Sosyal Medya

Ekonomi

Afet yasası teklifi: ‘İnanılmaz bir soygun süreci yaşanacak’

Kentlerin afetlere hazırlanması için Meclis’e sunulan yasa kabul edilirse, her yer rezerv yapı alanı ilan edilebilecek. Dönüşüm kapsamında borcunu ödeyemeyenler…

Afet yasası teklifi: ‘İnanılmaz bir soygun süreci yaşanacak’

Kentlerin afetlere hazırlanması için Meclis’e sunulan yasa kabul edilirse, her yer rezerv yapı alanı ilan edilebilecek. Dönüşüm kapsamında borcunu ödeyemeyenler mülkiyet hakkını kaybedecek. Ayrıca uygulama projesi olmasa da araziler ihale edilecek.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun (6306) ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM’ye sunuldu ve bu hafta görüşülmesi bekleniyor. Deprem kuşağında olan Türkiye’nin kentsel dönüşüm mekanizmalarında yaşanan tıkanıklıkların aşılması için hazırlandığı belirtilen yasa teklifi, tartışma konusu oldu. Yasa teklifi, içeriğinde yer alan maddeler ile mülksüzleştirmeye işaret ederken bunun da mümkün olan en kısa sürede yapılmasının çerçevesini oluşturuyor. Düzenleme özellikle İstanbul’da büyük bir yer değiştirme ve ranta imkan açacağı için eleştirildi.

‘REZERV YAPI ALAN İLANIYLA MÜLKSÜZLEŞTİRME ARTACAK, YOKSULLAR KENT DIŞINA İTİLECEK’

31 Mayıs 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı kanunla birlikte, 10 yıldır kentsel dönüşüm çalışmaları yürütülüyor. Ülke genelindeki yaklaşık 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan toplam 36 milyonluk bağımsız bölümün 6 milyonunun risk altında olduğu belirtiliyor. Bu bağımsız birimlerden 2 milyonu ise acilen dönüştürülmesi gereken nitelikte.

6306 sayılı yasanın değiştirilmesindeki en ‘sorunlu’ başlıklardan birini rezerv yapı alanı tarifi oluşturuyor. Mevcut 6306 sayılı kanunda kent içerisinde bulunan ve afet riski altındaki alanların kent dışında ilan edilmiş rezerv alanlara taşınmasından bahsediliyor. Ancak teklifte, ‘yeni yerleşim’ alanından söz ediliyor. Yani deprem gerekçesiyle, mülkiyet hakkınız bulunsa da yaşadığınız yer rezerv yapı alanı ilan edilebilir. Esin Köymen’e göre kent içerisinde mülkiyetlerin kullanımını da öngörülerek demografik yapı değiştirilmek isteniyor. Köymen, kent yoksullarının, çepere ya da daha uzağa itilmesinin kolaylaşacağını düşünüyor.

KİRA YARDIMI YERİNE YATIRIMCIYA YARDIM

Yani 2012’de yürürlüğe giren 6306 sayılı yasa, yeni teklifle birlikte ileri aşamaya taşınacak. Rezerv yapı alanı tarifinde, boş alanlar yerine mevcut yapı stoku olan yerler de ekleniyor. Bu sefer mülkiyetli alanlar da rezerv yapı alanı olabilecek. Mülkiyetinizin olduğu yer rezerv alan ilan edilmişse, mülkiyeti boşaltmanız istenecek. Mevcut 6306 sayılı kanununda kira yardımı yapılıyordu. Şimdi Cumhurbaşkanı kararına bağlanacak bir yatırımcıya yardımdan bahsediyor. Teklif yasalaşırsa, tapunuzun olduğu herhangi bir alan rezerv yapı alanı ilan edilebilir. Süreç bununla da sınırlı değil.

MÜLKİYETTE YAŞAMIYOR OLSANIZ BİLE KAPINIZ KOLLUK GÜCÜYLE AÇILABİLECEK

Mülkiyetiniz Türkiye’de, ancak siz başka yerde olduğunuzda rezerv yapı ilan edilmiş bir alandaki mülkiyetiniz kolluk gücüyle açılabilecek. Tebligatlar e-devlet üzerinden yapılabilecek. Köymen, uygulamanın Medeni Kanunun mülkiyet hakkını düzenleyen kısmına da aykırı olduğunu belirtiyor.

UYGULAMA PROJESİ OLMADAN İHALE EDİLECEK

Yasa teklifinde ayrıca riskli bölgenin uygulama projesi olmadan da ihale edilebilmesi yer alıyor. Esin Köymen, uygulama projesinin ne olduğunu şöyle anlatıyor:

“Her türlü uygulamaya dönük detay projelerin hazırlandığı bir süreçten bahsediyoruz. Bütün bunlara gerek olmaksızın, yerinde imalat yapmak demek aslında proje sürecini de bypass etmek demek.”

Yasa teklifinde yer alan ilgili madde fiilen deprem bölgesinde yaşanıyor.

Örneği ise Köymen şöyle veriyor:

“Adıyaman’da bir arpa tarlasında zemin kazdılar, zemin suyla doldu. Bir tarafa temel attılar ve su doldu oraya. Hazır projelerle gidip monte etmeye çalıştılar. Deprem konutları, hazır sosyal konut projelerinden seçildi. Topografya nedir, coğrafi koşullar nedir bakılmadı. Uzun lafın kısası depreme hazırlanmak böyle olmaz. İnanılmaz bir soygun süreci yaşanacak.”

‘BU BİR TİCARET’

Mevcut rezerv alanlardan örnek veren Köymen, şöyle konuşuyor:

“Mesela Kanal İstanbul’un çok büyük bir kısmı hazine arazisinden oluşuyor. Özel mülkiyetlerin olduğu alanları ikinci-üçüncü alıcılar mevcut fiyatlarından daha yükseğe satın alıyorlar. İmar planı süreciyle de son alıcının elinde çok büyük bir mülkiyet oluşuyor. Yani hiçbir ‘Avcılar en kötü yerdir, burayı boşaltıp şuraya alalım’ gibi süreç yaşanmadı. İktidarın ortaklarının hatta aile bireylerinin buralardan mülkiyet aldığını biliyoruz. Dolayısıyla bu bir ticaret.”

ÜÇTE İKİ YERİNE SALT ÇOĞUNLUK İSTENİYOR

2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı kanunda, yer alan “mülksüzleştirme” uygulaması özetle şöyle idi: Üzerindeki binanın yıkıldığı arsanın maliklerine yapılan tebligatı takip eden 30 gün içinde üçte iki çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması durumunda acele kamulaştırma yapılabiliyordu. Meclis’e sunulan yasa teklifinde değiştirilmesi istenen uygulamalardan biri de üçte iki yerine, salt çoğunluğun (50+1) sağlanması.

ÖNCEDEN İPOTEK EDİLİYORDU ŞİMDİ TAPU ALINACAK

Mesela bir gayrimenkul firması beş daireli binadan üç daire alınca salt çoğunluğu ele geçirmiş olacak. Mevcut 6306’da kredi alabiliyordunuz, mülkiyet sahibi olmaya devam ediyordunuz, devlet tapunuzu almıyor ama ipotek koyuyordu. Yeni yasa teklifi ile Kentsel Dönüşüm Başkanlığı mülkiyetleri alıyor, size oturum izni veriyor. Eğer borcu ödeyemezseniz mülkiyet kamuya geçiyor. Yani miras hakkı da ortadan kalkıyor.

‘YEREL YÖNETİM DEVRE DIŞI BIRAKILIYOR’

6306’nın uygulanma biçiminin daha önce hazine arazilerinin üzerindeki gecekondu diye tabir edilen ağırlıkla yoksulların yaşadığı yerlere yapılan bir “saldırı” olarak gerçekleştiğini anlatan Köymen, yalnızca hazine arazilerine değil mülkiyetli alanlar da kolluk gücü kullanılacağını yineliyor. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın plan yapmaktan, ruhsat vermeye kadar her aşamayı elinde bulunduracağını da söyleyen Köymen, yerel yönetim mekanizmasının aradan çıkarılacağını ifade ediyor. Köymen’e göre ilk hedef şöyle:

“Askeri alanlar çok hızlı şekilde rezerv yapı alanları ilan edilecektir. Önceki pratikler bunu gösteriyor. Yerel yönetim bypass ediliyor. Türkiye’nin içerisinden geçtiği ekonomik koşullarla birlikte bu teklifi düşünmek gerekiyor. Bankaların kredi vermediğini düşündüğümüz zaman, ödeme gücü olmayanlar ne yapacak? Mülksüz kalacak. Burada bütün yapılı ya da yapısız yerlerde, hatta yıpranan tarihi dokuların olduğu alanlarda da Kentsel Dönüşüm Başkanlığı yetkili. Yani buralarda da uygulama yapma yetkisi bulunuyor.”

‘TARİHİ DOKULAR DA ŞANTİYE SAHASINA DÖNÜŞEBİLİR’

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarihi dokular üzerinde de yetki sahibi olacak. Köymen’e göre başkanlık için, her yer şantiye alanına dönecek. Köymen, konutların bir yatırım aracı olmaktan çıkarılması gerektiğini söylerken, mevcut uygulamalarla tekelleşme sürecinin hızlanacağını belirtiyor.

Artı Gerçek

BAKMADAN GEÇME

  • Türk Telekom’un Sabit Hizmetler İmtiyazı 2050’ye Kadar Uzatıldı

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, BTK ile Türk Telekom arasında yapılan yeni anlaşma kapsamında Türk Telekom’un sabit hizmetler imtiyaz süresinin 2050 yılına kadar uzatıldığını açıkladı. Bakan, bu anlaşmanın 20 milyar dolarlık doğrudan ekonomik katkı sağlayacağını ve Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine ivme kazandıracağını belirtti.

  • ABD, Türkiye’nin F-35 Programına Dönmesine Hâlâ Karşı: Dışişleri Bakanlığı’ndan Açıklama

    ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programına yeniden dahil edilmesine yönelik tutumunun değişmediğini açıkladı. Açıklama, Demokrat Chris Pappas liderliğindeki 40 Kongre üyesinin Washington’a, Türkiye’nin “ABD’nin ulusal güvenlik politikalarını ihlal etmesini engelleme” çağrısının ardından geldi. Türkiye, 2017’de Rus yapımı S-400 hava savunma sistemlerini alma kararı sonras

  • Trump’ın Azerbaycan-Ermenistan Barış Planı Türkiye’ye Yeni Fırsatlar Açıyor: Kars-Dilucu Demiryolu Projesinde İlk Kazma

    ABD Başkanı Donald Trump’ın aracılık ettiği Azerbaycan-Ermenistan barış planı kapsamında Türkiye, Kars-Dilucu Demiryolu Projesi için 22 Ağustos’ta temel atma töreni düzenledi. 224 km uzunluğundaki hattın, Azerbaycan’ın Nahçıvan Özerk Bölgesi’ne uzanan yeni bir bölgesel ticaret ve ulaşım koridorunun en kritik ayağı olması planlanıyor. Proje tamamlandığında, yıllık 15 milyon ton yük ve 5,5 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak. Ancak proje takvimi, finansman yapısı ve diğer güzergâhların durumu hâlâ belirsizliğini koruyor.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yönetimde tacir ve sanayici farkı…’

    Trump’ın görev başına geldiği 2025 Ocak ayından bu yana, dünya ekonomisinde sular durulmuyor...

  • PwC Türkiye: Bankacılık sektöründe dolandırıcılıkla etkin mücadele, tüm paydaşların iş birliği ile mümkün

    PwC Türkiye, finansal dolandırıcılığın giderek daha karmaşık ve yaygın hale geldiği günümüzde bankacılık sektörüne ışık tutacak kapsamlı bir araştırmaya imza attı...

  • FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos ayında geriledi…

    Finansal Kurumlar Birliği’nin İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Ağustos ayı bülteni yayımlandı...

  • Gedik Yatırım model portföyüne ‘Coca Cola İçecek’i ekledi

    Son 12 ayda düşük karlılık döneminin ardından şirketin daha iyi bir karlılık döngüsüne girdiğine inandığımız için Coca Cola İçecek'i portföyümüze ekliyoruz...

  • Kimpur, 2024 Entegre Raporu’nu Yayınladı

    Türkiye’nin önde gelen poliüretan sistem evi Kimpur, beşinci raporunu yayımladı. İlk iki yılı sürdürülebilirlik raporu, son üç yılı entegre rapor formatında olmak üzere beş yıldır düzenli olarak raporlama yapan şirket, “Yarınların iklim ile değil, bilinç ile şekillendiği bir dünya” temasıyla hazırladı...

  • Goldman Sachs’tan Uyarı: ABD Hisselerinde “Altın Saçlı Kız” Senaryosunu Tehdit Eden Üç Büyük Risk!

    ABD borsaları Trump’ın gümrük tarifeleri, yapay zeka rallisi ve Fed’in faiz indirim beklentileri ile tarihi zirvelere yaklaşırken, Goldman Sachs üç büyük risk konusunda yatırımcıları uyardı: stagflasyon ihtimali, uzun vadeli tahvil piyasasında sert dalgalanmalar ve ABD dolarında keskin değer kaybı. Bankaya göre bu riskler gerçekleşirse, ABD hisse senetlerinde görülen “Goldilocks” yani ne çok sıcak ne çok soğuk, denge ekonomisi beklentisi hızla dağılabilir.

  • Eski MKE Başkanı İsmet Sayhan Tutuklandı: Assan Group’a Ait 10 Şirkete Kayyum Atandı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Selahattin Yılmaz suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde, Assan Group sahibi Emin Öner ve şirket genel müdürü Gürcan Okumuş hakkında “FETÖ üyeliği” ve “askeri casusluk” suçlarından gözaltı kararı verildi. Assan Group’a bağlı 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.

  • TCMB: Konut Kredileri Kaynaklı Nakit Akışı İç Tüketimi Destekliyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Ekonomi Notları” raporuna göre, konut kredilerinden kaynaklanan nakit akışı kanalı, 2024 yılında özel tüketime %6,9 oranında katkı sağladı. Raporda, bu etkinin, sıkı para politikasına rağmen tüketimdeki yavaşlamayı sınırlayan temel faktörlerden biri olduğu vurgulandı. Düşük faizle geçmişte çekilen uzun vadeli konut kredilerinin, enflasyonla eriyen faiz yükü sayesinde hâlâ iç talebi desteklediği ortaya kondu.

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

Benzer Haberler