Sosyal Medya

Gündem

Seçimleri erteleme tartışmaları: 10 soruda deprem ve seçimler

T24’ten Gökçer Tahincioğlu hükümetin seçim erteleme planları eşliğinde Anayasa’yı ve Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkilerini merceğe aldı: Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki…

Seçimleri erteleme tartışmaları: 10 soruda deprem ve seçimler

T24’ten Gökçer Tahincioğlu hükümetin seçim erteleme planları eşliğinde Anayasa’yı ve Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkilerini merceğe aldı:

Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremin ardından siyasi kulislerde, seçimlerin ertelenmesi ihtimali konuşulmaya başlandı. Muhalefet kulislerinde, AKP-MHP ittifakının seçimi erteleme hazırlıkları yapıldığı, anayasadaki kimi muğlak ifadelerin değerlendirilmeye alındığı iddiaları konuşuluyor. Anayasanın açık hükümlerine göre bunun mümkün olmadığı konusunda neredeyse bütün anayasa hukukçuları birleşiyor. Ancak -temel endişe, kararlarına karşı itiraz yolu olmayan Yüksek Seçim Kurulu’nun ya da Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir karar vermesi durumunda ne yapılacağı…

 Seçimlerin ertelenmesi ihtimali ile ilgili ortaya atılan sorular ve yanıtları şöyle:

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve TBMM seçiminin neden Haziran ayında yapılması gerekiyor?

Anayasanın 2017’de referandumla kabul edilerek değiştirilen 77. maddesinde, “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır” düzenlemesi yer alıyor. Buna göre, seçimlerin bir önceki seçimin beş yıl sonrasına denk gelen Haziran ayında yapılması gerekiyor.

Seçimin erkene çekilmesi neden tartışılıyordu, erkene çekilmesi mümkün mü, bu konu neden tartışılıyordu?

Depremden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, haziran ayının tatil, umreye denk gelmesi, okulların kapanışıyla seçim tarihinin çakışması gibi ihtimaller nedeniyle 14 Mayıs’ta yapılabileceğini söylemişti. Ancak tartışmaların temelinde, Erdoğan’ın adaylığı yatıyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmeden önce bir kez, geçildikten sonra ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. Anayasada, bir kişinin sadece iki kez cumhurbaşkanı seçilebileceği açıkça belirtiliyor. Bunun istisnası olarak anayasanın 115. maddesine, “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” düzenlemesi konulmuş durumda. Bu nedenle muhalefet, Erdoğan’ın ancak seçimin erkene çekilmesi kararının TBMM tarafından alınması halinde aday olabileceğini savunuyor. Cumhurbaşkanı’nın bu kararı alması halinde Erdoğan’ın adaylığının anayasaya aykırı olacağını iddia ediyor. İktidar ise Erdoğan’ın yeni anayasa hükümleri doğrultusunda bir kez aday olduğunu, ikinci kez aday olabileceğini ileri sürüyor. Seçimin erkene çekilmesi kararının Erdoğan tarafından verilmesi halinde, bu konudaki son sözü Yüksek Seçim Kurulu söyleyecek.

Seçimin normal zamanından ileri bir tarihe ertelenmesi mümkün mü?

Anayasanın 78. maddesinde, “Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir” ifadesi yer alıyor.

Bu maddeye göre, seçimlerin normal zamanından ileri bir tarihe alınması ancak Türkiye’nin bir savaşa girmesi ile mümkün. Bunun dışındaki bütün seçenekler dışarıda bırakılmış durumda.

Buna rağmen, seçimlerin ertelenebileceği neye dayanılarak söyleniyor?

Perşembe günü servis edilen Reuters haberinde, bir yetkilinin, “Şu anda göründüğü kadarıyla seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasının önünde ciddi engeller olduğunu” söylediği aktarıldı. Habere göre, ismi açıklanmayan yetkili, deprem bölgesinde ülke nüfusunun yüzde 15’inin yaşadığına ve üç aylık olağanüstü hal ilan edildiğine dikkat çekerek seçimle ilgili bir karar vermek için henüz çok erken olduğunu belirtti. Yetkili, “Yeni bir seçim döneminden çıkmış gibiyiz. Gelişmelere bakacağız ama şu anda 14 Mayıs’ta seçim yapılması konusunda çok ciddi zorluklar var” diye konuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de gazeteci Murat Yetkin’e, seçim için 14 Mayıs ihtimalinin zayıfladığını ve 18 Haziran’da seçimlerin yapılacağını düşündüğünü ifade etti.

Gazeteci Fatih Altaylı ise seçimlerin ertelenmesinin konuşulduğunu haberleştirdi. Altaylı, seçimleri erteletme işinin YSK’ya havale edilebileceğini belirterek, şunları belirtti:

“Önce bir seçim kararı alınacak. Sonra YSK, dört ilde tamamen altı ilde ise kısmen seçim sürecini yürütmesinin fiilen imkânsız hale geldiğini bildirecek ve seçimlerin ertelenmesini isteyecek. Böylelikle seçimler en az altı ay, muhtemelen bir yıl ertelenecek.”

Altaylı, bir başka yazısında, Anayasa Mahkemesi’nin de seçimi erteleme kararı alabilme ihtimalinden söz etti ve Yüksek Mahkeme’nin 2012/30 sayılı esas ve 96 sayılı karar metnindeki “Savaş ve benzeri zaruret sebepleriyle seçimlerin yapılmasının fiilen imkânsız kalması” ifadesine dikkati çekti.

Altaylı, TBMM’nin anayasa hükmüne rağmen böyle bir karar alması ve bunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınması durumunda, bu kararın emsal gösterilebileceğine dikkati çekti.

Muhalefet kulislerinde hangi iddialar konuşuluyor?

Başta CHP olmak üzere muhalefet kulislerinde Erdoğan’ın seçimi erteletmek istediğini, AKP’li hukukçuların da bunun için bir yol aradığı konuşuluyor. Bu iddiayı doğrulayan AKP’li henüz yok. Hatta deprem bölgesi için çıkartılan OHAL kapsamında yayımlanan, Erdoğan imzalı yargı kararnamesinde, yargısal işlemler ile ilgili bütün süreler durdurulurken, seçim iş ve işlemleri ile ilgili kanunlarda gösterilen süreler istisna tutuldu. Bu sürelerin kanundaki gibi işleyeceği belirtildi.

Buna karşılık, muhalefet kulislerinde, AKP’nin özellikle anayasanın Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkileri ile ilgili 79. maddesinin üzerinde durduğu iddiası konuşuluyor.

Bu maddenin giriş bölümü şöyle:

“Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.”

İktidarın, özellikle, “seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma” ifadesinin üzerinde durduğu iddia ediliyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun bu ifadeyi esas alarak, deprem bölgesinde Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünün yaşadığı, böyle bir ortamda seçimlerin düzen içinde yapılamayacağını belirterek, seçimlerin ertelenmesi kararı alabileceği öne sürülüyor.

Yüksek Seçim Kurulu’nun böyle bir yetkisi var mı?

Anayasaya göre Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimleri erteleme ya da seçimleri erkene çekme gibi yetkileri yok. Tartışılan ifade de “seçimlerin başlamasından, bitimine kadar” ifadesi ile başlıyor. Seçimlerin başlaması ve bitim tarihi, anayasa ve yasalarda gösterilen aralıklarda yapılıyor. Başlaması kararı anayasadaki beş yıl kuralı doğrultusunda alınıyor. Bu tarih ancak TBMM ve Cumhurbaşkanı tarafından erkene çekilebiliyor. YSK, sadece belirlenen aralıklardaki iş ve işlemleri yürütmekle görevlendirilmiş durumda. Cumhuriyet tarihi boyunca bunun aksi bir uygulama da olmadı.

Yüksek Seçim Kurulu’nun sayılan diğer yetkileri neler, buna rağmen neden endişe ediliyor?

Yüksek Seçim Kurulunun temel görev ve yetkileri, anayasanın 79, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 14. maddesi ile Yüksek Seçim Kurulunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. Maddesinde düzenleniyor.

Bu düzenlemelerde de YSK’nın görevleri şöyle sıralanıyor:

“…seçimlerin yönetim ve denetim işlemlerinin adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlayacak düzenlemeleri yapan, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleyen ve kesin olarak karara bağlayan, seçim sonuçlarını güvenli ve hızlı bir şekilde kamuoyuna duyuran anayasal bir kuruldur.”

Anayasa ve kanunlardaki düzenlemelere rağmen Yüksek Seçim Kurulu’nun böyle bir karar alması durumunda, karara itiraz edilecek bir merci bulunmuyor. Anayasaya göre bu kararlar kesin nitelikte. Muhalefet kulislerinde, YSK’nin anayasaya rağmen iktidar baskısıyla böyle bir karar alabileceği konuşuluyor.

TBMM’nin böyle bir karar alması mümkün mü, muhalefetle anlaşılarak böyle bir karar alınabilir mi?

Anayasaya göre hayır. Anayasada TBMM’nin seçimleri ancak savaş nedeniyle erteleyebileceği açık biçimde belirtiliyor. Muhalefetin de destek vermesi ile TBMM çoğunluğunun üçte ikisinin oyuyla (400 milletvekili) anayasaya geçici bir madde eklenebileceği, bir defaya mahsus olarak seçimin bu yöntemle ertelenebileceği konuşuluyor. Ancak hukukçular, bu durumda, anayasayı değiştirme çoğunluğuna ulaşan bir iktidarın, geçici maddeler çıkartarak sürekli seçimi ertelemesi gibi bir yolun açılabileceğini, bunun da anayasaya açıkça aykırılık oluşturacağı iddiasında bulunuyor.

TBMM’nin anayasaya rağmen seçimi erteleme kararı alması halinde Anayasa Mahkemesi’nin tutumu ne olur?

Gazeteci Altaylı’nın yazısında, Anayasa Mahkemesi’nin 2012 tarihli kararı doğrultusunda buna onay verebileceği iddiası yer aldı.

Söz konusu karar, o dönemde çıkartılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’nda yer alan ifadeler nedeniyle, CHP’nin açtığı davada verildi.

Kararın, savaş hali ile ilgili olarak tartışılan bölümünde şu ifadeler yer alıyor:

“Anayasa’nın 102. maddesinde Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin temel hususlar düzenlenmiş ve son fıkrada Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esasların kanunla düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca maddede Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevinin devam edeceği hükme bağlanmıştır. 

Dolayısıyla Anayasa koyucu yeni Cumhurbaşkanının seçilememesini bir boşalma hali olarak değerlendirmemiş ve bu nedenle de görev süresi bitmiş olsa bile yeni seçilen Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar eski Cumhurbaşkanının görevine devam etmesini Anayasa’nın 102. maddesinde hüküm altına almıştır. Bu nedenle savaş ya da başka bir nedenden kaynaklanan bir zaruret hâlinde seçimlerin fiilen yapılamaması durumunda herhangi bir erteleme kararı olmasa da süresi biten Cumhurbaşkanı görev yapmaya devam edecektir. Anayasa’nın 102. maddesinde savaş sebebiyle seçimlerin ertelenmesine ilişkin bir hüküm yer almamaktaysa da savaş gibi milletin varlığının tehlike altında olduğu bir dönemde serbest seçimlerin yapılması imkânı bulunmasa da her durumda yapılması gerektiği söylenemez. Maddenin son fıkrasında yer alan Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esasların kanunla düzenleneceği hükmüne dayanarak kanun koyucunun Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin diğer hususların yanı sıra savaş gibi bir mücbir sebep nedeniyle seçimin yapılmasına imkân bulunmayan hâllerde seçimin ertelenmesini düzenlemesinde Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmamaktadır.”

Kararda, tartışılan, “zaruret halinde seçimlerin fiilen yapılamaması” ifadesi, bir karar alınarak değil, seçimlerin fiilen yapılamaması hali için kullanılıyor. Mücbir sebep olarak da “savaş” gösteriliyor. Bu karar, anayasa ile ilgili değil, Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu nedeniyle verilmiş durumda. Bu kararın ardından hem anayasa hem de Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu değişti. 2017’de yapılan değişiklikle, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte TBMM seçiminin de aynı gün yapılması düzenlendi. Buna karşılık, Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir karar vermesi, seçimi ertelemeyi anayasaya uygun bulması durumunda, itiraz edilebilecek bir makam bulunmuyor. Muhalefetin bir diğer endişesi de anayasanın böyle bir yöntemle aşılması.

Hukukçular, bu tartışmayı nasıl yorumladı?

Anayasaya hukukçusu Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu, sosyal medya hesabından, “Deprem sebebiyle TBMM seçimleri ertelenemez. Anayasa Mahkemesi’nin mücbir sebeplerle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenebileceğine ilişkin görüşü, artık anayasada TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı gün yapılması öngörüldüğü için dayanağını yitirmiştir” dedi.

Eski Anayasa Karma Komisyonu Üyesi Atilla Kart da  Indyturk sitesinde, “Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu da seçimin ertelenmesi sebeplerini sadece savaş ile sınırlıyor. Anayasa ile uyumlu. Bu durum yorumla genişletilebilecek bir şey değil. Savaş dışında afet, deprem, sel gibi başka bir sebeple herhangi bir erteleme yapamazsınız. Kanun koyucu ne yapmış? Demokrasinin gereği olarak seçimlerin mutlaka zamanında yapılmasını esas almış. Bunu sadece savaş haliyle sınırlamış. Bunun dışında bir istisnayı kabul etmemiş” dedi.

Eski Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu da Anayasa Mahkemesi’nin tartışılan kararının kanunla ilgili olduğunu ve dayanağını yitirdiğini savundu.

Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Tolga Şirin de Gazete Oksijen’deki değerlendirmesinde, “Bu maddede savaş dışında bir erteleme nedeni yok. OHAL Kanunu’nda da bu yönde bir hüküm bulunmuyor. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri de seçimlerle ilgili bir sınırlama veya düzenleme yapamaz. Bu nedenle şöyle özetleyebilirim: Mevcut mevzuat uyarınca sadece deprem ve depreme bağlı OHAL ilanı nedeniyle seçimlerin ertelenmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

T24

BAKMADAN GEÇME

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

  • Asya Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye Dev Finansman: Deprem Bölgeleri İçin Destek Verecekler

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından toparlanma sürecini hızlandırmak, enerji ile imalat sektörlerindeki yatırımları desteklemek amacıyla Asya Kalkınma Bankası’ndan (AKB) toplam 325 milyon dolarlık kaynak sağladığını açıkladı.

  • Çin’de İhracat Kontrollerinin Gevşemesi Nadir Metal Sevkiyatlarını Artırdı

    Çin, ihracat kontrollerinde gevşemeye gitmesinin ardından önceki dönemlere kıyasla daha fazla nadir metal ürünü ihraç etti. Kasım ayında nadir metal ürünleri ihracatı bir önceki aya göre yüzde 13 artış gösterdi. Daha esnek ihracat rejiminin, elektrikli araçlar, savunma sanayii ve yüksek teknoloji üretiminde kritik öneme sahip minerallerin yeniden küresel piyasalara akışını hızlandırdığı ifade ediliyor.

  • Almanya İhracatında Sınırlı Güven Artışı, Sektörel Beklentiler Farklılaşıyor

    Almanya’nın ihracat sektörüne ilişkin güven, sınırlı da olsa toparlanma sinyalleri verdi. ifo İhracat Beklentileri Endeksi, aralık ayında kasım ayındaki eksi 3,8 puandan eksi 3,1 puana yükseldi.

  • Yükselen Getiriler Yabancı Yatırımcıyı Japon Tahvillerine Çekti

    Yabancı yatırımcılar, yükselen getirilerin sunduğu cazibe sayesinde geçen hafta Japon tahvillerinde son sekiz ayın en güçlü alımını gerçekleştirdi. Japonya Maliye Bakanlığı’nın Perşembe günü yayımladığı öncü verilere göre, yabancıların net tahvil alımı 1,41 trilyon yen (yaklaşık 9,1 milyar dolar) seviyesine ulaştı. Bu tutar, 11 Nisan haftasından bu yana kaydedilen en yüksek rakam oldu. Artan ilgi, 11 Aralık’ta yapılan 20 yıllık tahvil ihalesinde de gözlemlendi; talep-karşılama oranı son beş yılın en yüksek düzeyine çıktı.

  • Moody’s’ten Türkiye Ekonomisi Yorumu: Büyüme ve Enflasyon Tahminini Açıkladı

    Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, yayımladığı Global Yapılandırılmış Finans raporunda G20 ülkelerine ilişkin büyüme ve enflasyon tahminlerini paylaştı. Rapora göre Moody’s, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında yüzde 3,2, 2026’da yüzde 3,4 ve 2027’de yüzde 3,5 oranında büyümesini bekliyor.

  • Kısa Vadeli Dış Borç Stoku Ekim Ayında Sınırlı Geriledi

    Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku, Ekim ayında bir önceki aya kıyasla 21 milyon dolarlık düşüşle 165,7 milyar dolara geriledi.…

  • ⚠️ Yapay Zeka Devriminin Karanlık Yüzü: 1 Trilyon Dolarlık Balon Patlıyor mu?

    "Dot-com" çılgınlığıyla internetin dünyayı değiştireceği söyleniyordu; nitekim değiştirdi de. Ancak bu değişim gerçekleşmeden önce, milyarlarca dolarlık spekülatif bir balon büyük bir gürültüyle patlamış, geride binlerce iflas etmiş şirket bırakmıştı. Bugün, 2025 yılının son günlerinde Wall Street ve Silikon Vadisi, çok daha büyük bir hayaletle karşı karşıya: 1 Trilyon Dolarlık Yapay Zeka Balonu.

  • Her 6 kişiden biri bahis oynuyor, para yurtdışına akıyor

    AK Parti’nin Kasım ayına ait saha araştırmasından sızan veriler, yasa dışı bahis ve sanal kumarın Türkiye’de ciddi bir toplumsal ve ekonomik sorun haline geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre Türkiye’de her 6 kişiden biri bahis oynarken, özellikle gençler, lise mezunları, orta gelir grubu ve küçük esnaf bu sistematik yayılımın ana hedefi konumunda bulunuyor. Yasa dışı bahis nedeniyle yılda yaklaşık 150 milyar doların yurt dışına aktığı tahmin ediliyor.

  • Temiz Eller Operasyonu mu, AKP İçinde Büyük Hesaplaşma mı? İşte Perde Arkası

    Türkiye siyaseti, ardı ardına gelen operasyonlar ve iktidar bloğu içinden yükselen "Temiz Eller" çağrılarıyla sarsılıyor. Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür’ün fitilini ateşlediği bu süreç, sadece adli bir vakalar zinciri mi, yoksa AKP içinde post-Erdoğan dönemine hazırlık niteliğinde bir güç savaşı mı?

  • Aracı kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?

    Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftanın sonuna yaklaşırken zayıf bir görünüm sergilerken, aracı kurumlar teknik seviyeler ve kısa vadeli risklere dikkat çekti. Gün içinde 11.250–11.365 bandında hareket eden endeks, günü yüzde 0,55 kayıpla 11.287 puandan tamamladı. İşlem hacmi ise 113–114 milyar TL aralığında gerçekleşerek son dönem ortalamalarının altında kaldı. İşte önde gelen aracı kurumların Borsa İstanbul’a ilişkin değerlendirmeleri:

Benzer Haberler