Sosyal Medya

Ekonomi

Prof Esfender Korkmaz:  IMF’ye gitmezsek kriz derinleşir

Artık Hocamız da IMF önerirse...

Prof Esfender Korkmaz:  IMF’ye gitmezsek kriz derinleşir

Dünyada ve Türkiye’de bazı çevreler IMF’ye tepki duyar. Nedeni IMF’nin ekonomik istikrar için, verdiği krediler için, stand-by düzenlemesine toplam talebi düşürmeyi, yani kemer sıkma politikalarını şart olarak koymasıdır.

 

Enflasyon, arz- talep dengesinin bozulması ile ortaya çıkar. Eğer yüksek enflasyon ve yüksek cari açık yoksa, zaten kimse IMF’ye gitmez. Ama enflasyonu düşürmenin kısa dönemde toplam talebi kısmaktan başka çaresi de yoktur. Orta ve uzun dönemde, yatırımları ve mal ve hizmet arzını artırmakta fiyat dengesini sağlar.

 

2001 krizinde IMF ile stand-by düzenlemesi yaptık. Bu kapsamda 3 yıllık ”Güçlü ekonomiye geçiş programı” uygulandı. Bu programda kemer sıkma ile ilgili iki husus vardı;

 

Birincisi; maaş ve ücretlerin gerçekleşen enflasyona göre değil de, hedef enflasyona göre düzeltilmesi şartı idi. Gel gör ki, gerçekleşen enflasyon hedef enflasyonun altında kaldığı için işçi ve memur bu uygulamadan kârlı çıktı.

 

İkincisi; tarımsal desteklerin düşürülmesi idi. Maalesef tarımsal destekler yarı yarıya düştü. O günden beri siyasi iktidar aynı çizgide gitti. Tarımsal destekleri artırmadı.

IMF İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ve bizim de 1947’de kurucu üyesi olduğumuz bir kuruluştur. İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyada yeniden ekonomik istikrarı sağlamaya destek için kurulmuştur.

IMF’nin temel amaçları:

 

*Uluslararası parasal iş birliğini sağlamak;

 

*Uluslararası ticaretin yaygınlaşmasını ve dengeli bir şekilde büyümesini sağlamak;

*Kur istikrarını sağlamak;

*Birçok taraflı ödemeler sisteminin kurulmasına yardımcı olmak;

*Ödemeler dengesi güçlükleri yaşayan üyelere koruma önlemleri ile birlikte kaynak sağlamaktır.

 

Türkiye, IMF’den ilk borcunu 1958 yılında almıştır. 1960-2008 arasında; IMF ile 21 stand-by düzenlemesi yapılmıştır. 1958 ile 2000 yılı arasında 33 milyar SDR tutarında kredi, 2001-2005 iki stand-by düzenlemesi ile 28 milyar dolar kredi almış ve 2013 yılında borcunun son taksitini ödeyerek bitirmiştir.

 

189 ülke IMF’ye üyedir. En büyük borçlu ülkeler: Arjantin, Ukrayna, Yunanistan, Mısır’dır. En büyük ihtiyati krediler, Meksika, Kolombiya, Fas’a verilmiştir.

 

IMF’ye gitmek, ülkede ekonomik kriz olduğunun tescil edilmesidir.

 

Ne var ki IMF’ye gitmenin maliyeti, her zaman krizin ağır bedelinden daha az olmuştur.

Bugünkü koşullarda; Türkiye IMF ile stand-by düzenlemesine gitmez ve kredi almaz ise yaşamakta olduğumuz krizin ömrü uzayacak ve maliyeti artacaktır.

Bugünkü günübirlik politikalar; dış borçlarda temerrüt, içerde iflaslar, GSYH’da daralma ve işsizlikte artış riski taşımaktadır.

 

1.Dış borçlarda temerrüt riski;

2022 cari açık 55 milyar dolardır, GSYH’nın yüzde 5,5’i kadardır. Bir yıl içinde ödememiz gereken dış borç ve cari açık toplamı 230 milyar dolardır. Türkiye’nin CDS oranı 620 baz puan olarak, tahvilleri uluslararası piyasada işlem gören 21 ülke içinde Rusya’dan sonra en yüksek ikinci sıradadır. Dış borçları pahalı çevirebiliyoruz. Merkez Bankası rezervleri eksidedir.

 

2.GSYH’da daralma, iflas riski ve işsizlik;

 

*AB ekonomisi yavaşlıyor, Türkiye için navlunlarda ve siparişlerde iptaller var.

*Kredi hacminde daralma var.

*Merkez Bankası’nın yayınladığı, mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO-MA), Ekim ayında bir önceki aya göre 0,7 puan azalarak yüzde 76,6 seviyesinde gerçekleşmiştir.

*İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), denge değer olan 50 değerinin altına, 46,4 seviyesine düştü. Bu değer sektörde kötüleşmenin bir göstergesidir.

 

3.Yüksek enflasyon, belirsizliğe neden oldu, yatırım hacmi daraldı.

 

  1. Hiper enflasyon riski arttı.

 

Seçim arifesinde, siyasi iktidarın popülist harcamalarını artırması, Tüketime giden KOBİ’ kredilerini artırması, şatafat harcamaları, hiper enflasyon riskini artıracaktır.

Bu şartlarda Türkiye IMF’ye gitmez ise bu krizden çıkma olasılığı düşüktür.

 

 

Üstadımızın YENİÇAĞ’daki makalesinde utanmazca araklamadır! Ne yapalım?  Hem bilimsel, hem de haber değeri var

BAKMADAN GEÇME

  • Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yönetimde tacir ve sanayici farkı…’

    Trump’ın görev başına geldiği 2025 Ocak ayından bu yana, dünya ekonomisinde sular durulmuyor...

  • PwC Türkiye: Bankacılık sektöründe dolandırıcılıkla etkin mücadele, tüm paydaşların iş birliği ile mümkün

    PwC Türkiye, finansal dolandırıcılığın giderek daha karmaşık ve yaygın hale geldiği günümüzde bankacılık sektörüne ışık tutacak kapsamlı bir araştırmaya imza attı...

  • FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos ayında geriledi…

    Finansal Kurumlar Birliği’nin İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Ağustos ayı bülteni yayımlandı...

  • Gedik Yatırım model portföyüne ‘Coca Cola İçecek’i ekledi

    Son 12 ayda düşük karlılık döneminin ardından şirketin daha iyi bir karlılık döngüsüne girdiğine inandığımız için Coca Cola İçecek'i portföyümüze ekliyoruz...

  • Kimpur, 2024 Entegre Raporu’nu Yayınladı

    Türkiye’nin önde gelen poliüretan sistem evi Kimpur, beşinci raporunu yayımladı. İlk iki yılı sürdürülebilirlik raporu, son üç yılı entegre rapor formatında olmak üzere beş yıldır düzenli olarak raporlama yapan şirket, “Yarınların iklim ile değil, bilinç ile şekillendiği bir dünya” temasıyla hazırladı...

  • Goldman Sachs’tan Uyarı: ABD Hisselerinde “Altın Saçlı Kız” Senaryosunu Tehdit Eden Üç Büyük Risk!

    ABD borsaları Trump’ın gümrük tarifeleri, yapay zeka rallisi ve Fed’in faiz indirim beklentileri ile tarihi zirvelere yaklaşırken, Goldman Sachs üç büyük risk konusunda yatırımcıları uyardı: stagflasyon ihtimali, uzun vadeli tahvil piyasasında sert dalgalanmalar ve ABD dolarında keskin değer kaybı. Bankaya göre bu riskler gerçekleşirse, ABD hisse senetlerinde görülen “Goldilocks” yani ne çok sıcak ne çok soğuk, denge ekonomisi beklentisi hızla dağılabilir.

  • Eski MKE Başkanı İsmet Sayhan Tutuklandı: Assan Group’a Ait 10 Şirkete Kayyum Atandı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Selahattin Yılmaz suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde, Assan Group sahibi Emin Öner ve şirket genel müdürü Gürcan Okumuş hakkında “FETÖ üyeliği” ve “askeri casusluk” suçlarından gözaltı kararı verildi. Assan Group’a bağlı 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.

  • TCMB: Konut Kredileri Kaynaklı Nakit Akışı İç Tüketimi Destekliyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Ekonomi Notları” raporuna göre, konut kredilerinden kaynaklanan nakit akışı kanalı, 2024 yılında özel tüketime %6,9 oranında katkı sağladı. Raporda, bu etkinin, sıkı para politikasına rağmen tüketimdeki yavaşlamayı sınırlayan temel faktörlerden biri olduğu vurgulandı. Düşük faizle geçmişte çekilen uzun vadeli konut kredilerinin, enflasyonla eriyen faiz yükü sayesinde hâlâ iç talebi desteklediği ortaya kondu.

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

Benzer Haberler