Sosyal Medya

Gündem

İstanbul’da yaşayan Kürt seçmen ne istiyor? HEDEP aday çıkaracak mı?

HEDEP’in bütün bunlardan bağımsız bir kez daha batıda aday çıkarmaması halinde kimlik aşınması ile karşı karşıya gelme riski var. Son olarak CHP’ye kazandırılan belediyelerin İYİP’in hegemonik alanlarına dönüştüğü düşüncesi de hem seçmenlerde hem de Kürt Siyasal elitin de sıklıkla ifade ediliyor. Bütün bunları bir arada düşündüğümüz de HEDEP yönetiminin kararı ile tabanının isteğinin denk düşeceğini öngörüyorum.

İstanbul’da yaşayan Kürt seçmen ne istiyor? HEDEP aday çıkaracak mı?

Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma, İstanbul’da ikamet eden Kürt seçmenin eğilimine ilişkin hazırladığı raporu kasım ayı başında açıkladı.

Araştırmada önemli tespitler var. Rawest Araştırma Müdürü Roj Girasun, İstanbul’da yaptıkları araştırma üzerine Kürt seçmenin eğilimini, HEDEP’in aday çıkarmasının olası sonuçlarını ve Kürt seçmenin ittifak politikasına nasıl baktığına ilişkin Artı Gerçek’in sorularını yanıtladı.

HEDEP’Lİ KÜRT SEÇMEN ADAY ÇIKARILMASINI İSTİYOR

Kasım ayı başında İstanbul’da yaşayan Kürt seçmenin tutumuyla ilgili yaptığınız saha araştırmasının sonucunu yayınladınız. İstanbul seçimleri hem iktidar, hem de muhalefet açısından oldukça önemli. 2019 yerel seçimlerinde HDP aday çıkarmayarak CHP adayına destek vermişti. 2024 seçimlerine 4 ay gibi bir zaman kaldı. Araştırma sonuçları bize ne söylüyor?

Öncelikle araştırmanın yapıldığı zemini ve zamanı konuşmak lazım. Türkiye 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde sandık başına gidiyor. Bu yerel seçimlerde şüphesiz en merak edilen kentlerin başında İstanbul geliyor. Önceki yerel seçimlerde İstanbul seçimlerinin en ilgi duyulan/belirleyici seçmen kümelerinin başında gelen Kürt seçmenlerin, önümüzdeki seçimlerde oy verme davranışlarının/tercihlerinin nasıl olacağı merak konusu.

CHP’deki değişim tartışmalarının ne yönlü sonuçlar doğuracağı; HDP’nin yerel seçimlere nasıl bir stratejiyle gideceği; Siyasi partilerin aday tercihlerinin kimler olacağı vb soruların henüz cevaplanmadığı bir dönemde araştırma yapıldı. Bu belirsizlikte yapılan araştırmada ortaya çıkan yanıtların önümüzdeki aylarda seçmen davranışının değiştirme ihtimalini tabii ki akılda tutmak gerekir.

Bununla beraber ortaya çıkan tablo 14 Mayıstan bu yana iktidar cephesinde oy kaybının olduğu. CHP’nin Kürt seçmenler içerisinde genel seçimlerin üzerinde bir oy desteği sağladığı yönünde. Yine HDP’li seçmenlerin çoğunluğunun HDP’nin kendi adayını çıkarması yönünde bir istemi olduğu yönünde. Bunun yanısıra HDP’nin bu yerel seçimde genel seçimlerdeki oyunu alabileceği görülüyor ki bu durum önceki yerel seçimlerde rastladığımız bir durum değil. HDP’nin kazanma şansının olmadığı Büyükşehirlerde oyu yerel seçimlerin oldukça altında seyrederdi. Tabii dediğim gibi henüz kesin bir kanaate varmak için erken. Bu sonuçlar bize bugünden kesinleşmiş kararlardan ziyade seçmen kanaatlerini ifade ediyor.

‘İMAMOĞLU’NA GELECEK AKP’Lİ KÜRT OYLARI MİNİMİZE OLDU’

2019 seçimlerinde CHP adayı İmamoğlu’na oy veren Kürt seçmenler arasında Ak Partili olan var mı? Sizce bu seçmenin kendi partisine rağmen İmamoğlu’na oy vermesinin motivasyonu neydi? Bu seçmen gurubu olası seçimde yine CHP adayına oy verir mi?

Önceki yerel seçimde sadece İstanbul’da değil Mersin, Adana, Antalya gibi şehirlerde de Kürt seçmenlerin yerel iktidar değişikliğinde önemli rolü vardı. Ancak bu salt HDP seçmeni Kürtlerle açıklanacak bir durum değildi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan ve AK Parti’yi tercih etmiş Kürtler de CHP’li adayları desteklemeleri, AK Parti’yi cezalandırmanın bir aracı olarak gördüler. Bunun en önemli sebeplerinin başında yerel iktidarlarda AK Partili belediyelerin Kürtleri ihmali duygusuydu.

Bir de unutmamak gerekir ki o iki seçim arasında ekonominin aşağıya doğru seyriydi. Hülasa ekonomik refah halinin ortadan kalkması, kimlik baskısını da büyükşehirlerde tolere edilemez hale getirmişti. Bunun yansımaları oldu. Yine AK Parti kabinesinde kimlik olarak Kürt bakanların varlığının azlığı, Kürt iş insanlarının belediyelerin yerel rant ilişkilerinin dışında kaldığı duygusu gibi bir çok önemli etken etkili oldu. Araştırma sonuçlarının bize söylediği bu yerel seçimde İmamoğlu’na gelecek AK Partili Kürt oylarının minimize olduğu.

KILIÇDAROĞLU’NUN OLMAMASI KÜRT SEÇMENİ NASIL ETKİLER?

2019 yerel seçimlerinde kuşkusuz seçmenin sandığa gitme motivasyonu bugünden daha güçlüydü. Araştırmanızın ardından CHP’de kurultay süreci oldu, genel başkanlığa Özgür Özel geldi. 2015 seçimlerinde HDP’ye oy veren Kürt Alevi seçmen Kılıçdaroğlu üzerinden CHP ile yeniden ilişki kurmuştu. Kılıçdaroğlu’nun Dersimli olması bu seçmen kitlesini motive ediyordu. Şu anda Kılıçdaroğlu liderliğinde bir CHP yok. Kılıçdaroğlu’nun olmaması bu seçmen kitlesine nasıl yansıdı sizce? Bu seçmen kitlesi önümüzdeki seçimde nasıl bir tutum sergilenecek?

Kürt seçmenler CHP içerisinde Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu dönemi ve orada yaşanan dönüşümü dikkatle izledi. Bu dönüşümü takdirle karşıladı ama bu desteğe uzun zaman dönüşmedi. CHP’nin son genel seçimlerde istediği oyu alamamasına rağmen Kürt illerinde oyunu 4 kattan fazla artırdığını Diyarbakır Urfa ve Kars’ta vekil çıkardığını görüyoruz. Yine 200 oy ile Van’da vekil kaybettiği de bilinen bir durum. Hakeza Kılıçdaroğlu’nun bölgede aldığı rekor oylar hatırımızda. Bunda elbette HDP’nin desteği en önemli motivasyonların başındaydı ama Kılıçdaroğlu’nun yarattığı değişimin de bunu kolaylaştırdığı rahatlıkla söylenebilirdi.

Yine aynı dönemlerde Kılıçdaroğlu-Kaftancıoğlu-Bekaroğlu gibi isimlere Kürt seçmenler içerisinde duyulan güven ile CHP’nin kurumsal kimliğine duyulan güven arasında bir makas olduğu da biliniyordu. Şimdi yeni CHP yönetimi nasıl bir yol izleyecek göreceğiz. Yolu mu değiştirecek, yoksa bu değişimi daha güçlü şekilde mi tamamlayacak bunu izleyeceğiz. Ama bugünden görünen Kürt seçmenlerle CHP arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği, bunda Kılıçdaroğlu’nun ‘Özdağ ile protokolün de etkisi var yeni yönetimin “öze dönüş” vurgularının yarattığı çağrışımların da olabilir.

Bununla birlikte CHP’nin müstakil bir Kürt siyaseti inşası konusunda sıkıntıları olduğunu görüyoruz. Elindeki aktörleri (Şerdil Odabaşı, Sezgin Tanrıkulu, İnan Akgün Alp, Türkan Elçi) kullanabilme becerisi ve kendine ait bir yeni siyasetle ittifaksız bir halde de CHP ile Kürt seçmenlerin bağını önümüzdeki dönemde güçlendirebilir.

‘ADAY TERCİHİ AKP KARŞITLIĞI ÜZERİNDEN CHP’YE GİDEN OYLARI MİNİMİZE EDEBİLİR’

Muhalefet açısından ittifak tartışmaları devam ediyor. 2024 yerel seçimlerine bir ittifak halinde girip girmeyecekleri net değil. İstanbul seçimleri başta olmak üzere batıdaki büyükşehirlerde HEDEP’in destek vermemesi durumunda muhalefet 2019’da aldığı belediyeleri tekrar alabilir mi? HEDEP’e rağmen başarı sağlanabilir mi? Sağlanacaksa hangi bölgeler için bu geçerli olur?

HEDEP’e rağmen alabilir mi sorusuna çok zor diyebiliriz ama bunun net cevabını iki şey verecek. İlki HDP’nin yalnızca aday çıkaracağı bir durum mu oluşacak, yoksa aynı zamanda İmamoğlu’na karşı politik bir pozisyon da geliştirecek mi? Eğer ikisini bir arada götürecek bir süreç yürütürse İmamoğlu’nun seçimleri kazanması oldukça zor. Bununla beraber AK Parti nasıl bir kampanya yürütecek bu da önemli.

Önceki seçimde HDP ile ittifak ve CHP’nin adayının başarısı kadar Soylu’nun yerel seçimler boyunca yaptığı çıkışlar da HDP tabanını CHP adayı etrafında kenetlenmişti. Son olarak Ak Parti adayının kim olduğu da Kürt seçmenin kanaatinde önemli etkiler yaratacak. Koca (Fahrettin Koca) gibi bir ismin aday gösterilmesi durumunda AK Parti karşıtlığı üzerinden CHP’ye gidecek Kürt oylarını minimize edebilir.

HEDEP ADAY ÇIKARACAK MI?

Siz bir araştırmacısınız, birçok kesimi dinleme şansınız var. Hem muhalefet hem de iktidarı izliyorsunuz. HEDEP’in bu seçimlerde aday çıkarma olasılığı da konuşuluyor. HEDEP’in 2019 seçimlerinin aksine 2024 seçimlerinde aday çıkarması iktidarla olan ilişkisine nasıl yansır. HEDEP tabanı partisinden ne bekliyor?

Çok net ifade edebiliriz ki HEDEP seçmenlerinin çoğunluğu ittifak etme arzusunda değil. HEDEP’in aday çıkarmaması da 2019’a göre çok zor görünüyor. Bir defa 2019’un şartları üzerinden okunabilecek bir durum ortada yok. 5 yıl yetki almış bir iktidar var ve bununla karşı karşıya olan bir HEDEP var. Aday çıkarmaması durumunda iktidarın bu siyasete karşı yaptırımlarının daha da sertleşebileceği, aday çıkarılması durumunda sözler alınmasa bile kayyım uygulamasında bir takım geri adımlar atılabileceği kanaati hakim.

HEDEP’in bütün bunlardan bağımsız bir kez daha batıda aday çıkarmaması halinde kimlik aşınması ile karşı karşıya gelme riski var. Son olarak CHP’ye kazandırılan belediyelerin İYİP’in hegemonik alanlarına dönüştüğü düşüncesi de hem seçmenlerde hem de Kürt Siyasal elitin de sıklıkla ifade ediliyor. Bütün bunları bir arada düşündüğümüz de HEDEP yönetiminin kararı ile tabanının isteğinin denk düşeceğini öngörüyorum.

BAKMADAN GEÇME

  • Goldman Sachs’tan Uyarı: ABD Hisselerinde “Altın Saçlı Kız” Senaryosunu Tehdit Eden Üç Büyük Risk!

    ABD borsaları Trump’ın gümrük tarifeleri, yapay zeka rallisi ve Fed’in faiz indirim beklentileri ile tarihi zirvelere yaklaşırken, Goldman Sachs üç büyük risk konusunda yatırımcıları uyardı: stagflasyon ihtimali, uzun vadeli tahvil piyasasında sert dalgalanmalar ve ABD dolarında keskin değer kaybı. Bankaya göre bu riskler gerçekleşirse, ABD hisse senetlerinde görülen “Goldilocks” yani ne çok sıcak ne çok soğuk, denge ekonomisi beklentisi hızla dağılabilir.

  • Eski MKE Başkanı İsmet Sayhan Tutuklandı: Assan Group’a Ait 10 Şirkete Kayyum Atandı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Selahattin Yılmaz suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde, Assan Group sahibi Emin Öner ve şirket genel müdürü Gürcan Okumuş hakkında “FETÖ üyeliği” ve “askeri casusluk” suçlarından gözaltı kararı verildi. Assan Group’a bağlı 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.

  • TCMB: Konut Kredileri Kaynaklı Nakit Akışı İç Tüketimi Destekliyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Ekonomi Notları” raporuna göre, konut kredilerinden kaynaklanan nakit akışı kanalı, 2024 yılında özel tüketime %6,9 oranında katkı sağladı. Raporda, bu etkinin, sıkı para politikasına rağmen tüketimdeki yavaşlamayı sınırlayan temel faktörlerden biri olduğu vurgulandı. Düşük faizle geçmişte çekilen uzun vadeli konut kredilerinin, enflasyonla eriyen faiz yükü sayesinde hâlâ iç talebi desteklediği ortaya kondu.

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

  • Neden Kasko Yaptırmalısınız?

    Günlük ulaşımı hızlandırmak, şehirlerarası seyahatlerde konfor sağlamak ya da iş hayatında zaman kazandırmak açısından otomobiller vazgeçilmez birer parça haline gelmiş…

  • Lezzetli Bir Hediye Alternatifi : Yenilebilir Çiçek & Meyveler

    Hediye kültürü, insanlık tarihi kadar eski ve köklü bir gelenektir. Yüzyıllar boyunca insanlar, sevdiklerini mutlu etmek, özel anları kutlamak veya…

  • YKS Sonuçları: Devlet Üniversiteleri Doldu, Özel Üniversiteler Boş Kaldı

    Fahiş zamlar özel üniversiteleri boşalttı

  • Atilla Yeşilada: Dünyayı sarsacak 5 trend: Çileli yıllar başlıyor!

    İşte dünyayı önümüzdeki yıllarda sarsacak trendler! 00:00 Merhaba 03:04 Yaşlanıyoruz! 04:05 Küresel ısınma ve iklim değişikliği! 05:55 Yeni salgınlar kaçınılmaz! 06:36 Büyük güçler savaşı! 10:13 Dünya bu borcu ödeyemez! 12:00 Yapay zeka

  • Memur zam yerine hava aldı!

    Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur maaşları ve memur emeklisi aylıkları için 2026 ve 2027 zam oranlarını belirledi. Karara göre, 2026’nın ilk 6 ayında %11, ikinci 6 ayında %7, 2027’nin ilk 6 ayında %5 ve ikinci 6 ayında %4 zam yapılacak. Toplu sözleşmede taban aylığa 1000 TL eklenmesi kesinleşirken, sosyal haklarda da çeşitli iyileştirmeler karara bağlandı.

Benzer Haberler