Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Düşük büyüme artık Avrupa’nın en büyük finansal istikrar riski

Avrupa Birliği’nde bankacılık sistemi uzun süredir finansal istikrarın ana risk unsuru olarak görülüyordu. Ancak gelinen noktada tablo tersine dönmüş durumda. Avrupa için asıl tehdit artık bankalar değil, kalıcı hale gelen düşük büyüme. Aşırı karmaşık ve ağır düzenleyici çerçeve, kredi kapasitesini sınırlayarak yatırımları baskılıyor ve uzun vadede finansal istikrarsızlığı bizzat besleyen bir faktöre dönüşüyor.

Düşük büyüme artık Avrupa’nın en büyük finansal istikrar riski

Avrupa Birliği’nde bankacılık sistemi uzun süredir finansal istikrarın ana risk unsuru olarak görülüyordu. Ancak gelinen noktada tablo tersine dönmüş durumda. Avrupa için asıl tehdit artık bankalar değil, kalıcı hale gelen düşük büyüme. Aşırı karmaşık ve ağır düzenleyici çerçeve, kredi kapasitesini sınırlayarak yatırımları baskılıyor ve uzun vadede finansal istikrarsızlığı bizzat besleyen bir faktöre dönüşüyor.


Avrupa düzenleme yükünü nihayet kabul ediyor

Geçtiğimiz hafta AB maliye bakanları, Avrupa Komisyonu’na finansal düzenlemelerin sadeleştirilmesi ve hızlandırılması çağrısında bulundu. Oybirliğiyle alınan bu karar, 27 üye ülkenin ilk kez yüksek sesle kabul ettiği bir gerçeğe işaret ediyor: Avrupa’nın finansal regülasyon sistemi artık fazla ağır, fazla karmaşık ve çağın gerisinde.

Ancak bu tespitin arkasında daha derin bir sorun yatıyor. Avrupa’nın karşı karşıya olduğu en büyük finansal istikrar riski, bankacılık sistemi değil; düşük büyümenin kendisi. Güçlü ve sürdürülebilir büyüme olmadan ne refah, ne güvenlik ne de stratejik özerklik mümkün.


ABD ve İngiltere yön değiştirdi, Avrupa geride kaldı

ABD ve İngiltere bu gerçeği çoktan fark etmiş durumda. Washington, “Basel III endgame” olarak bilinen sıkı sermaye kurallarının önemli bölümlerini geri çekmeye başladı. Amaç açık: kredi kanallarını açmak ve yatırımı teşvik etmek.

İngiltere Merkez Bankası da benzer bir adım atarak bankaların sermaye yükümlülüklerini aşağı yönlü revize etti. Mesaj net: Reel ekonomiyi finanse eden kurumları sürekli sıkıştırarak büyüme sağlanamaz. Güçlü büyüme ile finansal istikrar birbirinin alternatifi değil; tam tersine birbirini besleyen unsurlar.

Avrupa ise sorunu kabul etmekle yetiniyor, çözümde ise ağırdan alıyor. Mario Draghi’nin Avrupa rekabet gücüne ilişkin kapsamlı raporunun üzerinden bir yılı aşkın süre geçmesine rağmen, özellikle düzenleyici sadeleşme ve yatırım kapasitesine dair öneriler büyük ölçüde hayata geçirilmiş değil.


Avrupa ekonomisi banka kredilerine bağımlı

Bu gecikme kritik. Çünkü Avrupa ekonomisi, sermaye piyasalarından ziyade banka kredileri üzerinden işliyor. Büyük şirketlerin borç finansmanının yaklaşık %80’i bankalar aracılığıyla sağlanıyor.

Mevcut düzenleyici yapı ve denetim otoritelerinin ek sermaye tamponları, finansman kapasitesini 2,7 ila 4,1 trilyon euro arasında daraltıyor. Bu rakam;

  • 100 milyon KOBİ kredisine,

  • 20 milyon konut kredisini finanse edecek büyüklüğe,

  • Ya da Avrupa’nın yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve savunma yatırımlarının tamamına eşdeğer.

Bu tablo, sistemin Avrupa’yı korumaktan çok geride bıraktığını gösteriyor. Düşük büyüme sorunu çözülmezse, bizzat kendisi bir finansal istikrarsızlık kaynağına dönüşüyor.


Brüksel için üç acil reform başlığı

Avrupa rekabet gücü ve uzun vadeli güvenlik hedeflerinde samimiyse, üç alanda net adımlar atmak zorunda.

1. Düzenleme yığılmasını durdurmak

Sorun yalnızca düzenleme sayısı değil; birbirini tekrarlayan, aşırı ihtiyatlı ve üst üste binen kurallar. Özellikle “seviye 2 ve 3” düzenlemeler ile fiili sermaye ekleri yaratan denetim uygulamaları netliği bozuyor. Bu yığılmanın dondurulması ve sermaye gereksinimlerindeki çakışmaların temizlenmesi ilk adım olmalı. ECB’nin bu sorunu artık kabul etmesi olumlu bir gelişme.

2. Kural yapım sürecini modernize etmek

Yeni düzenlemeler için bağımsız maliyet-fayda analizleri, düzenli gözden geçirme mekanizmaları ve kademeli uygulama takvimleri şart. İlke bazlı bir düzenleme anlayışı, kurumların gerçek risklere odaklanmasını sağlayarak “kutucuk işaretleme” yaklaşımını geride bırakabilir.

3. Denetim modelini reforme etmek

Avrupa, denetim otoritelerine büyüme ve rekabet gücü konusunda ikincil bir görev tanımı vermeli. İngiltere bu adımı attı. Politikalar tek hedefle tasarlanamaz. Aksi halde, tıpkı sadece vergi toplamaya odaklanan bir maliye politikasının sürdürülemez hale gelmesi gibi, aşırı ihtiyat da ekonomik yapıyı boğar.


İstikrar mı, büyüme mi? Yanlış soru

Bu reform çağrıları finansal istikrarı zayıflatmak anlamına gelmiyor. Aksine, daha akıllı düzenleme Avrupa’nın asıl hedeflerine hizmet eder: daha güçlü büyüme, daha yüksek yatırım, artan rekabet gücü ve gerçek stratejik özerklik.

Avrupa’nın bankaları ve şirketleri dünya standartlarında. Sorun, onların etrafını saran çerçevenin verimsizliği.


Küresel sonuçları olan bir mesele

Bu yalnızca Avrupa’nın meselesi de değil. JPMorgan CEO’su Jamie Dimon’un da vurguladığı gibi, Avrupa’nın zayıflığı küresel bir risk. ABD ile Avrupa hâlâ birbirinin en büyük ticaret ortağı ve en yakın müttefiki. Daha dinamik ve rekabetçi bir Avrupa, küresel istikrara doğrudan katkı sağlar.

Avrupa bugün bir yol ayrımında:
Ya gereksiz karmaşıklığı azaltıp sermaye yükünü hafifleterek uzun vadeli refahın önünü açacak,
ya da yarının rekabet gücünü, dünkü araçlarla yönetmeye çalışmanın bedelini ödeyecek.


Kaynak: Financial Times, Ana Botin – IIF Chair

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]

BAKMADAN GEÇME

  • Konutta umutlar başka bahara: Satışlar yavaşladı, reel fiyatlar yerinde sayıyor

    2025’e faiz indirimleriyle güçlü başlayan konut sektörü, yılın son çeyreğinde belirgin bir ivme kaybı yaşadı. Kasım itibarıyla konut fiyatları nominal olarak yükselmeye devam etse de reel artış neredeyse sıfırlandı. Satışlar ekim ve kasım aylarında düşüşe geçerken, yüksek kredi faizleri ve belirsizlikler hem oturum amaçlı alıcıyı hem de yatırımcıyı beklemeye itti. Sektörde canlanmaya dair beklentiler büyük ölçüde 2026 yılına ötelenmiş durumda.

  • İngiltere Enflasyonu Beklentilerin Altında: Faiz İndirimi İhtimali Artıyor

    İngiltere’de Kasım ayında yıllık enflasyon, piyasa beklentilerinin altında kalarak yüzde 3,2 seviyesinde gerçekleşti. Bu rakam, ekonomistlerin yüzde 3,5, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) ise yüzde 3,4 tahminlerinin altında kaldı ve ülke genelinde enflasyon sekiz ayın en düşük seviyesine geriledi. Beklenenden hızlı düşüş, BoE’ye faiz indirimi için potansiyel bir alan sundu.

  • TCMB Tarafından Faaliyet İzni İptal Edilmişti: Mahkeme, Papara Lehine Yürütmeyi Durdurma Kararı Verdi

    TCMB tarafından faaliyet izni iptal edilen Papara hakkında mahkemeden yeni bir karar çıktı. Papara’nın, söz konusu iptal kararına karşı açtığı yürütmenin durdurulması talepli davada mahkeme, şirket lehine karar verdi.

  • TÜİK: Kasım 2025’te Taşıt Kayıtları Aylık Arttı, Yıllık Geriledi

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Motorlu Kara Taşıtları Kasım 2025 istatistiklerini yayımladı. Buna göre Kasım ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre artış gösterirken, geçen yılın aynı ayına kıyasla düşüş kaydetti. Otomobil ve kamyonet kayıtlarında yükseliş öne çıkarken, motosiklet ve traktörde belirgin bir gerileme yaşandı. Elektrikli ve hibrit araçların payındaki artış ise devam etti.

  • GÜNÜN Stratejisi: Zayıf dolar, düşen petrol, Türkiye için destekleyici zemin

    Küresel piyasalarda zayıf dolar teması korunurken, petrol fiyatları son yılların en düşük seviyelerine gerileyerek enerji ithalatçısı ülkeler için önemli bir rahatlama alanı yarattı. ABD’de açıklanan istihdam verileri resesyon korkularını artırmazken, Fed’in “bekle-gör” duruşu korunuyor. Düşen enerji maliyetleri, güçlü rezerv pozisyonu ve iyileşen risk algısıyla birlikte Türkiye varlıkları için olumlu zemin güçleniyor. TL ve TL cinsi varlıklar açısından pozitif görünüm korunuyor.

  • Piyasaların Gündemi: BoJ’da Faiz Artışı Beklentisi Güçleniyor, Piyasalar Ueda’nın Açıklamalarına Odaklandı

    ING Global’in değerlendirmesine göre, piyasalarda Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) bu hafta yapması beklenen 25 baz puanlık faiz artışı büyük ölçüde fiyatlanmış durumda. Bu nedenle yatırımcıların asıl odağı, BoJ Başkanı Kazuo Ueda’nın basın toplantısında vereceği mesajlara çevrilmiş bulunuyor. Raporda, piyasa faizlerindeki yükselişe dair hassasiyetler nedeniyle Ueda’dan belirgin biçimde şahin bir duruş beklenmediği vurgulanıyor.

  • Günün Başlıkları: Piyasalar Yoğun Veri Gündemiyle ABD Verilerine Odaklandı

    Yurt içinde veri akışı görece sakin seyrederken, küresel piyasalarda gözler ABD perakende satışlar verisi ve tahvil ihalelerine çevrildi. Gün boyunca Avrupa ve ABD’den gelecek enflasyon, güven endeksleri ve merkez bankası yetkililerinin açıklamaları fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacak.

  • Bitwise’tan çarpıcı kripto tahminleri: 2026’yı şekillendirebilecek 10 öngörü

    Varlık yönetim şirketi Bitwise, 2026’ya ilişkin yayımladığı kapsamlı raporda kripto piyasalarının yeni bir döneme girdiğini savunuyor. Bitcoin’in fiyat dinamiklerinden ETF’lerin rolüne, düzenleyici çerçeveden kurumsal benimsemeye kadar uzanan 10 iddialı tahmin; kriptonun artık spekülatif bir alan olmaktan çıkıp ana akım finansın kalıcı bir parçası haline geldiğine işaret ediyor.

  • 2026’ya geri sayım: Portföy dağılımı, sektör tercihleri ve euro/dolar beklentisi

    2026’ya yaklaşırken yatırımcıların odağında portföy dağılımı, hangi varlık sınıflarının öne çıkacağı ve küresel–yerel risklerin stratejileri nasıl şekillendireceği yer alıyor. Trump’ın nadir elementler üzerinden başlattığı yeni emtia rekabeti, faiz indirim süreci ve jeopolitik belirsizlikler; emtia, tahvil ve hisse senedi dengesi açısından belirleyici olacak.

  • Bunun adı başarısızlık! Emeklinin trajedisi, Eğitim sorunu & fahiş kiralar| Kerim Rota & Ömer Gencal

    Mesele Ekonomi kanalında yayınlanan "Pusula" programının bu bölümünde ekonomistler Kerim Rota ve Ömer Gencal, Türkiye'nin derinleşen sosyal ve ekonomik krizlerini ele alıyor. Program, Kerim Rota'nın CHP Cumhurbaşkanlığı aday ofisinde "Gölge Hazine ve Maliye Bakanı" olarak görev alacağını ve bu nedenle programdan ayrılacağını duyurmasıyla özel bir önem taşıyor.

  • Erdoğan’ın mal varlığını paylaştı: CHP’li Yavuzyılmaz hakkında 8 yıla kadar hapis ve siyasi yasak talebi

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994 yılına ait olduğunu söylediği mal varlığı belgesini sosyal medyada paylaşmasının ardından hakkında hazırlanan dokunulmazlık fezlekesini kamuoyuyla paylaştı. Savcılık, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak” ile “cumhurbaşkanına hakaret” iddiaları kapsamında Yavuzyılmaz için 4 ila 8 yıl arası hapis ve siyasi yasak talep ediyor.

  • ABD verileri sonrası piyasalar yön arıyor, Venezuela kararı petrolü sıçrattı

    Küresel piyasalarda hisse senetleri, ABD’den gelen karışık istihdam verilerinin faiz beklentilerini değiştirmemesiyle yatay bir seyir izledi. Petrol fiyatları ise ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela’ya yönelik sert yaptırım adımı sonrası yükseldi. Yatırımcılar şimdi gözlerini ABD enflasyonu ve büyük merkez bankalarının kararlarına çevirmiş durumda.

  • 🌍 Ipsos 2026 Öngörüleri Raporu Yayınlandı: Dünya Yeni Yıldan Ne Bekliyor?

    İpsos'un 30 ülkede gerçekleştirdiği dev araştırma, 2026 yılına dair küresel ruh halini ortaya koydu. 2025'in siyasi ve ekonomik çalkantılarını geride bırakan dünya, bir yandan umutlu bir yandan ise "kaos" ve "resesyon" endişesiyle dolu.

Benzer Haberler