Sosyal Medya

Genel

Niye İngilizce konuşamıyoruz?

Kalkınmanın yolu İngilizce'den geçer

Niye İngilizce konuşamıyoruz?

Türkiye’de İngilizce Öğretimi Neden Başarısız? Sınav Baskısı mı, Müfredat Kaosu mu?

Türkiye, uzun yıllardır yabancı dil, özellikle de İngilizce öğretiminde istenilen seviyeye ulaşamıyor. Bu kronik sorun neden kaynaklanıyor? Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ufuk Keleş ile bir araya gelerek, dil eğitimimizin temel aksaklıklarını, sık değişen müfredatın etkilerini ve pratik eksikliğinin yol açtığı “Anlıyorum ama konuşamıyorum” sendromunu masaya yatırdık.


1. 🎯 Temel Sorun: İletişim Aracı Değil, Sınav Dersi

Dr. Keleş’e göre, İngilizce öğretimindeki başarısızlığın ilk ve en belirgin sebebi sınav odaklı öğrenme yaklaşımıdır.

“Türkiye’de gerek öğretmenler gerek veliler ve gerekse öğrenciler İngilizceyi bir iletişim aracı olmaktan ziyade, sınavlarda doğru şıkları işaretlemeleri gereken bir ders olarak görüyorlar.”

Günümüzde kabul gören yöntem, okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerini önceliklendiren İletişime Dayalı Dil Öğretimi‘dir. Ancak sınav odaklı yaklaşım, dilbilgisi ve kelime öğretimini öne çıkararak dört temel beceriyi arka plana itiyor. Bu durum, yaygın olarak karşılaşılan “Anlıyorum ama konuşamıyorum” sorununa yol açıyor.

Dahası, öğretmenlerin de çoğunlukla sınav odaklı sistemde yetişmiş olması, meslek içi eğitim eksikliği ve dili günlük hayatta kullan(a)mama gibi faktörler, beceriye dayalı öğretimde zorluk yaratıyor.


2. 🔄 Müfredat Kaosu: İstikrarsızlık ve Maliyet Yükü

Dil öğretiminin sadece akademik değil, aynı zamanda ekonomik ve politik yönleri olduğunu vurgulayan Keleş, sürekli ve sil baştan müfredat değişikliklerinin istikrarsızlık yarattığını belirtiyor.

  • Süreksizlik: Eğitimde kalite için sabit ve uzun vadeli bir plan gerekirken, birkaç yılda bir yön değiştirilmesi, öğretmenlerin derinleşmesine ve yöntem geliştirmesine engel oluyor.

  • Maliyet: Türkiye Maarif Modeli gibi topyekûn değişiklikler, yeni kaynaklar, kitaplar ve ölçme yöntemleri gerektirerek ciddi bütçeler tüketiyor. Keleş, “Belki de sil baştan yeni bir müfredat oluşturmak yerine mevcut müfredatı günümüz fırsatları ile zenginleştirmek çok daha etkili sonuçlar verebilir” önerisinde bulunuyor.


3. 🗣️ Dilbilgisel Farklılıklar ve Pratik İmkânsızlığı

A. Türkçe’nin Yapısal Etkisi

Türkçe’nin eklemeli (Aglütinatif) bir dil olması ve İngilizce ile yapısal olarak çok farklı olması, öğrenme sürecini zorlaştırıyor. Türkçe düşünen öğrencilerin, kelime sırası ve cümle mantığı gibi konularda zorlanması, bu farklılıklardan kaynaklanıyor. Ancak Keleş, bunun aşılmaz bir engel olmadığını, fakat öğretim yöntemlerinin bu mantıksal farkları destekleyecek şekilde tasarlanması gerektiğini belirtiyor.

B. Pratik Yapma Eksikliği

Dil öğrenmenin altın kuralının kullanmak olduğunu hatırlatan Keleş, Türkiye’de öğrencilerin İngilizceyi gerçek iletişim ortamlarında kullanma şansının çok az olduğunu belirtiyor.

“İngilizcede bir söz var: Use it if you don’t want to lose it! (Kaybetmek istemiyorsan, kullan!)”

Okul dışı öğrenme (enformel öğrenme) olanaklarının (İnternet, çevrimiçi araçlar) artmasına rağmen, bu fırsatların örgün eğitime entegre edilmesinde yavaş davranıldığı görülüyor.

C. Altyapı ve Öğretmenlerin Rolü

Keleş, kalabalık sınıflar, teknolojik ekipman yetersizliği ve bazı okullarda öğretmen eksikliği gibi altyapı sorunlarının yabancı dil öğrenimini kâğıt üzerindeki planların çok gerisine düşürdüğünü kabul ediyor. Ancak öğretmenlerin, şartlar sağlanmadığında bile eldeki imkanlarla en iyisini yapma becerisi kazanması gerektiğini vurgulayarak, mesleki formasyonun önemine dikkat çekiyor.


Sonuç ve Öneri

Dr. Keleş, dil öğretim politikalarının daha verimli hale gelmesi için akademisyen, öğretmen ve bilim insanlarının araştırmalarını Türkiye’de dil öğretimini iyileştirme amacına odaklaması ve politikaların okul-aile-toplum üçgeni içerisinde daha gerçekçi hedeflerle belirlenmesi gerektiğini ifade ediyor.

“Müfredatı tamamen değiştirmek yerine mevcut müfredatı günümüz fırsatları ile zenginleştirmek çok daha etkili sonuçlar verebilir.”

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler