Sosyal Medya

Genel

Emre Balıca:  Yüzyılda bir

Atatürk döneminin hızlı kalkınma ve savaştan çıkan bir ülkenin muazzam büyüme hikayesini. Ve yine aynı dönemde gerçekleştirilen planlamanın nasıl tohumlanarak yüz yıl sonra bile tüket tüket bitirilemediğini. Savaştan çıkan o ülkenin, Osmanlı Devletinden kalan borçları nasıl ödediğini.

Emre Balıca:  Yüzyılda bir

Merhaba sevgili okurlar,

Rüzgarın ritmi ile dalgalanırken gövde gösterisi yapan ATATÜRK’lü Türk bayrağıma bakarak yazımı yazmanın keyfini yaşıyorum. Öyle güzel salınıyor ki, umutsuzluğun bu topraklarda olamayacağını anlatır gibi.

Gerçi umutsuz olmasam da buruk duyguların içinde olmadığımı söylesem yalan olur. Yaşıma denk gelen ikinci çeyreği görüyorum. İlki 75.yıl kutlamalarıydı ki o zamanlar ergenliğimin başlarında üniversite öğrencisiydim. O coşkunun içinde yer almış olmak büyük mutluluk ve şanstı.

Şimdi ise yüzüncü yılı kutluyor olmanın verdiği telaşı heyecanı yeteri kadar göremediğimi düşünmek sadece bana özel bir duygu değil sanırım. Aile bireylerini geçtim arkadaşının doğum gününü kutlamaya bile daha çok heyecanlandığına inandığım insanlar tanıdım son bir hafta da.

Bir gün yahu ve tarihinde bir kez denk gelecek yüz yıllık bir gün.

Bu kadar anlam yüklü bir günün öncesinde yaşananları yazmak bana düşmez.

Yani söylenecek çok şey var da …

Konumuz haliyle ekonomi.

 

Aslında çok ekonomi yazasım da yok bu sefer. Bana gelene kadar çok yerde okumuşsunuzdur. Yüz yıllık Türkiye’nin ekonomi macerasını.

Atatürk döneminin hızlı kalkınma ve savaştan çıkan bir ülkenin muazzam büyüme hikayesini. Ve yine aynı dönemde gerçekleştirilen planlamanın nasıl tohumlanarak yüz yıl sonra bile tüket tüket bitirilemediğini. Savaştan çıkan o ülkenin, Osmanlı Devletinden kalan borçları nasıl ödediğini. Ve bu borçlar ödenirken bile ülke ekonomisinin güçlenerek adımlar attığını. Atatürk Türkiye’sinin yarattığı ekonomik başarının ülkenin dört bir yanını saran bir kalkınma hamlesine dönüştüğünü ve kendi kendine yeten bir ülke profilinin temellerinin atıldığını.

Ya da Atatürk sonrasında ikinci dünya savaşının ortasında kalan ülkenin akılcı adımlar ile savaştan uzak kalırken büyüme ortalamasını yine de yakaladığını, mevcut şartların zorluğuna rağmen ekonominin savaş sonrasında hızla büyüme gösterdiğini. Köy Enstitüleri gibi muhteşem bir eğitim yapılanmasının bu dönemde oluşturulduğunu ve yine maalesef bu dönemde kapatıldığını.

 

1950’li yıllar ve sonrasında dış borçlanmanın ortaya çıkmaya başladığını ve borçlanmanın bir süre sonra ithal ikameye dayalı sanayinin de doğmasına yol açtığını artık 1980’li 90’lı yıllara yaklaşıldığında ülkede ekonomik krizlerin de liberalleşmenin bir sonucu olarak gündemden düşmediğini. Ekonomi büyüse bile artık enflasyon denen sonrasında kronikleşecek nur topu gibi bir canavarımızın olduğunu kesin okumuşsunuzdur.

Maceranın 2000’li yıllara kadar olan bölümünde, 1950’lerden sonra düşe kalka büyüye küçüle ekonomi bir yerlere geldi. Enflasyon denen canavarı besledi büyüttü ama bir türlü istenen kadar küçültemedi.

90’lı yıllardan sonra bir sürü ekonomik kriz de yaşadı. Kimisi bankaları götürdü kimisi fabrikaları, firmaları.

Bazen benim memurum işini bildi. Bazen sanayici hayallerini sığdırdı ihracata yolunu buldu. Hatta kimilerinin siyasetten hamili yakını vardı ter akıttı ihale peşinde koşarken.

Liberalleşmenin verdiği keyif hiçbirinde yoktu. Bıraktık yaptılar bıraktık geçtiler.

Bunu yazarken içimde ağlayan liberal çocuğu susturmaya çalışıyorum. Bizler işin kolay yolunun maddeler arasındaki boşlukların peşinden koştuğumuz için liberal ekonomiyi de o kadar kötülemeyeyim. Batının hep kötü tarafını aldık ya ondan oluyor bunlar.

Sonra bir geldik 2000’li yıllara.  Yine krizin içinden çıkmaya çalışan bir ekonomi ama sonrasında akılcı yöntemler ile büyüyen güçlenen bir Türkiye. Hemen hemen birkaç yıl süren bahar havası.

2010’larda yaşanan kriz sonrasında ülke ekonomisinin belini doğrulttuğunu söylemek çok iyi niyetli olur. Günümüzden bahsetmeye gerek var mı?

Dibimizde çalan savaş tamtamları içerisinde dış borcu arşa çıkmış para bulmaya çalışan bir Türkiye ve onun yüzyılı.

Bu arada geçtiğimiz hafta yazımda Sayın Şimşek kaynak ararken Başkan Erdoğan’ın savaş konusundaki akılcı ve yapıcı tutumuna şaşırmış sanırım bir köprü geçişi bekleniyor demiştim.

Yanılmışım. Başkan Erdoğan köprü falan dinlemedi, para bulma derdinde olan Sayın Şimşek’in elini de zora soktu.

Yazıyı yazarken fark ettim. AKP, 2011 yılında Devlet Planlama Teşkilatını kapatmıştı. Gerçi 2000’li yıllardan sonra çok da aktif kullanmamışlardı ama ülke ekonomisinin planlı kalkınmasından sorumlu tutabileceğiniz kurumlardan biriydi. AKP döneminin sürekli açıklanan ancak hedeften uzak havalı isimli planlamaları da yüz yılın içinde ayrı başarısızlık hikayesi.

Başarısızlık hikayeleri dediğimde de 2023 yılına verilen vaatler var. Hepsine satırlar yetmez ama önemli gördüğüm birkaç tanesini yazayım. Siz gerçekleşene işaret koyarsınız.

Enflasyon tek haneye düşecek.

İşsizlik oranı %5’ e inecek.

AB hedefi tutturulacak.

Kadına ve sağlık çalışanlarına şiddet son bulacak.

Kişi başı milli gelir 25.000 usd olacak.

Dünyada ilk 10 ekonomi arasına girilecek.

2023’ün bitmesine de az kaldı. Bu vaatlerin olma imkanı da haliyle yok. Benim gerçekleşme ümidine sarıldığım bir tane kaldı. Başkan Erdoğan’ın açıkladığı 2023’te Ay’a sert iniş. Yumuşakta insek razıyım.

Bu arada bu vaatleri partinin kendi sitesinden alarak yazdım baştan söyleyeyim.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı kutlu olsun. Yüce önder Başkomutan Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürümek için daha nice yüzyıllara.

 

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • Geleceğimiz Tehlikede: Türkiye’de Çocuk Suçluluğu Rekor Seviyede Arttı

    Ekonomik sıkıntılar çocukları en çok etkileyen alanlardan biri olmaya devam ediyor. Eğitimden ve çalışma yaşamından uzak kalan çocuklar, kolay para vaatleriyle yeni nesil mafya çetelerinin hedefi haline geliyor ve bu da onları suça yönlendiriyor. Son 9 yılda çocuk suçluların sayısında yüzde 51’lik bir artış görüldü; 2024’te 14-17 yaş grubundaki 202 bin çocuk suça karıştı. TÜİK verilerine göre, 2023’te 179 bin, 2024’te ise 202 bin 785 çocuk suça bulaştı. Bu veriler, bir önceki yıla göre yüzde 13.9, dokuz yıllık dönemde ise yüzde 51.5’lik bir artışı gösteriyor.

  • TCMB Başkanı Karahan, TBB Yönetimiyle Makroekonomik Görünümü Görüştü

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Sayın Fatih Karahan, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar ve TBB Yönetim Kurulu üyeleriyle bir araya geldi.

  • GİB, Vergi Borcu Listesi Yayınlandı: Borcu 4 Milyar TL’yi Aşan Can Holding İlk Sırada

    Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Eylül ayında Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğe istinaden illerde 50 milyon TL’nin üzerindeki vergi borçlarını içeren listeleri paylaşmaya başladı. Listede dikkat çeken isimler arasında Uzan Ailesi, Çiftlik Bank vurgunu ile tanınan “Tosuncuk” lakaplı Mehmet Aydın ve TMSF tarafından el konulan Can Holding yer aldı.

  • Konutta umutlar başka bahara: Satışlar yavaşladı, reel fiyatlar yerinde sayıyor

    2025’e faiz indirimleriyle güçlü başlayan konut sektörü, yılın son çeyreğinde belirgin bir ivme kaybı yaşadı. Kasım itibarıyla konut fiyatları nominal olarak yükselmeye devam etse de reel artış neredeyse sıfırlandı. Satışlar ekim ve kasım aylarında düşüşe geçerken, yüksek kredi faizleri ve belirsizlikler hem oturum amaçlı alıcıyı hem de yatırımcıyı beklemeye itti. Sektörde canlanmaya dair beklentiler büyük ölçüde 2026 yılına ötelenmiş durumda.

  • İngiltere Enflasyonu Beklentilerin Altında: Faiz İndirimi İhtimali Artıyor

    İngiltere’de Kasım ayında yıllık enflasyon, piyasa beklentilerinin altında kalarak yüzde 3,2 seviyesinde gerçekleşti. Bu rakam, ekonomistlerin yüzde 3,5, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) ise yüzde 3,4 tahminlerinin altında kaldı ve ülke genelinde enflasyon sekiz ayın en düşük seviyesine geriledi. Beklenenden hızlı düşüş, BoE’ye faiz indirimi için potansiyel bir alan sundu.

  • TCMB Tarafından Faaliyet İzni İptal Edilmişti: Mahkeme, Papara Lehine Yürütmeyi Durdurma Kararı Verdi

    TCMB tarafından faaliyet izni iptal edilen Papara hakkında mahkemeden yeni bir karar çıktı. Papara’nın, söz konusu iptal kararına karşı açtığı yürütmenin durdurulması talepli davada mahkeme, şirket lehine karar verdi.

  • TÜİK: Kasım 2025’te Taşıt Kayıtları Aylık Arttı, Yıllık Geriledi

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Motorlu Kara Taşıtları Kasım 2025 istatistiklerini yayımladı. Buna göre Kasım ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre artış gösterirken, geçen yılın aynı ayına kıyasla düşüş kaydetti. Otomobil ve kamyonet kayıtlarında yükseliş öne çıkarken, motosiklet ve traktörde belirgin bir gerileme yaşandı. Elektrikli ve hibrit araçların payındaki artış ise devam etti.

  • GÜNÜN Stratejisi: Zayıf dolar, düşen petrol, Türkiye için destekleyici zemin

    Küresel piyasalarda zayıf dolar teması korunurken, petrol fiyatları son yılların en düşük seviyelerine gerileyerek enerji ithalatçısı ülkeler için önemli bir rahatlama alanı yarattı. ABD’de açıklanan istihdam verileri resesyon korkularını artırmazken, Fed’in “bekle-gör” duruşu korunuyor. Düşen enerji maliyetleri, güçlü rezerv pozisyonu ve iyileşen risk algısıyla birlikte Türkiye varlıkları için olumlu zemin güçleniyor. TL ve TL cinsi varlıklar açısından pozitif görünüm korunuyor.

  • Piyasaların Gündemi: BoJ’da Faiz Artışı Beklentisi Güçleniyor, Piyasalar Ueda’nın Açıklamalarına Odaklandı

    ING Global’in değerlendirmesine göre, piyasalarda Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) bu hafta yapması beklenen 25 baz puanlık faiz artışı büyük ölçüde fiyatlanmış durumda. Bu nedenle yatırımcıların asıl odağı, BoJ Başkanı Kazuo Ueda’nın basın toplantısında vereceği mesajlara çevrilmiş bulunuyor. Raporda, piyasa faizlerindeki yükselişe dair hassasiyetler nedeniyle Ueda’dan belirgin biçimde şahin bir duruş beklenmediği vurgulanıyor.

  • Günün Başlıkları: Piyasalar Yoğun Veri Gündemiyle ABD Verilerine Odaklandı

    Yurt içinde veri akışı görece sakin seyrederken, küresel piyasalarda gözler ABD perakende satışlar verisi ve tahvil ihalelerine çevrildi. Gün boyunca Avrupa ve ABD’den gelecek enflasyon, güven endeksleri ve merkez bankası yetkililerinin açıklamaları fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacak.

  • Bitwise’tan çarpıcı kripto tahminleri: 2026’yı şekillendirebilecek 10 öngörü

    Varlık yönetim şirketi Bitwise, 2026’ya ilişkin yayımladığı kapsamlı raporda kripto piyasalarının yeni bir döneme girdiğini savunuyor. Bitcoin’in fiyat dinamiklerinden ETF’lerin rolüne, düzenleyici çerçeveden kurumsal benimsemeye kadar uzanan 10 iddialı tahmin; kriptonun artık spekülatif bir alan olmaktan çıkıp ana akım finansın kalıcı bir parçası haline geldiğine işaret ediyor.

  • 2026’ya geri sayım: Portföy dağılımı, sektör tercihleri ve euro/dolar beklentisi

    2026’ya yaklaşırken yatırımcıların odağında portföy dağılımı, hangi varlık sınıflarının öne çıkacağı ve küresel–yerel risklerin stratejileri nasıl şekillendireceği yer alıyor. Trump’ın nadir elementler üzerinden başlattığı yeni emtia rekabeti, faiz indirim süreci ve jeopolitik belirsizlikler; emtia, tahvil ve hisse senedi dengesi açısından belirleyici olacak.

  • Bunun adı başarısızlık! Emeklinin trajedisi, Eğitim sorunu & fahiş kiralar| Kerim Rota & Ömer Gencal

    Mesele Ekonomi kanalında yayınlanan "Pusula" programının bu bölümünde ekonomistler Kerim Rota ve Ömer Gencal, Türkiye'nin derinleşen sosyal ve ekonomik krizlerini ele alıyor. Program, Kerim Rota'nın CHP Cumhurbaşkanlığı aday ofisinde "Gölge Hazine ve Maliye Bakanı" olarak görev alacağını ve bu nedenle programdan ayrılacağını duyurmasıyla özel bir önem taşıyor.

Benzer Haberler