Sosyal Medya

Genel

Çay üreticileri zor durumda

Çayda kota ve kontenjan engeli nedeniyle üreticiler, özel sektörün belirlediği fiyat olan 2 lira 80 kuruşa emeklerini satmak durumunda kalıyor.…

Çay üreticileri zor durumda

Çayda kota ve kontenjan engeli nedeniyle üreticiler, özel sektörün belirlediği fiyat olan 2 lira 80 kuruşa emeklerini satmak durumunda kalıyor. Rize’de çay bahçelerinde üreticinin sorunlarını dinledik.

Pazar ilçesinde yol kenarındaki bir çay bahçesine uğradık. Burada çay işçisi olarak 3 kişi çalışıyordu. Çayın belli bir kısmının kendisine ait olduğunu söyleyen Ayşe Hanım yıllardır aynı mağduriyeti yaşadıklarını belirtti. “Biz bütün emeğimizle çalışıyoruz. İşçi pahalı. Çayın bakımı pahalı. Hayat pahalı. Kazandığımız para geldiği gibi gidiyor. Yine de çayımızı dalında bırakamayız. Bizim başka yerlerde de çaylığımız var. Kardeşlerim de oraları yapıyor. İsteriz ki emeğimizin karşılığı olsun” diyerek açıklanan fiyata tepki gösteriyor.

Haçapit Köyü’nde ziyaret ettiğimiz çay üreticilerinin sıkıntısı da aynı. Geçim kaynaklarının çay olduğunu anlatan Mahir Karaca, “Sezona kotayla başladık. Devlet çay alımına 50 kuruş zam yaptı kilosu 3 lira 80 kuruş oldu. Biz 5’e yakın bir fiyat bekliyorduk. Her şeye zam geldi. Bir çay makası 300 lira oldu. İşçi çalışıyor. İşçi yevmiyesi var 300 lira. Yani bir gün boyunca çay kesme makası için çalışıyoruz. Çay alımı kotalı olduğu için de özel sektörün eline kalıyoruz. Özel sektör 3 lira 30 kuruşa alıyordu. Bu fiyat 2 lira 80 kuruşa kadar düştü. Biz istedik ki devlet bir taban fiyat belirlesin, özel sektör de aynı fiyattan çayı alsın. Ama bunu yapmıyorlar. Devlet bize sahip çıkmıyor, özel sektörün eline bırakıyor” ifadelerini kullandı.

‘ZAM DEĞİL SADAKA’

İkizdere’de bir çay bahçesinde bir araya geldiğimiz CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz ise “Gübre fiyatlarında geçen seneye göre yüzde 40’a yakın bir zam yapıldı. Çay fiyatına ise yüzde 18.7 oranında zam yapıldı. Vatandaşlar sadece gübre fiyatlarında artıştan dolayı eksiye düşmüş durumda. Ayrıca son 1 yıla göre üretici fiyat endeksine baktığınızda yıllık artışın yüzde 35.17 olduğunu görüyoruz. Oysa çaya yapılan zam yüzde 18. Yani çay üreticileri sezona ekside başlamış oluyor. Onun için bizce bu sene yapılan zam, zam değil sadaka” diye konuştu.

 

CHP’li Saltuk Deniz “ÇAYKUR vatandaşın tüm çayını almalı. Onun kurulma nedeni bu. Çay üreticisinin yoksullaşması devam ediyor. Ancak saray hükümeti çay üreticisinin mağduriyetini gidermek yerine kaynakları Cengiz İnşaat ve 5’li çeteye  aktarıyor” diyor.  

ÇAY ÇOK EMEK İSTER

Fındıklı Kent Konseyi Başkanı ve emekli öğretmen Fatma Hanedar da “5 dönüm çaylığımız var, yarıcıya verdik. Günlük işçiler 400 liraya yakın para istiyor. 5 dönüm çaydan 5 ton çay alıyoruz. 5 tonun yarısı yarıcımın oluyor yarısı benim. 2 ton gübre veriyoruz. Çay çok emek ister. Günlük kota dönüm başına şu an 15 kiloya düştü. 1 lira altına özel sektöre yönlendiriyorlar” dedi.

 

 

Kaynak: cumhuriyet.com.tr

BAKMADAN GEÇME

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

  • Asya Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye Dev Finansman: Deprem Bölgeleri İçin Destek Verecekler

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından toparlanma sürecini hızlandırmak, enerji ile imalat sektörlerindeki yatırımları desteklemek amacıyla Asya Kalkınma Bankası’ndan (AKB) toplam 325 milyon dolarlık kaynak sağladığını açıkladı.

  • Çin’de İhracat Kontrollerinin Gevşemesi Nadir Metal Sevkiyatlarını Artırdı

    Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.

  • Almanya İhracatında Sınırlı Güven Artışı, Sektörel Beklentiler Farklılaşıyor

    Almanya’nın ihracat sektörüne ilişkin güven, sınırlı da olsa toparlanma sinyalleri verdi. ifo İhracat Beklentileri Endeksi, aralık ayında kasım ayındaki eksi 3,8 puandan eksi 3,1 puana yükseldi.

  • Yükselen Getiriler Yabancı Yatırımcıyı Japon Tahvillerine Çekti

    Yabancı yatırımcılar, yükselen getirilerin sunduğu cazibe sayesinde geçen hafta Japon tahvillerinde son sekiz ayın en güçlü alımını gerçekleştirdi. Japonya Maliye Bakanlığı’nın Perşembe günü yayımladığı öncü verilere göre, yabancıların net tahvil alımı 1,41 trilyon yen (yaklaşık 9,1 milyar dolar) seviyesine ulaştı. Bu tutar, 11 Nisan haftasından bu yana kaydedilen en yüksek rakam oldu. Artan ilgi, 11 Aralık’ta yapılan 20 yıllık tahvil ihalesinde de gözlemlendi; talep-karşılama oranı son beş yılın en yüksek düzeyine çıktı.

Benzer Haberler