Sosyal Medya

Prof.Dr. Evren Bolgün

Prof. Dr. Evren Bolgün: Risk Yönetimini İçselleştirmiş Firmalar Pozitif Yönde Ayrışacaklar

23 yıl önce Türkiye’nin uygulamalı elektronik ortamda dosyaları ve bölüm sunumları şeklinde hazırladığımız ilk “Risk Yönetimi” kitabını yazmıştım. Oldukça kalın…

Prof. Dr. Evren Bolgün: Risk Yönetimini İçselleştirmiş Firmalar Pozitif Yönde Ayrışacaklar

23 yıl önce Türkiye’nin uygulamalı elektronik ortamda dosyaları ve bölüm sunumları şeklinde hazırladığımız ilk “Risk Yönetimi” kitabını yazmıştım. Oldukça kalın sayılabilecek biçimde teorik ve pratik bir çok uygulamanın yer aldığı kitabın yazım hazırlıklarının öncesindeki 2-3 yılı da kapsadığını düşünecek olursak, minimum 25 yıl boyunca risk yönetimi konusu ile ilgilendiğimi söyleyebilirim.

Risk Yönetimi (Türk Finans Piyasalarında Entegre Risk Ölçüm & Yönetim Uygulamaları)

 

Yeni yılın ilk yazı konusu ne olsun şeklinde dün akşam düşünürken, düzenli olarak İstanbul Ticaret Odası Gazetesinde yazmakta olduğum yazılarımdan 2014 yılındakinin şu başlığı üzerinden tekrar bir hatırlatma yazısı yazmanın zamanı geldiğini düşünüyorum. “Risk Yönetimi Uygulayan Firmalar Pozitif Yönde Ayrışacaklar!” (İTO Gazetesi, 20 Ocak 2014) O günkü yazımın giriş paragrafından kısa bir alıntı yapmak isterim. Geçen 9 yıl neticesinde nereden nereye geldiğimizi daha iyi anlayacağınızı tahmin ediyorum.

2014 yılının herhalde en önemli konularının başında Reel Sektörün yaşanan piyasa türbülansı neticesinde göstereceği mali performans durumu olacaktır. %20 seviyelerini aşan sepet kur artışı, geçtiğimiz yıl ortasında %4.65 seviyesi gördükten sonra bugünlerde %10 seviyesinin üzerine çıkan 2 yıl vadeli Hazine Gösterge Tahvil Faizi ile birlikte, reel sektör üzerindeki kur ve kredi riski problemi hızlı bir şekilde yükseliş kaydetmektedir. Bu yazımızın içerisinde şirketlerimizin Risk Yönetim Sistem ve Tekniklerine gereken önemi vermelerine yönelik olarak sektöre özel mevcut Kur Riski verileri üzerine kısa bir değerlendirme yapacağım.”

Bu alanda ülkeye bırakmış olduğum hatırı sayıda yazılı ve görsel materyallerin sonrasında Güldür Güldür Show’da kırmızı eşofmanı ile ekranlara çıkan Şevket Hoca gibi bir cevap vereceğim. Kardeşim biz bunları yıllar önce yazılı anlattık, görsel bir şekilde anlattık, uygulamasını konferanslarda gösterdik,..vs. Sen yıllardır neredeydin? şeklinde yaklaşmak uygun olacaktır.

Profesyonel iş kariyerimin önemli bir bölümünü bu alanda harcayan bir kişi olarak yılın ilk haftasında ekonomim gazetesinde gördüğüm şu başlık açıkcası beni oldukça üzdü. “Tekstil ve hazır giyim sektörü durgunluğa karşı ‘özel kur’ koruması talep ediyor.”

https://www.ekonomim.com/sektorler/tekstil/tekstil-ve-hazir-giyim-sektoru-durgunluga-karsi-ozel-kur-korumasi-talep-ediyor-haberi-678684

Sağolsun 50 yıldır bu gözler buna benzer açıklamaları reel sektör temsilcilerinden görmeye halen devam ediyor. Emin olun mevcut iş yapma zihniyetimizde en ufak bir değişiklik olmayacağını çok iyi bildiğim için gelecek yıllarda da Allah sağlık verir ise, mutlaka görmeye devam edecektir. Haberin başlığı aynen şöyle devam ediyor, artan maliyetler ve daralan dış taleple rekabette zorlanan giyim ve tekstil sanayicileri, özel kur taleplerini Bakan Nebati’ye ilettiler. Haberin içeriğini merak edenler yukarıda verdiğim bağlantı üzerinden detayları okuyabilirler. Kısaca ilgili temsilciler bakandan sabit vadeli döviz talebinde bulunmuşlar! Malum bu toprakların iş dünyasında her zaman “Kar Özel”, “Zarar Toplumsal” olmalıdır anlayışı genel bir geçer kuraldır.

Bakan ile sektör temsilcilerinin yaptıkları görüşmede; iletilen teklife göre firmaların ihracat gelirlerinin işçilik ve enerji maliyetlerine denk gelen yüzde 50’lik kısmının yüksek kurdan faydalanması şeklinde olacakmış. Bakanlığın da bu konuda çalışma yapacağı ifade edilmiş.

Ne diyelim yolları açık olsun….

Ben 9 sene önce yaptığım gibi artık böyle saçma sapan resmi açıklamaların bir daha gelmemesi için sizlere kurumsal risk yönetimi prensiplerinden ve çözümlerinden kısaca bahsetmek istiyorum.

Kanada Hazinesi’nin Genel Sekreterlik ofisi yıllar önce “Risk” kavramını şu şekilde açıklamıştır.

 

Risk Nedir?

 

İş dünyasındaki olası tüm riskler ve kurumların risklere karşı olan tutumları ile hedefleri birbirini karşılıklı olarak etkilemektedir. Türk İş Dünyasında yer alan iş sahiplerinin genel iş yapma yöntemi ise, riskler gerçekleşinceye kadar ben olabildiği kadar maksimum kazanç elde edeyim de ters bir durum ortaya çıkarsa bir şekilde oluşacak zararı müşterilere, bayilere, devlete,..vs bir şekilde paylaştırırım anlayışı ile hareket etmek oluyor. Yani “Kervan Yolda Düzülür” anlayışı veya “Allah Büyüktür” şeklinde yüksek tevekkül duygusu içeren yaklaşımlara benzer bir minvalde ilerleyen iş yapma tarzımız söz konusu olmaktadır.

Öncelikle “Risk Yönetimi Ne Değildir?” sorusuna doğru bir cevap vererek yola başlamak gerekiyor. Rotasını doğru çizemeyen kaptana hiçbir pusula yardımcı olamaz! Hangi sektörde, hangi alanda iş yapıyorsak yapalım, önümüzdeki durumlara yönelik olarak mevcut olasılıkları arka arkaya sıralamak risk yönetimi yapmak değildir! Burada önemli olan konu olasılıklara yönelik olarak önceden gerekli aksiyonları alabilmeyi başarmaktır. Risk yönetimi risk almamak hiç değildir. Tam aksine risk yönetimi, ölçülebilir riskler almak ve alınan bu riskleri yönetebilmeyi başarmaktır. İş dünyasındaki her kurumun karşı karşıya kaldığı riskler farklı olduğu için kuruma özel butik bir şekilde dizayn edilecek olan kurumsal risk yönetimi çözümünün ivedilikle geliştirilmesi gerekmektedir.

Ülkemiz kültüründe “Kadercilik” anlayışının yaygın biçimde topluma egemen olmasının sonuçlarını, haliyle iş dünyasına da fazlasıyla etki etmiş olduğunu görmekteyiz. Özellikle son 30 yılda yaşadığımız çeşitli finansal krizler sonrasında fazlasıyla tecrübe ettik. Toplumun, iş insanlarındaki kaderci hayat anlayışının yaygınlığının yanında, diğer yandan da insanlarda “Aşırı Özgüven” durumu söz konusudur. Hani halk tabiriyle söylersek olaylara karşı bir “Cahil Cesareti” şeklinde yaklaşım eğiliminin de son yıllarda hızla artmakta olduğunu görmekteyim. Mesela 31/12/2023 yıl sonuna kadar $/TL kuru sizce en fazla ne kadar yükselebilir? şeklinde bir soru soracak olsam, davranışsal finans terminolojisi ile cevap verecek olduğumda, olabilecek olan en yüksek tahminde bulunduğunuzdan %98 ihtimal ile emin olmalısınız diyebilirim. Peki 31/12/2023 yıl sonuna kadar $/TL kuru sizce en fazla ne kadar düşebilir? şeklinde bir soru soracak olsam da aynı şekilde olabilecek olan en düşük tahminde bulunduğunuzdan %98 ihtimal ile emin olmalısınız diyebilirim. Bu kısa örnekte anlatılmak istenen temel bulgu, insanların gereğinden fazla özgüvene sahip olarak kararlar aldıkları gerçeğini göstermektir. Genellikle katılımcıların %20’sinin %2’lik sapmaya şaşırdıklarını söylemek mümkündür. Katılımcıların %10-15’i, “kesinlikle emin” olduklarını ifade etmelerine rağmen şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Bunun sebebi ise, insanlardaki “kısıtlı hayal gücü’dür”. Hayatta her zaman süprizler tahmin edemediğiniz şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Neticede hayatta “belirsizlik faktörünü hafife alıyoruz” Belirsizlik ise, risk değildir. Bilinemediği için ölçülemez, ölçülemediği için de yönetilemez! Bu alanda çok değerli çalışmalar yaparak 2002 yılında Nobel Ekonomi Ödülünün sahibi olan Prof.Dr.Daniel Kahneman ile ödülünü aldıktan bir kaç sene sonra İş Yatırım aracılığı ile Türkiye’ye geldiğinde tanışma imkanı bulmuştum.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Nobel_Ekonomi_%C3%96d%C3%BCl%C3%BC

Daniel Kahneman, yıllar öncesinde yapmış olduğu sunumda insanların düşünce kalıplarını ne güzel ifade etmişti. “Düşünce kalıpları çok geniş bir eksende oluşturulabilir, bireyler genellikle zihinlerinde dar kalıplar oluştururlar.” Hangi düşünce kalıbı daha doğal karşılanmaktadır? Yapılan araştırmalar göstermektedir ki genellikle kazanç/kayıp ekseni içerisinde düşünceler geliştiriyoruz. Peki hangi düşünce kalıbı sizce daha mantıklı olmalıdır? Mutlaka olaylara daha geniş bir bakış açısı sunan yaklaşım içerisinde hareket etmek daha mantıklı gözükmektedir. İnsaların düşünce kalıplarının etkileri açısından çoğunlukla “kazanç/kayıp” ekseninde kararlar almakta olan kişilerin riskten aşırı derecede çekindikleri anlaşılmıştır. Diğer taraftan “servet” ekseninde kararlar almakta olan kişilerin ise, risklere karşı daha az duyarlı olduklarını söylemek mümkündür.

Örneğin karşınıza şöyle bir durum çıktığını farzedelim; %50 olasılıkla $100 kaybetmek, %50 olasılıkla “X” $ kazanmak durumundasınız. Bu duruma iştirak etmenizi sağlaması için X TL’nin ne olması gerekir? Genellikle bu tür bir duruma verilen yanıtların “$200-$250” arasında dağıldığı ortaya çıkarılmıştır. Yani insanların riskten kaçınma katsayılarının genellikle “2.5” civarında dolaştığını söylemek mümkündür.

Davranışsal finans teorisi, dar anlamıyla hareket etmekte olan düşünce kalıplarını 2 tür peşin hüküm tarafından belirlendiğini açıklamaktadır.

  • İyimser olarak peşin verilen kararlar, oldukça cesur tahminleri içerir.
  • Riskten kaçınarak verilen kararlar ise, karar verirken oldukça çekingen davranışları içerir.

Konuya bu şekilde yaklaştığımızda insanların rahatlıkla hatalar yapabilecekleri ve kendilerine gereğinden fazla güvendiklerini söylememiz mümkündür. İnsanlar özellikle kontrol altında bulunurlerken riskten kaçındıklarını görmekteyiz. Şayet hayatımızda kaybetmek kaçınılmaz bir durum ise, risk almaktan korkmuyoruz. (yani tam olarak biz!)

Bu haftaki yazımın içeriğini çok iyi tamamladığı için Para Analiz sitesinde 2 Aralık 2022 tarihinde yazmış olduğum “Reel Sektörde Kurumsal Risk Yönetimi Adımları” başlıklı yazımı özellikle iş insanlarının okumasını tavsiye ederim. Bu alanda oluşturulan külliyat yaklaşık 35 yıl geriye kadar gitmektedir. 2023 Türkiye’sinde Ekonomi Bakanından iş insanlarının halen sabitlenmiş vadeli döviz kuru talebinde bulunmaları ile fazla trajikomik duruma düştüklerini üzülerek söylemek istiyorum.

https://www.paraanaliz.com/2022/yazarlar/doc-dr-evren-bolgun/do-dr-evren-bolgun-reel-sektorde-kurumsal-risk-yonetimi-adimlari-g-42741/

Bakanın karşısında oturan değerli iş insanlarımıza kısaca şu soruları sormak istiyorum.

  • Aşağıda basit bir şekilde özetlenen “Kurumsal Risk Yönetimi Modelini” kurumlarına entegre ederek düzenli bir şekilde ortaya çıkan sonuçları değerlendirmekte olduğunuz bir yapı mevcut mudur?

 

Kurumsal Risk Yönetimi Modeli

 

  • Şirketlerinizde “Kurumsal Risk Yönetimi Süreçleri” tüm organizasyonu içerecek bir şekilde iş süreçleri içerisinde dahil edilmiş midir?

 

Kurumsal Risk Yönetimi Süreçleri

 

  • Şirketlerinizde “Kurumsal Risk Yönetimi Çözümlerini” içeren çalışmaları şirket çalışanlarınız ve şirket dışından aldığınız danışmanlık hizmetleri ile geçmişte tamamladınız mı?

Risk Yönetimi Çözümleri

Kaynak: Marsh Inc.

 

  • Geçmişte şayet tecrübe ettiyseniz, kurumsal risk yönetimi çalışmalarınızdan ne gibi faydalar elde ettiniz? Toplam sigorta maliyetlerindeki tasarruf oldu mu? Risk bazlı denetim anlayışının üst yönetime getireceği katma değerleri yaşadınız mı?, Kurumsal yönetişim uygulamalarında gösterilen gelişmeleri takip ediyor musunuz?, Risk/Kazanç dengesinde bakış açısının yönetim fonksiyonlarına dahil edilmesi ile şirket içerisinde ne gibi farklılıklar ortaya çıktı?, Kurum risk profilinde olumlu yöndeki gelişimler nelerdir? şeklinde çok daha fazla detaylandırabileceğim soru setine yönelik cevapları şeffaf bir şekilde verebiliyor musunuz?

Neticede yıllardır ortada sürekli bilançoları zayıflayan hasta şirketler var. Ortada hazır şirketlere özgü kişiselleştirilebilecek olan reçeteler de var. Peki ilaçları kullanmak isteyenler var mı? Yurtiçinde işlem yapmak istiyorsanız 4 Şubat 2005 yılında İzmir’de kurulan o zaman ki adıyla VOBAŞ, şimdiki adıyla VİOP (Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası) bulunmaktadır. Emtia vadeli türev ürünleri aracılığı ile emtia risk yönetimi ürünlerini kullanmak mümkündür. Vadeli döviz sözleşmeleri (futures) ile döviz risk yönetimi ürünlerini tercih etmek mümkündür. Tezgahüstü şeklinde finansal kuruluşlar ile vadeli kur (forward) veya döviz opsiyon stratejileri ile döviz risk yönetimi işlemlerinizi yapabilirsiniz. Swap işlemleri ile döviz ve faiz risklerinizi yönetebilirsiniz. Yapılandırılmış borçlanma araçları ile şirketinize özgü stratejiler geliştirebilirsiniz. Neticede tüm bu türev ürünleri ve çok daha fazlasını yurtdışı borsalar üzerinden oturduğunuz yerden yapabilirsiniz. Bakanın makam odasına giderek saatlerce görüşerek harcaman zaman ve emekten çok daha kolay olduğunu ifade edebilirim.

Dolayısı ile ortada bilanço hastalıklarını tedavi edebileceğimiz birçok ilaç hazır durumda raflarda işlem yapmanızı bekliyor. Peki o zaman neden finansal korunma tercihlerinde bulunmuyoruz? Çünkü toplum olarak yazının başına geri dönecek olursam, “Spekülasyonu Seviyoruz”. Bu tür finansal ürünlere karşı yıllardır bitmeyen bir “Çok Karmaşık Şeyler Bunlar” şeklinde bitmeyen bir önyargımız var. Aynı zamanda kolaya kaçarak “Finansal Korunma (Hedging) Çok Maliyetli”, Şirket içerisindeki profesyonellere de çok fazla güvenemiyoruz. “Şimdi Kim Finansal Korunma İşlemleri İçin Sistem ve Ekipler Kuracak?” Ortada herşeyi en iyi şekilde bildiğini iddia eden, herşeye muktedir bir patron var ya! Başkalarına gerek yok şimdi. Halk diliyle kısaca ifade etmem gerekirse “Eski Köye Yeni Adetler Getirmeyin” şeklinde uzatabileceğim tercihler manzumesi yıllardır aynı çizgide ilerlemektedir.

Buraya kadar kapsamlı bir şekilde açıklamaya çalıştığım konuya bir kaynak teşkil etmesi açısından mevcut “Dünya’daki Organize Türev Borsaları” ile Türkiye’deki “Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasına” dair gerekli kaynak bilgileri yazının sonuna ekleyeceğim. Belki bu topraklarda gelecekte bu gözler bu yıl başında gördüğüm bu tür saçmalıkları tekrar görmek durumunda kalmaz.

 

Dünya’daki Organize Türev Borsaları

 

Örnek Yurtdışı Vadeli Emtia Kontratları

 

VİOP Yurtiçi Vadeli Sözleşmeleri

Son Söz: Riskini Yönetmeyi Bilmezsen, Risklerin Hayatın Boyunca Seni Yönetir…

 

 

Prof.Dr.Evren Bolgün | Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi

BAKMADAN GEÇME

  • Küresel Çalkantıda Yeni Denge: Gelişen Piyasalar ve Çin Öne Çıkıyor

    Küresel finansal bloklaşma derinleşirken, ABD ekonomisine yönelik belirsizlikler yatırım stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Bu süreçte gelişen ülkeler ve Çin, güçlü performansları, yüksek getirileri ve artan ticaret hacmi ile yatırımcılar için öne çıkan alternatiflere dönüşüyor. Fed’in faiz indirim döngüsü ve zayıflayan dolar, gelişen ülke varlıklarına güçlü fon girişlerini desteklerken, Çin’in ihracat çeşitlendirmesi küresel rekabette yeni bir sayfa açıyor.

  • Alzheimer Tedavisinde Yeni Dönem: Bilim, Kanserle Mücadeleden İlham Alıyor

    Alzheimer artık tek hedefli bir hastalık değil, kanserde olduğu gibi çoklu biyolojik yolakların birlikte ele alınması gereken kompleks bir sistem olarak görülüyor. Uzmanlara göre geleceğin tedavileri, tek bir proteine değil, birden fazla mekanizmaya aynı anda müdahale eden kombinasyon odaklı stratejilerden oluşacak.

  • Nasdaq %1,6 Düştü: 30 Yıllık ABD Tahvil Getirileri Sıçradı, Piyasalarda Satış Baskısı Arttı

    ABD borsaları Cuma günü sert satışlarla geriliyor. Nasdaq 100 endeksi %1,6’ya varan düşüş yaşarken, uzun vadeli tahvil getirilerindeki yükseliş teknoloji hisselerini baskıladı. Yatırımcılar aşırı değerlenen teknoloji devlerinden uzaklaşarak daha geniş coğrafi ve tematik çeşitlendirmeye yöneliyor. Küresel stratejistler 2026’ya doğru hisse senedi piyasalarında yükselişin süreceğini öngörüyor.

  • ANALİZ: Cari İşlemler Hesabı-  Hizmet Gelirleri Tırmanıyor, Yatırımlar Dalgalı Seyrediyor

    Ekim ayında cari işlemler dengesi 457 milyon USD fazla verdi. Dış ticaret açığındaki genişlemeye rağmen, hizmet gelirlerindeki güçlü artış cari dengeyi destekledi. Yılın ilk 10 ayında net doğrudan yatırımlarda önemli çıkışlar yaşanırken, portföy ve diğer yatırımlar kaleminde dalgalı bir görünüm hâkim. Uzmanlara göre yılın son çeyreğinde cari dengede “ılımlı toparlanma” devam edebilir.

  • TCMB Başkanı Karahan: “Dezenflasyon rayında, gerekirse politika duruşunu sıkılaştırırız”

    Karahan, enflasyonun ara hedeflerden sapması hâlinde para politikasının yeniden sıkılaştırılacağı uyarısında bulundu. Özel tüketimdeki hızlı artışın dengelenmesi, maliyet baskılarındaki zayıflama ve iyileşen beklentiler, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede elini güçlendiriyor.

  • Ali Alpacar: “Kaliteli varlıklar için iştah arttı, yatırımcı büyük hacimli işlemlere yöneliyor”

    2025’te Türkiye birleşme ve satın alma (M&A) piyasasında işlem hacmi rekor seviyelere yaklaşırken, özellikle kaliteli varlıklara yönelik yatırımcı ilgisi belirgin şekilde arttı. Alpacar Associates Yönetici Ortağı Ali Alpacar, teknoloji, tüketici hizmetleri, finansal teknolojiler ve lojistik gibi alanlarda büyüyen fırsatları değerlendirirken, yabancı yatırımcının Türkiye’ye bakışında da olumlu bir dönüşüm olduğuna dikkat çekiyor.

  • 2026 Yatırım Rehberi! Altına dokunmam, borsadan kaçarım! | Faiz, döviz, tahvil | Atilla Yeşilada ve Semih Sakallı video

    "Yeşilada: Yüksek faizli mevduat ve kısa vadeli devlet tahvili öne çıkıyor; borsadan ve altından uzak durun."

  • Tüketici Davranışları Değişti: Hediye Sektöründe “Premium” Kültürü

    Perakende sektörü, yılın son çeyreğine girerken odak noktasını büyük indirim dönemlerine ve yılbaşına çevirmiş durumda. Ancak bu yoğun gündemin arasında, 24 Kasım Öğretmenler Günü gibi spesifik ve yüksek potansiyelli günler, pazarın dinamiklerini test eden önemli bir barometre görevi görüyor. Sektör raporları, son birkaç yıldır hediye alışverişinde gözlemlenen temel bir değişime işaret ediyor: Tüketici, kitlesel ve "klişe" hediyelerden hızla uzaklaşarak, "premium" ve "özel tasarım" olarak adlandırılan yüksek değerli alternatiflere yöneliyor. Bu durum, özellikle hediye ve çiçekçilik pazarında ciddi bir dönüşümü tetikliyor.

  • Cumhurbaşkanı Kararıyla Küçük Esnafın Yeni Vergi Düzeni Belli Oldu

    Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile esnafın vergilendirilmesine ilişkin önemli bir düzenleme hayata geçirildi. 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girecek karara göre, nüfusu 2 binin altında olan bazı köy ve beldelerde faaliyet gösteren esnaflar basit usulde vergilendirilmeye devam edecek.

  • Güncel Kurlar ile Anında Hesaplama: En Pratik Döviz Çevirici Aracı

    Döviz çevirici, farklı para birimleri arasında değer dönüşümü yapmaya yarayan dijital bir araçtır. Özellikle yabancı para cinsinden işlem yapan bireyler ve kurumlar için temel ihtiyaçtır.

  • Wall Street Bankalarından Dolar Tahmini: Yeni Yılda Dolar Kuru Düşecek mi?

    Deutsche Bank AG, Goldman Sachs ve diğer büyük Wall Street bankaları, Fed’in faiz oranlarını düşürmeye devam etmesi durumunda ABD dolarının gelecek yıl değer kaybedeceğini öngörüyor. Stratejistler, ABD Merkez Bankası’nın para politikasını gevşetmeye devam edeceğini, diğer merkez bankalarının ise faizleri sabit tutacağını veya artıracağını öngördüklerinden, doların 2026 yılında tekrar zayıflayacağını tahmin ediyor.

  • Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’ten 2027 Ekonomi Öngörüleri: “Vatandaşlarımızın ve reel sektörün hissedeceği bir döneme giriyoruz”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk ekonomisinin geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen 5. Finansın Geleceği Zirvesi’nde konuşan Şimşek, ekonomi programının kritik bir döneme girdiğini ve dezenflasyon sürecinin başarıyla tamamlanacağını ifade etti.

  • 2026 Sigorta Sektörü İçin Kötü Bir Yıl Olacak: Fiyatlar Yumuşayacak, Büyüme Zorlaşacak

    Sigorta sektörü, 2026’ya fiyatların yumuşadığı ancak şirketler ve acenteler için büyümenin zorlaştığı bir ortamda giriyor. Yeni yıl, maliyet baskısının hafiflediği ama satış hızının önem kazandığı bir dönem olacak. Bu değerlendirme AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken’e ait. Şirketin genel müdürlük binasında önceki gün düzenlenen basın buluşmasında 2025’i değerlendirip 2026’ya dair öngörülerini paylaşan Ölken, en kritik beklentisini şu sözlerle özetledi: “2026, büyüme açısından acenteler ve şirketler için zor; müşteri açısından ise en makul yıllardan biri olacak.”

Benzer Haberler