Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Dikkat: Haftalık Covid-19 vaka sayısı yüzde 50 arttı

Ülke genelinde 13-19 Haziran’da 10 bin 954 kişinin testi pozitif çıktı, 19 kişi yaşamını yitirdi. Sağlık Bakanlığının haftalık Covid -19…

Dikkat: Haftalık Covid-19 vaka sayısı yüzde 50 arttı

Ülke genelinde 13-19 Haziran’da 10 bin 954 kişinin testi pozitif çıktı, 19 kişi yaşamını yitirdi.

Sağlık Bakanlığının haftalık Covid -19 verilerine göre, 13-19 Haziran’da 10 bin 954 kişinin testi pozitif çıktı, 19 kişi hayatını kaybetti. Vaka sayısında bu hafta yaklaşık yüzde 50 artış hesaplandı.

Haftalık Koronavirüs Tablosu “covid19.saglik.gov.tr” sitesinden açıklandı.

Buna göre, 13-19 Haziran’da 10 bin 954 kişinin testi pozitif çıktı, 19 kişi yaşamını yitirdi, iyileşenlerin sayısı ise 7 bin 653 oldu.

Haziranın ilk yarısında 7 bin 500 civarında seyreden haftalık vaka sayılarında, bu hafta yaklaşık yüzde 50 artış hesaplandı.

Türkiye’de ilk Covid -19 vakasının tespit edildiği 11 Mart 2020’den bu yana görülen vaka sayısı 15 milyon 96 bin 696’ya yükselirken, 99 bin 15 kişi hayatını kaybetti. Bugüne kadar uygulanan toplam aşı miktarı ise 147 milyon 818 bin 598 doza ulaştı.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan uyardı: Altıncı dalganın içindeyiz, vakalar giderek artıyor

Geliştirdiği aşıyla, Vehbi Koç Vakfı İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü’nü almak üzere Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Uğur Şahin, “Yeni bir dalga da kapıda bu dalganın zararsız olacağına dair elimizde bir garanti yok” açıklamasını yaptı.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan,  Şahin’in bu açıklamasını ve Türkiye ile dünyada gelinen noktayı Sözcü gazetesinden Yusuf Demir’e değerlendirdi.

Şahin’in “Yeni bir dalga kapıda” sözlerini eleştiren Ceyhan,  “Bu lafları hiç kaale almamak lazım. Çünkü Uğur Şahin epidemiyolog değil. Hayatında bir salgını kontrol etmekte çalışmamış. İşin başka bir tarafında. Aşı geliştiriyor, çok büyük bir hizmet veriyor. Çok önemli bir iş yapıyor eşiyle ama o işin başka bir tarafı. Yeni bir dalga gelir mi falan bu tahminlerde bulunacak birisi değil” dedi.

Salgını depreme benzeten Prof. Dr. Ceyhan, “Kimse bir şey bilemez. Herkes kafadan atıyor. Gelir, gelmez falan bunu bilebilecek bir yöntem falan yok. Aynen deprem gibi. Deprem fayının üzerinde oturuyorsanız deprem olacaktır ama bunun zamanını söylemek mümkün değil.” dedi.

“Altıncı dalganın içindeyiz, vakalar artıyor”

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan özetle şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:

Altıncı dalganın içindeyiz zaten vakalar giderek artıyor ama başka bir etkenle başka bir salgın da çıkabilir o dönemde. Bunu tahmin etmek, bunu bilmek mümkün değildir.

Şu anda bulunduğumuz durum söylenebilir. Şu anda doğru düzgün vaka tespiti yapabilen, test yapabilen ülkelerde ciddi vaka artışı var. Türkiye’de de var. Olmaması zaten mümkün değil. Yok demek zaten bilimi inkar etmek olur.

Bunlar sürekli mutasyona uğrayan virüsler. Bu mutasyonların içinde biri ya da birkaç eğer daha hızlı bulaşan, orijinal virüse göre, şu anda mevcut virüse göre bir özellik taşıyorsa bir baka artışına dolayısıyla yeni dalgaya yol açıyor.

“Hızla yayılıyor”

Bunlardan biri ağır bir klinik tablo oluşturabilecek bir özellik kazanıyorsa mutasyonla, o zaman da hastaneye yatışlar artıyor, ölüm sayıları artıyor. Şu anda bu altıncı dalgayı oluşturan DA4 ve DA5 dediğimiz mutantlar, çok ağır seyirli bir hastalık tablosu yapmıyor. Ancak bulaşıcılığı kendi kaynaklandıkları Omicron’dan çok daha fazla…

O yüzden bu kadar insanın geçirmesine, toplumda bir bağışıklık olmasına rağmen hızla yayılıyorlar.

Şimdi ABD’den bir yayın vardı 10 gün önce… Orada ‘Biz şu andaki test politikamızla mevcut vakaların en fazla 20’de birini tespit edebiliyoruz’ diyorlar. Şimdi bunu Türkiye ile kıyaslarsanız, Türkiye’de Amerika’da yapılanın 10’da 1’i kadar bile test yok. Testler iyice durdu. Çok şüpheli… Mecbur kalmadıkça yapılmıyor zaten… Sisteme giriyorsunuz sistem test yapmanıza izin vermiyor. Salgınla ilgili bütün birimler de kaldırıldı zaten. Bilim Kurulu lağvedildi zaten, bakanlıktaki salgınla ilgili birimler de sonlandırıldı.

“Kendi kendimize gaz verip, sonu gelmiş gibi davranıyoruz”

Dolayısıyla şu anda Türkiye’de kaçını, ne kadarını tespit ediyoruz derseniz, en iyi tahminle 40’ta birini falan tespit edebiliyoruz. Onlar da zaten bıraktılar, Yayınlamıyorlar artık.

Kendi kendimize gaz vererek. Ne güzel rahatladık falan deyip sevinerek olmayan bir olayı kutluyoruz. Salgının sonu gelmiş gibi davranıyoruz. Fakat salgının sonu falan gelmedi. Söylediğim olasılıklar hala geçerli, daha ağır bir tip çıkabilir.

“Çok bulaşmasına izin verirseniz mutasyon hızlanıyor”

Şöyle bir düşünce var o da çok yanlış: Madem ağır seyretmiyor bu kadar tedbire ne gerek var. Çünkü virüsün dolaşmasından, vakaların artmasından niye korkuyoruz? Çünkü virüs durduğu yerde mutasyona uğramıyor. Kişiden kişiye ne kadar çok bulaşmasına izin verirseniz, mutasyonlar hızlanıyor. Buna neden olmamak için bütün dünya telaşlanıyor. Korku bu yoksa onlarda daha ağır seyrediyor da bizde daha hafif seyrediyor değil.

Virüs davranış açısından baktığınız zaman çok değişik bir yöntem izliyor. Omicron ilk çıktığı zaman hızla vakalar arttı ancak hafif seyrediyor diye hemen tedbirler kaldırıldı hatırlarsınız… Omicron aslında virüsün truva atıydı. Topluma bir şekilde girdi Tedbirlerin kalkmasına yol açtı. Arkasından o truva atından yeni yeni varyantlar çıktı.

Dolayısıyla bu virüsün kolay kolay terk edeceği, ya da hemen vazgeçeceği yok gibi görünüyor. O yüzden azaldı, sonbaharda bitiyor, şurada bitiyor tedbirleri kaldırabiliriz gibi tavırlar aynen virüsün istediği davranışlardır.

Şimdi oradan ne gelişeceğini bilmiyoruz. Çünkü yeni bir virüs de çıkabilir.

“Hâlâ yanlış algılıyoruz”

O dönem insanlar salgının eğrisini bilmedikleri için maalesef buna Bilim Kurulu’nda yer alan arkadaşlarımız da dahil, her azalmayı salgının sonu diye değerlendirdiler. Oysa bu zaten salgın eğrisinin tipik seyri böyledir. Aynen deniz yüzeyi gibidir. Bir dalga gelir, bir artış olur, sonra bir pik noktası ve iniş kolu olur… Sonra bir düz çizer.

Bu düz çizdiği dönemlerde tedbirleri artıracağımız yerde hep azalttık. Bir sürü insan hayatını kaybetti. Ekonomide bu kadar ağır bir tablo oluştu. Ama hala sadece Türkiye değil, birçok ülke bunu yanlış algılayıp, zannediyorlar ki tedbirler kaldırılırsa bu iş kendiliğinden bitecek. Ondan sonra rahatlayacağız.

Sonbaharda mı gelir, sonbahardan önce mi gelir… Böyle bir tahminde bulunmanın anlamı yok zaten şu an yeni bir dalga geldi ve içinde yaşıyoruz şu anda.

T24

BAKMADAN GEÇME

  • ANALİZ | Borsada zirve testi: Gözler 11.605 seviyesinde

    Piyasalar, TCMB’nin beklentilere paralel 150 baz puanlık faiz indirimi sonrasında yeni bir denge arayışına girdi. Faiz kararının Borsa İstanbul üzerindeki etkisi sınırlı kalırken, bankacılık hisselerindeki satışlar dikkat çekti. BIST 100 Endeksi için kritik eşik olarak öne çıkan 11.605 seviyesi, önümüzdeki günlerde yön tayini açısından belirleyici olacak.

  • SABAH Yorumu: 📉 Küresel Piyasa İştahı Azalıyor

    ABD borsalarındaki düşüş ve AI hisselerindeki sorgulamaların etkisiyle Asya piyasaları haftaya satıcılı başladı. Çin'deki zayıf ekonomik görünüm, merkez bankaları kararları ve kritik ABD verileri öncesinde risk iştahı düşerken, altın/gümüş güvenli liman talebiyle öne çıkıyor.

  • Bu hafta piyasaları neler bekliyor? Faiz indirimi sonrası iç gündem, küreselde yoğun veri trafiği

    TCMB’nin beklentilere paralel 150 baz puanlık faiz indirimiyle birlikte iç piyasalarda dengeli bir görünüm korunurken, küresel tarafta FED’in genişleyici adımları ve Japonya Merkez Bankası’nın olası faiz artışı öne çıkıyor. Yeni haftada bütçe gündemi, PPK tutanakları ve yoğun küresel veri akışı piyasaların ana yön belirleyicisi olacak.

  • CHP’de ‘Gölge Bakanlar’ kadrosu açıklandı

    CHP, 39. Olağan Kurultay’da tüzüğe eklenen Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi (CAO) kapsamında yeni bir icracı yapılanmaya geçti. “Gölge Kabine” modeli, aktif politika üretmeyi hedefleyen CAO Yürütme Kurulu’na dönüştürülürken, Kerim Rota “gölge Hazine ve Maliye Bakanı” olarak atandı. Yeni yapı, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında çalışacak.

  • Bakırda “stratosferik” zirveler kapıda: ABD’de stoklar fiyatları uçuruyor

    Bakırda “stratosferik” zirveler kapıda: ABD’de stoklar fiyatları uçuruyor

  • Çin verileri kötü, Asya’da sert satışlar

    Çin ekonomisindeki yavaşlama kasım ayında daha da belirginleşti. Perakende satışlar, sanayi üretimi ve sabit sermaye yatırımları beklentilerin altında kalırken, özellikle tüketimdeki zayıflık ve emlak sektöründeki süregelen kriz alarm zillerini çaldı. Ekonomistler, istihdam ve gelir görünümü iyileşmeden talepte kalıcı toparlanmanın zor olduğunu vurguluyor. Asya borsaları karalar bağladı..

  • Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yerli malı stratejik başlık…’

    Her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan, eskiden Yerli Malı olarak bildiğimiz, Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’ndayız…

  • PLASFED YKB Ömer Karadeniz  “Zor bir yılı geride bırakıyoruz 2026 stratejik dönüşüm yılı olacak”

    PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz, yüksek faizler, daralan talep ve küresel belirsizliklerle geçen 2025’e rağmen Türk sanayisinde çarkların durmadığını söyledi...

  • Arda Tunca Yazdı…’Piyasaların İnandığı Senaryo Dağılıyor mu?’

    Piyasalar bir süredir aynı senaryoya inanıyor: Enflasyon düşüyor, büyüme yavaşlayacak ve merkez bankaları da kaçınılmaz olarak faiz indirimlerine devam edecek. Ancak, bu senaryo, kafa karıştırıcı piyasa gerçekleriyle giderek daha az örtüşüyor.

  • AB’den Tarihi Hamle: Rusya’nın Dev Varlıkları Süresiz Donduruldu

    AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, "Bugün taahhüdümüzü yerine getirdik" diyerek 210 milyar dolarlık Rus varlıklarının süresiz olarak dondurulduğunu duyurdu. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, Rusya'nın yaklaşık 210 milyar Euro değerindeki varlıklarını süresiz olarak bloke etme kararı aldı.

  • Hedge fonlar emtiaya yöneliyor: Fiziksel piyasalarda yeni getiri arayışı

    Küresel hedge fonlar ve büyük trading şirketleri, hisse senedi ve tahvil piyasalarında getirilerin sıkıştığı bir dönemde, yeni kazanç alanı olarak emtia piyasalarına yöneliyor. Ancak bu kez yalnızca finansal türevlerle değil, doğrudan petrol, doğalgaz ve elektrik gibi fiziksel emtia piyasalarında pozisyon alıyorlar. Bu hamle, yüksek getiri potansiyeli kadar ciddi riskleri de beraberinde getiriyor.

  • Kripto devi Tether’den Juventus’a 1,1 milyar euroluk teklif

    Dünyanın en büyük stablecoin ihraççısı Tether, İtalya’nın köklü futbol kulübü Juventus’u satın almak için 1,1 milyar euroluk tamamı nakit bir teklif sundu. Ancak Agnelli ailesinin holdingi Exor, teklifi oybirliğiyle reddetti. Girişim, kripto sermayesinin geleneksel spor kulüplerine yönelişini ve Juventus üzerindeki güç mücadelesini yeniden gündeme taşıdı.

  • Sağlıkta Alarm Zili: Binlerce Doktor Yurt Dışına Gitmeye Hazırlanıyor

    Son dönemde sağlık alanındaki ağır çalışma koşulları ve sağlıkta şiddet gibi sorunlar nedeniyle çok sayıda hekimin kamudan ayrıldığı, bir kısmının ise yurt dışında çalışabilmek için gerekli belgeleri temin ettiği kamuoyunda sıkça dile getiriliyor. Bu tartışmalar sürerken, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu 2026 yılı bütçe görüşmeleri sırasında konuya ilişkin güncel verileri paylaştı.

Benzer Haberler