Sosyal Medya

Politika

Mahfi Eğilmez’den muhalefete öğütler

Mahfi Eğilmez Hoca Altılı Masa'ya kazanmak için yapılacakları anlattı

Mahfi Eğilmez’den muhalefete öğütler

Siyaset konularına doğrudan girmeyi sevmiyorum, ancak mesele bir yönüyle ekonomiyle ilgiliyse giriyorum. Ama bu kez siyasal bir yazı yazacağım ve muhalefet neyi yanlış yapıyor da oy oranını artıramıyor sorusunun yanıtını vermeye çalışacağım.

 

Her şeyden önce muhalefetin kendisine ait bir gündemi yok. Konuşmalarının, açıklamalarının büyük çoğunluğu siyasal iktidarın yanlış yaptığını düşündükleri konuları eleştirmeye odaklı. Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor ya da bir adım atıyor, muhalefet partileri başlıyor bu açıklamayı eleştirmeye. Yanlış, elbette eleştirilmelidir ama yerine ne yapılacağı ya da yapılmayacağı da açıkça ortaya konulmalıdır.

 

Bir başka mesele muhalefetin yönetim kademelerinde genç insanlara pek yer vermemesidir. İktidar partisinin en büyük zaafı yönetim kademelerinde yaşlı ve orta yaşlıların çok büyük ağırlıkta olmasıdır. Türkiye’de nüfusun yüzde 53’ü 35 yaşın altında. Siyasal partilerde bu genç nüfusu temsil edecek sayıda yönetici yok. Ne kadar çalışırsak çalışalım, interneti, bilgisayarı, akıllı telefonları ne kadar iyi kullanırsak kullanalım bizler bu yüzyılın insanı değiliz, bunu kabul edelim. Bu ülkeyi geleceğe taşıyacak olanlar 35 yaşın altındaki gençlerdir. Onların yolunu açmamız gerekiyor. Buradan kastettiğim partilerin gençlik kolları değil. Kastettiğim partilerin yönetim kademeleri, bakanları, müstakbel bakanları. Muhalefet, iktidara karşı bir yenilik hareketi yapmak istiyorsa gençleri öne çıkarmalı. Televizyonlarda bu gençler konuşmalı, hayallerini açıklamalı. Bizler yazarak ve eğer ihtiyaç duyarlarsa bildiklerimizi, deneyimlerimizi anlatarak onlara destek olmalıyız.

 

Muhalefet, iktidarın yaptıklarını eleştirmekten fırsat bulursa iktidara gelirse ne yapacağını anlatıyor. Bundan doğal bir şey olamaz. Ama bu anlatılanlar tıpkı iktidarın yaptığı gibi temennilerden ibaret görünüyor. Mesela iktidara geldiklerinde enflasyonu düşüreceklerini, büyümeyi yükselteceklerini, işsizlere iş bulacaklarını anlatıyorlar. Ama bunu nasıl ve hangi yöntemle yapacaklarına ilişkin hiçbir açıklama yok.

Oysa muhalefetin seçimi kazanmaları halinde sosyal ve siyasal reformların tamamlanması konusunda belirli tarihler için hedefler koyması lazım. Ekonomik konularda ise bir sonraki seçim tarihi olan 2028 yılının Haziran ayı için varılacak hedefleri belirlemesi gerekiyor. Bunu yapmak için 2028 yılında Türkiye’nin hangi aşamada olacağını tahmin etmeleri lazım. Hedefler için örnekler vereyim: (1) Yargı bağımsızlığının gerçekleştirilmesi. Somut olarak Hâkimler ve Savcılar Kurulunda yargı üyeleri dışında kimsenin yer almaması ve atamaların yürütmeden tümüyle bağımsız yapılması. (2) Kamu meslek sınavlarında ve terfilerinde liyakatin tam olarak yerleştirilmesi. (3) Eğitimin tümüyle bilimsel temellere oturtulması, analitik ve sorgulamaya dayalı bir eğitim sistemine geçilmesi. (4) Parlamentonun yasama yetkisinin yanında yürütmeden hesap sorma yetkisiyle donatılması. (5) Merkez bankası bağımsızlığının yasadan öteye gerçek yaşamda da tam anlamıyla uygulanması. (6) Enflasyonun yüzde 5’lere düşürülmesi için uygulanacak parasal ve mali politikaların belirlenmesi. (7) Büyümede yüzde 5 oranının istikrarını, enflasyondaki düşüş hedefiyle çelişmeyecek biçimde sağlayacak önlemlerin açıklanması. (8) Tarımda yeniden kendine yeter konuma dönmek için alınacak önlemlerin ve desteklerin belirlenip paylaşılması. (9) Enerjide olabildiğince dışa bağımlılığı azaltmak için hangi yatırımlara öncelik verileceğinin ortaya somut biçimde konulması. (10) İthal girdilerin önemli bölümünü içeride üretebilmek için hangi politikaların uygulanacağının belirlenmesi. (11) Sağlıkta giderek büyüyen sorunların nasıl çözüleceğinin toplumla paylaşılması. Bunlar ilk ağızda sayılabilecekler. Bunlara mesela yolsuzluklarla nasıl uğraşılacağı, diğer sektörlerde neler yapılacağı gibi daha pek çok konu eklenebilir

 

Bu gibi önemli sorunları alt alta sıralamak bu aşamada artık kimsenin ciddiye alacağı bir program olmaz. Bu, Türkiye’de her zaman yapılan ve asla uyulmayan bir temenniler sırlamasından ibaret kalır. Her konu başlığının altında hedefe ulaşılması için atılacak somut adımlara ve önlemlere yer vermek gerekir. Enflasyonu ele alalım. Diyelim ki muhalefet, açıkladığı programda, iktidara gelirse önündeki beş yıllık sürenin sonunda enflasyonun yüzde 5’e düşeceğini hedef olarak koymuş olsun. İş burada bitmiyor. Burada biterse buna kimse inanmaz. Çünkü Merkez Bankası yıllardır yüzde 5 hedefi koyuyor ama gerçekleşme yüzde 80’i aşıyor. Onun için konulan bu hedeften geriye doğru, seçim gününe kadar gelmek lazım. İktidara geldikleri gün enflasyonla ilgili hangi adım atılacak? Faiz mi yükseltilecek, zorunlu karşılıklar mı artırılacak, vergilerde oynamalar mı yapılacak? Merkez Bankası tam bağımsız yetkili mi kılınacak? Bütün bunların beş yıllık iktidar süresini kapsayacak şekilde gün gün programının yapılması ve kamuoyuna açıklanması gerekli. Enflasyonla ilgili bu örneğin bütün ekonomik konularda bir takvim çerçevesinde hazırlanıp açıklanmasının seçmenleri olumlu etkileyeceği kanısındayım. Sosyal ve siyasal konularda bu kadar uzun süreye gerek yok. Örneğin hedef bir yıl içinde tam anlamıyla yargı bağımsızlığına ulaşmaksa seçim tarihinden itibaren gün gün hangi adımların atılarak yargı bağımsızlığının bu sürede sağlanacağı belirlenmelidir. Bunlara ek olarak son dönemde çıkarılan ve eleştirilen yasaların, yönetmeliklerin hangilerinin nasıl ve ne zaman kaldırılacağı ve yerine nelerin konulacağı da belirlenmelidir.

 

Bu dediklerimin yapılabilmesi için muhalefetin önce bir sorunlar listesi hazırlayıp sonra bunların çözümü için takımlar oluşturarak, üniversitelerle, iş çevreleriyle, emek temsilcileriyle, esnafla, çiftçiyle danışarak her gün neler yapılacağını ele alan programlar hazırlamalı, sonra bütün bu konuları bir araya getirip bir 5 yıllık plan olarak açıklamalı. Sorunlar listesi ve çözüm önerileri konusunda benim Yapısal Reformlar ve Türkiye kitabımdan yararlanılabilir. Kuşkusuz yapılacak çok fazla iş olduğundan bazı öncelikler saptayıp önce onların çözümü için genel plan içinde bir öncelikli plan oluşturulabilir.

 

Bu önerimi yerine getirmeleri halinde muhalefet, iktidarı eleştirmekten ve iktidarın peşinden koşmaktan çıkıp kendi programını anlatmaya başlar. Böyle bir programın açıklanması yerli ve yabancı yatırımcılar nezdinde önemli bir itibar sağlar.

 

 

Sadece alıntıdır, makalenin tamamın okumak  için, linki tıklayın

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

  • Hububat ihracatı ilk dört ayda 4,2 milyar dolar oldu

    Buğday unu, makarna, bitkisel yağlar, bisküvi ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat,…

  • Turkcell, BOTAŞ Fiber Altyapı İhalesini Kazandı! 15 Yıllık Stratejik Anlaşma…

    Türkiye’nin lider teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell’den, Türkiye’nin sabit internet bağlantısı için dev adım…

  • Bitcoin 6 haneli kulüpte! Ticaret umudu kriptoyu uçurdu

    ABD-Çin görüşmeleri piyasalara moral verdi. Uzun süredir beklenen ABD-Çin ticaret görüşmeleri nihayet masada. Taraflardan gelen olumlu mesajlar, yatırımcıların güvenini tazeledi.

  • Kerevitaş’ın sürdürülebilir ve karlı büyümesi 2025’in ilk çeyreğinde de devam etti

    Türkiye’de dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lideri Kerevitaş’ın 2025’in ilk üç ayındaki konsolide cirosu 6,9 milyar TL olarak gerçekleşti...

  • VakıfBank’tan 2025 Yılına Güçlü Başlangıç…

    Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesine liderlik eden VakıfBank, 2025 yılının ilk çeyreğini güçlü bir performansla tamamladı...

  • Mevduatta getiri patlaması! Bankada parası olanlar dikkat: Yüzde 60’ı geçti

    Faiz maratonu başladı. Bankalar yarışta. Merkez Bankası'nın faiz artışı sonrası bankalar, vadeli mevduat faizlerini %50’nin üzerine taşıdı. Bazı kurumlar, hoş geldin faizi ile yüzde 52’yi gördü.

Benzer Haberler