Sosyal Medya

Genel

Yapay Zeka Uygulamaları İş Hayatında Yaygınlaşıyor

MESS ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliği ile kurulan Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi “İnsan Kaynakları için İnsan Merkezli Yapay Zekâ” projesi bu alana küresel katkı veriyor...

Yapay Zeka Uygulamaları İş Hayatında Yaygınlaşıyor

İş hayatında kullanımı giderek artan yapay zeka uygulamalarının insan kaynakları süreçlerinde adaptasyonuna etik, sorumlu ve insanı merkeze alan bir yaklaşım geliştiriliyor.

MESS ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliği ile kurulan Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi “İnsan Kaynakları için İnsan Merkezli Yapay Zekâ” projesi bu alana küresel katkı veriyor.

MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol  “Kamu ve iş dünyasının yapay zekâ teknolojilerine adaptasyonu için kültürel dönüşüme öncülük ediyoruz.” dedi.

Şirketlere büyüme, karlılık ve sürdürülebilirlik için olanaklar yaratan yapay zeka uygulamalarına ilgi giderek artarken bu alandaki küresel yatırımların 2024 yılında yarım trilyon dolar seviyesinin üstüne çıkması öngörülürüyor. Yapay zeka şirketlerin insan kaynakları uygulamalarında kullanımı yeni imkânları ve  sorunları beraberinde getiriyor.

MESS, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Dünya Ekonomi Forumu (WEF) işbirliği kurulan Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi öncülüğünde Ocak ayında 30 farklı kurum temsilcilerinin katılımı ile başlatılan “Endüstriyel IoT ile Sanayide Hızlı Dijital Dönüşüm” projesinin ardından, merkez şimdi de “İnsan Kaynakları için İnsan Merkezli Yapay Zekâ” projesini Türkiye’de ilk kez hayata geçiriliyor. Projede yeni teknolojilere adaptasyon sırasında etik, sorumlu ve insanı merkeze alan bir yaklaşım geliştirilmesini sağlamayı amaçlıyor.

“Kültürel dönüşüme öncülük ediyoruz”

“İnsan Kaynakları için İnsan Merkezli Yapay Zekâ” Projesi hakkındaki görüşlerini paylaşan MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, kurumların insan odaklı yapay zekâ stratejileri oluşturmalarını teşvik etmeyi amaçladıklarının altını çizdi. Akkol: “Kamu ve iş dünyasının yapay zekâ teknolojilerine adaptasyonu için kültürel dönüşüme öncülük ediyoruz.” dedi. Yeni nesil teknolojiler için yeni nesil politikalar ve yeni nesil çözümler gerektiğini vurgulayan Özgür Burak Akkol; “yapay zekâ tabanlı araçların insan kaynakları süreçlerinde öncelikle binlerce özgeçmişi tarama, soruları otomatik olarak yanıtlama imkânı ile zamandan kazandırıp tasarruf imkânı sağladığını” belirtti. “Yapay zekâ araçları sayesinde gizli yetenekleri ortaya çıkarmanın, özelleştirilmiş hizmetler ve eğitim sağlayarak sonuçları iyileştirmenin insan kaynakları ekiplerine önemli katkılar sunacağını aktarırken, içgüdüler yerine veriler kullanarak kararlar alınmasını sağlayacak sistemlerin yakın zamanda iş dünyasında yaygınlaşarak çalışanların lehine sonuçlar üreteceğini” ekledi.

“İnsan Kaynakları için İnsan Merkezli Yapay Zekâ” Projesi

Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi yapay zekâ tabanlı insan kaynakları araçlarının kamu ve iş dünyasında hem kurumların hem de çalışanların faydasına kullanımını sağlamak için gerekli kültürel dönüşüme öncülük ediyor. “İnsan Kaynakları için İnsan Merkezli Yapay Zekâ” projesi; yeni teknolojilere adaptasyon sırasında etik, sorumlu ve insanı merkeze alan bir yaklaşım geliştirilmesini sağlamayı amaçlıyor.

İnsan Kaynakları için İnsan Merkezli Yapay Zekâ Çalıştayı

Projenin ilk ayağında  kültürel dönüşümü tetiklemek için yapay zekânın insan merkezli ve etik kullanımının güçlü altyapısının temellerini oluşturacak çalıştay  40’dan fazla kamu, özel sektör ve akademi iş birliği ile gerçekleştirildi. Çalıştaya konuk konuşmacı olarak  Dünya Ekonomik Forumu Proje Lideri ve McGill University Örgütsel Davranış Profesörü Matissa Hollister ve Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı katıldı.

Türkiye’de İK’da Yapay Zeka Kullanımı Emekleme Aşamasında   

Çalıştayın ilk aşamasında Türkiye’deki kurumların yapay zekanın İK süreçlerinde kullanımı ne kadar hazır olduğu değerlendirildi. Çalıştay öncesi 40 katılımcının cevap verdiği  anket ile insan kaynakları süreçlerinde yapay zeka kullanımının mevcut durumu hakkında bilgi toplandı. Yapılan ankete göre;

kurumların İK süreçlerinde yapay zekâyı benimsemesinde “daha iyi kararlar alma/sonuçları iyileştirme” faktörünün en büyük itici güç,

kurumların yapay zekânın İK süreçlerinde kullanımına hazır olma değerlendirme puanı 10 üzerinden 4,

katılımcıların bağlı olduğu kurumların % 64’ü İK’da yapay zeka uygulamaların hakkında hiçbir planı yok ya da yapay zeka kullanımını araştırma aşamasında,

% 72’sinin yapay zeka kullanımına yönelik belirli politikası yok ya da politikaları belirsiz.

Kurumlardaki yapay zeka uzmanı eksikliği ve IK araçlarının organizasyonundaki etkinliği ile ilgili  sorular IK’da yapay zekanın benimsenmesine engel oluyor.

Öncelik Stratejiyi ve Amacı Belirlemek Olmalı

Yapay zekânın İK’nın ilgili süreçlerinde kullanılması durumunda kurumların hangi öncelik sırası ile hareket etmesi gerektiğine yönelik önceliklendirme çalışması sonucunda  “Stratejiyi ve amacı belirlemek” birinci öncelik olarak belirtilmiştir.  Veri yönetimi ve güvenliği ile ilgili konuları ele almak, kültüre olan yansımalarını belirlemek, geleceğin iş süreçlerini tasarlamak  öne çıkan diğer unsurlar olarak belirtilmiştir.

Kamu’dan Düzenleme ve Denetleme, Özel Sektörden yapay zekayı doğru entegre etme beklentisi

İK’da etkin yapay zekâ kullanımında kamu, akademi, özel sektör, teknoloji sağlayıcıları olmak üzere paydaşlardan beklentiler şu şekilde sıralanmıştır:

Kamu:

etik konularında hukuki altyapı zemini hazırlama,

yasal düzenlemelerde öncü olma,

teşviklerle destekleme,

denetim rolü üstlenme,

öncü ve uygulayıcı olma,

Akademi

Yapay zekan farkındalığını arttırma,

bilinçlendirici öğrenim süreci tasarımı,

özel sektör ile işbirliği ile teoriyi hayata geçirme,

güncel araştırma ve uygulamaların takibi paydaşlara yön verme,

özel sektör

pilot uygulamalar yaparak destekleme,

ihtiyaçlarını belirleme ve yapay zekayı doğru entegre etme,

çalışanlarda farkındalığı sağlama,

iyi uygulamalar ile değişim sürecine öncülük etme,

Teknoloji Sağlayacıları

altyapı ihtiyaçları hakkında aksiyon alma,

kullanıcı dostu çözümler üretme,

veri kullanımı yönünde bilinci arttırma,

disiplinler arası tasarım yapma,

Çalıştay çıktıları global arenada yayınlanacak

İK’nın kısa ve orta vadeli geleceğinde yapay zekanın rolü, İK’da yapay zekâ stratejisi, politika ve prosedürlerin geliştirilmesi ve en iyi kullanım senaryolarını şekillendirme gibi önemli konuların ele alındığı çalıştayın çıktıları Dünya Ekonomik Forumu (WEF) küresel ağı üzerinden   küresel paylaşıma açılacak.

BAKMADAN GEÇME

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

  • Asya Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye Dev Finansman: Deprem Bölgeleri İçin Destek Verecekler

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından toparlanma sürecini hızlandırmak, enerji ile imalat sektörlerindeki yatırımları desteklemek amacıyla Asya Kalkınma Bankası’ndan (AKB) toplam 325 milyon dolarlık kaynak sağladığını açıkladı.

  • Çin’de İhracat Kontrollerinin Gevşemesi Nadir Metal Sevkiyatlarını Artırdı

    Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.

  • Almanya İhracatında Sınırlı Güven Artışı, Sektörel Beklentiler Farklılaşıyor

    Almanya’nın ihracat sektörüne ilişkin güven, sınırlı da olsa toparlanma sinyalleri verdi. ifo İhracat Beklentileri Endeksi, aralık ayında kasım ayındaki eksi 3,8 puandan eksi 3,1 puana yükseldi.

  • Yükselen Getiriler Yabancı Yatırımcıyı Japon Tahvillerine Çekti

    Yabancı yatırımcılar, yükselen getirilerin sunduğu cazibe sayesinde geçen hafta Japon tahvillerinde son sekiz ayın en güçlü alımını gerçekleştirdi. Japonya Maliye Bakanlığı’nın Perşembe günü yayımladığı öncü verilere göre, yabancıların net tahvil alımı 1,41 trilyon yen (yaklaşık 9,1 milyar dolar) seviyesine ulaştı. Bu tutar, 11 Nisan haftasından bu yana kaydedilen en yüksek rakam oldu. Artan ilgi, 11 Aralık’ta yapılan 20 yıllık tahvil ihalesinde de gözlemlendi; talep-karşılama oranı son beş yılın en yüksek düzeyine çıktı.

Benzer Haberler