliyesini engelleyerek Anayasa Mahkemesi’nin kararını hiçe saydığı kaydedildi.

“LBGT bireylerine nefret söylemi kullanıldı”

Raporun Türkiye bölümünde, 2023 yılında ülkede insan hakları konusunda endişe yaratan diğer konular arasında medyaya yönelik kısıtlamaların artması; internet sansürü; protesto hakkı kısıtlamaları; gazetecilere, insan hakları savunucularına, politikacılara, sosyal medya kullanıcılarına karşı, “kötü niyetle uygulanan cezai işlemler’’ sıralandı.

Raporda, 6 Şubat depremlerinin ardından polis ve jandarma tarafından işkence ve kötü muamele vakalarının arttığı, hükümetin seçimler öncesinde LBGT bireylere karşı nefret söylemi kullandığı, Kürt siyasetçilerin siyasi suçlamalarla tutukluluk sürelerinin uzatıldığı değerlendirmelerine yer verildi.

“Seçimlerde iktidardaki koalisyon medyada haksız bir avantaj elde etti”

Raporda, Erdoğan hükümetinin medyanın çoğu üzerindeki kontrolünü özellikle seçim yılında daha da arttırdığı belirtildi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Avrupa Konseyi liderliğindeki uluslararası seçim gözlem heyetinin, seçim kampanyası sırasında, iktidarın “medyada taraflı yayınlar da dahil haksız bir avantaj elde ettiği” değerlendirmesinde bulunduğuna dikkat çekildi.

HRW raporunda, seçimlerle ilgili tarafsız gözlemcilerin, “TRT gibi kamu yayın kuruluşlarının açıkça iktidar partilerini ve adaylarını desteklediğini, ayrıca toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlükleri üzerindeki kısıtlamaların devam etmesinin bazı muhalif politikacı ve partilerin, sivil toplumun ve bağımsız medyanın katılımını engellediğini” vurguladığı aktarıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), başta Halk TV olmak üzere hükümeti eleştiren birkaç televizyon kanalına düzenli olarak keyfi para cezaları kestiğini, Tele 1 Kanalı Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın Abdullah Öcalan’la ilgili yorumlarından dolayı 27 Haziran’da tutuklandığını kaydetti.

“İnternet sansürü çıkarılan yeni yasalarla daha da arttırıldı”

Raporda, Türkiye’deki bağımsız medyanın daha ağırlıklı olarak internetteki platformlar üzerinden yayın yaptığına dikkat çekilerek, hükümet yetkililerinin düzenli olarak cumhurbaşkanı, bakanlar ve yargı mensuplarıyla ilgili eleştirel içeriğin veya olumsuz haberlerin kaldırılmasını istediği anımsatıldı. Gazetecilerin, Terörle Mücadele Kanunu uyarınca ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ifade özgürlüğü hakkının ihlali olarak değerlendirdiği, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması da dahil cezai hakaret suçlamaları kapsamında yaygın olarak soruşturmalarla karşı karşıya kaldığı kaydedildi.

Raporun hazırlandığı tarihe kadar, 43 gazeteci ve medya çalışanının, gazetecilik çalışmaları veya medyayla ilişkileri nedeniyle yargılama öncesi tutuklu bulunduğu ya da terör suçlarından hüküm giydikleri için hapiste oldukları belirtildi. Hükümetin, Ekim 2022’de kabul edilen bir dizi mevzuat değişikliğiyle internet üzerindeki sansürü önemli ölçüde genişlettiği vurgulandı.

BAKMADAN GEÇME

  • Moody’s’ten Türkiye Ekonomisi Yorumu: Büyüme ve Enflasyon Tahminini Açıkladı

    Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, yayımladığı Global Yapılandırılmış Finans raporunda G20 ülkelerine ilişkin büyüme ve enflasyon tahminlerini paylaştı. Rapora göre Moody’s, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında yüzde 3,2, 2026’da yüzde 3,4 ve 2027’de yüzde 3,5 oranında büyümesini bekliyor.

  • Kısa Vadeli Dış Borç Stoku Ekim Ayında Sınırlı Geriledi

    Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku, Ekim ayında bir önceki aya kıyasla 21 milyon dolarlık düşüşle 165,7 milyar dolara geriledi.…

  • ⚠️ Yapay Zeka Devriminin Karanlık Yüzü: 1 Trilyon Dolarlık Balon Patlıyor mu?

    "Dot-com" çılgınlığıyla internetin dünyayı değiştireceği söyleniyordu; nitekim değiştirdi de. Ancak bu değişim gerçekleşmeden önce, milyarlarca dolarlık spekülatif bir balon büyük bir gürültüyle patlamış, geride binlerce iflas etmiş şirket bırakmıştı. Bugün, 2025 yılının son günlerinde Wall Street ve Silikon Vadisi, çok daha büyük bir hayaletle karşı karşıya: 1 Trilyon Dolarlık Yapay Zeka Balonu.

  • Her 6 kişiden biri bahis oynuyor, para yurtdışına akıyor

    AK Parti’nin Kasım ayına ait saha araştırmasından sızan veriler, yasa dışı bahis ve sanal kumarın Türkiye’de ciddi bir toplumsal ve ekonomik sorun haline geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre Türkiye’de her 6 kişiden biri bahis oynarken, özellikle gençler, lise mezunları, orta gelir grubu ve küçük esnaf bu sistematik yayılımın ana hedefi konumunda bulunuyor. Yasa dışı bahis nedeniyle yılda yaklaşık 150 milyar doların yurt dışına aktığı tahmin ediliyor.

  • Temiz Eller Operasyonu mu, AKP İçinde Büyük Hesaplaşma mı? İşte Perde Arkası

    Türkiye siyaseti, ardı ardına gelen operasyonlar ve iktidar bloğu içinden yükselen "Temiz Eller" çağrılarıyla sarsılıyor. Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür’ün fitilini ateşlediği bu süreç, sadece adli bir vakalar zinciri mi, yoksa AKP içinde post-Erdoğan dönemine hazırlık niteliğinde bir güç savaşı mı?

  • Aracı kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?

    Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftanın sonuna yaklaşırken zayıf bir görünüm sergilerken, aracı kurumlar teknik seviyeler ve kısa vadeli risklere dikkat çekti. Gün içinde 11.250–11.365 bandında hareket eden endeks, günü yüzde 0,55 kayıpla 11.287 puandan tamamladı. İşlem hacmi ise 113–114 milyar TL aralığında gerçekleşerek son dönem ortalamalarının altında kaldı. İşte önde gelen aracı kurumların Borsa İstanbul’a ilişkin değerlendirmeleri:

  • Yüzde 55 bin prim yapan Hint hissesinin hikayesi

    Yapay zekâ rüzgârıyla küresel piyasalarda rekorlar kırılırken, Hindistan’da son 20 ayda yüzde 55 binin üzerinde prim yapan RRP Semiconductor hissesi yatırımcılar için ibretlik bir örneğe dönüşüyor. Sosyal medya etkisi, düşük fiili dolaşım oranı ve bireysel yatırımcı ilgisiyle şişen hissede düzenleyici incelemeler ve zayıf finansallar alarm zillerini çaldırıyor.

  • ABD’den Rusya’ya yeni yaptırım hazırlığı: Barış reddedilirse enerji sektörü hedefte

    ABD, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna ile olası bir barış anlaşmasını reddetmesi halinde Moskova üzerindeki baskıyı artırmak için yeni yaptırımları devreye almaya hazırlanıyor. Gündemde, Rus petrolünü taşıyan “gölge filo” tankerleri ve bu ticareti kolaylaştıran aracıların hedef alınması var. Görüşmeler sürerken, enerji piyasaları ve petrol fiyatları gelişmelere duyarlı kalmayı sürdürüyor.

  • Mehmet Şimşek’ten ÖTV, vergi adaleti ve asgari ücret mesajları

    Şimşek, dolaylı vergilerin adil olmadığı yönündeki eleştirileri haklı bulduklarını belirtirken, asıl sorunun doğrudan vergilerin düşük payı olduğunu vurguladı. Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının 2026 yılı bütçesine maliyetinin 1,1 trilyon TL olacağını açıklayan Şimşek, “vergi silme” iddialarını da net bir dille reddetti. Asgari ücret artışı tartışmalarında ise hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Bakan Şimşek, işverenlere sorumluluk çağrısı yaptı.

  • Küresel gündem yoğun: ABD enflasyonu, ECB ve BoE kararları piyasaların odağında

    Küresel piyasalarda bugün ABD enflasyon verileri ile Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz kararları yakından izleniyor. Yurt içinde BIST 100 Endeksi kâr satışlarının ardından kritik destek seviyelerinde tutunmaya çalışırken, tahvil faizleri TCMB’nin faiz indirimi sonrası düşük seviyelerini koruyor. Döviz cephesinde USD/TL kademeli yükselişini sürdürürken, EUR/USD paritesi orta vadeli teknik eşiklerde dengeleniyor. Altın fiyatları ise tarihi zirvelere yakın seyrini koruyor.

  • Aleyna Tilki, Danla Bilic ve İrem Sak gözaltına alındı

    Uyuşturucu operasyonları yeni ünlülere dokundu

  • Asya borsaları geriledi: Teknoloji hisselerinden çıkış sürüyor, gözler Trump’ın konuşmasında

    Asya-Pasifik piyasaları, küresel yatırımcıların teknoloji ve yapay zekâ hisselerinden çıkışı sürdürmesiyle haftanın sonuna doğru sert satışlarla karşılaştı. Wall Street’te başlayan rota değişimi Asya’ya taşınırken, yatırımcılar bu akşam ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela ve ekonomi başlıklarını içermesi beklenen ulusa sesleniş konuşmasına odaklandı.

  • Morgan Stanley Varlık Yönetimi: 2026 Boğa Piyasasını Dizginler mi?

    Küresel piyasalarda 2025 yılı, üst üste dördüncü boğa piyasası yılı olarak geride bırakılırken, Morgan Stanley Varlık Yönetimi 2026’ya girerken daha temkinli bir tabloya işaret ediyor. Bankaya göre resesyon riski hâlâ düşük ve şirket kârlarında çift haneli artış potansiyeli korunuyor. Ancak yüksek değerlemeler, tarife riskleri ve olası enflasyon baskıları nedeniyle yatırımcıların “kontrollü iyimserlik” yaklaşımını benimsemesi gerekiyor.

Benzer Haberler