Sosyal Medya

Ekonomi

2021 Yılında rüzgar enerjisinin zirveye oturmasına neden olan 5 gelişme!

Sert esen rüzgarlı bir yılın daha sonuna gelindi. Yapılan yatırımlar ve gelişmelerle birlikte Türkiye’de rüzgar enerjisinin elektrik üretimindeki payı %10’a ulaştı...

2021 Yılında rüzgar enerjisinin zirveye oturmasına neden olan 5 gelişme!

Sert esen rüzgarlı bir yılın daha sonuna gelindi. Yapılan yatırımlar ve gelişmelerle birlikte Türkiye’de rüzgar enerjisinin elektrik üretimindeki payı %10’a ulaştı. 2021 yılında rüzgar enerjisinde kurulu gücün 10 GW’yi aştığının ve Türkiye’nin Avrupa’da 8., dünyada da 13. olduğunun altını çizen Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, rüzgar enerjisi alanında rekorların kırıldığı 2021 yılında ülkemizde ve globalde yaşanan gelişmeleri paylaşıyor.

İklim krizi ve çevre kirliliğiyle mücadelede temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları tüm dünyanın önceliği haline geldi. Pandeminin etkisi altında geçen son 1,5 yılda dünyanın en önemli yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olduğunu gösteren rüzgar enerjisi de bugün AB’de elektriğin %16’sını, Türkiye’de ise %10’unu karşılıyor. Özellikle son 10 yılda atılan adımlarla Türkiye’nin rüzgar enerjisinde Avrupa’da önemli bir oyuncu haline de geldiğini ve Avrupa’nın yeni iklim ve enerji hedeflerini karşılamak için de hala bazı adımlar atmaya ihtiyaç duyduğunu aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, 2021 yılında sektörle ilgili hem Avrupa’da hem de Türkiye’de yaşanan gelişmeleri aktarıyor.

1. Ülkeler daha fazla rüzgar istiyor

AB, bugün 180 GW olan kurulu gücünü 2030’a kadar 450, 2050’ye kadarsa 1.300 GW’nin üzerine çıkarmak istiyor. Örneğin Almanya’da yeni kurulan hükümet, ayağının tozuyla açıkladığı programında 2030’a kadar yeni kurulacak kapasite hedeflerini önceki hükümete kıyasla yaklaşık 50 GW daha artırarak çıtayı yükseğe taşıdı. Kurulu gücünde 10 GW’yi aşan ülkemizin de hedefi en yakın planda 20 GW. Türkiye de dahil Avrupa’daki çoğu hükümet karada ve denizde rüzgar enerjisi üretimini artırmayı planlıyorken, bu hedeflere ulaşabilmek için 2021 yılı üst seviyede yatırımlar yaparak tamamlandı.

2. Hükümetler bürokratik süreçleri kolaylaştırmak için çalışıyor

Rüzgar enerjisi sektörünün genişlemesi ve daha hızlı büyümesinin önündeki en büyük engelin bürokratik süreçler olduğunun farkında olan hükümetler, izin sürelerini kısaltmaya yönelik çalışmalara başladı. Fransa, Almanya ve İtalya, bu yıl yeni sadeleştirme önlemleri açıkladı. AB ise önümüzdeki sene izin süreçlerini nasıl iyileştirecekleri konusunda hükümetlere rehberlik etmeye hazırlanıyor.

3. AB Yeşil Anlaşması (Green Deal) önem kazandı

İklim krizine karşı en büyük adımlardan biri olan AB Yeşil Anlaşması, Covid-19 pandemisiyle birlikte daha da fazla önem kazandı. Çevre kirliliğiyle savaşmak ve iklim krizini durdurmak için yeşil yatırımlara yüzlerin döndüğü 2021’de temiz ve yenilenebilir enerji kaynağı olan rüzgara daha fazla ihtiyaç duyuldu.

4. Elektrifikasyonda artış devam etti

2021’in ilk dokuz ayında Avrupa’daki tüm yeni otomobil satışlarının %17’si elektrikliydi. Sadece Eylül ayında satılan otomobillerin %23’ü elektrikli araçtı. Türkiye’de de yaygınlığı günden güne artan elektrikli arabaların çoğalması ile temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ve rüzgardan elde edilen enerjiye olan ihtiyaç da artıyor.

5. Kurumsal enerji alım sözleşmeleri hızla artış gösterdi

2021 yılında rüzgar enerjisinde Avrupa’da kırılan bir diğer rekor ise 6 GW’lık yeni enerji alım sözleşmesi oldu. AB artık bu sözleşmeleri Yeşil Anlaşma’nın merkezinde görüyor. Komisyonun “55’e Uygun” (fit-for-55) paketi, bu tür enerjiye kolay erişim yollarının önündeki birçok engeli kaldırmayı amaçlıyor.

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler