Sosyal Medya

Ekonomi

TİSK, Türk-İş ve Hak-İş’ten kayıtdışı istihdamla mücadele vurgusu: ‘Birlikte mümkün’

Türk-İş, Hak-İş ve TİSK'in "Ortak Paylaşım Forumu 2021" hedeflerine ilişkin açıklamasında, "Kayıt dışı istihdam ve ekonomi hepimizin ortak ve derin sorunudur"

TİSK, Türk-İş ve Hak-İş’ten kayıtdışı istihdamla mücadele vurgusu: ‘Birlikte mümkün’

TİSK’in ev sahipliğinde salgın koşullarına uygun şekilde MESS Teknoloji Merkezi’nde (MEXT) kısıtlı fiziki katılımla gerçekleştirilen, Çalışma hayatının üçlü sacayağını oluşturan kamu, işçi ve işveren temsilcileri “Çalışma Hayatının Davos’u”nda bir araya geldi.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) yazılı açıklamasında, Ortak Paylaşım Forumu 2021 hedefleri ile Türk-İş, Hak-İş ve TİSK’in ortaklaşa yaptığı değerlendirme metnine yer verildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve TİSK olarak Ortak Paylaşım Forumu 2021’de İşimizin Yarınına hazırlanmak, üreten ve değer yaratan çalışma arkadaşlarımızın, işletmelerimizin, sektörlerimizin ve ülkemizin refahını ve gücünü artırmak için tek yolun ortak akıl ve sosyal diyalog ile çözüm üretmek ve “Birlikte Mümkün” demek olduğuna inanıyoruz.

İşimizin Yarını ve İşgücü Dönüşümü hususunda işçi ve işveren temsilcilerince, ülke stratejilerine uygun şekilde, tasarlanan merkez ve programların nicel ve nitel olarak artması, ülkemizin mesleki yeterlilik ve teknik beceri altyapısına örnek bir model kazandırılması ve bu modele uygun özel sektör, işçi ve işveren sendikaları ve kamu ortaklıklarının kamu desteği ile yaygınlaştırılması ile ülkemizde geleceğin gerekliliklerine uygun işgücü dönüşümünün hızlandırılması geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da ortak beklentimizdir.

İşimizin Yarınında gençlerimizin refahı ve istikbali hepimizin ortak sorumluluğudur. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da önemi vurgulanan, Ulusal Genç İstihdam Stratejisi ve Eylem Planının uygulanması ve planda hedef olarak gösterilen “2023 yılında genç işsizlik oranının yüzde 17,8 düzeylerine indirilmesini, genç işgücüne katılma oranının yüzde 46 düzeyine yükseltilmesini, eğitimde ve istihdamda yer almayan gençlerimizin oranının yüzde 20 düzeyine düşürülmesi” hedefine ulaşabilmek için özel sektör, işçi ve işveren sendikaları ve kamu ortaklığı ve desteği ile ortaya konacak somut aksiyon ve projelerin sayısının artması, geçtiğimiz yıl verdiğimiz sözlere paralel olarak hayata geçirdiğimiz Genç Dönüşüm gibi programların ölçeklendirilmesi ve yaygınlaştırılması ortak beklentimizdir. Ayrıca; kamu, işçi, işveren ve STK temsilcileri ile gençlerin dahil olduğu, disiplinler arası çalışacak ve yeni projeler hayata geçirecek bir Gençlik Komitesi kurulmasını da ortak hedef olarak belirledik.

Bir diğer önemli konu olan İşimizin Yarınında Kadın konusunda da kadınların istihdama katılımında kaydettiğimiz düşük oranları ortak sorunumuz olarak benimsiyoruz. Ülkemizin güçlenmesi ve rekabet gücünün artması için bu alanda gelişim sağlamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Kadınların ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi yaşamın tüm alanlarında toplumsal hayata katılımları ile işgücü piyasasında istihdamları ile istihdamda kalma sürelerini arttıracak programların hayata geçirilmesi ve sayılarının artırılması geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ortak beklentimizdir.

Yetkinlikleri uygun genç kadınlarımızın iş dünyasının beklentilerine uygun olarak mesleki eğitim almaları ve istihdama kazandırılmaları; ekonomik ve sosyal bütün işkollarında kadın çalışan sayısını artıracak kota uygulamaları gibi kuralların, başta kamu yönetimi olmak üzere iş yaşamının tüm alanlarında uygulanması ortak hedefimizdir.

Kadınların yöneticilik pozisyonlarındaki temsillerinin artırılmasını desteklemek amacıyla, geleceğin liderleri olmaya uygun yetkinlikler taşıyan genç üniversite öğrencisi kızlar ile genç kadın çalışanların liderlik vasıflarını ve özgüvenlerini destekleyecek bir eğitim programını, Genç Kadın Liderler Programını uygulamaya aldık. Genç kadınların kişisel gelişimlerine destek sağlayacak benzer programların kamu desteği ile ölçeklendirilmesi ve yaygınlaştırılması ortak beklentimizdir.

Ayrıca, çalışma hayatını direkt ve dolaylı etkileyen tüm konularda kamu, işçi, işveren ve STK temsilcilerinin dahil olduğu ve disiplinler arası çalışacak ortak bir kadın komitesini hayata geçirdik. Kadına şiddet başta olmak üzere, kadınların her alanda güçlendirilmesi ile hepimizin ortak sorunu olan tüm konular üzerinde çalışmak amacıyla toplanan bu komitenin ilgili kamu kuruluşlarımıza girdi sağlayacak çıktılar üretmesi ve etkinliğini artırması da ortak hedefimizdir.

Son olarak, kayıt dışı istihdam ve ekonomi hepimizin ortak ve derin sorunudur. Devletimize milyarlarca lira kaynak kaybına yol açan, etik ve ahlaklı şekilde çalışan ve üreten çalışma arkadaşlarımıza ve işletmelerimize zarar veren, haksız rekabet ortamı yaratan bu soruna bütüncül ve kapsamlı bir çözüm stratejisi ve eylem planı ile yaklaşılması ortak beklentimizdir.

Sendikal örgütlülüğün olduğu işyerlerinde kayıt dışı istihdamın olamayacağı gerçeğinden hareketle, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılarak sendikal örgütlenmenin olduğu işyerlerine destek verilmesi ortak talebimizdir. Yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren kayıtlı ve örgütlü işletmeleri destekleyecek ve bu işletmeleri ayrıştıracak “Beyaz Bayrak” uygulamasının bu sene içinde hayata geçirilmesi ortak beklentimizdir.

Ortak beklentilerimizi ve hedeflerimizi aktardığımız bu hayati konularda kamunun da desteği ile üçlü sosyal diyalogun ayrılmaz parçaları olarak “Birlikte Mümkün” dediğimiz her işte başarıya ulaşacağımıza olan inancımız tamdır”

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler