Sosyal Medya

Genel

Türkiye Neden Güney Asya ile Yakından İlgileniyor?

Türkiye’nin Güney Asya’ya yönelik ilgisi yeni değil. Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze uzanan bu ilgi, tarihsel bağlar, İslam dünyasındaki liderlik iddiası ve güncel jeopolitik hesaplarla yeniden güç kazanıyor. Ankara’nın özellikle Pakistan merkezli olarak Güney Asya’daki etkisini artırma çabası, hem ideolojik hem de stratejik nedenlere dayanıyor.

Türkiye Neden Güney Asya ile Yakından İlgileniyor?

Özet:


Türkiye’nin Güney Asya’ya yönelik ilgisi yeni değil. Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze uzanan bu ilgi, tarihsel bağlar, İslam dünyasındaki liderlik iddiası ve güncel jeopolitik hesaplarla yeniden güç kazanıyor. Ankara’nın özellikle Pakistan merkezli olarak Güney Asya’daki etkisini artırma çabası, hem ideolojik hem de stratejik nedenlere dayanıyor.

Tarihsel Arka Plan: Osmanlı’dan Babürlere

Türkiye ile Güney Asya arasındaki bağların temeli beş yüzyıl öncesine uzanıyor. Osmanlı İmparatorluğu, Orta Doğu’ya yayıldıktan sonra Hint Okyanusu’na açılmış; Portekiz İmparatorluğu ve Safevi İranı ile rekabet içinde Güney Asya’daki Müslüman devletlerle ilişki kurmuştu.

Osmanlılar, özellikle 16. yüzyılda Hindistan’da Babür İmparatorluğu’nun kuruluşunda belirleyici rol oynadı. Osmanlı topçuluğu ve ateşli silah teknolojisi, Babürlerin Hint altkıtasında askerî üstünlük kurmasını sağladı. Babürler ile Osmanlılar zaman zaman rekabet etse de, iki imparatorluk arasında Safevilere karşı iş birliği dikkat çekti.

Halifelik ve Sömürgecilik Dönemi

  1. yüzyılda Babür İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla birlikte Osmanlı’nın sembolik önemi arttı. Osmanlı, sömürgeleştirilmeyen tek büyük Müslüman imparatorluk olarak Hint Müslümanları için bir umut ve meşruiyet kaynağı haline geldi.

İngiliz sömürge döneminde Hint Müslümanları, Osmanlı halifeliğini korumak için Hilafet Hareketi’ni başlattı. Halifeliğin 1924’te kaldırılması, bu bağı zayıflatsa da tamamen koparmadı. Hatta Haydarabad Nizamlığı, halifeliğin Hindistan’da yeniden ihyasını dahi gündeme getirmişti.

Günümüzde Yeniden Canlanan İlgi

Son yıllarda Türkiye’nin Güney Asya’ya ilgisi yeniden belirginleşti. Bu ilginin arkasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde şekillenen ve “neo-Osmanlıcı” olarak tanımlanan dış politika yaklaşımı bulunuyor. Bu perspektif, Türkiye’nin İslam dünyasında daha görünür ve etkili bir rol üstlenmesini hedefliyor.

Bu çerçevede Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkiler dikkat çekici biçimde derinleşti. Pakistan, tarihsel olarak Babür mirasına sahip çıkarken, Türkiye de Osmanlı geçmişini dış politikada sembolik ve ideolojik bir araç olarak kullanıyor. Azerbaycan ile birlikte bu üç ülke, gayriresmî biçimde “üç kardeş” olarak anılan bir savunma ve güvenlik yakınlaşması içinde görülüyor.

Askerî ve Stratejik Boyut

2025 yılında yaşanan Hindistan–Pakistan gerilimi sırasında Türkiye’nin Pakistan’a askerî ekipman ve istihbarat desteği sağladığına dair haberler, Ankara’nın Güney Asya’daki rolünü daha görünür hale getirdi. Hint makamlarının, Delhi’deki Kızıl Kale saldırısında Türk bağlantılı bir unsurdan söz etmesi de bu gerilimi artırdı.

Türkiye açısından Pakistan ile kurulan bağlar; savunma sanayi ürünlerini tanıtmak, Orta ve Güney Asya’da güç projeksiyonu yapmak ve bölgesel rakip İran’ı dengelemek açısından stratejik önem taşıyor.

İdeoloji mi, Jeopolitik mi?

Türkiye’nin Güney Asya ilgisi çoğu zaman İslam dünyasındaki liderlik iddiasıyla açıklansa da, asıl belirleyici unsur jeopolitik hesaplar olarak öne çıkıyor. Ankara, Pakistan üzerinden Orta Asya’ya ve Hint Okyanusu’na uzanan bir etki alanı oluşturmayı hedefliyor.

Bu yaklaşım, Türkiye’nin Hindistan karşıtlığından ziyade, Müslüman dünyada alternatif bir merkez olma arzusuyla bağlantılı. Ancak Türkiye’nin Keşmir meselesinde Pakistan’ı desteklemesi ve Hindistan’ın Yunanistan ile Ermenistan’la yakınlaşması, Ankara–Yeni Delhi hattında gerilimi besleyen unsurlar arasında yer alıyor.

Güney Asya’da Türkiye Algısı

Pakistan’da Türk dizileri ve popüler kültürü büyük ilgi görürken, Türkiye birçok Pakistanlı için “örnek alınacak bir model” olarak algılanıyor. Bu yumuşak güç unsuru, Türkiye’nin bölgedeki etkisini pekiştiriyor.

Buna karşın Türkiye–Hindistan ticari ilişkileri sınırlı kalmaya devam ediyor. İki ülke arasında hem diplomatik hem de stratejik düzeyde ciddi görüş ayrılıkları bulunuyor.

Sonuç: Tarih Tekerrür mü Ediyor?

Türkiye ile Güney Asya arasındaki ilişkiler, tarih boyunca din ve jeopolitiğin kesiştiği noktalarda yeniden canlandı. Osmanlıların Portekiz ve Safevilere karşı Güney Asya’ya uzanmasından, Babürlerin kuruluşuna; Hilafet Hareketi’nden günümüz neo-Osmanlı söylemine kadar bu ilgi kesintili ama kalıcı oldu.

  1. yüzyılda Orta Doğu, Güney Asya ve Orta Asya’daki karmaşık jeopolitik denklemler içinde, Türkiye’nin Güney Asya’ya dönük ilgisinin yeniden artması, bu tarihsel sürekliliğin güncel bir yansıması olarak değerlendiriliyor.


Kaynak: The Diplomat

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz?
Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir.
Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler